ARDAHAN CEZA AVUKATI-ARDAHAN CEZA HUKUKU AVUKATI

ARDAHAN CEZA AVUKATI-ARDAHAN CEZA HUKUKU AVUKATI

ARDAHAN CEZA AVUKATI-ARDAHAN CEZA HUKUKU AVUKATI


ARDAHAN CEZA AVUKATI-ARDAHAN CEZA HUKUKU AVUKATIARDAHAN CEZA AVUKATI-ARDAHAN CEZA HUKUKU AVUKATI

 

 

Türkiye’deki avukatlık mesleğinde her ne kadar yasal branşlaşma olmasa da ceza hukuku konusunda uzmanlaşmış hukukçulara, halk arasında veya internette yer alan “ceza avukatı” veya “ağır ceza avukatı” gibi kavramlarla hitap edilmektedir.

 

Ceza Hukuku nedir?

 

Ceza hukuku, insanların uğradığı haksızlıklar veya işlediği hatalı fiiller nedeniyle karşılaşacakları yaptırımların suç ve ceza kavramları çerçevesinde inceleyen kamu hukuku dalıdır.

 

Ceza avukatı nedir?

 

Ceza avukatı; ceza Yargılamasında vekil ya da müdafi olarak görev yapan avukatlara denir. Ceza hukuku avukatı tarafından, ceza davalarına bakan hukukçulara halk arasında tanımlanmış unvandır. Yasal olarak “ceza avukatı” adı altında yer alan resmi bir avukatlık branşı bulunmamaktadır.

 

Ceza avukatları, kişi özgürlüğü ve mağdur hakları bakımından toplumun en hassas sorunlarıyla uğraşmaktadır. Ceza davalarının olası ciddi sonuçlarında etkisinin bulunduğu ceza avukatları, alanlarında donanımlı ve tecrübeli olmalıdırlar.

 

Ceza Hukuku Avukatı ne yapar?

 

Ceza avukatının vekil olması durumunda müşteki, mağdur, katılan veya suçtan zarar görenin haklarını savunur. Ceza avukatının müdafi olması durumunda şüpheli ya da sanığın savunmasını yapar ve hukuki anlamda yardımcı olur.

 

Ceza Davalarında Avukat talebi nasıl yapılır?

 

Zorunlu müdafi; şüpheli veya sanığın kendisini temsil edecek ve kendisine hukuki yardımda bulunacak bir müdafinin atanmasını talep etmesi ya da şüpheli veya sanığın talep etmemesine rağmen kanunda öngörülen suçlarda veya koşullarda görevlendirilen avukatı tanımlamaktadır.

 

Türk Ceza Kanunu’nun 150. Maddesine göre; Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir. Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.

Ayrıca alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada da Türk Ceza Kanunu’na göre kişinin istemi olmasa dahi müdafii görevlendirilecektir. Ayrıca Türk Ceza Kanunu zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususların Türkiye Barolar Birliğinin görüşüyle düzenlenecek yönetmelikle belirleneceği belirtilmiştir.

 

Ağır Ceza Avukatı nedir, kime denir?

 

Türk hukukunda avukatların belirli davaları takip etmesi gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ağır Ceza Avukatı olarak anılan avukatlar genellikle Ağır Ceza Mahkemelerinde bulunan dosyaları takip etmeleri sebebiyle bu şekilde adlandırılmışlardır.

 

Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve 10 yıldan fazla hapis cezası ile ilgili dava ve işlere ağır ceza mahkemeleri bakmakla görevlidir. Ayrıca Türk Ceza Kanunu kapsamında Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek katalog suçlar mevcuttur. Bu kapsamdaki suçlara ilişkin dosyaların takibini yapan avukatlara ağır ceza avukatı denir.

 

Savunma Hizmeti Sunduğumuz Ceza Davası Türleri

 

Yalan tanıklık

Yağma

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti

Terör Örgütü Üyeliği

Tehdit

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak

Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi

Ruhsatsız Silah Taşıma

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

Müstehcenlik

Mala Zarar Verme

Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Şekilde Ele Geçirme ve Yayma

Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Şekilde Kaydedilmesi

Kasten Yaralama

Kasten Öldürme

İftira

Hırsızlık

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal

Haksız Arama

Hakaret

Görevi Kötüye Kullanma

Göçmen Kaçakçılığı

Fuhuş

Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması

Cumhurbaşkanına Hakaret

Bilişim Sistemini Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme

Bilişim Sistemine Girme

Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması

 

Ceza Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkemeler Hangileridir?

 

Ceza yargılamalarının yapıldığı esas görevli mahkemeler Ağır Ceza Mahkemeleri ve Asliye Ceza mahkemeleridir.

 

DOLANDIRICILIK SUÇU

 

 

Dolandırıcılık, bir kimsenin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamasıdır. 

Örneğin; A'nın hastanede bulunan bir yakınına kan gerektiğinden söz ederek B'yi ikna edip hastaneye götürerek burada, kan vermek için gelecek bir başka kişi arayacağı bahanesiyle onun cep telefonunu alıp daha sonra kayıplara karışması gibi.

Dolandırıcılık, sinsi bir suçtur. Fail, suçu bir hile üzerine kurmaktadır. Hırsızlık ve güveni kötüye kullanma suçundan farklı olarak, fail hileyle mağdurun rızasını almaktadır.

Dolandırıcılık suçunun hukuksal konusunu, mal varlığı ve irade özgürlüğü oluşturmaktadır. Dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığına karşı işlenen suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuksal konusu olan bu suç işlenirken, yalnızca mal varlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır.

HIRSIZLIK SUÇU İLE DOLANDIRICILIK SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR

Dolandırıcılık suçunda mağdur, malın alınmasına rıza göstermektedir, ancak bu rıza hileyle alınmış, aldatılmış bir rızadır. Oysa hırsızlık suçunda mağdurun hiçbir rızası yoktur.

Hırsızlık suçu yalnızca taşınabilir bir mal üzerinde işlenebilir. Oysa dolandırıcılık suçu, taşınır ve taşınmaz mallar da dahil olmak üzere her türlü mal varlığı değerine karşı işlenebilir.

Hırsızlık suçunda suçun oluşması için kast yeterli olmayıp failde kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak amacı bulunması gerekir. Oysa dolandırıcılık suçunda kast yeterlidir.

 

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU İLE DOLANDIRICILIK SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR

 

Güveni kötüye kullanma suçunda malın teslimi belirli bir biçimde kullanılmak için hukuka uygun yöntemlerle ve aldatılmamış özgür bir iradeye dayanılarak yapıldığı halde, dolandırıcılık suçunda teslim, hileli davranışlar kullanılarak sakatlanmış, özgür olmayan bir iradeye dayanmaktadır.

Dolandırıcılık suçunda, haksız çıkarın sağlanması dolayısıyla suç tamamlanmaktadır. Suçun oluştuğu an, çıkarın sağlandığı, zararın verildiği andır. Güveni kötüye kullanma suçunda ise suçun oluştuğu an, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunma veya bu devir olgusunu inkar seçimlik hareketlerinden birinin gerçekleştiği an olup, bu ana kadar gerçekleşen eylemler suç oluşturmaz.

Dolandırıcılık suçunda başlangıçta oluşan bir kast bulunmaktadır. Zilyetliğin hileli davranışlar kullanılarak elde edilmesi, bu suçta malın teslimi öncesi kast bulunduğunu ortaya koymaktadır. Güveni kötüye kullanma suçunda ise sonradan oluşan bir kast söz konusudur. Mal, feri zilyede belli amaçlar için tevdi edildikten sonra, geri verilmesi aşamasında malın tesliminden sonra kast oluşmaktadır.

 

YAĞMA SUÇU İLE DOLANDIRICILIK SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR

 

Yağma suçunda mal, cebirle ya da tehditle alınmaktadır. Oysa dolandırıcılık suçunda hileli davranışla alınmaktadır. 

Dolandırıcılık suçunun hukuksal konusu münhasıran mal varlığıdır. Oysa yağma suçunda zilyetlik ve mülkiyetle birlikte irade özgürlüğü de suçun hukuksal konusudur. Yağma suçunun maddi konusu taşınabilir maldır. Oysa dolandırıcılık suçunun konusu mal varlığına ilişkin her türlü varlık ve değer olabilir.

Dolandırıcılık suçunda başlangıçta bir kast vardır. Zilyetliğin hileli davranışlar kullanılarak elde edilmesi, bu suçta malın teslimi öncesi kast bulunduğunu ortaya koymaktadır. Ancak yağa suçunun oluşabilmesi için failin baştan beri yağma amacıyla hareket etmesi gerekmez. Bazı durumlarda fail, hırsızlık amacıyla harekete geçmesine karşın sonraki bir aşamada cebir veya tehdit kullanmasının bir önemi bulunmayıp hırsızlık amacıyla başlanmış eyleme mağdurun eşya üzerindeki egemenliği sona ermeden cebir ya da tehdit eklenmişse yağma suçu oluşur. 

Başka bir anlatımla mağdurun hırsızlığa konu mal üzerindeki zilyetliği sona erene kadar kullanılan cebir ya da tehdit hırsızlığı yağmaya dönüştürür.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN