Boşanma Davasında Islah Dilekçesi Örneği

Boşanma Davasında Islah Dilekçesi Örneği

Boşanma Davasında Islah Dilekçesi Örneği


Boşanma Davasında Islah Dilekçesi Örneği

 KAYSERİ 9.AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO: 2022/***** E.

DAVACI: G**** U**(T.C.:****), *** Yahyalı/Kayseri

VEKİLİ: Avukat Gizem Gül Uzun

DAVALI: A*** U***(T.C.:***), **** Talas/Kayseri

KONU: 04.08.2022 tarihli dava dilekçesinin ISLAHI ile boşanmaya ilişkin iddialarımızdan ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

Davalının cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlar gerçeği yansıtmamaktadır. Olaylar saptırılmış, müvekkilimize atfı kabil bir kusur olmadığı halde, müvekkilimiz evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu gösterilmeye çalışılmıştır. Evlilik birliğinin sarsılmasında müvekkil tamamen kusursuz olup; davalı tam kusurludur. Dava dilekçemizde zaten belirttiğimiz hususlara fazla değinmeden; davalının cevap dilekçesine karşı yasal süresi içerisinde cevaba cevap dilekçemizi sunuyoruz. Şöyle ki;

DAVALI, EVLİ BİR BİREY OLDUĞUNUN BİLİNCİNE VARAMAMIŞ VE EVİN MAHREMİYETİNİ KORUYAMAMIŞTIR. DAVALI, ANNESİNE BAĞLI DEĞİL BAĞIMLI BİR KİŞİLİKTİR.

Davalı ile annesi arasında sıradışı bir anne-oğul ilişkisi bulunmaktadır. Davalının annesi, oğlunu gelininden her daim kıskanmıştır.

Davalının annesi, müvekkile ''Benim oğlum ana kuzusu, bensiz yapamaz, bir gün bile bunlar bensiz nefes alamaz, ben bunları böyle yetiştirdim, kavga edersen o seni yener, ben böyle yetiştirdim, sakın ola ki laf dalaşına girme'' şeklindeki beyanlarıyla müvekkili ürkütmüş ve müvekkili üstü kapalı bir şekilde tehdit etmiştir.

Davalının annesi, müvekkille her konuştuğunda müvekkile göz dağı verir gibi baş parmağını sallamıştır. Her konuşmasında müvekkili bazen açık bir şekilde bazen zımni bir şekilde kendi istediği kalıba girmesi doğrultusunda tehdit etmiştir.

Yine davalının annesi, müvekkile ''Benim oğlumun hiçbir zaman sırrı olmayacak, ne yaşarsanız yaşayın gelip bana anlatacak'' şeklinde müvekkilin özel hayatına saygı duymayan beyanlarda bulunmuştur.

Davalının annesinin, davalıya olan sevgisi adeta saplantı haline dönüşmüştür. Davalı evlenirken davalının annesi hüngür hüngür ağlamış ve ''oğlum uçuyor, oğlum evden gidiyor'' diyerek ağıtlar yakmıştır. Davalının annesi adeta gurbete gelin veren kız annesinin tavır ve tutumunu sergilemiştir. Oysa hem oğlunu evlendirmiş hem de kendisine yürüme mesafesinde sadece beş dakikalık konut kiralattırmıştır.

Davalının annesi, müvekkilinin evliliğinin tam olarak ortasında yer almıştır. Müvekkil ne zaman davalıya bir soru sorsa, sorulan soruya dahi davalının annesi yanıt vermiştir. Bir gün müvekkil, davalıya işinin nasıl olduğunu sormuştur. Ancak sorulan bu klasik soruyu bile davalı yerine annesi yanıtlamıştır. Bu durum evliliğin ilerleyen dönemlerinde davalı ile müvekkilin iletişimini önce zayıflatmış daha sonrasında ise bitirmiştir. Davalının annesi yüzünden müvekkil ile davalı konuşamaz duruma gelmişler ve tarafların ortak paylaşımları kalmamıştır.

Davalının annesi, müvekkile ''BEN SİZİN EVLİLİĞİNİZDE ORTANIZDA YATACAĞIM'' şeklindeki ürkütücü beyanlarıyla her şeye karışacağını, herkesi yöneteceğini, her şeyden haberdar olacağını beyan etmiştir. Davalının annesi, kendisinden habersiz kuş uçsun istememiştir.

Davalının annesi, davalı oğlunu olağan dışı saatlerde aramış ve müvekkilin özel hayatına saygı duymamıştır. Davalının annesinin eylemleri yüzünden çalışan müvekkil defalarca uykusuz kalmıştır. Zira davalının annesi, olur olmaz her saatte oğlunu aramış ve kontrol etmiştir. Tarafların yeni evli çift olduğunu dahi düşünmeden hareket etmiştir. Davalının annesinin bu aramaları önemli bir durumun söz konusu olduğu haller olmayıp keyfi aramalardır.

Davalı, her sabah işe gitmeden önce annesinin yanına uğramıştır. Her sabah anne oğul birbirlerini yıllardır görmemiş gibi sarılmışlardır. Davalıyı işe uğurlaması gereken kişi müvekkil olmasına rağmen bu görevi kendi kendine davalının annesi üstlenmiş ve davalı da bu duruma sessiz kalmış ve annesinin her dediğini harfiyen yerine getirmiştir.

Müvekkil bu olaylar karşısında bir gün kayınvalidesine ''Lütfen evliliğimize bu kadar müdahalede bulunma'' şeklindeki beyanıyla kibar bir şekilde ricada bulunmuştur. Müvekkil artık bunalmış ve sinir krizi geçirme noktasına gelmiştir. Çünkü kayınvalide, gelininin evde ne pişireceğine dahi karar vermiştir.

Bunun üzerine davalının annesi, sözde sinir krizi geçirmiş ve hastanelik olduğunu iddia etmiştir. Yine oğluna ''Şekerim fırladı, tansiyonum fırladı'' şeklinde acıtasyon içerikli cümleleriyle davalıyı manipüle etmiştir. 

Davalının annesi, müvekkile ''Ben oğluma sınır koyamam'' diyerek feryat figan ağlamış ve müvekkilin ak dediğini kara anlamıştır. Müvekkilin asıl isteği, davalının annesinin oğlununun evlenmiş olduğunun, ayrı bir yuva sahibi olduğunun bilincine varmış olmasıdır.

Davalı, yaşanan her şeye sessiz kaldığı gibi en sonunda müvekkile telefonda arayarak müvekkile ''Çabuk buraya gel, annemden özür dile'' şeklinde emrivaki beyanda bulunmuştur.

Çaresiz müvekkil, yuvasını kurtarmak adına davalının annesinin ayaklarına kapanmış ve özür dilemiştir. Yaşanan bu hazin olaya müvekkilin babası ve eniştesi tanıktır ve Sayın Mahkemeniz huzurunda da tanıklık edeceklerdir.

Davalının annesi, davalının müvekkille uyumasını dahi kıskanmış ve müvekkile ''Biz oğlumla bu zamana kadar beraber uyurduk, ağız ağza uyurduk'' şeklinde garipsenecek beyanlarda bulunmuştur.

Davalının annesi, davalıyı her gördüğünde sanki oğlunu yıllardır görmüyormuş gibi davranmıştır. 

Keza davalı da evli bir birey olduğunun bilincine varamamış ve müvekkile balayında dahi ''Gizem ben bunalıyorum, annemden ayrı yapamıyorum'' demiştir. MÜVEKKİLİ NEVŞEHİR'İN KOZAKLI İLÇESİNE 30.09.2022 TARİHİNDE SADECE BİR GÜNLÜĞÜNE BALAYI İÇİN GÖTÜREN DAVALI O GÜN BİLE EŞİYLE VAKİT GEÇİRMEK YERİNE ANNESİYLE MESAJLAŞMIŞTIR. DAVALI, EN ÖZEL GÜNDE BİLE EŞİYLE İLGİLENMEK YERİNE TÜM VAKTİNİ ANNESİNE AYIRMIŞTIR. İŞ YERİNDEN ZOR ŞARTLARDA BALAYI İÇİN İZİN ALAN MÜVEKKİLİN BALAYI TATİLİ, DAVALININ SAPLANTILI ANNE ÖZLEMİ YÜZÜNDEN SON BULMUŞTUR.

Davalı ilginç bir şekilde, balayı tatilini erken sonlandırmış ve annesinin yanına gitmiştir. Davalı, balayında annesinden bir gün değil de 30 yıl ayrı kalmış gibi bir tavır ve tutum sergilemiştir.

Davalı, annemi özledim diyerek akşamları eve gelmemiştir. Davalı düğün gecesinden önceki gün müvekkile ''Ben annemin kokusu olmadan duramam, önce annemlere gideceğim sonra senin yanına geleceğim'' deyince müvekkil şok olmuştur.

Davalının annesinin davalıyı sürekli şapur şupur öpmesi, davalının babasının ise müvekkilimi aynı şekilde öpmesi müvekkili rahatsız etmiş, müvekkilim de bunu davalıya söylediğinde saygısızlık yapma diyerek kavga çıkarmıştır. Davalı, annem ile konuşurken sürekli güleceksin, yoksa seni boşarım diyerek müvekkili tehdit etmiştir.

DAVALI, MÜŞTEREK KONUTUN ANAHTARINDAN AİLESİNE DE VERMİŞTİR.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, verdiği bir kararla boşanma davalarında kusur belirlemeye yeni bir boyut kazandırdı. Yüksek Mahkeme, evin anahtarını ailesine vererek evin manevi bağımsızlığını ihlal eden eşin boşanma davasında ağır kusurlu olduğuna hükmetti.

T.C.YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ 2020/2101 E. 2020/3085 K.

Evin anahtarını ailesine veren eş, evin manevi bağımsızlığını ihlal etmiş sayılır.

Davalının ailesi, müşterek konutun anahtarından kendilerine de çektirmişler ve izinsiz bir şekilde girmişlerdir. 

Davalının annesi, tarafların müşterek konutuna izinsiz şekilde girmiş ve eşyaların yerlerini değiştirmiştir. Müvekkilin özel hayatı ve evin manevi bağımsızlığı ihlal edilmiştir.

DAVALI, MÜVEKKİLE FİZİKSEL ŞİDDET UYGULAMIŞ VE MÜVEKKİLİ DARP ETMİŞTİR.

Davalının öfke kontrol problemi olduğunu düşünmekteyiz. Zira davalı her tartışmada müvekkile fiziksel şiddet uygulamıştır. Müvekkilin kollarını sıkmış ve kollarının morarmasına sebebiyet vermiştir. Müvekkil, belki düzelir umuduyla çekincesinden dolayı darp raporu alamamıştır.

Bir gün yine davalının ailesi müvekkilin evine misafirliğe gelmişlerdir. Her zaman olduğu gibi müvekkile o günde itaatkar bir hizmetçi muamelesi yapılmıştır. Müvekkil, davalının anne ve babası ile sohbet ederken; davalının müvekkilden 4 yaş küçük olan kardeşi müvekkile emrivaki bir şekilde ''Kalk, bana çay ver!'' demiştir. Müvekkil ise büyük bir olgunlukla davalının kardeşine ''Burası senin de evin, ben annemle babamla sohbet ediyorum, kendi çayını alabilirsin'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Ancak küçük bir rica yüzünden sırf müvekkil kendisinden yaşça küçük kaynının ayağına çay götürmedi diye davalının kardeşi, müvekkili davalıya şikayet etmiş ve tartışma çıkmıştır. Bunun üzerine de müvekkil, davalı tarafından darp edilmiştir.

FİZİKSEL ŞİDDET UYGULAYAN KOCA, KUSURLU KABUL EDİLMEKTEDİR.

DAVALI VE AİLESİ, MÜVEKKİLİ SÜREKLİ OLARAK KÜÇÜMSEMİŞ VE MÜVEKKİLE HAKARET ETMİŞTİR.

Davalı, müvekkille rızası ve izni olmadan cinsel birliktelik yaşadığı halde müvekkile sürekli olarak ''Sen bakire değildin, benimle adetliyken ilişkiye girdin'' şeklinde beyanda bulunmuş ve müvekkilin onurunu, gururunu, şerefini, haysiyetini ayaklar altına almıştır. Üstelik davalı bu cümleyi maalesef ki müvekkile, müvekkilin en hassas dönemi olan hamilelik döneminde sarf etmiştir.

Davalının annesi müvekkilime ''Senden gelin mi olur, korkma ben seni eğiteceğim'' diyerek müvekkilimi aşağılamıştır.

Davalı, müvekkilime sürekli hakaret etmiş, müvekkilimi aşağılamıştır. Davalı, müvekkile ''Şerefsiz, orospu, adi, köpek'' gibi hakaretlerde bulunmuştur.

DAVALI VE AİLESİ, MÜVEKKİLE DİNİ KONULARDA BASKI YAPMIŞTIR.

Davalı, müvekkile namaz kılması hususunda baskı yapmıştır. 

Davalı, tarikat mensubu olup, sürekli olarak tarikata gidip gelmektedir. Davalı, müvekkile ''Bugün evimize dedeler gelecek'' şeklinde müvekkili ürküten beyanlarda bulunmuştur.

Yine davalı, müvekkile ''Kapanırsan evliliğimiz düzelecek'' şeklinde emrivaki cümleler kurmuş ve şartlar konuşmuştur.

Müvekkil ile tanıştığında başı açık olan davalı, hayatında başı kapalı birini istediği halde neden müvekkille evlenmiş ve neden müvekkili evliliğe ikna etmiştir?

DAVALININ EYLEMLERİ YÜZÜNDEN MÜVEKKİL, ÇOCUĞUNU ALDIRMAK ZORUNDA KALMIŞTIR.

05.07.2022 tarihinde müvekkil, çocuğu aldırmak zorunda kalmıştır. Çünkü davalı, müvekkilin psikolojisini alt üst etmiştir. Davalı ile müvekkil çocuğu aldırmak için H*** Hastanesine gitmişlerdir. Çocuk aldırmak her ne kadar müvekkilin gönlü elvermese de davalı ile müvekkilin ortak kararı olmuştur.

Davalı, müvekkilin hamile olduğunu öğrendikten sonra baba olma sevinci yaşamak şöyle dursun eskisinden de gergin ve mutsuz bir kişilik yapısına bürünmüştür. Davalı, müvekkilin hamilelik sürecinde evi defalarca terk etmiş ve mutfak alışverişini dahi yapmamıştır. Müvekkil, hamilelik döneminde dahi ilgisiz, alakasız kalmış ve iyi şekilde beslenememiştir.

Yine davalı, hamilelik sürecinde müvekkile ''Bak gör seni boşayacağım, seni ortalığa atacağım, ortalık malı olacaksın, evlenip boşanmış kadını kimse almaz'' şeklinde çirkin söylemlerde bulunmuştur.

Davalı, doğmamış çocuğa don biçmiş ve müvekkile ''Senden anne olmaz, o çocuk doğduğunda ne yapıp edip senden soğutacağım, inşallah sana da çektirir de görürsün'' şeklinde beyanda bulunmuş ve henüz dünyaya gelmemiş çocuğu annesinden mahrum bırakmakla müvekkili tehdit etmiştir.

Davalı ile müvekkil, çocuğu aldırmak için H*** Hastanesine gittiklerinde müvekkili gözü yaşlı gören bir hemşire müvekkile ve davalıya ''Aslında çok güzel bir çiftsiniz, neden ayrılıyorsunuz ki'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Müvekkil de cevaben ''Biz boşanacağız, çocuğu bu yüzden aldırıyoruz'' demiştir. Davalı, bu esnada duygulanmak şöyle dursun hemen kürtaj fiyatını sormuştur. Sözde üzüntüsünü bir kenara bırakmış ve kürtaj ücreti hususunda pazarlık etmeye başlamıştır.

Çocuğunu babasız büyütmek istemeyen ve maddi ve manevi olarak bir çocuğun sorumluluğunu tek başına alamayacağını düşünen müvekkil, çocuğu dünyaya getirmek istememiş ve davalının da onayıyla çocuğu aldırmıştır.

Davalının gerek eylemlerinde gerek sözlerinde hep annesi ön planda olmuş, kendi çocuğunu bile umursamamıştır.

Annesiyle buluştuğunda gözlerinin içi gülen davalının, baba olacağını öğrendiğinde yüzünde bir tebessüm olsun belirmemiştir. 

Davalı, müvekkil çocuğu aldırmadan önce çocuğun kendiliğinden düşmesi için müvekkile sürekli emir vermiştir. ''Git yükseklerden zıpla, bir şey al, zıpla da çocuk düşsün'' demiştir. DAVALI BUNUNLA DA KALMAMIŞ VE MÜVEKKİLİ ZORLA SICAK SUYA SOKMAYA ÇALIŞMIŞTIR.

Müvekkilin çocuk aldırmaya gittiğini duyan davalının ailesi buna hiçbir şekilde engel olmamış ve kayıtsız kalmışlardır.

Hastaneden çıkar çıkmaz davalı, kürtaj parası adı altında müvekkilin bileziğini zorla almıştır.

DÜĞÜNDE TAKILAN BÜTÜN ZİYNET EŞYALAR DAVALININ ANNESİ TARAFINDAN ALINMIŞ VE HİÇBİR ZAMAN MÜVEKKİLE İADE EDİLMEMİŞTİR.

Davalı ile müvekkil balayı tatiline Kapadokya'ya gitmeden önce, müvekkile ait olan bütün ziynet eşyaları davalı tarafından müvekkilden çalınır bahanesiyle zorla alınmıştır. Davalı, müvekkile yine emrivaki tavrıyla ''Hayır, ziynetler annemlerde kalacak dedim'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Bunun üzerine de davalı, müvekkile ait olan bütün ziynetleri annesine vermiştir.

Bu yüzden müvekkile ait olan bütün ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fiili teslim tarihindeki rayiç değer üzerindeki iadesini talep ederiz.

Müvekkil, ziynetleri sadece orada güvenle tutulması için GERİ ALMAK üzere teslim etmiştir. Kaldı ki bu duruma dahi gönlü olmayan müvekkil, davacı tarafından baskı altına alınmıştır.

Ziynetler halen davalıdadır. Davalı, müvekkile ziynet eşyalarını teslim etmemektedir. Ziynetlerin davalıda olduğuna ilişkin mesaj kayıtları bulunmaktadır. Bu husus tanık beyanlarıyla da ispat edilecektir.

Evlilik birliği devam ederken davalı, müvekkile altınlar ile kendi dükkanına mal aldığını beyan etmiştir.

DAVALI, MÜVEKKİLİN KARİYERİNDE BAŞARILI OLMASINI İSTEMEMİŞTİR.

Davalı, müvekkilin okumasını istememiş olup, müvekkile ''Okuma, Cahil kal ki bana bağlı kal'' demiştir.

Davalının 2022 yılında olduğundan bihaber olduğunu düşünmekteyiz. Kadına kır dizini evinde otur zihniyet yapısında yaklaşmıştır. Oysaki müvekkilim eğitimli, kültürlü ve kendini yetiştiren bir kadındır. Davalı, müvekkille başı açık olduğunu ve üniversite mezunu olduğunu bilerek evlenmesine rağmen müvekkilden sonrasında kapanmasını istemiş ve kariyerini sonlandırmasını arzu etmiştir.

Davalının ailesi de aynı tavır ve tutumu sergilemiştir. Bir gün müvekkil, davalının annesiyle misafirliğe gitmiştir. Davalının annesinin arkadaşları misafirlikte müvekkile ''İş nasıl gidiyor, okul nasıl gidiyor'' diyerek müvekkile soru yöneltmişler, davalının annesi müvekkile fırsat vermeden ''O artık okumayacak, kocasına bakacak'' diyerek müvekkili susturmuştur.

Davalı, müvekkile ''Sen sürekli ayakta duracaksın, aileme hizmet edeceksin'' diyerek baskı yapmıştır.

DAVALI HER ZAMAN KENDİ AİLESİNİ ÖN PLANDA TUTMUŞTUR.

Davalı, müvekkille fotoğraf dahi çekinmek istememiştir. Ne zaman ki müvekkil, davalıyla fotoğraf çekinmek istese davalı, müvekkile ''Seninle yan yana durmak istemiyorum'' şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davalı, müvekkille olan tüm fotoğraflarını silmiş ve kendi ailesiyle olan fotoğraflarını koymuştur. Davalının profilinde sanki evli değilmiş gibi eşiyle hiçbir fotoğraf yer almamış, kendi ailesiyle çekindikleri fotoğraflar yer almıştır.

Davalı, müvekkile ''Bende öncelik ailem Gizem, yoksa bu evilik yürümez, herkes kendi yoluna bakar'' şeklinde beyanda bulunmuş ve müvekkili üstü kapalı bir şekilde tehdit etmiştir.

DAVALI, MÜVEKKİL İŞ DÜZENİNİ OTURTMADAN ÇOCUK DÜŞÜNMEDİĞİNİ BİLDİĞİ HALDE HALDE MÜVEKKİLE BASKI YAPMIŞTIR.

Müvekkil yaşadıkları hazin olaylardan ötürü psikiyatri ilacı kullanmaktadır. Müvekkilin evlendiğini duyan psikiyatri doktoru müvekkile ''Sakın çocuk yapma, kocan korunsun, bu durum sana da çocuğa da zarar verebilir'' demiştir. Müvekkil, bu hususu eşine izah etmesine rağmen davalı anlayışla karşılamak şöyle dursun müvekkili tehdit etmiştir. Müvekkilin rızası olmadan müvekkil ile cinsel birliktelik yaşamıştır. 

Müvekkil, davalıya ''Hamile kalırsam bana ya da çocuğa bir şey olabilir, çocuk sakat doğabilir'' şeklinde beyanda bulunmuş ancak bu ikaz davalı tarafından hiçbir zaman ciddiye alınmamış ve davalı müvekkille zorla cinsel birliktelik yaşamıştır.

Davalı, müvekkile ''Benden habersiz korunursan seni gebertirim, seni boşarım'' şeklinde tehditkar beyanlarda bulunmuştur.

Evliliği yolunda gitmeyen birinin çocuk istememesinden daha doğal ne olabilir ki? Hangi kadın ayrılacağını bildiği bir gün kendisini terk edeceğini bildiği adamdan çocuk ister?

DAVALININ ANNESİ, EVLİLİK BİRLİĞİNDE HER ŞEYE MÜDAHALE ETMİŞTİR.

Davalının annesi, müvekkilin arabayla kendi ailesinin yanına götürülmesine dahi müsaade etmemiştir. Müvekkil, davalıdan kendisini ailesini ziyarete arabayla götürmesini rica etmiş ancak davalı, müvekkile ''Otobüsle git uğraşamam, mazot çok yakar'' şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Yine ve her zaman olduğu gibi davalının annesinin dediği yerine getirilmiştir.

Bir gün davalı kendisine pantolon almış ve eve gelmiştir. Müvekkil de davalıya şaka olarak ''Kendine aldın da bana neden almadın'' demiştir. Bunun üzerine davalının annesi haddini aşarak fütursuzca müvekkile ''Oğluma ne karışıyorsun! Benim oğlumu bunaltma! Senin ağzını yırtarım!!'' diyerek müvekkili tehdit etmiş ve müvekkilin sırtına sert bir şekilde vurmuştur.

Davalının annesi, müvekkilin evinde eşyaların tüm düzenini izin almadan değiştirmiştir.

Müvekkilin evine aldığı mobilyanın rengine, modeline dahi davalının annesi karar vermiştir. Müvekkilin hiçbir söz hakkı olmamıştır.

Tüm bunları göre davalı, müvekkile ''Annem ağzına da sıçsa susup oturacaksın'' şeklinde beyanda bulunmuştur.

BOŞANMADAN ÖNCEKİ SON OLAY;

Davalı, kürtajdan sonra müvekkile yine boşanmak istediğini beyan etmiş ve müvekkili anlaşmalı boşanmaya zorlamıştır. Davalı, müvekkile altınları vermeyeceğini, hiçbir şey vermek istemediğini beyan etmiştir. Müvekkil de davalının komik boşanma tekliflerine ve protokol hükümlerine binaen ''Benim de hakkımı almam lazım'' demiştir. Müvekkil davalıya eşyalara dokunma dedikten sonra davalı, müvekkili darp etmiş ve müvekkilin yüzüne tükürerek 3 kere BOŞOL demiştir. Ancak davalı bu durumu umursamamış ve müvekkile ''Bak şimdi ben eşyalarımı nasıl topluyorum'' diyerek evdeki eşyaları toplamıştır.

Müvekkil eşyaların toplanmasına engel olunca müvekkile ''Boşol Boşol Boşol!'' demiştir. Ardından davalı, müvekkile ''Engel olan olursa seni de aileni de öldürürüm'' demiştir.

Davalı, müvekkile ''Bundan sonra sana hayatı zehir zıkkım edeceğim'' şeklinde beyanda bulunmuş ve müvekkili tehdit etmiştir.

Davalının evdeki eşyaları müvekkilin rızası olmadan topladığına ilişkin tarihi belli olan fotoğraf bulunmaktadır. Mahkemenize ek olarak sunulacaktır.

Müvekkilim tüm bu yaşananların üzerine davalının kardeşinden yardım istemiş ise de davalının kardeşi hiç oralı dahi olmamıştır. Davalı daha sonra gece 12.00'da evi terk etmiş ve müvekkile ''Yarın hazır ol avukata gideceğiz'' demiştir. Müvekkil de davalı kendisine zarar vermesin diye tamam demiş ve ertesi gün işim var bahanesiyle polise şikayette bulunmuştur.

Tüm bunların üzerine müvekkil, soluğu Talas İlçe Emniyet Müdürlüğünde almış ve can güvenliğinin olmadığını söylemiştir. Davalının kendisine söylediği tehditleri polislere beyan etmiş ve polisler de bunun üzerine uzaklaştırma kararı vermişlerdir. Ancak davalı, uzaklaştırma kararını bile umursamamış ve müşterek konuta gelerek müvekkilime ait olan çeyiz ve ev eşyalarını almıştır. Daha sonra müvekkilimi ev sahibi birçok farklı numaradan aramış ve davalının eşyaları aldığını söylemiş, kalan eşyaları da almasını söylemiştir. Yine davalı, müşterek konuttaki elektrik ve suyu kestirerek müvekkilimin yaşam hakkını elinden almıştır.

Davalı, müvekkile ait olan 12 kişilik çatal bıçak takımını, 4 adet markalı paketli olan yastığı, 1 adet çift kişilik yorganı, 4 adet fırın tepsisini, 1 adet mikrodalgayı, ayakkabıları ve bütün beyaz eşyaları(bozdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, ocak, fırın), televizyonu ve elektrikli süpürgeyi müvekkilden habersiz almıştır. Tüm bunlar evlenirken müvekkilin ailesi tarafından alınmıştır. Bu yüzden müvekkile aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde nakden iadesi gerekmektedir.

Müvekkil, eşyaların davalı tarafından çalındığını ve can güvenliğinin olmadığını beyan etmek için Talas İlçe Emniyet Müdürlüğüne gitmiştir. İfade tarih ve saati belli olacak şekilde ek olarak sunulacaktır.

ZİYNET EŞYALARI YÖNÜNDEN TALEPLERİMİZ;

11 gram 1 adet bilezik

22 ayar 19-20 gram arası 4 adet bilezik

2 adet çeyrek altın

12-15 gram arası 2 adet bilezik

14 ayar 13-15 gram arası kaburga dörtlü bilezik

14 ayar 26.70 gram italyan dorikalı hasır set küpesi bileziği kolyesi

14 ayar 2,61 gram tektaş pırlanta yüzük

14 ayar 3,15 gram beştaş pırlanta yüzük

14 ayar 0,80-1,20 gram alyans

ŞAHSİ EŞYALARINI BİLE ALAMAYAN KADININ ZİYNETLERİ YANINDA GÖTÜRMESİ HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR.

GÜNCEL YARGITAY KARARLARI DÜĞÜNDE TAKILAN BÜTÜN TAKILARIN KADINA AİT OLDUĞUNU KABUL ETMEKTEDİR.

MÜVEKKİLE AİT OLAN ZİYNET EŞYALARININ AYNEN İADESİNİ; AYNEN İADESİ MÜMKÜN OLMADIĞI TARİHTE FİİLİ TESLİM TARİHİNDE RAYİÇ BEDEL ÜZERİNDEN İADESİNİ TALEP EDERİZ.

Davalı, evliliğin başından itibaren müvekkilime sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamıştır. Müvekkil eşyalı olarak ev kiralamak zorunda kalmış ve aylık 3500 TL kira ödemektedir. Müvekkil maddi olarak oldukça zor durumdadır. Nafaka miktarı belirlenirken bu durumun da göz önüne alınmasını talep ederiz. Kira kontratı Sayın Mahkemenize ek olarak sunulacaktır.

HUKUKİ SEBEP: TMK, HMK ve ilgili sair mevzuat

HUKUKİ DELİL: 

Nüfus kaydı

Tanıklar(İsimleri ve adresleri bildirilecektir.)

Soruşturma dosyaları

Davalıya ait arama ve mesaj kayıtları

Davalının kullandığı bütün banka ve kredi kartı hesap hareketleri

HTS kayıtları

Mali durum araştırması

Mesaj kayıtları

Ekran görüntüleri

Arama kayıtları

Banka kayıtları

Kira kontratı

Bilirkişi

Keşif 

Yemin 

Hastane kayıtları

Okul Kayıtları

Video kayıtları

SONUÇ VE İSTEM: Açıklanan nedenler, göz önüne alınacak ve oluşacak durumlar ışığında sübut bulacak davamızın kabulü ile;

1)Davalının kusurlu hareketleri sonucu müvekkilin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların BOŞANMALARINA,

2)Müvekkil için 4.000,00 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay YOKSULLUK NAFAKASI olarak davalıdan tahsiline ve her yıl TÜFE/ÜFE oranında artış yapılmasına,

3)Müvekkil için, davalı aleyhine 400.000,00 TL MADDİ, 400.000,00 TL MANEVİ tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren hesap olunacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

4)Dilekçemizde sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fiili teslim tarihindeki rayiç değer üzerinden davalıdan tahsiline,

5) Yargılama giderleriyle, avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini davacı vekili olarak talep eder, saygılar sunarız. 11.10.2022

DAVACI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

evlilik birliğinin temelinden sarsılması boşanma dava dilekçesi örneği

evlilik birliğinin temelinden sarsılması boşanma dava dilekçesi

evlilik birliğinin temelinden sarsılması boşanma davası dilekçe

çekişmeli boşanma davası dava dilekçesi

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN