Hırsızlık Suçu Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi

KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

KAYSERİ 3.SULH CEZA HAKİMLİĞİNE

DOSYA NO : 2022/... Sorgu no

ŞÜPHELİ :

MÜDAFİİ : Avukat Gizem Gül Uzun Kutlay, Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A blok No:8/79 Kocasinan/Kayseri

KONU : Kayseri 3.Sulh Ceza Hakimliğinin 20.03.2022 tarihli 2022/.... sorgu numaralı kararı ile vermiş olduğu tutuklama kararına itirazlarımızın ve şüphelinin tahliyesine karar verilmesi taleplerimizin sunumudur.

AÇIKLAMALAR :

1-Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 20.03.2022 tarih ve 2022/...............soruşturma nolu soruşturma kapsamında şüphelinin ifadesi alınarak tutuklama istemiyle Kayseri 3.Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmiştir.

2-Müdafii olduğum şüpheli Mehmet ............ hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Kayseri 3.Sulh Ceza Hakimliğince verilen tutuklama kararı hukuka aykırıdır. Şöyle ki;

Şüphelinin beyanları oldukça istikrarlı ve samimidir. Hatta ve hatta şüpheye yer vermeyecek niteliktedir. Şüpheli uyuşturucu madde etkisinde kalarak kendisine ve ailesine yakışmayacak hadiseler gerçekleştirdiğini beyan etmiştir. Bu durumdan ötürü tedavi olmak istediğini söylemiştir. Şüpheli söz konusu olayla ilgili etkin pişmanlık göstermiştir. Somut olayda gönüllü vazgeçme hükümleri dahi uygulanabilir. Zira şüpheli çaldığını söylediği şeyleri tam teslim edecekken polis tarafından yakalanmıştır. Ayrıca şüpheli zararı gidermeyi dahi kabul etmektedir.
AİHM içtihatlarında tutuklamanın en son uygulanması gereken tedbir olduğundan ve başka bir önlemle tutuklamadan sağlanabilecek yarar sağlanabilecekse tutuklama yoluna gidilmemesi gerektiğinden bahsetmiştir. CMK 109 adli kontrol hükümleri uygulanmadan mahkeme tutuklama kararı vermemelidir. Müvekkil hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmadan verilen tutuklama kararı bu sebeple hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

3-Şüphelinin kaçması söz konusu dahi değildir. Şüpheli daha önce yurt dışına çıkmamıştır. Hatta pasaportu dahi yoktur. Sabit ikametgah sahibidir. Buna bağlı olarak şüphelinin kaçma şüphesinin bulunması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bununla beraber müvekkilin delilleri karartma şüphesi de yoktur. Çünkü tüm deliller toplanmıştır. Kaçma ve delilleri yok etme şüphesi dahi olmayan müvekkilin, adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılması durumunda tüm gereklilikleri yerine getireceği aşikardır. Müvekkil daha önce bir suça dahi karışmamış olup sabıka kaydı bulunmamaktadır. Bu sebeple şüphelinin tutuklu kalması aşırı bir tedbirdir ve ölçülülük ilkesine aykırıdır. Buna bağlı olarak şüphelinin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak müvekkilin serbest bırakılmasına karar verilmesini isteme gereği hasıl olmuştur.

4-Şüphelinin sağlık problemleri de bulunmaktadır. Tutuklamanın amacı her anlamda delillerinin serbestçe toplanabilmesini sağlamaktır. Ancak sağlık problemleri iyi olmayan biri için delilleri karartma ya da kaçma imkanı olmadığı halde tutuklama kararı verilmesi hukuka uygun değildir.

5-Tutuklama kararı bir ceza değildir. Ancak uygulanması halinde kişi hak ve özgürlüklerini sınırlayıcı bir muameledir. Bu yüzden de ancak zorunlu görüldüğü takdirde uygulanmalıdır. Anayasada da tutuklamanın ancak zorunlu görüldüğü takdirde uygulanmasına başvurulması gerektiği hususu önemlidir. Anayasada da tutuklamanın ancak zorunlu görülen hallerde başvurulması gereken bir muamele olduğu, öncelikli yapılması gerekenin tutuksuz yargılama olduğu, tutuklama için kuvvetli suç şüphesinin olması ile kaçma ve delilleri karartma ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Fakat mahkemenin ve hakimlik kararlarının tutuklama için sunmuş olduğu gerekçeler hukuk ilkeleri, Anayasa ve CMK gözetilmeden yapılan klasikleşmiş ifadelerdir.

6-Dünyaya yayılan ve ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19'un son zamanlarda cezaevlerine de sıçradığı, binlerce tutuklu ve hükümlünün enfekte olmasıyla koğuşların karantina altına alındığı ve son olarak virüsün genç yaşlı fark etmeksizin insan ölümlerine neden olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde alternatif adli kontrol hükümlerinin uygulanması yerine doğrudan en ağır tedbir olan tutuklama tedbirinin uygulanması şüphelinin yaşam hakkının göz ardı edildiği anlamına gelmektedir.

7-Şüpheli hakkında en aleyhe yorum yapıldığında bile zararı gidermeyi kabul eden biri için tutuklama kararı verilmesi ölçülü değildir. Şüpheli doğmuş olan zararı gidermeyi taaahüt ederek ETKİN PİŞMANLIK hükümlerinden faydalanmak istemektedir.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle;
Şüpheli hakkında verilen tutuklamaya ilişkin kararın İTİRAZEN KALDIRILMASINA ve şüphelinin SALIVERİLMESİNE,
Hakimliğinizin aksi kanaatte olması durumunda CMK md.109 gereği tutuklama tedbirinin ADLİ KONTROL HÜKÜMLERİNE çevrilmesini şüpheli müdafii olarak vekaleten saygıyla arz ve talep ederim. 26.03.2022
İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ MÜDAFİİ