MAL REJİMİ(KATILMA ALACAĞI) DAVASINA CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

MAL REJİMİ(KATILMA ALACAĞI) DAVASINA CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

MAL REJİMİ(KATILMA ALACAĞI) DAVASINA CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ


 

MAL REJİMİ(KATILMA ALACAĞI) DAVASINA CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

 

KAYSERİ 7. AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO: 2023/*** E.

DAVACI : 

VEKİLİ : 

DAVALI : 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül UZUN

KONU : Cevaba cevaba cevap dilekçemizin sunumudur.

MAL REJİMİ(KATILMA ALACAĞI) DAVASINA CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

AÇIKLAMALAR:

Davacı, cevaba cevap dilekçesinde özetle; beyanlarımızın haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, alınan aracın tamamen davacının maddi imkanlarıyla alındığını, mehir senedinin zorla imzalatıldığını, talep edilen ziynetlerin davalı ve ailesinde kaldığını iddia etmiştir. Ancak bu iddialar tamamen mesnetsiz ve Sayın Mahkemenizi aldatmak amacıyla yazılmış bir senaryodan ibarettir. Şöyle ki;

1- MÜVEKKİLİN ARACIN ALINMASINDA HİÇBİR MADDİ KATKISI OLMADIĞI İDDİASI HAKKINDA:

Davacı, dilekçesinde alınan araçta müvekkilin hiçbir maddi katkısının olmadığını iddia etmiştir. Bu hususları kesinlikle kabul etmiyoruz.

Daha önce bahsettiğimiz üzere bu araç müvekkile düğün sırasında takılan 4 adet bilezik ile alınmıştır. Bu sebeple bu araç müvekkil üzerine kayıtlıdır. Bu husus tanıklar ile ispatlanacaktır.

Öyle olsaydı dahi;

Kesinlikle kabul etmemekle birlikte, eğer anlatılan olay davacının iddia ettiği gibi olsa dahi araç yine de müvekkilin olacaktır. Sayın Mahkemenize sunduğumuz üzere mehir senedinin Mehr-i Müeccel kısmında alınan aracın müvekkile bağışlanacağı açıkça kararlaştırılmıştır.

Ayrıca davacı kendi iddialarında dahi çelişmektedir:

Davacının dava dilekçesinin 1. paragrafının 2. cümlesi: ''Evlilik birliği içerisinde tarafların katkıları ile 1 adet araç satın alınmış ve...'' 

Davacının cevaba cevap dilekçesinin 1 numaralı paragrafının 5. cümlesi: '' Dava konusu aracın alınmasında davalının hiçbir maddi katkısı olmamıştır.'' 

Görüleceği üzere davacı sürekli çelişkili iddia ve beyanlarda bulunmaktadır. Bu cümleler dahi davacının iddiasının tamamen uydurma ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun açıkça kanıtıdır.

2- MEHİR SENEDİNİN ZORLA İMZALATILDIĞI İDDİASI HAKKINDA:

Davacı dilekçesinde müvekkil ve ailesinin mehir senedi imzalanmadığı takdirde salona gelmeyeceklerini, mehir senedinin davacıya zorla imzalattırıldığını, bu sebeple geçerlilik kazanamayacağını iddia etmiştir. Bu iddialar mesnetsiz ve akdedilen sözleşmeden kaçınma amacıyla yapılmakta olup, işbu mehir senedi hiçbir zorlama olmadan akdedilmiştir. 

Mehir senedi, İslam Hukukuna ilişkin bir uygulamadır. Ancak Yargıtay kararlarına göre hukukumuzca da geçerlilik kazanacaktır. Mehir senedinin geçerlilik kazanma şartı yazılı olmasına bağlıdır.

Ancak davacı, işbu dava sırasında imzaladığı senetten sıyrılmak ve Sayın Mahkemenizi yanıltmak amacı ile çeşitli senaryolar üretmektedir. İddia eden iddiasını ispatla yükümlüdür. Karşı tarafın işbu senedin zorla imzalatıldığına dair ispat yükü oluşmuştur. Ancak davacı bu iddiasını hiçbir somut delil ile destekleyememektedir.

Ayrıca Yargıtay beyaza atılan imzalarda dahi imza atanın sorumluluğunu kabul etmektedir. Somut olayımızda mehir senedi bilgisayar çıktısı şeklinde hazırlanmış bulunmakta ve sonrasında değiştirme yapılması kesinlikle mümkün olmamaktadır. Davacı işbu mehir senedini imzaladığını ve ne gibi sonuçlar doğacağını açıkça bilmektedir. Mehir senedi somut olayımızda tamamen geçerlidir.

T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2016/28448 K. 2019/8367 T. 16.9.2019

''Senet için imza kurucu bir unsur olsa da imzanın senet metninden önce atılması mümkündür. Bu durumda beyaza (açığa) imzadan söz edilir. Beyaza imza atan kişi, senedin anlaşmaya aykırı olarak kendi zararına doldurulabileceğini genel hayat tecrübesiyle bilmesi gerekir. Buna rağmen açığa imza atmış olmakla kendisinden beklenen dikkat ve ihtimamı sarf etmediğinden hukukun himayesinden yararlanamaz.''

Ayrıca davacının paylaştığı Yargıtay kararı dahi somut olayımızla hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Davacının cevaba cevap dilekçesinde paylaştığı Yargıtay kararını aynen dilekçemize eklemekle birlikte somut olayımızla uzaktan yakından alakası olmadığı Sayın Mahkemenizce de anlaşılacaktır.

'' Davacı, davalı ile 13/11/2009 tarihinde evlendiğini, düğün sırasında örf ve adetlere göre çeyiz eşya senedi düzenlediklerini, evlilik sırasında verilen mehir niteliğindeki bu miktarın boşanma ile birlikte muaccel hale geldiğini belirterek çeyiz eşya senedinde gösterilen 50.000,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı, bononun kambiyo senedine mahsus icra yolu ile takibe konduğunu bu nedenle davacının bu davayı açmada hukuki yararının olmadığını, dayanak bononun eşya senedi olmadığını, bononun ahlaka aykırı şekilde tanzim edildiğini, senedin arkasında "evlenme güvence senedi "olarak verildiğinin yazılı olduğunu, evlilik güvencesi olarak verilen senedin bedelinin istenmesinin ahlaka ve adaba aykırı bulunduğu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, senedin verilme tarihi ile tarafların evlilik tarihi arasındaki yakınlık, senedin alacaklısının kadın borçlusunun koca olduğu dikkate alınarak senedin çeyiz eşya senedi olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 50.000,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

 

 Uyuşmazlık, senede bağlı alacak talebine yöneliktir. Davacı yargılama sırasında, verilen senedin mehir senedi olduğunu beyan etmiş, davalı ise senedin düzenlendiği gün gayri resmi olarak evlendiklerini bu nedenle senedin evlenmeyi güvence altına almak için yapıldığını, evlilik sonrası ise senedin iade edilmediğini belirtmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 81. maddesine göre, hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Yine Türk Borçlar Kanunu'nun 27. maddesinde sözleşmenin konusunun, gerek içerik gerekse amaç yönünden ahlakın emirlerine aykırı olmaması gerektiği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu olan ve "iş bu senet evlenme güvence senedidir" yazılı olan senet 12.11.2009 tarihli olup tarafların bu tarihten bir gün sonra evlendikleri anlaşılmıştır. Senedin içeriğinden mehir senedi olduğuna dair bir ibareye rastlanmadığı gibi gayri resmi evlenmenin teminatı olarak verildiği açıktır. Senedin TBK 27. ve 81. maddeleri uyarınca hukuka ve ahlaka aykırı olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. O halde mahkemece senedin hukuka ve ahlaka aykırı bir amaç için verildiği ve senede itibar edilmeyeceği gözetilerek davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirmeye dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.

 

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.''

Sayın Mahkemenizce de takdir edileceği üzere paylaşılan Yargıtay kararı somut olaydaki mehir senedi ile kesinlikle bağdaştırılamaz.

1- Somut olayımızdaki senetin başlığında açıkça görülecek şekilde ''MEHİR TUTANAĞI'' yazmakta ve işbu senedin bir mehir senedi olduğu açıkça ortadadır.

2- İşbu mehir senedi hiçbir şekilde evlenmenin teminatı olarak akdedilmemiştir. Bu husus yine tanık beyanlarıyla ispatlanacaktır.

3- Mehir senedinin herhangi bir kısmında, ''iş bu senet evlenme güvence senedidir'' veya benzeri hiçbir ifade bulunmamaktadır.

Görüleceği üzere davacı, imzaladığı işbu mehir senedinin sonuçlarından kaçınmak amacıyla bin bir türlü asılsız ve mesnetsiz iddiada bulunmaktadır.

3- DÜĞÜNDE TAKILAN ZİYNETLERİN MÜVEKKİL VE AİLESİNDE KALDIĞI İDDİALARI HAKKINDA:

Davacı dilekçesinde, düğünde takılan bileziklerin müvekkilde kaldığını, diğer takıların, küçük altın para ve setin müvekkilin annesinin çantasına konulduğunu, müvekkilin haksız menfaat elde etmeye çalıştığını, müvekkilin iddialarını kanıtlayamadığını iddia etmiştir. Yine bütün bu iddialar asılsız ve mesnetsizdir.

Davacı yine somut olayı çarpıtarak Sayın Mahkemenizi yanıltmaya çalışmaktadır. 4 adet bileziğin müvekkilde kaldığı ve onunla işbu dava konusu aracı aldığını zaten kabul etmekle birlikte, düğünde takılan diğer ziynetler ve paranın müvekkilde olduğu iddiası tamamen asılsızdır.

Takılan diğer ziynetler ve paranın davacının ailesi tarafından müvekkilden alındığı düğün videosu ile kanıtlanacaktır. Düğün videosunda açıkça, davacının annesinin çantasında zarflar gözükmektedir. İşbu zarflar müvekkilin üstünden izinsizce alınan ziynetler ve paralarla doludur. Ayrıca yine düğün videosunda takı töreni sonrası davacının ailesinin müvekkilin koluna girip bir yere götürdüğü açıkça kayda alınmıştır. Sayın Mahkemenize düğün videosunun gerekli kısımları sunulacaktır. Ayrıca yine bu iddia da tanık beyanlarıyla kanıtlanacaktır.

Sonuç olarak taleplerimiz;

*Araç müvekkilin, hem kendine ait olan ziynetlerle satın aldığından hem de mehir senedinde açıkça aracın müvekkile bağışlanacağı kararlaştırıldığından ötürü, aracın müvekkilin kişisel malı olduğundan davanın reddine karar verilmesini,

*Düğünde takılan yukarıda açıklanan ziynet ve paraların aynen iadesine, eğer aynen iadesi mümkün değilse rayiç bedeli üzerinden hesaplanacak bedelinin iadesine,

*Davacıya ait tüm hesaplarına tedbir konulmasına karar verilmesini,

*Mehir senedinin Sayın Mahkemenizce geçerli olarak kabul görmesini

 Sayın Mahkemenizden saygıyla arz ve talep ederiz.

HUKUKİ SEBEPLER: TMK, TBK, HMK ve sair mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER :

1-Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırması,

2-Taraflara ait SGK kayıtları, hizmet dökümü ve sair belgeler, (kuruma müzekkere yazılarak celbini talep ediyoruz.)

3-Taraflar arasındaki yazışma ve mesajlar 

4-Davacının banka mevduat hesaplarına yönelik hesap hareketleri (ilgili bankalara müzekkere yazılmak suretiyle davacının evlilik tarihinden bu yana yapılan harcama ve hesaba giriş çıkış yapılan tutarlara ilişkin hesap hareketleri ve ekstrelerini celbini talep ediyoruz.)

5-Tanık beyanları ( İsim ve adreslerini daha sonra bildirilecektir.)

6-Nüfus kayıt örnekleri

7-Davacının bireysel emeklilik sigortası bulunup bulunmadığı hususunun anlaşılabilmesi adına ilgili kuruma müzekkere yazılması 

8-Tarafların nişan ve düğün merasimlerine ilişkin fotoğraf ve video kayıtları

9-Bilirkişi incelemesi, yemin, isticvap, Yargıtay içtihatları, doktrin, emsal kararlar, uzman mütalaası, keşif, karşı tarafın delillerinden lehe olanlar, benzer nitelikte her türlü yasal delil. 

İSTEM VE SONUÇ : Haksız ve yersiz hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, mehir senedinde düzenlenen ziynetlerin ve paranın müvekkile verilmesini, aracın müvekkil üzerinde kalmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim. 

DAVALI VEKİLİ

Av. GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN