Ticaret hukuku. hukukun. ticaretle ilişkili tüm mevzuatı kapsayan bir alt dalıdır. Bireyler arasındaki ticari ilişkileri düzenler. Hükümler. temel olarak Ticaret Kanunu'nda toplanmıştır. Ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ticaret hukuku kanunlarındandır.
Ticaret Hukuku, Ticaret Hukuku Avukatı, Şirket Avukatı, Ticaret Hukuku-Ticaret Hukuku Avukatı-Şirket Avukatı, Ticaret Hukuku-Ticaret Hukuku Avukatı-Şirket Avukatı, Ticaret Hukuku-Ticaret Hukuku Avukatı-Şirket Avukatı, Ticaret Hukuku-Ticaret Hukuku Avukatı-Şirket Avukatı, Ticaret Hukuku-Ticaret Hukuku Avukatı-Şirket Avukatı, Ticaret Hukuku-Ticaret Hukuku Avukatı-Şirket Avukatı
Türk Ticaret Kanunu odak noktası olarak ticari işletme kavramını esas almıştır.
İşletme nedir?
İşletme kavramı günlük hayatta sıkça karşımıza çıkar ve şirket kavramı ile karıştırılır.
Şu ayrıma dikkat etmek gerekir. Küçük bir büfeyi işleten kişi ile büyük bir süpermarketi işleten kişi aynı kefeye konulamaz.
Türk sisteminde ticari işletmenin kişiliğinden söz etmek mümkün değildir. İşletme, ticari faaliyetin yürütüldüğü yerdir.(Bakkal, giyim mağazası, benzin istasyonu gibi)
Burayı işleten kişinin gerçek ya da tüzel kişiliğinden söz edilebilir.
Ticari işletme, gerçek veya tüzel kişi tacirin malvarlığının bir parçasıdır ve işletme faaliyeti bu işletme aracılığıyla yürütülmektedir. İşletmenin kişiliği olmadığı için onun dava ehliyetinden, hak-borç sahibi olmasından da söz edilemez.
Gerçek kişinin ticari işletme işletmesi durumu;
Gerçek kişi tarafından ticari işletme çapında bir işletme işletiliyorsa o gerçek kişi tacir olur.
Bunun için işletmede;
Gerekmektedir.Yukarıda sayılan dört koşul bir araya geldiği zaman o iktisadi işletme hukuken ticari işletme ve onu işleten gerçek kişi ise tacir olur.
Esnaf işletmesi nedir?
İşletmenin çapı daha mütevazi(küçük bir bakkal, büfe gibi) boyutta olan gerçek kişiler esnaf sayılır.
Ticaret şirketleri kuruldukları an tacir sıfatını kanunen kazanır. Bu yüzden, bunların işletmelerinin çapını tartışmak ilke olarak anlamlı değildir.
Ayrıca bir ticaret şirketine ortak, yönetici, yönetim kurulu üyesi olmak sırf bu yüzden anılan kişilere tacir sıfatını vermez. Tacir sıfatı şirkete aittir.
Kolektif ve komandit şirket, ticari işletme işletmek amacıyla kurulabilir.
Kolektif ve komandit şirket ortaklarının şirket borçlarından dolayı iflasının istenebilmesi, tacir oldukları için değil, özel yasa hükümlerinin sonucudur.
Devletin kendisi hiçbir zaman tacir olamaz.Devlet, KİT’ler vasıtasıyla ticari işletme işletir.Mesela Ziraat Bankası AŞ
Dernekler ve vakıflar normalde ticari işletme işletemezler. Ancak amaçlarına varmak için ticari işletme çapında bir işletme işletirlerse ilke olarak bunlar tüzel kişi tacir sayılır.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Ticari işletme işletirse her bir gerçek kişi ortağı tacir sayılır.Türk Hukukunda ortağı tacir olabilen tek şirket adi şirkettir.
Devir sözleşmesi; duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile ilgili diğer mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerir.
Merkez, işletmenin idari, ticari ve teknik faaliyetlerinin toplandığı ve yürütüldüğü yerdir.
Her tacir, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren 15 gün içinde ticari işletmesini ve seçtiğini ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirmeye mecbur olduğu belirtilmiştir.
Her bir şirket türü için şirket sözleşmesinde merkezin gösterilmesi zorunludur.
Bir ticari işletmeye bağlı olup, ister merkezinin bulunduğu sicil çevresi içerisinde, isterse başka bir sicil çevresi içinde olsun, bağımsız sermayesi veya muhasebesi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, kendi başına sınai ve ticari faaliyetin yürütüldüğü yerler ve satış mağazaları şubedir.
İç ilişki bakımından merkeze bağımlıdır ancak dış ilişkide bağımsızdır.
Şubelerin ticaret unvanı nasıl olur?
Her şube kendi merkezinin ticaret unvanını şube olduğunu belirtir şekilde kullanmak zorundadır. Merkezi yurt dışındaki işletmelerin Türkiye’deki şubelerinin başına tam yetkili bir ticari temsilci atanmalıdır. Bunlar da yerli işletmeler gibi, bulundukları yer ticaret siciline tescil ve ilan edilir.Şubenin merkezden ayrı bir ticaret unvanı bulunamaz.
Şube merkezle aynı yerde mi olmalıdır?
Şubenin mantıken ayrı bir yerde bulunması gerekir. Ancak bu katı bir kural değildir. Aynı binada da olabilir. Şubenin, merkezin olduğu yerde açılması, aynı yerde bir kez daha şube açılamayacağı anlamına gelmez.
Tacirler ticari defter tutma işinde genellikle muhasebeci/mali müşavirlerden yardım almaktadır. Anonim şirketlerde ticari defteri yönetim kurulu, kolektif şirketlerde ise yönetici ortaklar tutmaktadır.
Eğer bir şirket söz konusuysa pay defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri, yönetim kurulu karar defteri tacirlerin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerdir.
Tacirler, ticari defterleri son kayıt tarihinden itibaren 10 yıl süreyle saklamakla yükümlüdür.(Türk Ticaret Kanunu madde 82)
Türk Ticaret Kanunu’na göre tacirler, ticari defterleri tutmak ve bu defterlere, ticari işlemleriyle borç ve alacak durumunu, ticari işletmesinin ekonomik ve malî durumunu açıkça kaydetmek zorundadır. Tacirlerin sadece ticari defterleri tutma yükümlülüğü değil ayrıca bu defterleri saklamaları da Kanuni yükümlülükleridir. Bu kurallar, hem ticari hayatta güvenliği ve şeffaflığı sağlamakta hem de olası uyuşmazlık halinde delil olarak mahkemece dikkate alınmaktadır.( Türk Ticaret Kanunu madde 65 vd)
Haksız rekabetin amacı bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış bir rekabetin sağlanmasıdır.
Kurallara uygun, dürüst, piyasa ortamında dürüstlük kurallarına, centilmenlik anlayışına yakışır bir rekabet ortamının yaratılmasıdır.
Bozulmamış rekabet ise, güven duyulan bir anlamda hilesiz rekabettir.
Haksız rekabet sadece rakipleri ilgilendiren bir konu değildir. Piyasa üretim zincirinde bulunan herkesi ilgilendirir. Üretici, dağıtıcı, satıcı, müşteri, mesleki birlikler vs hepsi dahildir.
Haksız rekabetin varlığı, rekabet ilişkisinin varlığına bağlı değildir.
Bir markayı veya ticaret alanındaki diğer bir işareti ilk kez piyasaya çıkararak kullanan kişinin öncelik hakkı vardır. Bu kişi haksız rekabet hükümlerine göre korunur.
Haksız rekabet ile rekabet hukuku karıştırılmamalıdır.
Haksız rekabet rekabeti mikro ölçekte korurken, rekabet hukuku daha geniş ölçüde koruma sağlar.
Örneği Arçelik’in bir reklamda Vestel’i kötülemesi haksız rekabettir. Ancak kendi aralarında fiyat anlaşması yapmaları rekabet hukuku sorunudur.
Haksız rekabete maruz kalan kişinin haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri zarar görmeli veya zarar görme tehlikesi ile karşı karşıya kalmalıdır.
Haksız rekabete maruz kalan kişi ile haksız rekabet teşkil eden davranışta bulunan kişi arasında bir rekabet ilişkisinin bulunmasına gerek yoktur.
Örneğin bir gazete, eve hırsız girmesi olayını haber yaparken, hırsızın kale kilit yüzünden girdiğini yazmıştır. Gazete burada haber verme hakkının sınırlarını aşmıştır ve gazete açılan davada herhangi bir rekabet ilişkisi olmamasına rağmen tazminat ödemek zorunda kalmıştır.
Haksız rekabetin meydana gelmesi için kusur şart değildir.
Haksız rekabette bulunan kişinin kendisine özellikle ekonomik bir çıkar sağlama amacında olması şart değildir.
Birbirleriyle devamlı ticari ilişki içinde olan taraflar devamlılık arz edecek şekilde ve karşılıklı olarak birbirleri ile alacaklı-borçlu olduklarında, bu alacak ve borçları her bir işlem için tek tek takas etme yolunu seçebilir. Ancak aralarında her gün onlarca işlem yapan kişiler bakımından bu pratik bir yol değildir.
Ayrıca örneğin bu hesaplaşma haftalık yapılıyorsa, her hafta taraflar birbirlerine takastan sonra ödeme yapacaktır.
Onlarca-yüzlerce işlemde tarafların hangisinin tek tek alacaklı-borçlu olduğunun saptanması yerine, belli dönemlerde bu takas işleminin toplu olarak gerçekleştirilmesi zaman ve emek tasarrufu demektir.
Yine cari hesapta örneğin iki ya da üç ayda bir hesap kesilecekse, bu hesap devresi sonrasında taraflar birbirlerine herhangi bir ödeme yapmaz. Taraflar bundan karşılıklı olarak vazgeçmiştir.
Aksine, hesap dönemi sonunda takastan sonra arta tutar kimin lehine ise bir sonraki hesap devresine alacak kalemi olarak yazılır ve sözleşme sona erdiğinde dönem dönem yapılan bu hesaplama sonucunda kimin alacağı fazla çıkmışsa, ödeme yapılır ve sözleşme sona erdikten sonra borç muaccel olur.
Cari hesap ilişkisi ile genel takas arasındaki en önemli fark budur.Cari hesapta hesap kesilince kimin kimden ne miktar talep edeceği değil, bir sonraki hesap devresine kimin önde gideceği saptanır.
Sonuç olarak cari hesap; iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşmedir.
Cari hesap sözleşmesi yapmak için tacir olmak gibi bir koşul yoktur. Tacir olmayanlar arasında da yapılabilir. Ama uygulamada daha çok aralarında devamlı ticari ilişkiler olan tacirler arasında yapıldığını görmekteyiz.
Uygulamada daha çok para alacakları için cari hesap ilişkisi kurulmaktadır.
Cari hesaba kural olarak cari hesap sözleşmesinin kurulmasından sonraki alacaklar geçirilir. Ancak taraflar aksini kararlaştırabilir.
Bir kambiyo senedinin cari hesaba kaydı bedelinin tahsil edilmesi halinde geçerli olmak şartıyla gerçekleşmiş sayılır.
Ancak bu hüküm gereğince cari hesaba kaydedilip bedeli tahsil edilemeyen kambiyo senedi, sahibine geri verilerek kaydı silinir.
Şarta bağlı alacaklar da cari hesaba geçirilebilir ancak bunun için hesabın kapatılması sırasında şartın gerçekleşmiş olması gerekir.
Cari hesap sözleşmesi belirli süreli olarak yapılmışsa bu sürenin dolması ile kendiliğinden; belirsiz süreli ise herhangi bir önele gerek olmaksızın feshi ihbar yoluyla sona erer.
Ölüm, kısıtlanma, iflas, bakiye artığının haczi de sona erme nedenlerinden biridir.
Cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 5 yıldır.
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı-Kayseri Ticaret Hukuku Avukatı-Ticaret Hukuku-Şirket Avukatı
Adres
Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A Blok No:8/79 Kocasinan/Kayseri
İletişime Geçin
Linkler
Av. Gizem Gül UZUN
Çalışma Alanlarımız
Videolar ve Bilgilendirmeler
Makaleler
Yargıtay Kararları
İletişim
Hakkımızda
Kayseri Barosu'na kayıtlı Avukat Gizem Gül Uzun tarafından kurulmuştur. Gizem Gül Uzun, Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi'nden mezun olup; İngilizce, Fransızca ve Osmanlıca bilmektedir.
HARİTA
Konumumuz
HARİTA
Avukat Gizem Gül UZUN © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.