ESAS HAKKINDA BEYAN DİLEKÇESİ

ESAS HAKKINDA BEYAN DİLEKÇESİ

ESAS HAKKINDA BEYAN DİLEKÇESİ


ESAS HAKKINDA BEYAN DİLEKÇESİ

 

 ADANA 19. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

 

DOSYA NO : 2019/.... E.


SANIK : 


MÜDAFİİ :Avukat Gizem Gül Uzun 

 

KONU : Esas hakkında beyanlarımızın sunulmasından ibarettir.


AÇIKLAMALAR :


Çocukların, fiziksel veya zihinsel engellilerin dilencilikte araç olarak kullanılması suç olarak tanımlanmıştır. Dilencilik yaptırma suçunda, başkalarının acıma duyguları istismar edilmekte ve bu şekilde haksız kazançlar elde edilmektedir. İnsanların manevi duyguları ve iyiniyetleri sömürülmektedir. Özellikle Türk toplumunda kimsesizlere ve yoksullara yardım etme yönündeki hassasiyet oldukça fazladır. Ancak burada şu ayrıma hususi olarak dikkat etmek gerekir; çocuk ya da yardıma muhtaç kişi karşı taraftan hiçbir şey talep etmese dahi bazı insanlar sırf kötü giyimli birini görünce yardıma muhtaç olduğunu anlayıp, gönlünden koparak üstüne başına bir şey alabilmesi için para verebilmektedir. Bizim Türk toplumumuz bu noktada oldukça hassastır. Türk toplumunun kendi dinamiği yardıma muhtaç birine yardım etmektir. Karşı taraftan hiçbir şey talep edilmeden verilen para dilencilik sayılmaz. Somut olayda da durum aynen böyledir.

Her gün evden işe giderken yollarda her yaştan dilencilere rastlamaktayız. Ancak dilencilik yapmak tanımı burada oldukça önem arz etmektedir. Kimler yargıda gerçekten dilenci sayılır bu ayrımı iyi bilmeliyiz. Sayın Mahkemenizin de bildiği üzere dilencilik yapmak, bir kimsenin acınacak halde veya yaşaması için muhtaç durumda olduğunu karşı tarafa sözle, yazıyla, hareketle veya başka bir şekilde bildirerek karşıdaki kişinin vicdani duygularını istismar ederek kendisine karşılıksız yardımda bulunmasını istemektir. MENDİL SATANLAR VE ARABA CAMI SİLEREK PARA İSTEYENLER DİLENCİ SAYILMAZLAR. Zira burada sunulan bir hizmet ve bunun karşılığında ödenen bir bedel vardır. Buna örtülü dilencilik diyemeyiz, bazen çaresizlik mendil satmayı ya da cam silmeyi gerektirebilir ve ne yazık ki küçük yaşta çocuklar dahi bu şekilde günü kurtarabilmektedir. Kağıt mendil satmak ya da cam silmek, verilen hizmetin karşılığında çok yüksek bir meblağ istenmiş ise dilencilik sayılır. Yani açık bir orantısızlığın olması gerekir.

Dilendiricilik yaptırma ise rızası olsun veya olmasın bir kimsenin dilencilik yapmasına aracı olmaktır. Bu suçta mağdurun rızasının olması suçu hukuka uygun hale getirmez. Eylem suç olmaya devam eder. Suçun işlenmesi için failin varlıklı veya yoksul olmasının da bir önemi yoktur. Ancak koşulları varsa ZORUNLULUK halinde bu suçun işlenmiş olması eylemi hukuka uygun hale getirebilecektir. 

Dilencilik suçunun oluşabilmesi için, bir çocuk veya bedenen ya da ruhen kendisini idare edemeyecek bir kişinin, dilenen kimsenin beraberinde veya yakın mesafede bulundurulması yeterli olmayıp, BU KİMSELERİN SUÇTA ARAÇ OLARAK KULLANILMASI GEREKMEKTEDİR. Ancak somut olayda müvekkilim çocuklarını suçta araç olarak kullanmamıştır. Yalnızca çocuklarını evde tek başlarına sıkılmasınlar diye trafik ışıklarında davul satan babalarının yanına götürmüştür. Ayrıca müvekkilimin epilepsi hastası çocuğu bulunmaktadır. Bu çocuk tek başına evde kalamadığından zaten çocuğu yanında götürmek zorundadır. Epilepsi hastası çocuğu evde uzun süre kalamamakta olup gün içerisinde mutlaka dışarı çıkma ihtiyacı hissetmektedir. Ayrıca bu çocuk evde ablalarının ders çalışmasına da engel olmaktadır. 

DİLENEN KİMSE, ÇOCUĞUNU VEYA YAŞLI YAKININI BIRAKACAK BİR YER OLMADIĞI İÇİN BERABERİNDE GETİRMİŞ FAKAT ÇOCUĞUNU ARAÇ OLARAK KULLANMAMIŞSA EYLEM TCK m.229 KAPSAMINDA DEĞİLDİR. Somut olayda müvekkilim çocuklarını dilendirmemiş yalnızca ışıklarda davul satan babasının yanına eğlendirmek için götürmüştür. Müvekkilimin çocuklarını dilendirme gibi bir kastı olsaydı zaten çocuklarını okutmaz ve eğitimlerini bu derece önemsemezdi.

Somut olayda bir hayırsever çocukların giyimini kötü görünce çocuklara gönlünden koparak para vermiştir. Bu demek değildir ki; çocuklar sözle, yazıyla, hareketle ya da başka bir şekilde bu hayırsever adama mesaj vermiştir. Çocuklar hiçbir şey yapmamasına ve hiçbir şey talep etmemesine rağmen hayırsever çocuklara para vermiştir. Hayırseverin manevi duyguları istismar edilmemiştir. Müvekkilimin çocuklara çok taze kıyafet alamaması, onları acındırmak için kullandığı anlamına gelmez. Maddi durumu ancak bu şekilde giydirmeye elvermektedir.

Çocuğun taş üstüne konulması, çocuğa kış günü hafif giysiler giydirilmesi ya da yaz günü kalın giysiler giydirilmesi, çocuğun eline ekmek tutuşturulması, çocuğun orta yerde bırakılması, çocuğun aç olduğundan ya da hastalığından söz edilmesi vs. durumlarda çocuğun araç olarak kullanıldığı kabul edilir. Ancak olay tarihinde bunların hiçbiri söz konusu olmamıştır. Çocuklar babalarını ziyarete gittiğinde Adana iklimine uygun bir şekilde giyinmişlerdir. Dışarıdan bakıldığında mevsime ters düşen bir giyimleri yoktur. Ancak maddi durumu iyi olmayan bir aileden de çocuklara sürekli olarak taze kıyafet alması beklenemez . Kaldı ki müvekkilimin beş tane çocuğu bulunmaktadır. Günümüz ekonomik şartlarında standart maaş alan aileler bile beş çocuğun ihtiyaçlarını gidermekte zorlanmaktadırlar. Bu yüzden de müvekkilim sırf çocukları babalarının yanına götürürken bir hayırsever kıyafetlerini eski gördüğü için para verdi diye çocuklarını dilendirmekle suçlanamaz. Türk toplumu gönlü zengin toplum olup, yardım etmeyi sevmektedir.

Müvekkilimin çocuklarını gözünden sakınarak büyütmektedir. Evde yalnız kalmalarına, sürekli evde kalıp sıkılmalarına dahi gönlü razı gelmemektedir. Müvekkilim çocuklarına maddi, manevi her türlü desteği vermiştir. Ayrıca çocuklarının zorunlu eğitim dönemlerini de tamamlattırmıştır. Şayet dilendirme kastı olsa idi bu durum çocuklarının ifadelerine de yansırdı. Ayrıca çocuklarını dilendirme amacı olan bir annenin çocuklarını okutması da hayatın olağan akışına aykırı olur.

Kaldı ki somut olayda çocukların babası trafik ışıklarında davul sattığından ve çocuklar da babalarının yanına gittiğinden, çocukların davul sattığı fikrine de insanlar kapılabilirdi. Çocuklar babalarına davul satma noktasında destek olsalardı, bu da suç teşkil etmeyecekti.

İSTEM VE SONUÇ : Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re'sen gözetilecek diğer nedenlerle, sanığın atılı suçtan BERAATİNE karar verilmesini vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz. 21.02.2022

SANIK MÜDAFİİ
AVUKAT GİZEM GÜL UZUN 

(E-İMZALIDIR.)

 

ESAS HAKKINDA BEYAN DİLEKÇESİ, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından hazırlanmıştır.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN