İşçilik Alacağı Davası Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği

İşçilik Alacağı Davası Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği

İşçilik Alacağı Davası Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği


İŞÇİLİK ALACAĞI DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

KAYSERİ 2. İŞ MAHKEMESİNE

DOSYA NO: 2022/4** E.

DAVACI: H*** Ö*** Ş***

VEKİLİ: AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

DAVALI: Ç*** Ö***

VEKİLLERİ: Av. B***, Av. N***, Av. J****

KONU: Cevaba cevap dilekçemizden ibarettir.

İşçilik Alacağı Davası Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği

AÇIKLAMALAR:

DAVALI HER NE KADAR CEVAP DİLEKÇESİNDE, TÜZEL KİŞİLİĞE SAHİP OLMAYAN M*** TEMİZLİK'İN DAVALI TARAF OLARAK GÖSTERİLMESİNDEN DOLAYI DAVANIN REDDİNİ İSTEMİŞ OLSA DA DAVALININ BU TALEBİNİN REDDİNİ İSTERİZ. ŞÖYLE Kİ;

M***** Temizlik'in sahibi Ç**** Ö****r'dir. Tarafımızca davalı tarafın Ç*** Ö**** yerine M**** Temizlik'in gösterilmesi maddi bir hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan bir yanılgıdan ibarettir. Dolayısıyla taraf değişikliği talebimizin kabulünü, karşı tarafın rızasını aramaksızın Sayın Mahkemenizden talep ederiz. 

Hukuk Muhakemeleri Kanunun 124. maddesinin 4. fıkrasına göre, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktaysa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliğini kabul edebilir.

Tüzel kişiliği olmayana dava açılması Yargıtay tarafından kabul edilebilir bir yanılgı olarak sayılmaktadır. 

12. HD, 20.6.2013, 14166/2330

''Buna göre alacaklı tarafından tüzel kişiliği olmayan Kozan Devlet Hastanesi’nin bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı yerine Kozan Devlet Hastanesi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK. nun 124/3-4.maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür.” 

10. Hukuk Dairesi, 25.3.2013 tarihli 4916/5672 

“Bu yönde husumet yöneltilen Ç... N... Adi Ortaklığının tüzel kişiliği, yani davada taraf ehliyeti yoktur. Hal böyle olunca yukarıda değinilen yasal düzenlemeler çerçevesinde; adi ortaklığı oluşturan tüzel kişiler Ç... İnş. San. ve Tic. AŞ. ve N... Mühendislik A.Ş. Ye yöntemince husumet yöneltilmesi sağlanıp tüm kanıtları toplandıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir.''

10. Hukuk Dairesi, 22.11.2011 tarihli 7513/15846 

“...Somut olayda, davanın, tüzel kişiliği bulunmayan Yalova Valiliği aleyhine açıldığı gözetilmeksizin, anılan idareye dava dilekçesi tebliğ edilerek yargılama yapılıp yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması isabetsiz bulunmuştur. … Öte yandan, davanın yasal dayanağı, 5510 Sayılı Kanunun 63 üncü maddesi olup, uyuşmazlığın niteliği ve doğduğu tarih gözetildiğinde, husumetin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğinin kabulü gerekir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124/4 üncü maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğine dair düzenleme de gözetilerek, söz konusu Kuruma ek dava açılmaksızın davaya dahil edilip savunma ve delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.”

Yargıtay'ın aynı yönde 10. Hukuk Dairesi 5.4.2013 tarihli E. 2012/10457 ve K. 2013/6857 sayılı kararı da mevcuttur.

Zira davanın taraf sıfatı yokluğu ile reddine karar verilmesi halinde, tarafımızca doğru kişinin taraf olarak gösterilerek ayrı bir dava açılması durumunda kalınacaktır. Ancak bu işlemler hem davacı hem de mahkeme tarafından aleyhe sonuçlar doğuracaktır ve bu şekilde mahkemelerin iş yükü gereksiz artacağından genel olarak bütün yargılamaları olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla istisnai bazı durumlarda taraf değişikliğine izin verilmesinde usul ekonomisi bakımından hukuki yarar bulunmaktadır. Bu nedenle davaya konu bu uyuşmazlığın görülmekte olan dava içinde çözülmesi ve bu sayede yeni bir dava için harcanacak emek ve giderlerden tasarruf edilebilmesi gerektiği kanısındayız. 

Arz ve izah olunan nedenlerden ötürü davalı tarafın Ç**** Ö*** olarak değiştirilmesini Sayın Mahkemenizden talep ederiz. Zaten M**** Temizlik Şirketinin sahibi Y*** Ö*** ve Ç**** Ö*** adlı kişilerdir. Y**** Ö**** ve Ç**** Ö*** evli olup; haliyle karı koca hayatı yaşamaktadırlar ve aynı evde ikamet etmektedirler. Ayrıca aynı iş yerinde de olmalarından mütevellit birbirlerinin her şeyinden haberdar olan kişilerdir.

İŞBU DAVAYI AÇMADAN ÖNCE TARAFIMIZCA ARABULUCULUĞA BAŞVURU YAPILMIŞ OLUP GÖRÜŞME TUTANAĞI DA SAYIN MAHKEMENİZE SUNULMUŞTUR. 

Zira işçilik alacağı davası açmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunlu olup; eğer arabuluculuğa başvuru yapılmamış ve arabuluculuk tutanağının aslı mahkemeye sunulmamış olsaydı işbu dava usulden reddedilirdi. 

Davalı taraf cevap dilekçesinde arabuluculuk ilk oturumuna iştirak etmediğimizi iddia etmektedir. Ancak Sayın Mahkemenize sunulan arabuluculuk görüşme tutanağında da görüleceği üzere müvekkilin vekili Avukat Gizem Gül Uzun arabuluculuk görüşmesine katılmış ve dava konusu yapılan tüm alacaklar bu arabuluculuk görüşmelerine konu edilmiştir. 

Davalı taraf her ne kadar arabuluculuk görüşmelerinde yer almadığımızı iddia etse de; arabuluculuk görüşmelerine katılmayan taraf davalıdır. Davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı gibi ''Benim anlaşacak hiç bir şeyim yok, zaten ne isterse istesin ödemeyeceğim'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Sayın Mahkemenize arabuluculuk görüşmesinde yapılan anlaşmama tutanağının aslı işbu davayı açmadan önce sunulmuştur. 

DAVALININ, MÜVEKKİLİN ALACAKLARININ ZAMANAŞIMINA UĞRADIĞINA İLİŞKİN İDDİALARI YERSİZDİR.

Müvekkilin huzurdaki dava ile talep ettiği alacak kalemleri 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, müvekkilin talep ettiği alacak kalemleri zamanaşımına uğramamıştır. Zira müvekkil, davalıya ait iş yerinde 18.08.2019 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Müvekkilin işe başladığı tarihten itibaren dahi 5 yıl geçmemiş olmasına rağmen; müvekkilin bahse konu iş yerinden talep ettiği işçilik alacaklarının üzerinden 5 yıl geçmiş olması mümkün değildir. Müvekkilin talep ettiği alacak kalemleri içerisinde zamanaşımı söz konusu değildir. Müvekkil bahse konu işçilik alacaklarını yasal süresi içinde talep etmiştir. 

DAVALININ BEYANLARI ÇELİŞKİ İÇERMEKTEDİR.

Davalı, Sayın Mahkemenize sunduğu cevap dilekçesinde müvekkil ile en son 18.08.2022 tarihinde telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ve daha sonra müvekkile hiçbir şekilde ulaşamadığını beyan etmiştir. Ancak davalının eşi Y*** Ö**** ile müvekkilin taraf olduğu Kayseri 10. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/**** sayılı bir alacak davası mevcuttur. Bu dosyadaki dava dilekçesinde Y*** Ö***, müvekkilin son ödeme tarihi 30.07.2022 olan borcu ödemeyerek temerrüde düşmesi sonucu, borcu ödemesi için müvekkile sözlü uyarılarda bulunduğunu beyan etmiştir. Davalı ile aynı evde yaşayan ve aynı işyerinde çalışan sürekli davalı ile beraber olan eşi Y*** Ö****'in beyanlarına göre davalının eşi, müvekkile sözlü uyarılarda bulunabilmekte yani müvekkile ulaşabilmektedir. Ancak buna rağmen davalının, müvekkile hiçbir şekilde ulaşamadığı iddiasının ne derece kabul edilebilir olduğunu Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz. 

DAVALININ İŞ AKDİNİ HAKLI NEDENLERLE FESHETTİĞİNE İLİŞKİN İDDİALARINA KARŞI BEYANLARIMIZ

Davalı 18.08.2022 tarihinde haklı bir neden olmaksızın müvekkili işten çıkarmış ve müvekkile hırsızlık suçunu işlediği yönünde iftira atarak müvekkilin sigortasını düşürmüştür. Hal böyle olunca müvekkil, davalıyı arayarak ''neden bana böyle yapıyorsunuz, üç yıldır sizin çalışanınızım iftira atarken hiç mi vicdanınız sızlamadı, çoluğum çocuğum var beni mağdur etmeyin bari tazminatımı verin'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Buna karşılık davalı, müvekkile ''sana verecek üç kuruşum bile yok, işçilik alacaklarını sakın ha mahkemede talep etmeye kalkmayasın yoksa seni borçlu çıkarırım'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Müvekkil, davalı ile uzlaşamayacağını anlayınca ''zaten maddi durumum kötü, maaşımı bile eksik ödediniz, neyim var ki neyimi alacaksınız, canımı mı alacaksınız'' şeklinde beyanda bulunarak telefonu kapatmıştır. 

Davalı taraf kötüniyetli bir işverendir. Davalı, sırf müvekkilin kıdem ve ihbar tazminatı alacağını ödememek için, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğine dair asılsız bir hikaye yaratmıştır. 

MÜVEKKİLİN MAAŞI EKSİK ÖDENMİŞTİR. 

Davalı taraf her ne kadar müvekkilin maaşının eksiksiz bir şekilde ödendiğini iddia etse de, bu iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Uygulamada sıkça karşılaşılan durumlardan birisi de kötüniyetli işverenlerin, işçilerin maaşını elden ödemesidir. Müvekkilin maaşı da bu şekilde elden ödenmiş ve müvekkil davalının imzalatmak istediği maaş bordrolarını cebir ve korku sebebiyle imzalamak zorunda kalmıştır. Müvekkil, işten çıkarılma korkusu ve işverenine olan güveni ile maaş bordrolarını imzalamıştır. Ancak müvekkile, bordroda gösterilen miktardan daha az miktarda ödeme yapılmış olup, eksik olan kısımlar müvekkile hiçbir zaman ödenmemiştir. Müvekkile ait banka hesapları incelendiğinde de müvekkile yapılan maaş ödemesinin elden yapıldığı aşikar bir şekilde anlaşılacaktır. Zira davalı işverenin maaş ödemesini elden yapmaktaki amacı zaten bu durumu kötüniyetle kullanmaktır.

Davalı her ne kadar müvekkile ücretin ödendiğinin maaş bordroları ile ispat edileceğini iddia etse de; uygulamada ücret bordrolarında gösterilen ücretin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2017/7955 Esas 2017/20925 Karar sayılı ve 11.12.2017 tarihli kararında da bu hususta emsal bir karar oluşturulmuştur.

“Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.”

MÜVEKKİLE YILLIK İZİNLERİ KULLANDIRILMAMIŞ VE MÜVEKKİL ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL GÜNLERİNDE DAHİ ÇALIŞTIRILMIŞTIR. MÜVEKKİLE FAZLA MESAİ ÜCRETLERİ DE ÖDENMEMİŞTİR. 

Dava dilekçemizde de belirttiğimiz üzere, müvekkil fazla çalışma yapmasına rağmen müvekkile fazla mesai ücretleri ödenmemiştir. Davalı cevap dilekçesinde, müvekkilin ulusal bayram genel tatillerinde çalışmadığını ve fazla çalışma yapmadığını iddia etmektedir. Ancak müvekkilin HTS kayıtları incelendiğinde müvekkilin hangi günlerde, hangi saatlerde iş yerinde bulunduğu açıkça anlaşılacaktır. Hatta ve hatta google konum kayıtlarından bile müvekkilin fazla çalışma yaptığı, yıllık izin kullanamadığı ve ulusal bayram genel tatillerde çalıştırıldığı aşikar bir şekilde anlaşılacaktır. Müvekkilin bahse konu iş yerinde çalıştığı dönemdeki HTS kayıtlarının celbini ve google konum kayıtlarını Sayın Mahkemenizden talep ederiz.

Son olarak şu hususa özellikle değinmek isteriz ki; davalı tarafından O*** T**** adlı kişi tanık olarak gösterilmiştir. Bahse konu iş yerinde davalı, davalının eşi ve tanık gösterilen O*** T**** olmak üzere üç kişi çalışmaktadır. Yani tanık, bahse konu iş yerinde çalışan bir işçidir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere ve uygulamada da çokça karşılaşıldığı gibi işçiler işten çıkarılma korkusu ile işveren aleyhine tanıklık yapmaktan çekinmektedir. Dolayısıyla tanık olarak gösterilen O*** T****'un tarafsız bir şekilde beyanlarda bulunacağının kanaatinde değiliz. 

HUKUKİ NEDENLER: İş Kanunu hükümleri, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri ve ilgili mevzuat 

HUKUKİ DELİLLER: Tanık beyanları, SGK prim dokümanları, maaş bordrosu, taraflar arasındaki iş sözleşmesi, Kayseri Arabuluculuk Bürosu 2022/*** büro dosya numarası, 2022/2**** arabuluculuk son tutanağı, işçinin özlük dosyası, SGK'dan sigortalı hesap döküm cetveli, işyeri ve sigorta kayıtları, bilirkişi raporu, işe giriş bildirgesi vs. her türlü kanıt

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan hususların göz önünde bulundurularak davamızın kabulüne karar verilmesine, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla ŞİMDİLİK; fazla mesai alacağı için, eksik yatırılan ücreti için, kıdem tazminatı için, UBGT alacağı için, yıllık ücretli izin ücreti için, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı için toplamda şimdilik 1500 TL alacağın, müvekkilimce fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan alınarak tarafımıza ödenmesine ve yargılama giderleri ile birlikte avukatlık ücretinin de davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz. 01.02.2023

DAVACI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN 

İşçilik Alacağı Davası Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği Avukat Gizem Gül Uzun tarafından hazırlanmıştır. 

İşçilik Alacağı Davası Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği - İşçilik Alacağı Davası Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği - 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN