SULH CEZA BEYAN DİLEKÇESİ

SULH CEZA BEYAN DİLEKÇESİ

SULH CEZA BEYAN DİLEKÇESİ


sulh ceza beyan dilekçesi örneğiSULH CEZA BEYAN DİLEKÇESİ

SULH CEZA BEYAN DİLEKÇESİ

KAYSERİ 3. SULH CEZA HÂKİMLİĞİNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

KAYSERİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

DOSYA NO:  2020/….. D. İş

SORUŞTURMA NO:  2020/…………Sor.

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK:  

MÜDAFİİ:   Av. GİZEM GÜL UZUN

İTİRAZ EDEN:  

VEKİLİ:  

DİLEKÇENİN KONUSU:  Müşteki vekilinin müvekkil ………… hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı 15.12.2020 tarihli itiraz dilekçesine ilişkin beyanlarımızın sunulması hk.

A Ç I K L A M A L A R

  1. Müşteki ……………….. şikayeti üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca (CBS) müvekkil …………….. hakkında TCK m. 103/2 hükmü kapsamında cinsel istismar suçundan dolayı soruşturma başlatılmıştır [2020/………… Sor No.].
  2. Kayseri CBS tarafından yürütülen soruşturma sonucunda “…mağdurun ifadesi, her ne kadar kısmen de olsa adli görüşmeci raporu, çocuk gelişim uzmanı raporu ve günlüğüyle desteklense de, günlüğün olay tarihine ait bir günlük olmadığı, suça sürüklenen çocuğun iddiaları kabul etmediği, mağdurun kendisi ve diğer kuzenleri ile anlaşamadığın belirttiği, bilgi sahipleri tarafından mağdurun iddialarının desteklenmediği, aksine mağdurun yurda girme nedeninin telefonunda bulunan yarı-çıplak fotoğraflarını annesinin bulması olduğunun belirtildiği olay günü suça sürüklenen çocuğun iş yerinin açılışında olduğunun dayısı tarafından doğrulandığı, ayrıca mağdurun alınan ifadesinde hem suça sürüklenen çocuğun penisini kalça deliğine soktuğunu belirtmesi hem de acımadığını söylemesinin hayatına olağan akışına aykırı olduğu…” gerekçeleriyle müvekkil hakkında 23.11.2020 tarihli kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar (KYOK) verilmiştir.
  3. Mezkûr karar üzerine müşteki 15.12.2020 tarihli dilekçeyle anılan kararın “…eksik inceleme yapılarak, gerekli bilgi ve belgeler istenmeden, tanıkların ifadeleri alınmadan, hukuki nitelendirmeden yanılarak, soyut gerekçelerle…” verildiğinden bahisle CMK m. 173 vd. hükümleri kapsamında Hâkimliğinize itirazda bulunmuştur.

Müşteki vekili tarafından ikame olunan itiraz dilekçesinde CMK m. 173/2’de yer alan “İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir” hükmüne uygun davranılmadığı gibi, müvekkil hakkında tesis olunan KYOK kararının hangi sebeplerle usule ve yasaya aykırı olduğu hususunda da SOMUT BİR GEREKÇE ÖNE SÜRÜLMEMİŞTİR.

Müşteki vekili, “atılı eylemin müştekiyi mağdur eden ve kamu düzenini bozan bir eylem olduğu ve eksik inceleme yapılarak gerekli bilgi ve belgeler istenmeden, tanıkların ifadeleri alınmadan hukuki nitelendirmede yanılarak, soyut gerekçelerle” KYOK kararı verildiğinden bahisle itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.

Aşağıda açıklayacağımız üzere, müştekinin beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu gösteren deliller Kayseri CBS tarafından toplandığı gibi, tarafımızdan da sunulmuş olup, müştekinin öne sürdüğü olaya ilişkin mevcut bütün tanıklar da dinlenmiştir. Bu sebeple, CMK m. 160, 161 hükümleri kapsamında eksik inceleme ve araştırma söz konusu olmadığından, müşteki vekilinin itiraz dilekçesinin, dosya ile ilgili somut bir dayanağı bulunmamaktadır.

  1. İTİRAZIN REDDİNİ GEREKTİREN SEBEPLER
  2. Müştekinin Beyanları Usulünce Araştırılmış, Olaya İlişkin Bütün Deliller Toplanmış ve Deliller Değerlendirilerek Müştekinin Anlatımının Soyut Olduğuna Karar Verilmiştir

Müştekinin doğum tarihi 12.02.2007’dir. İddia ettiği olayın gerçekleştiğini iddia ettiği tarihi (dayısının manav açtığı tarih) 3- 4 yıl öncesine ilişkin olup, 2016-2017 tarihleri arasındadır. Müşteki, gerçekleştiğini iddia ettiği tarih itibariyle 9-10 yaş aralığındadır.

Müvekkil ise 09.11.2003 doğumlu olup, müştekinin gerçekleştiğini iddia ettiği olay tarihinde 13-14 yaş aralığındadır.

Müşteki ve müvekkil teyze çocuklarıdır. Müştekinin beyanında geçen ve dayısı ………………….. tarafından açıldığı belirtilen manav dükkânı, resmi kayıtlarda –KOSGEB Kadın Girişimci Hibesi’nden yararlanabilmek için- kardeşi (müştekinin ve müvekkilin diğer teyzesi ………………………….. adına açılan bir işletmedir.

Tarafımızdan vergi kayıtları ve Maliye Bakanlığı İnternet Vergi Dairesi marifetiyle (E- Devlet sorgulama sistemi aracılığıyla) yapılan incelemede, ……………………… adına kayıtlı olan ancak fiilen müştekinin dayısı ………………….. tarafından “…………………………………….” adresinde işletilen bir manav dükkânı (……………………. adlı işyeri) olduğu anlaşılmıştır (İşletmeye ilişkin Vergi Levhası ve Mükellefiyet Bilgilerine İlişkin İnteraktif Vergi Dairesi çıktısı tarafımızdan soruşturma dosyasına sunulmuştur). MEZKÛR İŞLETMENİN AÇILIŞ TARİHİ 20.05.2015’TİR.

Müşteki, iddia ettiği olayın 3-4 yıl önce –dayısının manav açılış tarihinde- gerçekleştiğini beyan ettiği halde, soruşturma dosyasına sunmuş olduğumuz resmi belgelerden de anlaşılacağı üzere, manav açılış tarihi 20.05.2015 tarihi olup 5 YILDAN UZUN BİR SÜRE ÖNCESİNDEDİR. Bu sebeple, müştekinin iddiası kendi içerisinde çelişkili olup resmi belgelerle de çelişmektedir. ifadesinde: “…3-4 yıl önce dayımın bir iş yeri açtığı doğrudur. Ancak ben bu zamana denk gelen süre içerisinde teyzemin kızının bulunduğu evlerine gitmedim. Onunla yalnız kalmadık. Hatta ben de dayımın iş yerinin açılışına gittim. Hatta dayımın işlerine açılış günü olduğu için yardım ettim…” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Müvekkilin dayısı ………………………… 23.11.2020 tarihinde Kayseri CBS’de tanık sıfatıyla vermiş olduğu ifadesinde müvekkilin bu söylemini doğrulayarak: “…benim Talas’ta bir manavım vardı. 20.05.2015 tarihinde burayı açtım. Açılışı da bir gün önce veya bir gün sonra oldu. Açılışta …… ve ………… benim yanımdaydı. İşlere yardım ediyorlardı. Kesinlikle ………….anneannesinin evine o gün gitmedi…” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Ayrıca müştekinin annesi ………………….. beyanında müştekinin annesi ve diğer akrabaları ile dahi adli uyuşmazlıklarının olduğu, annesinin müştekinin telefonunda yarı çıplak fotoğraflarını ve bir çok erkek şahısla yazışmalarını görmesi üzerine aralarında tartışma çıktığı ve bu tartışma nedeniyle evden kaçarak annesi hakkında da şikâyetçi olduğu bu sürecin sonunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü tarafından müştekinin sevgi evine yerleştirildiği ifade olunmuştur. Müştekinin annesi beyanında “……………. ile …………….’nın bir arada evde birlikteliklerini ve oyun oynadıklarını görmediğini, ……………’nın anlattığı gibi bir olayı hiç duymadığını” beyan etmiştir.

Mezkûr beyanlar bağlamında soruşturma konusu olay incelendiğinden, müştekinin iddiasını doğrulayan SOMUT BİR DELİLİN BULUNMADIĞI açıkça görülmektedir.

Kayseri CBS tarafından dosyada mevcut bulunan delillerden hareketle CMK m. 160/1 hükmü kapsamında “maddi gerçek” ortaya çıkarılmış ve müştekinin iddiasını doğrulayacak nitelikte ve “kamu davası açmayı gerektirir yeterlilikte delil bulunmadığı” gerekçesiyle KYOK kararı verilmiştir.

  1. Soruşturma Konusu Suç Bakımından Müştekinin Soyut (Herhangi Bir Maddi Vakıa Veya Delille Desteklenmeyen) İddiası Dışında Delil Bulunmaksızın Kamu Davası Açılmasının Talep Olunması Lekelenmeme (ve Adil Yargılanma) Hakkının İhlalidir

Soruşturma konusu olay bakımından –atılı suçun mahiyeti nazara alındığında- müştekinin soyut beyanı üzerine, müvekkil hakkında soruşturma yapılması dahi “lekelenmeme hakkını” ihlal edebilecek nitelikte iken; hiçbir somut delil bulunmadığı halde, müvekkilin atılı suçtan kovuşturulması çok ciddi hak ihlaline neden olabilecek ve henüz çocuk yaştaki müvekkilin bütün geleceğini ağır bir biçimde etkileyebilecek niteliktedir.

CMK m. 170/2 hükmüne göre, yeterli şüpheyi destekleyen somut delil bulunmaksızın kamu davası ikame olunabilmesi mümkün değildir.

Yargıtay’a göre de: “Delil toplanmaksızın, deliller şüpheliye isnat edilen fiille (veya şüpheliyle) ilişkilendirilmeden hazırlanan bir iddianame, şüphelinin adil yargılanma hakkını (lekelenmeme hakkını) ihlal eder… Haksız dava açmamak (iddianame düzenlememek) bir Cumhuriyet savcısının görevine en uygun endişe olmalıdır. Şüpheli hakkında düzenlenen haksız ve yersiz bir iddianame, kişi hakkının ihlalidir. Kişinin haksız yere sanık sıfatına sokulması ve bazen belki de yıllarca sürecek bir yargılama sürecine mahkûm edilmesi psikolojik bir travmadır”. [Yargıtay 24.06.2015 tarih, 3. CD., E. 2015/17213, K. 2015/22173, www.yargitay.gov.tr].

İtiraza konu olay bakımından, müvekkilin atılı suçu işlediği hususunda, müştekinin yıllar sonra günlüğüne yazdığı soyut ifadeler dışında herhangi bir somut delil bulunmadığı gibi, tarafımızdan dosyaya sunulan belgeler ve Cumhuriyet Başsavcılığınca dinlenen tanıkların beyanları müştekinin soyut beyanlarının gerçekle uyuşmadığı ortaya konulmuş ve KYOK kararı verilmiştir.

Açıklanan sebeplerle, Kayseri CBS tarafından tesis olunan KYOK kararı usule ve yasaya uygun olup, mezkûr kararın kaldırılmasını gerektiren herhangi bir somut olgu veya delil bulunmamaktadır.

  1. NETİCE VE TALEP

Yukarıda açıklanan sebeplerle ve Hâkimliğinizce re’sen takdir olunacak sebeplerle, Kayseri CBS tarafından tesis olunan 23.11.2020 tarih ve Karar No. 2020/………….sayılı KYOK kararı usule ve yasaya uygun olduğundan, müşteki vekilinin itirazının reddine karar verilmesini;

Saygılarımla arz ve talep ederim. 25.12.2020.

Av. GİZEM GÜL UZUN

SSÇ …………………………… Müdafii

SULH CEZA BEYAN DİLEKÇESİ örneği, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından hazırlanmıştır.

gabin beyanı dilekçe

tanık beyanına ilişkin dilekçe

bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi

iş kazası beyan dilekçesi

esas hakkında beyan dilekçesi

iş kazası beyan dilekçesi

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN