AKSARAY BOŞANMA AVUKATI-AKSARAY AİLE HUKUKU AVUKATI

AKSARAY BOŞANMA AVUKATI-AKSARAY AİLE HUKUKU AVUKATI

AKSARAY BOŞANMA AVUKATI-AKSARAY AİLE HUKUKU AVUKATI


AKSARAY BOŞANMA AVUKATI-AKSARAY AİLE HUKUKU AVUKATIAKSARAY BOŞANMA AVUKATI-AKSARAY AİLE HUKUKU AVUKATI

BOŞANMA DAVASI CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

 

KAYSERİ 6. AİLE MAHKEMESİNE

 

 

DOSYA NO: 2023/...E.

 

CEVAP VEREN DAVALI: 

 

VEKİLİ: AVUKAT GİZEM GÜL UZUN,

ADRES: Sahabiye Mahallesi Teoman Sokak Avukatlar

İş Hanı Bina No:9 Kat:5 Daire No:501 Kocasinan/KAYSERİ 

 

DAVACI: 

 

VEKİLİ: 

 

KONU: Davacının dava dilekçesine karşı cevaplarımızdan ibarettir.

 

AÇIKLAMALAR: 

 

Yukarıda esas numarası yazılı dosyada ekli vekaletname uyarınca davalı vekili olarak bulunmaktayım. Müvekkil aleyhinde ikame edilen davanın dava dilekçesi müvekkile tebliğ edilmiş olup süresinde cevap dilekçemizi mahkemenize sunuyoruz.

Davacı taraf ve müvekkilimiz, 2011 yıldında evlenmişlerdir. Bu evlilikte tarafların 11 ve 5 yaşlarında olmak üzere iki erkek çocukları bulunmaktadır.

 

 

 1- Davacı taraf dilekçesinde, evliliklerinin davalı ve annesinin ısrarıyla alelacele evlendiğini söylemesi, davalının garip hareketleri olduğunu söylemesi, davalının sürekli öfke patlamaları ve öfke nöbetleri yaşadığı, evlilik birliliği boyunca sürekli öfkeli olduğu, davalının, eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığı, davalının psikolojik sorunları olduğu, davalının çocuklarının gözü önünde eşini darp ettiği, davacıyı evlilik birliğinde yalnız bıraktığı, davacının 12 yıllık evliliği boyunca tek taraflı çabaladığını söylemesi, evlilik boyunca davalının fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, davacıya eş gözüyle değil köle gözüyle bakması, ve bu şiddetlerin eziyet seviyelerine kadar arttığı iddia edilmiş olup, davacının müvekkili mahkeme nezdinde kötüleme amacı taşıyan asılsız beyanlarını kabul etmiyoruz. Şöyle ki :

 

2-TARAFLAR UZUN SÜRE SEVGİLİ OLARAK KALDIKTAN SONRA EVLENMİŞTİR.

 

Müvekkilim, davacıyla 5 aylık bir flört döneminin ardından 3-4 aylık bir süre de nişanlı olarak kalmıştır. Kız isteme ve benzeri fasıllar acele olmuştur. Çünkü müvekkilimizin eşi davacı kadın kendi babasının yani müvekkilin kayınbabasının çok sinirli ve agresif bir kişilik yapısına sahip olduğunu müvekkilimize beyan etmiştir. Bu yüzden davacı eş, baba evinde çok rahatsız olduğunu müvekkile beyan etmiştir, bu sebeple davacı evlilik konusunda acele etmiştir. Tarafların Flört ve nişanlılık dönemlerinde davacı eş tekstil fabrikasında çalışmaktadır. Bu süreçte taraflar sürekli olarak iş çıkışında görüşmüş olup, beraber gezmiş, mağaza ve restoranlarda birlikte vakit geçirmişlerdir. Dolayısıyla davacının iddia ettiği gibi tarafların iki ay gibi kısa bir sürede evlenmiş oldukları iddiası asılsız ve mesnetsizdir.

 

3- TARAFLAR GÖRÜCÜ USULÜYLE DEĞİL ARKADAŞ VASITASIYLA TANIŞMIŞ OLUP, BERABER VAKİT GEÇİRMİŞ, BİRBİRLERİNİ SEVEREK EVLENMİŞLERDİR.

 

Taraflar, davalının kız kardeşi Simge'nin bir arkadaşı vasıtasıyla tanışmışlardır. Davalının kız kardeşi Simge, müvekkile "tekstil fabrikasında çalışan bir kız var, evlenmeyi düşünüyormuş, istersen görüşün, birbirinizi tanıyın" şeklinde beyanda bulunmuştur. Müvekkil de bu söylem üzerine davacı ile özellikle iş çıkışları buluşmuş olup, uzun süre görüşmüşlerdir. Tarafların uzun süre görüşmüş olmalarından mütevellit taraflar birbirlerini detaylı şekilde tanıma fırsatı bulmuşlardır. Yine tarafların her ikisi de evlilik düşündüğü için, oturup konuşmuşlar, görüşleri ve fikirleri birbirlerine uygun olunca evlenmeye karar vermişlerdir.

 

4- MÜVEKKİLİMİN PSİKOLOJİK SORUNLARI YOKTUR VE BU NEDENLE İLAÇ KULLANMAMAKTADIR.

 

Müvekkilimizin psikolojik rahatsızlıkları yoktur. Yine müvekkilimin ailesi davacıya, davalının psikolojik rahatsızlığının olduğunu hiçbir zaman söylememiştir. Müvekkilim guatr hastası olduğu için ameliyat olmuştur ve bu hastalığından dolayı bazı ilaçlar kullanmıştır. Belirli bir zaman sonra bu kullandığı ilaçlardan dolayı içinde bir bulantı ve halsizlik olduğu için Eski Devlet Hastanesindeki Doktor İlkay Güler, müvekkili psikiyatri bölümüne sevk etmiştir. Müvekkilim psikiyatri bölümüne gittiğinde orada müvekkile iki adet ilaç yazılmış ve doktor müvekkilime "bunları kullandıktan sonra tekrar kontrole gel " demiştir. Müvekkilim, toplamda psikiyatri bölümüne üç kez gitmiştir, bunun sebebi de müvekkilimin içindeki bulantı ve halsizliktir. Müvekkilim ilaçları içtikten sonra midesindeki bulantı geçmiş olup, haliyle ilaçları kullanmasına daha sonrasında gerek görülmemiştir. Zaten müvekkilimin doktoru da ilaçları bulantısı geçip, "kendini iyi hissedince azalta azalta bırakabilirsin" demiştir. Müvekkilim bu şekilde yaparak ilaçları kullanmayı azaltıp, ilaçları bir yerden sonra bırakmıştır.

 

5- MÜVEKKİLİM EŞİNİ HİÇBİR ZAMAN DARP ETMEMİŞTİR, EŞİNİN SÜREKLİ KORKU HALİNDE OLMASINI GEREKTİREN BİR DURUM SÖZ KONUSU OLMAMIŞTIR.

 

Müvekkilim eski arabası hakkında eşine, "ölmüş babam bile gelse arabamızın anahtarını verme", demiştir. Davacı, müvekkilimin bu uyarısına rağmen arabanın anahtarını müvekkilimin erkek kardeşine vermiştir. Müvekkilimin kardeşi, eşinin anahtarı verdiği gün müvekkilimin arabasıyla kaza yapmıştır ve müvekkilimin arabası pert olmuştur. Müvekkilim kardeşinin kaza geçirmesinin de şokuyla müvekkilim eşine karşı sitem etmiştir. Müvekkilim bu olayda da eşini darp etmemiştir.Davacı, müvekkilimden sürekli şiddet gören ve bu yüzden müvekkilimden korkan bir eş olsa o anahtarı müvekkilimin kardeşine zaten vermezdi. Müvekkilim, eşini ve çocuklarını seven, özel günlerinde ailesine pasta ve hediyeler alan, asgari ücretle ev geçindiren bir baba olmasına rağmen karısına sürekli güzel kıyafetler alan hatta karısının kişisel bakımları (lazer-epilasyon gibi) için bile karısına para vermiştir. Müvekkilim evlilik süresi içinde eşi çalışmadığı için belki para istemeye çekinir diye eşinin cebini hiçbir zaman boş bırakmamış, eşine sürekli para vermiştir.

Kısaca, müvekkil ile eşi arasında olan sorunlar sadece ve sadece müvekkilimizin eşinden bilahare ricada bulunduğu ancak davacı eşin bu ricaları yerine getirmediği hususlardan kaynaklı olmuştur.

 

6- MÜVEKKİLİM EŞİNE, ÇOCUKLARINA HATTA GÜNLÜK HAYATTA İLETİŞİMDE OLDUĞU İNSANLARA DAHİL SİNİRLİ VE ÖFKELİ BİR YAKLAŞIMDA DEĞİLDİR.

Müvekkilim, evlilik birliği boyunca karısına ve çocuklarına karşı öfkeli ve sinirli bir yaklaşımda bulunmamıştır. Müvekkilim Mega Metal Sanayide günde 8 saat olmak üzere haftanın 6 günü çalışmaktadır. Müvekkilim çalıştığı yerdeki iş arkadaşlarına karşı da her zaman yardımsever, hoşgörülü, iyimser ve saygılı bir yaklaşım içinde olmuştur. Müvekkilimin böyle bir karakter yapısında olduğunu iş arkadaşları da doğrulayacaktır. Müvekkilimizin kişilik yapısı tanık beyanlarıyla açıkça ispat edilecektir.

 

7- MÜVEKKİLİM EVLİLİK BİRLİLİĞİ BOYUNCA EŞİNİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ HİÇBİR ŞEKİLDE KISITLAMAMIŞTIR.

 

Davacı eş, evlilik birliği boyunca arkadaşları, akrabalarıyla istediği zaman rahat bir şekilde buluşmuştur. Müvekkilim hiçbir zaman karısının özgürlüğünü kısıtlayıcı bir tavırda bulunmamıştır. Ayrıca müvekkilim, eşinin arkadaşları yanında mahcup olmaması için ekonomik olarak da her zaman eşine karşı son derece centilmen ve bonkör davranmıştır. İlgili deliller sunulacaktır.

 

8- MÜVEKKİLİM SADECE EŞİNE KARŞI DEĞİL, EŞİNİN AKRABALARINA KARŞI DA SAYGILI OLUP, EVLİLİK BİRLİĞİ BOYUNCA ZAMAN ZAMAN MADDİ OLARAK DA YARDIMLARDA BULUNMAK KONUSUNDA TEREDDÜT ETMEMİŞTİR.

 

Müvekkilim her zaman eşine ve ailesine karşı hoşgörülü olmuş, müvekkilimin ailesini kendi ailesi gibi benimsemiştir. Müvekkilim, davacının kardeşine dahi birkaç kez maddi yardımda bulunmuştur. Müvekkilim bunların bir tanesinde kaynına elden altın vermiş, birkaç kez de para kaynına göndermiştir. Müvekkilim parayı bir seferinde kaynının bir arkadaşının hesabına, bir seferinde de kaynının kendi hesabına yollamak suretiyle gerçekleştirmiştir. Müvekkilim evlilik birliliği boyunca eşinin hiçbir şekilde üzülmemesi için, kendisi ekonomik açıdan zor durumda kalacak olmasına rağmen, eşinin yakınlarına yardımlarda bulunmuştur. 

 

9- MÜVEKKİLİM ÇOCUKLARINA BAĞLI BİR BABADIR, ÇOCUKLARINA KARŞI ELİNİ AVUCUNU SONUNA KADAR AÇMIŞTIR. MÜVEKKİLİM HİÇBİR ZAMAN ÇOCUKLARINA KARŞI ŞİDDET UYGULAMAMIŞTIR.

 

Müvekkilim çocuklarını çok seven bir babadır. Çocuklarına karşı hiçbir zaman fiziksel ve ruhsal açıdan bir şiddette bulunmamıştır. Müvekkilim yalnızca her Türk ailesinde görülebilecek düzeyde olan, "oğlum şımarma", "yapma evladım" gibi tabirlerin ilerisine gitmemiştir. Müvekkilim büyük oğluna karşı ayrı bir ihtimam gösterip, çocuklarıyla sürekli vakit geçirip, çocuklarıyla oyunlar oynayan eğlenceli bir insandır. Ayrıca müvekkilimiz şu an üzerine kayıtlı olan evi büyük oğluna tahsis etmeyi düşünmekte olup, alt kattaki daireyi de küçük oğlu için almayı arzu etmiştir. Melikgazi Tapu Müdürlüğüne gidilmiş ancak satan kişi Alzheimer hastası olduğu için tam alım esnasında yetkide sıkıntı yaşanmış ve daire alınamamıştır. Yani davalı baba, çocuklarının şimdiden geleceğini ve onlara en az birer ev bırakabilmeyi düşünmektedir. Müvekkilimin kendine araba alacak kadar parası vardır fakat bu parayı çocuklarının geleceğine tahsis etmiştir ve müvekkilim araba almaktan da bu sebeple vazgeçmiştir.

 

10-MÜVEKKİLİM, EŞİNE AŞIK BİR ADAMDIR, EŞİNE HİÇBİR ZAMAN EL KALDIRMAMIŞTIR. 

 

Davacı eş Facebook hesabı kullanmaktadır. Müvekkilim, davacının Facebook hesabında Cihan Alp isimli şahsı 20.01.2023 tarihinde takipten çıktığını görüp, işten geldikten sonra önce eşinin telefonunu alıp Cihan Alp adlı kullanıcıyı aratıp bulmuş fakat sonrasında ben kendi telefonundan Facebook hesabından bu kişiyi aratmıştır. Ama müvekkilim kendi Facebook hesabının arama motorunda bu kişiyi bulamamıştır, çünkü Cihan Alp isimli şahıs müvekkilimi engellemiştir. Müvekkilim, bu şahısla daha önceden herhangi bir münasebette bulunmamıştır, müvekkilimi engellemesi için hiçbir sebebi yoktur. Müvekkilim de durum böyle olunca bir Türk erkeği olarak ve eşine aşık bir adam olarak eşini kıskanmıştır ve haliyle müvekkilim, evli oldukları için eşine karşı biraz şüpheli bir tavırla bu kişinin kim olduğu hakkında sorular sormaya başlamıştır. Sonra davacı eş, müvekkilime bağırmaya başlayıp, "Git ara sor" deyip, müvekkilime karşı daha agresif tavırlar sergilemeye başlamıştır. Müvekkilim de "aradığımda sanki arasam adam konuştuk mu diyecek" demiştir. Müvekkilim, eşinden şüphe ettiğinden değil yalnızca bu durumda haliyle bir nebze kıskanmıştır ve müvekkilimi, eşinin bu agresif tavrı olumsuz düşüncelere sevk etmiştir. Bu konuşma devam ettikçe davalı eş, müvekkilime karşı iyice agresif bir tavır almaya başlayıp, müvekkilime fiziksel temaslarda bulunmaya başlamıştır. Müvekkilim bu olayı şu şekilde beyan etmektedir: "Ben eşimi kendimden uzaklaştırmama rağmen üzerime gelmeye devam etti, ben de eşimin kolundan tutup itmek zorunda kaldım. Ben eşimi darp etmedim. Ben karısına çok aşık bir adamım, ben aşkımı mümkün olan her yerde doruklarına kadar göstermeye çalıştım. Aynı günün devamında eşim benden özür diledi ama ben kabul etmedim. Kendimi naza çektim. Çocuklara 150 TL para verdim, çiğ köfte alıp yiyin dedim. Sinirli olduğum için birazcık sakinleşmek amacıyla geri dönmek üzere evden uzaklaştım. Annemlere gittim, saat 10 gibi evime tekrar geldim. Eşim ben gelince yataktan kalktı. Yanıma geldi, çiğ köfte hazırladı ve benden tekrar özür diledi. Ben kendimi biraz daha naza çektikten sonra bir daha böyle şeylerle karşılaşmayalım dedim ve cinsel ilişkiye girip, birlikte uyuduk. Eşim sabah erkenden kalkıp, bana kahvaltı hazırlayıp, beni uyandırdı. Kahvaltıya birlikte oturduk fakat ben aşkım sen git uyu daha saat erken, hava soğuk, boşu boşuna üşütme dedim, sonra işe gittim. Ben işe gittikten sonra saat 10-11 gibi eşimi aradım, telefona cevap vermedi, oğlumu aradım o da cevap vermedi. Oğlumun kendisine ait telefonu var. Kaynanamı aradım, baldızımı aradım, bacanağımı aradım hiçbiri telefona cevap vermedi. Sonra beni emniyetten aradılar. Saat 2-3 gibiydi. Hakkınızda şikayet var dediler, karakola gittim, ifade verdim. Bu olaydan hiçbir şey anlamadım. Ben karıma bunları yapan bir adam olsaydım ve karımı darp etseydim o akşam benden özür dileyip, benimle cinsel ilişkiye girmek yerine polisi arayabilirdi. Ben eşimi çok seviyorum, boşanmak istemiyorum. Eşime ondan şüphelendirdiğimi düşündürdüğüm için özür diliyorum, eşime asla iftira atmam, eşim başka biriyle konuşacak kadar aciz bir insan değil." şeklinde anlatmıştır. Müvekkilimin bu geceyle ilgili olarak beyanlarına baktığımızda, davacının beyanlarının tutarsızlığı kaçınılmaz bir şekilde belirli hale gelmektedir. Eğer ki davacının, dava dilekçesinde bahsettiği gibi bir darp olayı veya müvekkilimin sürekli öfke şiddet halinden dolayı davacı sürekli korku içerisindeyse neden gecenin devamında hemen polisi arayıp şikayetçi olmamıştır da bir sonraki güne kadar her şey normalmiş gibi davranıp, sonraki güne kadar bekledi, sorusunun cevabını Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz.

 

11-VELAYETE İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:

 

Tarafların 11 ve 5 yaşlarında iki müşterek erkek çocukları bulunmaktadır. İşbu davacı velayete ilişkin beyanlarında kötüniyetli olup, haksız ve hakkaniyete aykırı olarak belirttiği sebeplerden ötürü velayet talebinin reddine, şayet boşanma olursa çocukların velayetinin babaya verilmesini arz ve talep ederiz. Şöyle ki: 

Müvekkilimiz, çocuklarıyla oldukça ilgili bir baba olup, çocuklarına hiçbir zaman fiziksel şiddet uygulamamıştır. Yine müvekkilimiz ağır şartlarda çalışmakta olup, kendi hayatından ödün vererek çocukların, her türlü ihtiyacını en iyi şekilde karşılamaktadır. Müvekkilimiz fiili ayrılık tarihinden sonra bile çocukların harçlıklarını vermiş, küçük çocuğuna oyuncak almış, eşine hediyeler almış, oğluna ayakkabı almıştır. Faturalar tarafımızca delil olarak sunulacaktır. 

Ayrıca müvekkilin hem eşiyle hem de çocuklarıyla sevgi dolu olduğu fotoğrafları ve tarafların mutlu olduğu fotoğraflar ve çocukların babalarını sevdiğine ilişkin fotoğraf ve video kayıtları da delil olarak sunulacaktır.

 

12- MÜVEKKİLİM, EVİN GEÇİMİ İÇİN TEK BAŞINA ÇABA GÖSTEREN BİR BABADIR, VAKİT BULDUĞU HER ZAMANDA ÇOCUKLARIYLA VAKİT GEÇİREN, ÇOCUKLARINA KARŞI HER ZAMAN SEVECEN VE SAKİN BİR TAVIRLA YAKLAŞAN BİR BABA OLMUŞTUR.

 

Müvekkilim, vardiya sisteminde çalışmaktadır. Mega Metal Sanayide, haftanın 6 günü, günde 8 saat çalışmaktadır. Takdir edeceğiniz üzere müvekkilimin bu şekilde çalışması keyfince bir durum olmayıp, ailesini ve çocuklarını refah bir şekilde yaşatma istediğinin bir koşuludur. Davacı tarafın dilekçesinde belirtmiş olduğu "Evlilik birliği boyunca davalı çocukları ile yeterince ilgilenmemiş, sadece çalışmış" şeklindeki beyanı hakkında şunları söylemek isteriz. Evinin geçimi için tek başına çaba gösteren babaya karşı sadece çalıştı demek ne kadar tutarlıdır, sorusunun cevabını Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz.

Müşterek çocuk Halil 11 yaşında olup, kaynaştırma öğrencisidir. Müvekkilimin iki çocuğuyla da ilgilendiği fotoğraflar, mesajlar ve video kayıtları ile sabittir. Müşterek çocuklar dava aşamasında babalarını çok özlemektedirler. Babalarına gizli gizli mesaj atmaktadırlar. Fiili ayrılıktan sonra müşterek çocuklar babalarına, annelerinden gizli özlem içerikli mesajları WhatsApp üzerinden göndermektedirler. Şayet müvekkilimiz, davacının iddia ettiği gibi çocuklarına fiziksel şiddet gösteren bir baba olsaydı, çocuklar babalarına bu denli düşkün olamazdı. 

 

13- MÜŞTEREK ÇOCUKLARIN VELAYETİNDE, BİR TARAFIN ÇOCUĞUN BAKIMINDA ACİZ KALMASI ETKENİ BULUNMAKTADIR ZİRA DAVACININ EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜ YOKTUR.

 

Müşterek çocukların velayeti üzerine karar verirken en önemli etkenlerden biri velayetin verildiği tarafta çocukların masraf ve bakımları açısından aciz olmamasıdır. Davacı anne herhangi bir işte çalışmamaktadır. Özellikle kaynaştırma öğrencisi olan müşterek çocuk Halil'in eğitimi ve sağlığı açısından aciz kalınmaması için oldukça ehemmiyetlidir. Daha önce de müvekkilimin çocuklarının ihtiyaçları için tek başına çalıştığını ve araba alacak parasını dahi çocuklarının geleceği için hibe ettiğinden bahsettik. Yine bu sebeplerden de ötürü şayet boşanma olursa müşterek çocukların velayetinin müvekkilimize verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz.

 

14-NAFAKAYA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:

 

 Davacı Keziban DEVECİ, 08.02.2023 tarihli dilekçesi ile müvekkilimden her bir çocuktan 3.000.00TL olmak üzere toplamda 6.000.00TL nafaka talep etmektedir. Davacının nafaka talebi yerinde olmayıp Sayın Mahkemenizce reddedilmesi gerekmektedir. Şöyle ki: 

Uygulamada nafakaya hükmedilirken kişinin sosyal ve ekonomik durumu baz alınmakta olup, genellikle kişi gelirinin 1/4'ü oranında nafaka vermektedir.

 Müvekkilimiz asgari ücretle çalışmakta olan bir işçi olduğundan 8.500,00 TL geliri olan bir kişiden 6.000,00 TL nafaka talep edilmesi hakkaniyetli değildir. Zaten müvekkilimiz şu süreçte dahi kendisine hiçbir şey yapmayıp, elinde olan tüm parayı çocukları için harcamaktadır.

 

15-BOŞANMA, TARAFLARIN SON ÇARESİ OLMALIDIR. YUVA YIKMAK KOLAY, YUVA KURMAK İSE ZORDUR. MÜVEKKİLİM HALEN EŞİNİ SEVMEKTE OLUP, EŞİYLE BARIŞMAK VE YUVASINA SAHİP ÇIKMA ARZUSUNDADIR. BU YÜZDEN SAYIN MAHKEMENİZDEN ÖNCELİKLE DAVANIN REDDİNİ TALEP ETMEKLE BİRLİKTE SAYIN MAHKEMENİZ AKSİ KANAATTE İSE TARAFLAR ARASINDA 1 İLA 3 YIL ARASINDA AYRILIK KARARI VERİLMESİNİ TALEP EDERİZ.

 

Açılan dava sadece boşanma olsa da, hakim resen araştırma ilkesi kapsamında, tarafların ortak hayatı yeniden kurma olasılığını görür ve takdir ederse ayrılık kararı verebilir. 

Gerçekten de, aile söz konusu olduğunda, aile kurmanın zor süreçlerle beraber gerçekleştiğini göz önünde bulunduran kanun koyucu, eşlerin barışması yönünde bir ihtimalin bulunması takdirinde hakime ayrılık kararına hükmetme yetkisi vermektedir. Özellikle boşanma ve ayrılık davalarında geniş takdir yetkisine sahip olan hakimler, ayrılık süresini değerlendirmekte de kanunun onlara verdiği sınırlar çerçevesinde serbest bir karara sahiptirler. Ayrılık kararı bir yıldan üç yıla kadar bir süre için verilebilir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararınca boşanmanın, dolayısıyla da ayrılık kararının verilebilmesi için gerekli şartların gerçekleşmediği kanısına varılması nedeniyle boşanma davasının reddedilmesi gerektiğine karar verilmiştir. 

Somut olayda tarafların yeniden barışma ihtimali oldukça yüksektir. Keza boşanma gerçekleşirse çocuklar da çok sevdiği babalarından ayrı kalacak ve büyük bir mağduriyet yaşayacaklardır.

 

HUKUKİ SEBEPLER : TMK, HMK ve sair ilgili mevzuat

 

HUKUKİ DELİLLER: Nüfus kaydı, Tanıklar, İsticvap, SGK kayıtları, Telefon kayıtları, Faturalar, Mali durum araştırması, Hesap hareketlerinin dökümü, Fotoğraf, video ve mesajlar, karşı tarafın delillerine karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla sair deliller

 

SONUÇ VE İSTEM: Davacının açmış olduğu davanın reddini talep etmekle birlikte, şayet Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise taraflar hakkında 1 ila 3 yıl arasında ayrılık kararı verilmesini, velayet ve nafaka konusundaki taleplerimizin değerlendirilmesini arz ve talep ederiz. 16.02.2023

 

 

DAVALI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN