Boşanma Davası Cevap Dilekçesi Örneği

Boşanma Davası Cevap Dilekçesi Örneği

Boşanma Davası Cevap Dilekçesi Örneği


boşanma davası cevap dilekçesi örneğiBoşanma Davası Cevap Dilekçesi Örneği

GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU

 Boşanma Davası Cevap Dilekçesi Örneği

 

 

ADANA .......AİLE MAHKEMESİNE

 

DOSYA NO : 

DAVALI : 

VEKİLİ : Avukat Gizem Gül Uzun - adres antettedir.

DAVACI : 

VEKİLİ : Avukat .............................

DAVA KONUSU : Boşanma davasına cevap dilekçemizin sunulması ile her iki müşterek çocuk yönünden 1000,00'er TL tedbir ve devamında iştirak nafakasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 2000,00 TL tedbire devamında iştirak nafakasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine ve müşterek çocukların tedbiren velayetinin davalı anneye verilmesi talebimizdir.


AÇIKLAMALAR :

Taraflar 15.08.2015 tarihinde DAVACININ ISRARI ile evlenmişlerdir. Zira müvekkilim edebiyat öğretmeni olup, davacı ile nişanlandıklarında KPSS sınavına hazırlanmaktadır. Ancak davacı ...................., müvekkilim nişanlılık süresini uzun tutmak istemesine rağmen çok fazla ısrar etmiş ve müvekkilimi evlendikten sonra da sınava hazırlanıp yüksek lisans yapabileceği konusunda ikna etmiştir. Ancak evlendikten sonra sınava hazırlanmaya ve yüksek lisans yapmaya izin vermemiştir. Hatta ve hatta izin vermemekle kalmamış olup, evlendikten sonra davacı ................... ve davacının ailesi müvekkilimi mütemadiyen küçümsemiştir. Kayınvalidesi müvekkilime sürekli '' biz seni atanırsın diye aldık, şu haline bak seni zavallı'' demiştir. Davacı ....................ise annesinin bu eylemlerine, sözlerine sessiz kalmış olmakla birlikte benzer davranışları kendisi de sergilemiştir. Davacı müvekkilimin yüksek lisansını sonlandırmasına sebep olmuştur. Sonlandırma sebebi olarak ise ''Sen erkeklerde aynı yerde mi çalışacaksın'' demiştir. Müvekkilim yüksek lisansını Adıyaman'da yapmakta iken tez aşamasında bıraktırmıştır. Hem müvekkilimin kariyerinin bitmesine sebep olmuş hem de bu sebepten ötürü kendi ailesinin müvekkilimi küçümsemesine sebebiyet vermiştir.

Davacı ......................., müvekkilime 20.12.2014 tarihinde Adıyaman'da evlenme teklif etmiştir. Evlenme teklifini müvekkilim Adıyaman'da yüksek lisans yaparken etmiştir. Davacının o tarihte Adıyaman'a geldiğine ilişkin facebook resimleri de mevcuttur.(EK-1) Davacının Adıyaman'da aile dostları bulunmaktadır. Davacı Adıyaman'a geldiğinde müvekkilime ''benim aile dostlarım var, onlar yemeğe davet etti, oraya gideceğiz'' demiştir. Müvekkilimi bu şekilde ikna etmiştir. Hatta müvekkilim ev ziyareti için hediye bile almıştır. Ancak müvekkilim aile dostlarının yanına gittiğinde evde kimseyi görememiştir. Davacı müvekkilime evlenme teklifi için o evde hazırlık yapmıştır. Müvekkilim ile davacı yemek yedikten sonra dans etmişlerdir. Müvekkilim ''geç oldu artık gidelim'' dediğinde davacı müvekkilimi zorla kollarından tutmuş ve soymaya başlamıştır. Müvekkilim ''yapma, napıyorsun, evlilik öncesi bunlar doğru değil'' demesine rağmen dinlememiş ve müvekkilimle zorla cinsel birliktelik yaşamıştır. Cinsel saldırı gerçekleştikten sonra davacı mahçup olmak şöyle dursun müvekkilime ''artık benimle evlenmek zorundasın'' demiştir. Müvekkilim ise bu olayın üzerine kendisini evlenmek zorunda hissetmiştir. Zira özellikle doğuda bu tarz şeylerin nasıl karşılanacağını Sayın Mahkemeniz de bilmektedir. Bu olayın öncesinde de davacı müvekkilimi her zaman tenha yerlere götürmeyi tercih etmiştir. Hatta bir gün müvekkilim ile davacı Van Kahvaltı Salonuna gittikten sonra arabada seyir halinde iken davacı aniden arabayı tenha yere götürüp arka koltukta müvekkilimi soymuştur. Bunu bir çiftçi görmüş ve bu çirkin olaya engel olmuştur.

Davacı ...............................ve ailesinin hayattaki tek gündemi hep para ve maddi konular olmuştur. Müvekkilim eşiyle de ailesi de para dışında bir konu konuşamamaktadır. Hatta zaman zaman maddi konulardan ötürü tartışmalar yaşanmış olup, bu tartışmaları komşular bile duymuştur. Davacı ............evlilik birliği boyunca müvekkilim ile sürekli olarak maddi konulardan ötürü tartışmış olup, müvekkilimin mutlu bir hayat sürmesini sağlayamamıştır. Müvekkilim oldukça tutumlu olmasın, eşini ve çocuklarını düşünmesine rağmen ve evin iktisadını son derece önemsemesine rağmen davacıya bir türlü yaranamamıştır. Müvekkilim bir aldığı kıyafeti beş yıl boyunca giymek zorunda kalmıştır.

Müvekkilimin hiçbir zaman aşırı kıskançlığı ve şüpheciliği olmamıştır. Davacı ...........'ın gözü evlilik devam ederken dahi hep dışarıda olmuştur. Davacı Türk aile yapısına uygun olan monogami evliliği bir türlü benimseyememiştir. Davacı müvekkilimin evine gelen arkadaşlarını dahi göz hapsine almıştır. Evli bir erkeğin eşi dışındaki kadınları bu derece incelemesi sadece müvekkilimde değil normal olan her kadında az da olsa güven sarsacaktır. Bu durum öyle bir hale gelmiştir ki; davacı ile müvekkilim dışarıda gezerken dahi etraftaki kadınlar davacıya ''hayırdır, ne bakıyorsunuz, birine mi benzettiniz'' diye sormuşlardır. Hatta geçmiş zamanda davacı uzun boylu, gösterişli, evli bir kadına uzun uzun bakarken kadının eşi tarafından önce göz hapsine alınmış sonrasında ise kadının eşi tarafından sorguya çekilmiştir. ''Evli barklı kadına ne bakıyorsun'' dediğinde davacı hiçbir açıklama yapamamıştır. Bu durum sadece müvekkilim tarafından fark edilmemiş olup, dışarıda davacıyı az çok gören kişiler tarafından dahi fark edilmiştir.


Müvekkilimin davacıya hiçbir zaman '' adliye ile ev arasındaki mesafe 15 dakikadır, sen en geç 17.15'de evde olacaksın'' gibi direktifleri olmamıştır. Müvekkilim, davacı evliliğinin ilk yıllarında icra ve haciz işlerinden dolayı gece gelse dahi tolerans göstermiştir.


Müvekkilimin davacıdan tek isteği evin sorumluluğunu kısmen de olsa kendisiyle paylaşması olmuştur. Ancak davacı ne çocuklarıyla ilgilenmiştir ne de ev işlerine ufacık da olsa yardım etmiştir. Davacı bir kere bile müvekkilimin de özel hayatının olduğunu düşünmemiştir. Müvekkilimi adeta evde hizmetçi gibi görmüştür. Müvekkilim evliliği boyunca kendini feda etmiş olup, ev işleri ve çocuklar için kendisini hırpalamıştır. Bu durum komşularının dahi dikkatini çekmiştir. Davacının ne yazık ki çağın dışında olan, hala Ortadoğu kültürünü aşamamış bir yapıya sahip olduğu kanaatindeyiz. Bu zihniyete göre ''kadının sırtından sopayı, karnından eksik etmeyeceksin'' mantığı meşrudur.

Müvekkilim, davacının terfi etmesi için kendisini helak etmiştir. Kendisine bir nebze olsun zaman ayırmamıştır. İşine engel olması şöyle dursun, tüm benliğiyle eşine destek olmuştur. Ancak davacı, müvekkilimin KPSS'ye hazırlandığını bilmesine rağmen evin ve çocukların tüm yükünü müvekkilimin üzerine atmıştır. Müvekkilimin yüksek lisansını ise saçma sapan bir kıskançlıktan ötürü sonlandırmış ve müvekkilimin öğretim görevlisi olmasına engel olmuştur.

Müvekkilim sadece kendi evinin yüküyle kalmamış olup kayınvalidesi tarafından da adeta zulüm görmüştür. Kayınvalidesi müvekkilime ''Sen benim evimi temizleye mecbursun, ben seni niçin aldım, en küçük gelin sensin, her zaman benim evimi de temizleyeceksin'' demiştir. Davacı ise bu duruma sessiz kalmıştır. Davacı sessiz kaldıkça da annesi daha fazla cesaret almış, gelinine hayatı zindan etmiştir. Bir gün müvekkilimin ablasının yanında bile elini masaya vurarak ''sen benim evimin de temizliğini yapmak zorundasın'' demiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere kocanın evlilik birliği devam ederken ailesinin evlilik birliğine müdahelesine sessiz kalması ağır kusur kabul edilmiştir. Davacı somut olayda ağır kusurlu kabul edilmelidir.

Müvekkilim kayınvalidesini her zaman kendi annesi gibi görmeye çalışmıştır. Bütün özel günlerde sürprizler yapmıştır. Müvekkilim anneler gününde olsun doğum gününde olsun bayramda olsun seyranda olsun soluğu kayınvalidesinin yanında almış olup, kayınvalidesinin tüm işlerini yapmaktadır ve ona hediye almaktadır.


Müvekkilim hayatını eşine ve eşinin ailesine adamıştır. Bu durum öyle bir hal almıştır ki; müvekkilimin gurbette başka bir sosyal çevre edinmeye vakti kalmamıştır. Bu durumdan bunaldığını ara sıra da olsa baş başa başka ortamlarda vakit geçirmek istediğini davacıya dile getirmek istediğinde davacı tarafından darp edilmiştir. Davacı ile müvekkilim eşiyle baş başa yemeğe gittiğinde ve müvekkilim bunu sosyal medyada paylaştığında müvekkilimin kayınvalidesi davacıyı dakikasında arayarak ''Beni niye götürmedin'' diye tavır yaparak her yere oğlu ve geliniyle birlikte gitmek istemiştir. Davacının annesi adeta dizi ve filmlerde izlediğimiz kıskanç ve kötü kayınvalide figürünü çok güzel sergilemiştir.


Müvekkilim kayınvalide zulmü yaşamasından mütevellit kayınvalidesi ile eskiye oranla daha mesafeli olmak istemiştir. Ancak davacı buna bile karşı çıkmıştır. Sanki kendisiyle değil de kayınvalidesiyle evlenmiş gibi muamele etmiştir. Eşin ailesiyle samimi olmak evliliğin devamı için zorunlu değildir. Sağlıklı evlilik için psikolojide de görüldüğü üzere mesafeli olunmaması, yüz göz olunmasını sonucunu doğuracaktır ki öyle de olmuştur. Ayrıca evlilikte tarafların birbirlerinin ailelerini sevme mecburiyeti yoktur, sadece ve sadece saygı duyma mecburiyeti vardır. Bütün bunlara rağmen her ne olursa olsun müvekkilim kayınvalidesinin her işini yapmış olup, hiçbir özel günde de kayınvalidesini yalnız bırakmamıştır.


Müvekkilim davacının ailesinin yanına gitmek istemediği zaman davacı müvekkilime ''Ailemle görüşmezsen seni boşarım'' demiştir. Eşin ailesiyle samimi olmaması dolasıyla boşanma tehdidi alması evliliğin başından beri ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu bir hayli göstermiştir.


Müvekkilim davacıyı hiçbir zaman ansızın görüntülü aramamıştır. Her zaman öncesinde mesaj atıp müsait olup olmadığını sormuştur. Buna ilişkin arama kayıtları da mevcuttur.


Davacı işyerinde bayan arkadaşlarıyla iş ilişkisini aşan samimiyet kurmaya çalışmıştır. Vazifesi olmadığı halde bayan arkadaşlarının da görevini yapmış olup, bayan arkadaşlarını arabayla her yere götürüp getirmiştir. İş arkadaşı ...................'yı her gün durağa bırakmış hatta bazen evine kadar götürüp bırakmıştır. İş arkadaşı ..............'ya kendi maaş bordolarını, kredi kartı ekstrelerini atmıştır. Hatta iş arkadaşı ...............'yı çoğu zaman eve tek getirdiği dahi olmuştur. İş ilişkisini bu denli aşan bir samimiyet müvekkilimin dikkati çekmiş ve müvekkilim bunun üzerine ........'yı uyarmıştır. ..............'ya argo bir kelime kullanmamış olup yalnızca kocasından uzak durması gerektiğini söylemiştir. Müvekkilim buna mecbur kalmıştır çünkü eşine bu konu hakkındaki rahatsızlığını defalarca dile getirmiştir.


Davacı ve ailesi müvekkilimin akıl hastası olduğunu iddia etmiştir. Öyle bir durum söz konusu değildir. Adana Dr Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden her iki taraf için de rapor alınmasını talep ederiz. Bu rapor vesilesiyle müvekkilimin dava dilekçesinde iddia edilen hastalıklarının olmadığını ispatlamak isteriz.


Davacı evlilik birliği devam ederken 27 ekim 2021'de başka bir kadına aşık olduğunu beyan etmiştir. Zaten evlilik birliği içerisinde de müvekkilime sürekli olarak başka kadınlardan bahsetmiştir. Evde sürekli iş arkadaşı .................. gündem olmuştur. ''............... ile ............... da boşanma kararı almışlar, boşanacaklarmış'' diyerek bunu müvekkilime oldukça sevinçli bir şekilde dile getirmiştir. Müvekkilim de kızıp, öfkelendiğinde '' Evet ben ...........yı seviyorum, seni sevmiyorum'' demiştir.


Müvekkilim .......................................tarihinde covid-19 sebebiyle annesini aniden kaybetmiştir. Bu süreçte dahi davacı ve ailesi müvekkilime destek olmak şöyle dursun köstek olmuştur. Acısı tazeyken bile her konuda müvekkilimin üzerine gitmişlerdir. Ayrıca müvekkilimden iş yapmasını beklemişlerdir. Davacı ve ailesi cenaze için ...........................'a cenaze evine dahi gelmemişlerdir. Bu kaybı bu denli görmezden gelmişlerdir. Hatta ve hatta müvekkilimin kayını o dönem başın sağolsun demediği gibi aynı hafta sosyal medyada sürekli keyif modunda paylaşımlar yapmıştır. Müvekkilim eşinin ailesini kendi ailesi gibi görmesine rağmen onlar müvekkilimi benimsemek şöyle dursun dış kapının dış mandalı gibi görmüşlerdir.


Davacı ..............................., müvekkilim annesini toprağa verdikten sonra müvekkilimi ve ablasını arabayla eve götürürken '' ailemin gelmesine gerek yok'' diyerek o üzgün anlarında bile müvekkilim ve müvekkilimin ablasıyla tartışmıştır.


Müvekkilimin kayınvalidesi evlilikleri boyunca müvekkilimi aşağılamıştır. ''Benim kızıma bak, bir de sana bak, KPSS bile kazanamadın, çocuğu istediğim zaman yanıma getir yoksa Ali'ye başkasını bulurum'' demiştir. Davacı ..................... tüm bu olaylarda müvekkilimin yanında durmak şöyle dursun kendisi de müvekkilimi her geçen gün daha fazla aşağılamaya başlamıştır. ''Ahmak, gerizekalı, özürlü'' gibi söylemlerde bulunarak müvekkilimi incitmiştir.


Davacının babası, davacı ve ailesini davacı küçük yaşlardayken başka bir kadın için terk etmiştir. Davacı bu yüzden müvekkilime sürekli ''Ben babasız büyüdüm, benim çocuklarım babasız büyümeyecek, ben çocuklarıma babamın bana yaşattığını yaşatmayacağım'' demiştir. Müvekkilimi bunları söyleyerek evliliğe ikna etmiştir ancak evlilik süresi boyunca da her erkeğin evlilikte baba modelini rol aldığını birebir göstermiştir. Zamanında babası annesine ne yaşatmışsa davacı da aynı senaryo ile müvekkilime benzer durumları yaşatmıştır.


Müvekkilim davacıya hiçbir zaman ''keşke seninle evlenmeseydim, üniversitedeki erkek arkadaşımla evlenseydim'' dememiştir. Davacı müvekkilime evlilik öncesinde cinsel saldırıda bulunmuştur. Evlilik süresi boyunca da cinsel hayatlarında müvekkilimi ters ilişki yapmaya ve oral seks yapmaya zorlamıştır. Bu hususlar müvekkilimde travma yaratmıştır. Zira davacı müvekkilimi sadece cinsel meta olarak görmüştür. Müvekkilimin hiçbir derdine ortak olmamış, müvekkilim annesi ve babası için ağladığında bile gelip gülmüştür. ''Yine mi ağlıyorsun, sen hastasın'' demiştir. Oysaki müvekkilim anne baba kaybı yaşayan her bireyin gösterebileceği duygusallığı göstermiştir.


Müvekkilim evlilik süresi boyunca eşine iyi bir eş, çocuklarına iyi bir anne olmaya çalışmıştır. Davacı müvekkilimi beş yıl önce alışverişe götürmüştür. Müvekkilime ve çocuklarına karşı oldukça pinti davranmıştır. Müvekkilim bir aldığı kıyafeti yıllarca giymek zorunda kalmıştır. Bir gün dışarıda yemek yemek istemiştir ancak bu durum davacı tarafından çok absürt bulunmuş ve müvekkilime ''Sen anlamıyor musun, benim param yok'' demiştir. Müvekkilim davacıya bu kadar paranın nereye gittiğini sorduğunda davacı hiçbir zaman cevap bile vermemiştir. Ancak evlilik süresi boyunca hem çocuklarından hem müvekkilimden maddi imkanları esirgemiştir.


Davacı .............., tüm bunları müvekkilime yaşatmakla kalmamış olup bir gün arabada tartıştıkları esnada arabada çocuklar dahi varken giden arabadan müvekkilimi aşağıya fırlatmıştır. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere bu durum olursa olsun kastı bulunmasından ötürü olası kastla adam öldürmeye teşebbüs suçuna girmektedir. Bu olay üzerine de çocuklar bir hafta hiç konuşamamışlardır. Hatta müvekkilim çocukların kekeme kaldığından endişe etmiştir. Zaten davacı şiddete oldukça meyilli biri olup müvekkilime her tartışmada ''Beni kızdırma, kızdırırsan çocukların boğazını keserim'' demiştir.

Davacı müvekkilimi evden kovmuştur. Müvekkilimin ziynet eşyalarını dahi almasına müsade etmemiştir. Müvekkilim sonrasında ziynet eşyalarını istediğinde bile ''Sen dilencisin, bu ziynetlerde bir hakkın yok'' demiştir. Oysaki Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere ziynet eşyaları düğünde kimin üzerine takılmış ise onundur. Gelinin üzerine takılan takılar gelinin, damadın üzerine takılan takılar damadındır. Kim tarafından takıldığının bir önemi bulunmamaktadır. Yargıtayın güncel kararları bu yöndedir.

Davacının kayınvalidesi, davacı boşanma davası açtıktan sonra davacının ve müvekkilimin müşterek çocuklarını yanına almış ve davacıya bir kez olsun göstermemiştir. Çocuklardan biri iki buçuk biri dört yaşında olup, anne sevgisine en muhtaç oldukları dönemdedir. Üstelik müvekkilimin kayınvalidesi dört yaşındaki çocuğu annesine karşı dolduruşa getirmiştir. Müvekkilim davacının annesini, abisini, davacıyı defalarca çocukları görmek için aramasına rağmen ve her birine mesaj atmasına rağmen hiçbiri telefonuna cevap vermemiş olup sadece davacının abisi ''abinden ara'' yazmıştır. Oysaki müvekkilim çocukları için her birine yalvarmış olup, ''bu kadar gaddar olmayın'' demiştir.

Tüm bunlar yetmemiş davacı evlilik birliği devam ederken işindeki terfi sonrası havalara girmiş olup müvekkilime ''sen kimsin alt tarafı bir ev hanımısın, artık ben seni alttan almam, sen beni alttan alacaksın'' gibi ifadelerde bulunmuştur. ..............oldu diye kaf dağını ben yarattım havasına girmiştir.

Müvekkilim hiçbir zaman davacıya ''intihar edeceğim'' gibi cümleler kurmamıştır. Tam tersine davacı tartışmalarda öfke nöbetleri geçirmiştir. Ayrıca davacı sinirlendiği zamanlar müvekkilim ve ailesi de arabanın içindeyken arabayla zik zak çizmiş, çocukları da müvekkilimi de oldukça tedirgin etmiştir.

Müvekkilim evliliklerinin ilk yıllarında davacının sözde yakın arkadaşı ......... ile görüşmüş olup samimiyet dahi kurmaya çalışmıştır. Zira o zamanlar aralarındaki ilişkinin sadece iş ilişkisi olduğunu zannetmiştir. Ancak sonradan müvekkilim bu ilişkinin iş ilişkisinin ötesine vardığını fark etmiştir. Davacı ile ........................arasında el kol şakaları ve göz göze gelmeler başlamıştır. Bu durum öyle bir hal almıştır ki ...........eşi olmadan tek başına davacının evine gidip gelmeye başlamıştır. Müvekkilim buna rağmen davacının sözde arkadaşı .....'yı adliyede bahçeye çağırarak kibarca uyarmıştır, hakaret falan etmemiştir. Dava dilekçesinde belirtilen hususlar asılsız ve mesnetsizdir.

Özetle; müvekkilim davacı tarafından evden kovularak mağdur olmuştur. Zaten müvekkilimin annesi ve babası vefat ettiği için kalacak yeri dahi yoktur. Müvekkilim ekonomik açıdan da sıkıntıdadır. Ayrıca davacı müvekkilimin ziynet eşyalarına dahi el koymuştur. Bu süreçte müvekkilim çok küçük yaştaki çocuklarından bile mahrum kalmıştır. Zaten davacı müvekkilime evlilik devam ederken başka kadına aşık olduğunu söyleyerek müvekkilimde travma yaratmıştır. Tüm bunlar yetmemiş davacı müvekkilimi ailesine karşı ezdirmiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere kocanın ailesinin evlilik birliği içerisindeki müdahelelerine sessiz kalması ağır kusur kabul edilmiştir. Davacının müvekkilime evlilik birliği devam ederken hem psikolojik hem cinsel anlamda baskıları olmuştur. Davacı ufacık bir tartışmada dahi öfke nöbetleri geçirip çocukları korkutmuştur. Davacı çoğu tartışmada müvekkilimin ve çocukların hayatını da tehlikeye sokmuştur.


Müvekkilim daha öncesinde Yüreğir Başkent Hastanesinde uzman psikiyatri ........................'e gitmiş olup, doktor müvekkilime hiçbir rahatsızlığının olmadığını söylemiştir. Dava dilekçesinde belirtilen hiçbir husus kabul etmiyoruz.


Davacı erkek aylık 10 bin lira gelir elde etmektedir. Davalı müvekkilimiz ise işsizdir, ev hanımıdır, yardıma muhtaçtır. Tarafların müşterek çocuklarının küçük olması ve annesi şefkatine muhtaç olması gözetilerek her iki çocuğun tedbiren velayetinin müvekkil anneye verilmesini talep ederiz. Ayrıca her iki çocuk yönünden 1.000'er TL, müvekkil yönünden ise 2.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ederiz.

 

HUKUKİ NEDENLER : TMK, HMK ve her türlü mevzuat

HUKUKİ DELİLLER : 1-Evlilik kayıtları, nüfus kayıt örneği

2-Bilirkişi incelemesi

3-Tarafların sosyal ve ekonomik durumu

4-Tanık beyanları: Davacı erkeğin kusurlarını, davacı erkeğin kendi ailesinin müdahelelerine sessiz kaldığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, davacı erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddetini, davacı erkeğin sadakatsiz davranışını, davacı erkeğin müşterek çocuklara da şiddet uyguladığı ve tüm aşamalardaki iddialarımızın ispatı için dinleneceklerdir.

5-Ses kaydı-CD halinde sunulacaktır.

6-Arama, HTS ve SMS kayıtları

7-Görüntü ve fotoğraflar

8-Banka kayıtları

9-Kanuni ve takdiri her türlü delil

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve re'sen gözetilecek diğer nedenlerle davanın reddine,

A- Öncelikle müşterek çocukların tedbiren velayetinin davalı anneye verilmesine ve devamında sürekli velayetinin davalı anneye verilmesine,

B- Her iki müşterek çocuk yönünden 1.000'er TL tedbir ve devamında iştirak nafakasına hükmedilerek davacıdan alınıp davalıya verilmesine ve hükmedilecek nafakaya her yıl ÜFE/TEFE oranında artış yapılmasına,

C- 2.000 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalı
kadına verilmesine, hükmedilecek nafakaya her yıl ÜFE/TEFE oranında artış yapılmasına,


D- Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz. 16.11.2021


DAVALI VEKİLİ
AVUKAT GİZEM GÜL UZUN 
(e-imzalıdır.)

 

 

boşanma dava dilekçesi  

boşanma davası cevap dilekçesi örneği

boşanma davası cevaba cevap dilekçesi 

çekişmeli boşanma davası cevap dilekçesi örneği

boşanma davası beyan dilekçesi örneği

haysiyetsiz hayat sürme boşanma dava dilekçesi

güven sarsıcı davranış boşanma dava dilekçesi 

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN