BOŞANMA DAVASINDA VELAYETE İLİŞKİN ANLAŞMANIN HAKİM TARAFINDAN ONAYLANMASI

BOŞANMA DAVASINDA VELAYETE İLİŞKİN ANLAŞMANIN HAKİM TARAFINDAN ONAYLANMASI

BOŞANMA DAVASINDA VELAYETE İLİŞKİN ANLAŞMANIN HAKİM TARAFINDAN ONAYLANMASI


boşanma davasında velayete ilişkin anlaşmanın hakim tarafından onaylanmasıBOŞANMA DAVASINDA VELAYETE İLİŞKİN ANLAŞMANIN HAKİM TARAFINDAN ONAYLANMASI

BOŞANMA DAVASINDA VELAYETE İLİŞKİN ANLAŞMANIN HAKİM TARAFINDAN ONAYLANMASI

Karar İçeriği2. Hukuk Dairesi 2010/12070 E. , 2011/13933 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Zonguldak 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ :09.03.2010
NUMARASI :Esas no:2009/627 Karar no:2010/194

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Boşanma ve ayrılığın fer'i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz (TMK.md.184/5). Bu bakımdan nafaka ve tazminatlara ilişkin hakimin onayını taşımayan 29.07.2009 tarihli anlaşma hukuki sonuç doğurmaz. Boşanma hükmü Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi çerçevesinde de oluşturulmamıştır. Boşanmaya neden olan olaylarda eşine sürekli şiddet uygulayan davalı koca tamamen kusurludur.
Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.
4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4.bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.09.2011 (Prş.)

Sonuç olarak taraflar çocukların velayeti hususunda anlaşmaya varmış olsalar hakim onaylamazsa geçersiz olur.

BOŞANMA DAVASINDA VELAYETE İLİŞKİN ANLAŞMANIN HAKİM TARAFINDAN ONAYLANMASI gerektiğine ilişkin Yargıtay Kararı Avukat Gizem Gül Uzun tarafından sunulmuştur.

velayetin kime verileceği neye göre belirlenir?

velayet verilirken çocuğun isteği önemli midir?

anne velayeti babaya vermek isterse mümkün müdür?

boşanma davasında çocuğun velayeti yargıtay kararı

velayet ana baba dışında kimseye verilemez.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN