IĞDIR CEZA AVUKATI-IĞDIR CEZA HUKUKU AVUKATI

IĞDIR CEZA AVUKATI-IĞDIR CEZA HUKUKU AVUKATI

IĞDIR CEZA AVUKATI-IĞDIR CEZA HUKUKU AVUKATI


IĞDIR CEZA AVUKATI-IĞDIR CEZA HUKUKU AVUKATIIĞDIR CEZA AVUKATI-IĞDIR CEZA HUKUKU AVUKATI

 

 

Cezai bir soruşturma işlemine maruz kalmanız durumunda hukuki destek almanız son derece önemlidir. Zira soruşturma aşaması kovuşturma öncesinde bir hazırlık safhası olup, ileride hakkınızda bir dava açılıp açılmayacağını netleştiren ve dava açılması durumunda davanın seyrini büyük ölçüde belirleyen bir süreçtir. Gerek mağdur gerekse şüpheli açısından ceza yargılaması sürecinde bir ceza avukatı tarafından temsil edilmek önem taşır. Suç tipinin doğru belirlenmesi alınacak cezayı ve yaptırımları büyük ölçüde etkileyeceğinden alanında uzman bir ceza avukatı ile çalışmak size fayda sağlayacaktır.

Dava Hizmetlerimiz:

Haksız Gözaltı ve Tutuklama nedeniyle tazminat davaları

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararlara İtiraz

Kasten Yaralama

Trafik Kazası Nedeniyle Yaralama

Trafik Kazası Nedeniyle Ölüme Neden Olma

Uyuşturucu Kullanma

Uyuşturucu Ticareti Yapmak

Sosyal Medya Üzerinden Hakaret

İnternet Üzerinden Yapılan Hakaret İçerikli Yazıların Yayından Kaldırılması

Şantaj

Mala Zarar Verme

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

Kişisel Verileri Kaydetmek

Hırsızlık

Konut Dokunulmazlığını Bozmak

Yağma

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak

Resmi Evrakta Sahtecilik

Mühür Bozma

İhaleye Fesat Karıştırmak

Tefecilik

Zimmet

İrtikap

Rüşvet

Suçu Bildirmeme

İftira

Yalan Tanıklık

İmar Kirliliğine Neden Olmak

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması

Bileşim Sistemine Girme

Görevi Yaptırmamak İçin Direnme

Görevi Kötüye Kullanma

Kanuna Aykırı Eğitim Kurumu

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozmak

Ceza Avukatı İşlemleri:

Hukuk ve yasaların bilinci içerisinde olan ceza avukatı davalı kişinin ceza almamasını veya çok makul seviyelerde cezalandırılmasını amaçlamaktadır.

Suçlanan kişiye karşı olabilecek delillerle lehine olabilecek delillerin gözetilmesi gerekli olurken savunma için çeşitli materyaller kullanabilmektedir.

Konu ile ilgili şahitlerin mahkemeye çağrılması sürecinde de davalı lehine çalışmaktadır.

Deliller yaratma ya da mahkeme sürecine müdahale etme gibi yetkileri ise bulunmamaktadır.

CEZA HUKUKU ALANINDA ÖNEMLİ BİR SUÇ TİPİ

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU

 

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği inancıyla belli iletişim kanallarıyla (internet, telefon, mektup vb.) gerçekleştirdiği haberleşmenin dinlenmesi, okunması, kaydedilmesi ve ifşa edilmesiyle şeklinde oluşur. Bu suç tipi, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlardandır.

 

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Şartları

 

Her suç gibi haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun oluşması için de bazı şartlar gereklidir.

İki ya da daha fazla kişinin belli iletişim kanallarıyla gerçekleştirilen bir haberleşme olmalıdır. Örneğin telefon ile konuşulması da elektronik posta ile haberleşme bu iletişim kanallarına örnektir. Yüz yüze konuşmanın kayda alınması, ifşa edilmesi bu suça değil kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturur.

Haberleşme kamuya açık olmamalıdır. Örneğin herkese açık sosyal medya hesabı üzerinden yayınlanan mesajın paylaşılması bu suçu oluşturmaz.

Bu suçun oluşması için haberleşme içerisinde illa sır niteliği taşıyan bir unsur olmasına gerek yoktur. Her türlü haberleşme, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna konu olabilir.

 

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Nitelikleri

 

Bu suçun faili haberleşmenin tarafı olmayan diğer kişi veya kişiler olabilirler. Suçun mağduru ise haberleşmeyi gerçekleştiren kişi kişi veya kişilerdir.

 

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu seçimli hareketli bir suçtur yani farklı fiiller sonucunda işlenebilir.

 

Gizlilik okunarak, dinlenerek gibi şekillerde

Haberleşmenin kayda alınmasıyla

Haberleşmede paylaşılan resim, bilgi, video gibi içeriklerin ifşa edilmesiyle

Haberleşmenin taraflarından birinin diğerinin rızası olmadan haberleşmeyi paylaşması, ifşa etmesiyle de haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşur.

 

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Cezası

 

Suçun temel şeklini iki veya daha fazla kişi arasındaki gizli haberleşmenin üçüncü kişi tarafından okunması veya dinlenmesi şeklinde oluşturur. Fail, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Örnek olarak telefonda yapılan bir konuşmanın herhangi bir uygulama veya araç marifetiyle dinlenmesi verilebilir.

İki veya daha fazla kişi arasındaki kamuya açık olmayan haberleşmenin üçüncü bir kişi tarafından herhangi bir şekilde kayıt altına alınması halinde haberleşmenin kayıda alınmak suretiyle gizliliğin ihlal edilmesi suçu oluşur. Bu sebeple faile 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilir. Kayıdın hangi yolla alındığı, kullanılıp kullanılmaması veya kullanmaya elverişsiz olup olmaması bu suçun oluşması açısından bir önem arz etmemektedir.

İki veya daha fazla kişi arasındaki haberleşmenin bu kişilerden biri tarafından diğerlerinin rızası olmadan ifşa edilmesi, içeriklerin paylaşılması halinde bir yıl ile üç yıl arasında cezaya hükmolunur. İçeriklerin basın yoluyla ifşa edilmesi halinde de aynı cezaya hükmolunur.

 

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Cezasını Ağırlaştırıcı Nedenler

 

 

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, kamu görevlisi tarafından, kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanarak veya bir meslek veya sanatın sağlamış olduğu kolaylıklardan faydalanmak suretiyle işlenirse verilecek olan ceza yarı oranında artırılır.

 

Şikayet, Zamanaşımı, Uzlaştırma, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Adli Para Cezası

 

 

Bu suç şikayete tabi bir suçtur yani failin ceza alması için şikayet şartı aranmaktadır. Şikayet, fail ve fiil öğrenildikten itibaren 6 aylık süre içerisinde edilmelidir. Dava zaman aşımı süresi suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Suç uzlaştırma prosedürüne tabidir. Yargılamanın her aşamasında öncelikli olarak uzlaştırma prosedürü uygulanıp uygulanmadığı gözetilmelidir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması genel şartları sağlanmakta ise bu suç bakımından da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmektedir. Söz konusu suçun yaptırımları arasında adli para cezası sayılmamıştır. Dolayısıyla bu suç sebebiyle fail hakkında adli para cezasına hükmedilemez.

Sonuç olarak haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kişinin mahrem hayatına karşı işlenen, çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir suçtur. Fiil sebebiyle mağdur büyük zararlara uğrayabilir, fail ise ağır bir hapis cezası ile karşı karşıya kalabilir. Her iki tarafın da uzman bir avukat tarafından temsil edilmesi çok önemlidir.

 

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu ile İlgili Yargıtay Kararları

 

“Dosya kapsamına göre, sanığın, emri altında çalışan kardeşine disiplin cezası vermesi nedeniyle kendisini telefonla arayarak hakaret ve tehdit eden katılanla olan konuşmasını kayda aldığı ve telefonun hoparlörünü açarak odasında bulunanlara dinlettiği, sonrasında konuşmaya ilişkin seslerin bulunduğu CD’yi Cumhuriyet Başsavcılığına vererek şikayetçi olduğu olayda; sanığın başka şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken kendisine yönelik hakaret ve tehdit içeren görüşmeyi kayda aldığı, sanığın eyleminin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu halde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği, sanığın, katılanı tehdit ettiği iddiasının başkaca bir delille desteklenmediği anlaşılmakla, yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ile haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği, sanığa yüklenen tehdit suçunun ise, sanık tarafından

 

İşlendiğinin sabit olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle beraata ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 09.06.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/30383 E., 2014/14161 K.)

 

“Oluşa ve dosya kapsamına göre; katılanın erkek arkadaşı ile yapmış olduğu içeriği özel mesajlarını ele geçiren sanığın, bu mesajları katılana göndermek yerine yetkisiz üçüncü kişi olan tanık …’ya göndermesi nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasında düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyete hükmedilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan beraate karar verilmesi, kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA karar verilmiştir.” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/4806 E. , 2018/10736 K.)

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN