Boşanma Davası İstinafa Cevap Dilekçesi Örneği

Boşanma Davası İstinafa Cevap Dilekçesi Örneği

Boşanma Davası İstinafa Cevap Dilekçesi Örneği


boşanma davası istinafa cevap dilekçesi örneğiBoşanma Davası İstinafa Cevap Dilekçesi Örneği

Boşanma Davası İstinafa Cevap Dilekçesi Örneği

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİNE

Gönderilmek Üzere

TARSUS 1.AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO: 2019/*** E. , 2022/**8 K.

İSTİNAFA BAŞVURAN

DAVALI-KARŞI DAVACI: B***K T****

VEKİLİ: AVUKAT ****

CEVAP VEREN DAVACI-

KARŞI DAVALI: D*** G*** T***

VEKİLİ: AVUKAT GİZEM GÜL UZUN 

KONU: Tarsus 1.Aile Mahkemesi’nin 2022/**** K. kararına karşı davalı-karşı davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusuna cevaplarımızın sunumu ve davalı-karşı davacı tarafın işbu talebinin reddine karar verilmesi istemimizden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

İstinaf dilekçesinde davalı-karşı davacı B*** T*** tarafından ortaya atılan iddialar asılsız ve mesnetsizdir. Şöyle ki;

B*** T*** Gerek maddi gerekse manevi yönden evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukların hiçbirini yerine getirmemiş ve evlilik birliğinden doğan tüm sorumlulukları müvekkilin üzerine yıkmıştır. B**** T*** müşterek çocuklarla dahi ilgilenmemiştir.

Müvekkil ev hanımı değildir. Müvekkilin mesai saatleri de yaklaşık olarak B*** T**** ile aynı saatlerde bitmesine rağmen çocukların bakımı, ev işleri, yemek gibi tüm sorumluluklar müvekkilin üzerine yüklenmiştir. Müvekkil, işten geldikten sonra tek başına yemek yapmış, ev alışverişini yapmış, çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmiştir. B*** T****, evlilik birliğinden doğan sorumlulukların hiçbirini yerine getirmemiş, müvekkile hiç yardımcı olmamış adeta tüm bunlar müvekkilin göreviymiş gibi tavır takınmıştır. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere evlilik birliğinden doğan sorumlulukları yerine getirmeyen eş ağır kusurlu kabul edilmektedir. 

B*** T**** sabah evden çıkıp akşam eve gelmekte ve eve geldiğinde de yemek yedikten sonra eşiyle ve çocuklarıyla hiç vakit geçirmemektedir. B*** T**** yemek yedikten sonra arkasından atlı kovalar gibi arkadaşlarının yanına gitmiş olup; tek derdi tek derdi arkadaşlarıyla vakit geçirmek ve eğlenmek olmuştur. Sayın Mahkemenizce de tahmin edileceği üzere ev-li-lik kelimesi hecelendiğinde dahi görülecektir ki ayrı bir evden ve ayrı bir sorumluluktan bahsedilmektedir. Ancak B*** T**** evlilik birliği boyunca üzerine düşen hiçbir sorumluluğu yerine getirmediği gibi müşterek çocukların ihtiyacı olan ilgi ve sevgiyi de karşılamamış, çocuklarını baba sevgisinden mahrum bırakmıştır. B*** T**** bir baba olarak sorumluluğunu yerine getirmeyip 09.09.2019'da dünyaya gelen müşterek bebek D*** Ata'nın doğumunda dahi bulunmamıştır. B*** T**** müşterek çocuğu ilk kez müvekkilin zoruyla çocuk dünyaya geldikten çok zaman sonra Ekim ayının başında görmüştür. ÇOCUĞUNUN DOĞUMUNA DAHİ HİÇBİR HAKLI GEREKÇESİ VE MAKUL SEBEBİ OLMADIĞI HALDE GELMEYEN BİR BABANIN SORUMLU BİR BİREY OLDUĞU İDDİASI TARAFIMIZI OLDUKÇA GÜLDÜRMÜŞTÜR.

B*** T**** evliliğin tüm yükünü müvekkilin omzuna yüklemiştir. Evlilikte çamaşırlar kendi kendine asılmamaktadır, bulaşıklar kendi kendine makineye yerleşmemektedir, yemekler kendi kendisine pişmemektedir, market alışverişi eve hop diye gelmemektedir. Müvekkil, bunca yükün altında tek başına mücadele vermiş ve davalının eylemleri yüzünden gerek fiziken gerek ruhen adeta çin işkencesine maruz kalmıştır. 

B*** T**** evi terk ettikten sonra aylarca müşterek çocukları ile hiç ilgilenmemiş ve çocukların hiçbir ihtiyacını karşılamamıştır. B*** T****, çocuğunu okulda bir kez olsun ziyaret etmemiş, çocuğunun üniformalı halini dahi görmemiştir. Müvekkil, müşterek çocuğun okula başlayacağı tarihte B*** T****'a ''Bugün Ada'nın okulda ilk günü, senin de yanında oluşun onu mutlu eder'' şeklinde mesaj göndermiştir. Ancak B*** T**** bu mesaja da kayıtsız kalmış ve çocuğunun yanında olmamıştır. B*** T**** mahkemenin hükmetmiş olduğu nafakayı ödemek dışında müşterek çocuklara ne maddi ne manevi hiçbir şekilde babalık yapmamıştır. Müşterek çocuk bir gün Ada, müvekkile ''Herkesi babası alıyor, benim babam yok'' şeklinde beyanda bulunarak hıçkıra hıçkıra ağlamıştır.

Müşterek çocuk D*** Ata, babası olan B*** T****'ı bilmemektedir. B*** T**** çocuğuyla hiç ilgilenmemiş bir kez olsun ''gel bugün de baba oğul tıraşa gidelim'' demeyi dahi çocuğuna çok görmüştür.

Boşanma aşamasında dahi nafaka ödemek dışında çocukların eline bir çikolata dahi almamış olup, çocukları görmeye 15-20 günde sadece bir iki saat gelmiştir. B*** T**** boşanmanın yalnızca eşler arasında olduğunu ebeveynler ile çocuk arasında boşanmanın olmadığı bilincine dahi varamamıştır.

B*** T**'ın evlilik birliğine ekonomik desteği bir köşede dursun, B*** T*** savurganlığı ve sorumsuzluğu ile evlilik birliğine maddi anlamda zarardır. B*** T*** evin ekonomik giderlerine destek olmak şöyle dursun, köstek olmuştur.

B*** T****'ın evlilik birliğine manevi anlamda bir katkısı olmadığı gibi maddi anlamda da hiçbir katkısı olmamıştır. Evin ve çocukların giderleri her zaman müvekkil tarafından karşılanmıştır. B*** T****, evlilik birliği süresince sorumsuz şekilde hep fazlasını harcayarak aile içinde huzursuzluğa neden olmuştur. Hatta B*** T****'ın sorumsuzluğu öyle bir boyuta gelmiştir ki evin ekonomisi ile ilgili küçük bir sorunu hemen müvekkile yüklemiş ve müvekkile, ''D** para bul, ben karışmam'' şeklinde beyanda bulunmuştur. BB*** T****, eşinin mühendis olduğunu bildiği halde eşine fabrikatör muamelesi sergilemiştir. 

B*** T**** asgari ücretle çalışmaktadır. B*** T****'ın ev ekonomisine bir desteği bulunmamakla birlikte kazandığı para kendisine bile yetmemiştir. Evin ve çocukların maddi yükü her zaman müvekkilin omuzlarında olmuştur. B*** T**** sürekli şehir dışına maçlara, arkadaşlarıyla alkol almaya gitmiş, kazandığı tüm parasını buralarda harcamış ve zor durumda kaldığında da müvekkile ''patronundan para iste, git bul'' şeklinde beyanlarda bulunmuştur. B*** T****'ın sözleri ve eylemleri müvekkili öyle mağdur etmiştir ki; bir süre sonra çaresiz müvekkil B*** T****'ın maddi desteğini istemek şöyle dursun, B*** T****'ın kendi maaşının yalnızca kendi kendisine yetebilmesini arzu etmiştir. Ancak B*** T**** bunu bile müvekkile çok görmüş, evlilik yolunda müvekkilin önündeki taşı çekmek şöyle dursun müvekkilin önüne taş koymuştur. Bir erkek olarak müvekkilin sırtında adeta bir kambur olmuştur. 

B*** T****, müvekkili maddi konularda her zaman zora sokmuştur. Sayın Mahkemenizce de sorgulandığında görüleceği üzere B*** T**** hiçbir borç altına girmemiş; buna rağmen bütün borçların müvekkil adına alınmasını istemiştir. Dolayısıyla müvekkil, huzursuzluk olmasın aramız bozulmasın diyerek defalarca kredi çekmek zorunda kalmıştır. Tarafların düğün ve ev masrafları için dahiB*** T**** yalnızca 7.000,00 TL kredi çekmiş ve taraflar bunu birlikte ödemiştir. Buna karşılık müvekkil 100.000,00 TL kredi çekmek zorunda kalmış ve bunun ödenmesinde B*** T**** hiçbir yardımda bulunmamıştır.

Hatta ve hatta B*** T****, A**** ve M***'tan borç para almış ve ödememiştir. B*** T****'ın bu kişilere olan borcunu dahi müvekkil ödemek zorunda kalmıştır. 

B*** T****'ın sabit bir işinin olmaması, evin hiçbir ihtiyacını karşılamaması ve tüm bunlara rağmen eski arabalarını satarak lüks araba satın alması ne kadar savurgan biri olduğunun göstergesidir. 

Evlilik birliği süresince evin faturalarını, evin kirasını dahi müvekkil ödemiştir. Hatta B*** T****'ın evi terk ettiği bir gün müvekkil alyansını satarak ev sahibine kira bedelini ödemek zorunda kalmıştır. B*** T****, bir erkeğin üstleneceği sorumlulukları bile üstlenmediğinden ev sahibi ile bile müvekkil muhatap olmak zorunda kalmıştır. B*** T**** eşinin her şeyden önce bir kadın olduğunun bilincine varamamış, kaba tabirle eşine evin delikanlısı muamelesi sergilemiştir. 

B*** T*** müşterek çocuğun yanında dahi müvekkile fiziksel şiddet uygulamıştır.

B*** T**** defalarca müvekkile şiddet uygulamıştır. B*** T**** müvekkilin boğazını ve kollarını müşterek çocuğun yanında dahi sıkarak morartmış, defalarca müvekkili tartaklayarak sarsmıştır. Hatta ve hatta bir keresinde B*** T****'ın müvekkile uyguladığı şiddet öyle bir hal almıştır ki, müvekkilin boğazını sıktığında müvekkilin nefesi kesilmiş, ölümle burun buruna gelmiştir.

B*** T**** sinirlenince gözü hiçbir şey görmeyen birisidir. Hatta bir gün sinirlendiğinde sinirlerine hakim olamayıp evin kapısını kırmıştır. B*** T****'ın fiziksel şiddeti ve yaptığı eylemlerden ötürü müvekkil iki defa düşük tehlikesi geçirmiştir. 

Müvekkil hiçbir zaman evini terk etmemiştir. Buna karşılık; B*** T**** akşamları eve gelmek yerine gece kulüplerine, pavyonlara gitmiş, her şehir dışına maçlara ve pavyona gitmek istediğinde kavga çıkarmış ve küçücük tartışmalardan ötürü dahi evi bırakıp giderek 1 hafta geri dönmemiştir. B*** T**** MÜVEKKİL 4.5 AYLIK HAMİLEYKEN EVİ TERKETMİŞTİR.

B*** T****, Adana'da çalıştığı dönemlerde mutlaka kavga çıkaracak bir şeyler bulmuş ve eve gelmeyerek müvekkilin aramalarını da cevapsız bırakmıştır. B*** T**** yalnızca karısını terk edip gitmekle kalmamış bu süreçte öz kızını dahi hiç aramamış, onu da terk etmiştir. Müvekkil eşine ulaşamayınca B*** T****'ın arkadaşlarını aramış ancak onlardan da B*** T****'ın ne yaptığına ilişkin cevaplar alamamıştır. Müvekkil çok sonrasında B*** T****'ın bu dönemlerde pavyona gittiğini, arkadaşlarından öğrenmiştir. Tarafımızca Tarsus 1.Aile Mahkemesi 2019/** E. Sayılı dosyaya B*** T****'ın sürekli surette pavyona gittiğine ilişkin fotoğraflar delil olarak sunulmuştur. Erkeğin sürekli pavyona gitmesi 2. Hukuk Dairesi 2013/20443 E. 2014/3624 K. Sayılı karardan da anlaşılacağı üzere, Yargıtay tarafından da güven sarsıcı davranış olarak kabul edilmektedir. 

B*** T****, müvekkil henüz dört buçuk aylık hamileyken ve müşterek üç yaşındayken evi terk etmiştir. Ne çocuğunu ne de hamile eşini B*** T****'ın gözü görmemiştir. Üstelik müvekkilin hamilelik döneminde düşük tehlikesinin bulunmasına rağmen B*** T**** bir dakika dahi düşünmeden arkasını dönüp gitmiştir. Bir kadının en hassas olduğu ve eşine en çok ihtiyacının bulunduğu bu dönemde müvekkil, gerek fiziksel gerek psikolojik çok zor dönemler geçirmiştir. Yani müvekkil evli olduğu dönemde dahi kendisini maddi ve manevi anlamda yalnız hissetmiş ve hayatını bu şekilde idame ettirmeye çalışmıştır. 

B*** T**** köşeye sıkışınca hemen müvekkile iftira atmayı kendisine adet edinmiştir. 

B*** T****, evlilik birliği içerisinde hiçbir şekilde eşinin kendisini aldattığına ilişkin beyanlarda bulunmamış olmasına rağmen ne hikmetse müvekkil boşanma davası açtıktan sonra, müvekkilin kendisini aldattığını iddia etmeye başlamıştır. Eşinin kendisini aldattığını iddia eden birinin davada davalı konumunda olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Madem B*** T**** aldatıldığından bu denli emindir o zaman neden boşanma davasını kendisi açmamıştır sorusunun cevabını Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz.

B*** T****, yine boşanma davasının devam ettiği sırada müvekkilin kendisine barışmak için yalvardığına ilişkin iddialarda bulunmuştur. Ancak bu iddialar da asılsız ve mesnetsizdir. Müvekkil barışmak için yalvarmış olsaydı yani barışmak niyetinde olsaydı zaten boşanma davasını açmazdı. Müvekkil, B*** T****'a müşterek çocuklarının hatırına defalarca şans vermiş ancak iyiniyeti suistimal edilince boşanmaya kesin olarak karar vermiş ve boşanma davası açmıştır. 

B*** T**** tarafından müvekkilin yıllarca aynı şirkette çalışma hayatını sürdürmesi dahi boşanma davasında dile getirilerek altında kötü niyet aranmıştır. B*** T****, müvekkilin patronundan rapor parası aldığını beyan etmiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere doğum izninde rapor parası patrondan değil SGK' dan alınmaktadır. Ancak B*** T****'ın amacı asılsız iddialarda bulunarak yargılama içerisinde haksız menfaat elde etmektir.

B*** T**** toplum içerisinde müvekkili rencide etmiştir. B*** T****'ın müvekkile yönelik iftiraları o kadar çirkinleştirmiştir ki; B*** T****, arkadaşlarının bulunduğu bir ortamda müşterek çocuğun dahi başkasından olduğunu iddia etmiştir. Üçüncü kişiler müvekkilin dedikodusunu yapmış ve ''çocuk başkasından olduğu için boşanıyorlarmış, yoksa neden ayrılsınlar'' demişlerdir. Her yerde konuşulmaya başlanan bu dedikodu müvekkilin kulağına kadar gelmiştir. Müvekkil Tarsus'ta ikamet etmektedir. Tarsus, Mersin'in küçük bir ilçesi olduğundan her türlü söylenti, dedikodu, iftira çabuk bir şekilde yayılmaktadır. B*** T****, bu hususun bizzat bilincinde olmasına rağmen müvekkile asılsız iftiralarda bulunmuş ve müvekkili toplum nezdinde de küçük düşürmüştür. Evliyken müşterek çocuğun başkasından olduğu iddiasının yani zina iddiasının ne kadar ağır ve çirkin bir iftira olduğu hususunu Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz.

Boşanma davası süresinde B*** T**** tarafından müvekkile atılan iftiralar, müvekkili oldukça yıpratmıştır, müvekkili psikolojik olarak ağır çöküntüye uğratmıştır. Ayrıca madem B*** T**** müşterek çocuğun kendisinden olmadığını iddia etmiştir ve asılsız söylentiler yaymıştır neden böyle ciddi bir şüphesi olduğu halde gidip de basit bir DNA testini yaptırmaya dahi tenezzül etmemiştir?

Müvekkil, sırf boşanma davası açtığı için dahi B*** T**** tarafından ağır hakaretlere maruz kalmış ve B*** T****, müvekkili tehdit etmiştir. Bu hususla ilgili yargılama Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/** E. Sayılı dosyada devam etmektedir. 

B*** T****, müvekkile ''kendisine 50.000,00 TL vermesi halinde sorunsuz bir şekilde boşanacağını, vermezse her türlü rezaleti çıkaracağını hatta iftira atacağını ve müvekkilin işinden olmasını sağlayacağını'' beyan etmiştir. Bu husus Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/*** E. Sayılı dosyasında dinlenen tanık ile de doğrulanmıştır.

Müvekkil, B*** T****'ın tüm iftiralarına ve yaptıklarına rağmen ne B*** T****'a ne de B*** T****'ın ailesine karşı hiçbir saygısızlıkta bulunmamıştır. 

Müvekkil yaşadığı tüm problemlere rağmen B*** T**** karşı ve B*** T****'ın ailesine karşı hep saygı ve sevgi çerçevesinde davranmış, müvekkil sevilen, sayılan kişiliğinden hiçbir zaman ödün vermemiştir. Müvekkil hiçbir zaman B*** T****'ın ailesine kin ya da husumet beslememiştir. B*** T****'ın ailesi müvekkilin evine geldikleri zaman müvekkil her daim güler yüzle ve misafirpervelikle ağırlamıştır. 

Müvekkil, müşterek çocukların durumlarıyla ilgili her türlü bilgiyi B*** T****'ın ailesi ile paylaşmakta ve hatta B*** T****'ın annesine çocukların fotoğraflarını göndererek, torunlarını görmelerini sağlamıştır. Hatta ve hatta müvekkil, B*** T****'ın babası torunlarını görsün diye çocukları alıp B*** T****'ın babasının evine gitmektedir. Müvekkile her ne kadar çirkin iftiralar da atılmış olsa kayınpederini torun sevgisinden mahrum bırakmamıştır.

B*** T****'ın müvekkili aldattığına ilişkin fotoğraflar bizzat B*** T****'ın arkadaşı tarafından müvekkile gönderilmiştir. 

9 Ekim 2016 tarihinde müvekkil ile B*** T****n tartışmışlardır. B*** T**** her zamanki gibi A*** Ş***'ı aramıştır. A** Ş**, müvekkil ile B*** T****'ın müşterek konutuna gelmiş ve B*** T****'ı alarak ardından Af***e pavyona gitmişlerdir. Af****e Night Club'ta çekinmiş oldukları fotoğraf da bulunmakta olup; boşanma davası dosyasına sunulmuştur. A*** Ş*** pavyonda iken müvekkile, eşinin kendisini aldattığını gösteren bir fotoğraf göndermiştir. Bunun üzerine fenalaşan müvekkilin eşine olan tüm güveni yıkılmıştır. 

Dosya kapsamında dinlenen tanıklar ve toplanan tüm deliller B*** T****'ın tam kusurlu olduğunu göstermektedir.

Tanık V*** T** özetle; evin ve çocukların bütün sorumluluğunun müvekkil üzerinde olduğunu, müvekkil hamileyken B*** T****'ın müvekkili bırakıp gittiğini, B*** T****'ın kendisine ''yok olmayacak yapamıyoruz'' dediğini, B*** T****'ın devamlı olarak pavyona gittiğini ve B*** T****'ın müvekkile ''ben erkeğim ayrılırsam benim için sıkıntı olmaz ancak senin için sıkıntı olur, çünkü onun ikinci evliliği bırakıp giderim'' dediğini beyan etmiştir. 

Müvekkil ile B*** T****'ın müşterek konutundaki komşuları olan tanık B*** T**** özetle; ''yan yana oturduklarını ve B*** T****ın müvekkil hamileyken evi terk ettiğini, B*** T****'ın aylarca eve gelmediğini, tartışmalarda çoğunlukla B*** T****'ın sesinin geldiğini, evin ihtiyaçlarının genellikle müvekkil tarafından karşılandığını, müvekkilin B*** T****'ın ailesine çok iyi davrandığını ve müvekkil ile B*** T****'ın müşterek konutunun kapısının içine çöktüğüne dair bir iz gördüğünü'' beyan etmiştir.

Tanık D*** S*** özetle; ''B*** T****'ın evin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini hatta bunun için kendisinden ve patronundan borç istediğini'' beyan etmiştir. 

Tanık E***E****i özetle; ''B*** T****ın herkesin içinde telefonu müvekkile doğru fırlattığını ve tartışmayı başlatan tarafın B*** T**** olduğunu'' beyan etmiştir. 

Ayrıca müvekkil ile B*** T**** evlilik birliğini kurtarmak için aile danışmanına gitmişlerdir. Aile danışmanı dahi B*** T****'ın ailesini sahiplenmediği ve bir baba, bir koca olacak olgunluğa erişemediğini belirterek; B*** T****'a evlilik birliğinde tek yaşanmayacağı uyarısında bulunmuş ve B*** T****'a ailesi ve çocuğu ile ilgilenmesi için tavsiyelerde bulunmuştur.

B*** T****'ın müvekkilin kendisini affettiği iddiası asılsız ve mesnetsizdir.

B*** T****, yargılama içerisinde haksız menfaat elde edebilmek amacıyla kendi kendisine delil üretmiştir. B*** T**** WhatsApp uygulaması üzerinden, kendi numarası kaydederken isim yerine müvekkilin numarasını yazmış ve kendi kendisi ile mesajlaşmıştır. Mesajı gönderenin isim kısmında müvekkilin numarası bulunmasına rağmen, mesajlar müvekkil tarafından gönderilmemiştir. Müvekkilin barışmak niyeti ya da barışma iradesi olsaydı; işbu davada davacı konumunda olmazdı. Müvekkil boşanma davası açmaya ve eşinden ayrılmaya kati surette karar vermiş, son fiili ayrılıktan sonra peygamber sabrı gösterdiği B*** T****'a sabrı taşmış ve en sonunda boşanma davası açmıştır.

Tarafımızca kabul edilmemekle birlikte; bahse konu mesajlar müvekkil tarafından gönderilmiş olsa dahi boşanma davasında affın birtakım koşulları bulunmaktadır. Affın en önemli koşulu AF KOŞULSUZ VE ŞARTSIZ OLMALIDIR. Ancak somut olayda; son fiili ayrılıktan sonra bu tarz mesajlar gönderilmiş olmak şöyle dursun, müvekkil evlilik birliği içerisinde dahi eşi ile evlilik birliğine devamı yönünde her zaman koşul ve şart sunmuştur. Müvekkil, Burak Turan'a her daim ''bu hareketlerine son verirsen seninle evliliğime devam ederim'' şeklinde koşul içeren beyanlarda bulunmuştur. 

Müvekkil, B*** T****'a hiçbir zaman ''seni affediyorum ya da bana geri dön'' şeklinde beyanlarda bulunmamıştır. Kaldı ki güncel Yargıtay Kararları ışığında da görüleceği üzere aynı evde oturmak dahi mutlak surette af olarak değerlendirilmemektedir. Zira taraflar evde iki yabancı gibi yaşıyor olabilirler. Yargıtay'a göre yaşanan olayların affedildiğini beyan etmek, aynı evde oturmaya devam etmek, evlilik birliğini her anlamda devam ettirmek, hoşgörü ile karşıladığını söylemek koşullarının hepsi bir araya geldiğinde af niteliğinde kabul edilir. Somut olayda bu koşulların hiçbiri mevcut değildir. Koşullu af olmaz! Sevmek ve affetmek farklı hususlardır. Bir kişiyi sevmek onun her koşulda affedileceği anlamına gelmemektedir. 

Müvekkil kendisini sadece çocuklarına ve ailesine adamıştır. Müvekkilin A*** Ş*** ile duygusal ilişkisinin bulunduğuna ilişkin iddialar müvekkilin onur ve haysiyetine yakışmamaktadır. Müvekkil her daim eşine sadık kalmıştır. Yine B*** T****, SÖZDE müvekkilin kendisini aldattığını iddia ettiği A**** Ş*** ile müvekkili kendisi tanıştırmıştır. A*** Ş**, B*** T****'ın en yakın arkadaşı olup, A*** Ş***'ın evlilik birliği halen devam etmektedir.

Müvekkil aile hayatında, iş hayatında ve sosyal hayatında yani tüm çevresinde oldukça sevilen ve saygı duyulan birisidir. Müvekkil, iddia edildiği gibi namustan yoksun bir kişilikte olsaydı çocuklarıyla bu kadar ilgilenen bir anne ve çevresinde bu kadar sevilip, sayılan bir kimse olmazdı. Müvekkil, ev ile iş arasında mekik dokuyan hayatını çocuklarına ve onların geleceğine adamış birisidir. 

 A**** Ş**, B*** T****'ın 20 yıllık en yakın arkadaşı olmakla birlikte müvekkil ile B*** T****'ın evliliğinde de bir nevi aile dostu haline gelmiştir. 

 A**** Ş**, B*** T****'ın 20 yıllık dostu, en yakın arkadaşıdır. A**** Ş**, F** Ş** ile evli olmakla birlikte iki çocuk babasıdır. Müvekkil ile A**** Ş** arasında ticari ilişki bulunmakla birlikte müvekkil ile A**** Ş** arasındaki ilişki aile dostu olmaktan öteye gitmemiştir. 

WhatsApp' ta müvekkil, B*** T****, A**** Ş** ve F*** Ş**'ın bulunduğu ''gezi ekibi'' diye bir grup bulunmaktadır. Bu kişiler sürekli olan görüşüp irtibat halinde bulunan kişilerdir. F** Ş*** ve A**** Ş**, müvekkilin evliliğindeki sorunlara şahit olmuş ve sürekli olarak müvekkile destek olmaya çalışmışlardır. 

Fatma Şan ile A**** Ş**'ın tutum ve davranışları tek taraflı değildir. Aynı zamanda müvekkil ile B*** T**** da A**** Ş** ile eşi arasında bir sorun olduğunda onların yanlarına giderek onları barıştırmaya çalışmışlardır. Kısaca; taraflar arasındaki ilişki arkadaşlıktan ziyade aile dostluğu halini almıştır. Hatta bu aile dostluğu öyle bir noktaya gelmiştir ki tatillere, restoranlara hep birlikte gidilmiştir.

Zira bahse konu davada her ne kadar, yalnızca Aykut Şan ile müvekkil arasında telefon trafiği varmış gibi lans edilmiş olsa da; bu dört kişi arasındaki arama kayıtlarına bakıldığında mevcut telefon trafiğinden olayın aile dostluğu ve ticari ilişkiden öte olmadığı anlaşılacaktır.

Müvekkil ile B*** T****'ın evliliği sürekli tartışmalarla geçmiştir. Neredeyse her gün kavga eden müvekkil ile B*** T****'ın kavgalarına A**** Ş**'ı dahil eden ve evlilik birliği içinde gerçekleşen tüm tartışma ve kavgaları en ince detayına kadar A**** Ş**'a anlatan B*** T**** ın bizzat kendisidir. 

 A**** Ş** ile müvekkilin telefonda görüştüğü saatler incelendiğinde hayatın olağan akışına aykırı bir durum olmadığı görülecektir. Müvekkil ile A**** Ş** arasındaki görüşmeler gece geç saatlerde ya da sabah çok erken saatlerde gerçekleşmemiş olup, gün içerisinde mesai saatleri içerisinde gerçekleşmiştir. 

 A**** Ş**, müvekkilin çalışmış olduğu O*** H***'dan helva ve tahin almakta olup bu işi ticarete dökmüştür. A**** Ş**, müvekkilin hesabına attığı paraları bildirdikten sonra sipariş vermekte olup; müvekkil ile A**** Ş** arasındaki telefon görüşmeleri de bu sebeplere istinaden olmuştur. Yani müvekkil ile A**** Ş** arasındaki ilişki ticari ilişkiden öteye geçmemiş ve taraflar arasında para akışı da bu sebebe istinaden olmuştur. 

Müvekkilin mesai saatleri 7.30 ile 17.30 arasında olmakla birlikte iş yoğunluğu olduğu zamanlar iş çıkış saati 19.00 olabilmektedir. Müvekkil ile A**** Ş** arasında ticaret ilişkisi bulunduğundan gün içerisinde kısa süren iş ile ilgili görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Sayın Mahkemenizce görüşme uzunluğuna dikkat edilecek olursa görüşmelerin çok kısa olduğu açıkça anlaşılacaktır. Görüşmeler aralarında duygusal bir ilişki yaşanmış olsaydı çok daha uzun olurdu. 

Müvekkil ile B*** T**** arasında tartışma yaşandıktan sonra, B*** T**** hemen arkadaşı A**** Ş**'ı arayarak onunla dertleşmiştir. Bunun üzerine A**** Ş**, taraflar arasındaki kırgınlığın giderilmesi amacıyla müvekkili aramış ve barışmaları için konuşma gerçekleştirmiştir. A**** Ş**, müvekkil ile B*** T****'ın ilişkilerinde adeta arabuluculuk yapmaya çalışmıştır. Zira bu husus A**** Ş** ile B*** T**** arasında 2017 ve 2018 yıllarına ait telefon görüşmelerini incelendiğinde aşikar şekilde ortaya çıkacaktır.

Müvekkil ile A**** Ş** arasındaki telefon trafiği günün olağan saatlerindedir. Olağan saatlerde yapılmış olan görüşme güven sarsıcı davranış olduğu anlamına gelmemektedir. Zira B*** T**** eve 18.30 hatta bazen daha erken gelmiştir. Yani akşam saatlerinde gerçekleşen görüşmelerde de B*** T**** evde olmakla birlikte, bu görüşmelere ve içeriğine bizzat dahil olmuştur. Hatta ve hatta bazı zamanlar B*** T**** müvekkilin telefonunundan A**** Ş** ile görüşme gerçekleştirmiştir.

Kabul etmemekle birlikte A**** Ş** ile müvekkil arasında iddia edildiği gibi duygusal bir ilişki olmuş olsaydı evlilik birliği içerisinde B*** T**** BİR TÜRK ERKEĞİ OLARAK VE ATAERKİL DÜZENDE YETİŞMİŞ BİR ERKEK OLARAK bu duruma sessiz kalamazdı. Ayrıca belirtmek isteriz ki; A**** Ş**'ın müvekkilin hayatında olmasının sebebi B*** T****'dır.

B*** T**** sürekli olarak arkadaşı A**** Ş**'ı arayarak telefon görüşmesi gerçekleştirmekte ve evlilik birliği ile ilgili özel şeyleri dahi A**** Ş**'a anlatmaktadır. A**** Ş**, müvekkilin evinde olan en ufak gelişmeden dahi haberdar olmaktadır. Müvekkili, eşiyle arasında olan her meseleyi daha sonrasında A**** Ş**'dan duymaktadır. A**** Ş**, arkadaşı B*** T**** ile konuştuktan sonra müvekkili arayarak arabuluculuk yapmaya çalışmıştır.

B*** T****, müvekkil ile A**** Ş** arasında duygusal ilişki olduğunu ne hikmetse boşanma davasında dile getirmeye başlamıştır. B*** T**** evlilik birliği süresince ne müvekkile ne de en yakın arkadaşı olan A**** Ş**'a iddia ettiği konuyla alakalı bırakın hesap sormayı, bu konuyla alakalı imada dahi bulunmamıştır. Hayatın olağan akışında ve Türk Örf Adet ve Geleneklerinde erkeğin, eşi ile en yakın arkadaşı arasında duygusal ilişki yaşadıklarını düşünmesi ama hiç ses çıkarmayarak bu hususa seyirci kalması kabul edilemez. 

Zira B*** T****, A**** Ş** ile eşi arasında duygusal bir ilişki olduğundan şüpheleniyor olsa; eşi ve çocuklarını hastaneye götürmesi için A**** Ş**'dan ricada bulunmazdı. B*** T****, çocuklarının doktora götürülmesi gerektiği zamanlarda dahi A**** Ş**'ı aramakta ve ondan ricada bulunmuştur. Yani A**** Ş**'ın müvekkilin hayatında olmasının sebebi B*** T****'dır.

Yine müvekkile araba alınacağı zaman B*** T****, eşi ile birlikte gitmesi için A**** Ş**'dan ricada bulunmuştur. A**** Ş** ile müvekkili sürekli aynı ortama sokan B*** T****'ın kendisidir. Madem B*** T****, eşi ile arkadaşı arasında duygusal ilişki olduğunu düşünüyor o zaman neden evine A**** Ş**'ın girmesine müsaade ediyor, evlilikteki tüm özel konular A**** Ş**'a anlatıyor ve sürekli kendisinin yanlarında olmamasına rağmen eşini bu şahsa güveniyor? Tüm bu soruların cevabını Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz.

B*** T****, müvekkilin arabası arızalandığında dahi sürekli türlü bahaneler uydurarak müvekkilin yanına gelmemiş yine her zaman olduğu gibi A**** Ş**'ı müvekkilin yanına göndermiştir.

B*** T****'ın her fırsatta eşini A**** Ş**'a emanet etmesine rağmen istinaf dilekçesinde müvekkil ile A**** Ş**'ın gizli bir ilişki kurduğunu ve kendisinden gizli görüştüklerini iddia etmesinden de anlaşılacağı üzere B*** T**** sırf boşanma davasında haksız menfaat elde etmek uğruna müvekkile iftira atmaktadır. B*** T****'ın tüm iddialarının asılsız olduğu aşikardır. 

Sonuç olarak; evlilik birliğinin sona ermesinde hiçbir kusuru bulunmayan müvekkil, B*** T****'ın fiziksel ve ruhsal şiddetine, aşağılanma duygusuna, B*** T****'ın kendisine karşı sadakatsiz davranışlarına ve yukarıda izah ettiğimiz birçok duruma maruz kalmıştır. B*** T****'ın tutum ve davranışları, tanık beyanları, boşanma davası dosyasına sunulan deliller göz önüne alındığında B*** T****'ın ağır ve tam kusurlu olduğu aşikardır.

SONUÇ VE İSTEM: Arz ve izah olunan edilen nedenlerle ve Mahkemenizce re’sen gözetilecek sebeplerle; Tarsus 1. Aile Mahkemesinin 2019/*** E. , 2022/*** Kararının İstinaf incelemesi sonucunda ONANMASINA ve karşı taraf istinaf taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı-karşı davacıya yükletilmesine karar verilmesini Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz. 01.02.2023

CEVAP VEREN DAVACI-KARŞI DAVALI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN