AÇIĞA ATILAN İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU KYOK İTİRAZ DİLEKÇESİ

AÇIĞA ATILAN İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU KYOK İTİRAZ DİLEKÇESİ

AÇIĞA ATILAN İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU KYOK İTİRAZ DİLEKÇESİ


açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu kyok itiraz dilekçesiAÇIĞA ATILAN İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU KYOK İTİRAZ DİLEKÇESİ

 

 

GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU

SAHABİYE MAH.TEOMAN SOK.AVUKATLAR İŞ HANI

BİNA NO:9 KAT:5 DAİRE NO:501

KAYSERİ SULH CEZA HAKİMLİĞİNE 

Gönderilmek Üzere

KAYSERİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

SORUŞTURMA NO: 2022/*****

MÜŞTEKİ: 

VEKİLİ: AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

 

ŞÜPHELİ: 

SUÇ İSNADI : Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması

D.KONUSU: KYOK kararına itirazlarımızdır.

AÇIKLAMALAR: 

1- Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuş olan 17.09.2022 tarihli şikayet dilekçesi üzerine şüpheli hakkında başlatılan 2022/***** Soruşturma numaralı dosyamızda 2023/**** Karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. İş bu karar usul ve yasaya aykırı olup bu hususta itirazlarımızı sunma gerekliliğimiz hasıl olmuştur. Şöyle ki;

2- Şüpheli **********tarafından Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2022/***** E. Sayılı dosyasında görüleceği üzere, müvekkil ********** aleyhine 118 adet çeyrek altın ve 1950$ bedel için icra takibi başlatılmıştır. Ancak şüpheli tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacağın kesinlikle hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Çünkü takipte kullanılan sözleşmeyi şüpheli, müvekkile boş senet imzalatarak elde etmiştir. Ardından şüpheli, kötü niyetle müvekkilime imzalattığı boş kağıdın üzerini doldurmuş, müvekkilim aleyhine icra takibi başlatmış ve icra takibi kesinleşmiştir. Müvekkilimin böyle bir borcu bulunmamaktadır. Tarafımızca Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2023/** Dosya numaralı Menfi Tespit Davası Açılmıştır. Keza somut olayda Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması suçu oluşmuş olup, kamu davası açılması gerekmektedir. 

3- Müvekkilim, *****Gıda ve Temizlik Şirketinde 3 yıl pazarlamacı olarak çalışmıştır. Bu şirketin sahibi Çetin *********** ve eşi ********* adlı kişilerdir. Müvekkil maaşını elden ödeme olarak almıştır. Ancak müvekkile fazla mesai ücreti, genel tatil alacağı, maaşı, yıllık izin ücreti çalıştığı süre içerisinde ödenmemiştir. Müvekkilimin sigortası dahi eksik olarak yatırılmıştır. Müvekkil ödemelerini istediği zamanda işveren, müvekkilime hakaret etmiş ve hırsızlık yaptığı yönünde iftira atmıştır. Sonrasında ise müvekkilimin kaydı sigortadan silinmiştir.

4- Pandemi döneminde gelen yasaklardan dolayı işveren ********* ve eşi ************, müvekkile "Maaş kesintisi olmaması için sigortanız eksik yatırılacaktır" şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bunun üzerine müvekkile "Bir kağıt imzalaman gerekiyor, bunu muhasebeye vereceğiz, bunu muhasebeci dolduracak" demişlerdir. Müvekkil cebir, tehdit, baskı altında hileyle kandırılarak boş kağıda imza atmıştır. Müvekkilin imza attığı kağıtta başka hiçbir yazı yazmamaktadır. Müvekkil yalnızca adını soyadını yazıp, imza atmıştır.

Ancak müvekkil alacakları ödenmediği zaman işverene dava açacağını söylediğinde 

İŞVEREN AÇIĞA ATILAN İMZAYI KÖTÜYE KULLANARAK MÜVEKKİLİ İCRAYA VERMİŞTİR. İŞVERENİN AMACI HAKSIZ MENFAAT ELDE ETMEK VE HAKSIZ KAZANÇ SAĞLAMAKTIR. TARAFIMIZCA İŞVEREN VE EŞİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMASI HASIL OLMUŞTUR.

Müvekkilim imzasının kötüye kullanıldığını tarafına açılan icra takibi başlatılınca öğrenmiştir.

5- Şüpheli, işçilerin ödemelerini zamanında yapmayan, işçilerin tazminatlarını ödemeyen, hatta işçilerinin sigortalarını bile tam olarak yapmayan kötüniyetli bir işverendir.

Şu hususları özellikle belirtmek isteriz ki; şüphelinin iş yeri, işçilerin haftalık ve yıllık izinlerini dahi kullandırtmayan, işçilerin maaşlarını zamanında ödemeyen, işçilerin almaya hak kazandığı tazminatları ödemeyen, işçilerin sigortalarını tam olarak yatırmayan, kısacası işçilerinin hakkını vermeyen bir iş yeridir. En önemlisi bu iş yeri işverenleri, muhasebe için gerekli belge adı altında işçilerinin önüne kağıt koyarak, işçilerin ne olduğunu dahi anlamalarına izin vermeyen aceleci bir tavırla, cebir ve hile altında işçilerine kağıt imzalatan ve sonrasında bu boş kağıda atılan imzaları, haksız menfaat elde etmek ve haksız kazanç sağlamak amacıyla işçilerinin aleyhine kullanacak kadar KÖTÜNİYETLİDİR.

6- SOMUT OLAYDA AÇIĞA ATILAN İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇUNUN MADDİ VE MANEVİ UNSURLARI OLUŞMUŞTUR.

Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu; anlaşmaya uygun bir şekilde doldurulması amacıyla kendisine teslim edilen boş bir kağıdı anlaşmaya ve veriliş nedenine aykırı bir şekilde doldurulması ile meydana gelir (TCK m.209). Suçun konusu olan boş kağıt, alelade boş bir kağıt olabileceği gibi çek, bono (senet) vb. gibi bir kambiyo senedi de olabilir.

7- İCRA TAKİBİNE KONU SENEDE BAKILDIĞI ZAMAN, MÜVEKKİLİN ADININ SOYADININ VE İMZASININ, YUKARIDA YAZAN YAZILAR İLE HİÇBİR BENZERLİK GÖSTERMEDİĞİ VE SENETTE AD-SOYAD İMZANIN ATILDIĞI TARİHLE SENETTE BULUNAN DİĞER YAZILARIN YAZILDIĞI TARİH ARASINDAKİ FARK YAZILARIN SİLİKLİĞİ AÇISINDAN İNCELENDİĞİNDE NET BİR ŞEKİLDE GÖRÜLECEKTİR.

Yazı karakterinin farklı olduğu dışarıdan bakıldığı zaman dahi aşikar bir şekilde görülmektedir. Müvekkilin kağıdın en altına adını soyadını yazdığı yazı ile kağıdın sonradan başkası tarafından doldurulan üstteki yazı aşikar bir şekilde farklıdır. Ayrıca senedin isim ve imza tarihleri dahi farklıdır. Bilirkişi tarafından tespiti gerekmektedir. Keza dışarıdan bir gözle bakıldığı zaman bile en altta yazan ******** isminin neredeyse SİLİK olacak kadar eski olduğu görülecektir. Senetteki imzanın, senette bulunan yazılardan çok daha önce atıldığına emin olmakla birlikte bu hususa ilişkin bilirkişi incelemesi talebimizi de Savcılığınıza sunduğumuz 2022/***** Soruşturma numaralı suç duyurusu dilekçesinde belirtmiştik. Fakat tarafımıza gönderilen 2023/**** Karar numaralı KYOK kararında mevcut sözleşmenin ele geçirilemediği belirtilmiştir. Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunda asıl incelenmesi gereken mevcut senettir. Tekrardan açığa atılan imzanın kullanıldığı senedin bilirkişi tarafından incelenmesini Sayın Mahkemenizden talep ederiz.

8- BU KONUDA YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ, "İSPAT YÜKÜ İDDİA EDİLEN VAKIAYA BAĞLANAN HUKUKİ SONUÇTAN KENDİ LEHİNE HAK ÇIKARTAN TARAFA AİT OLDUĞUNA GÖRE BU HUSUSU DAVALININ İSPAT ETMESİ GEREKTİĞİ GÖRÜŞÜNDE"

Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/28448 E. 2019/8367 K. Numaralı Kararında, " KARZ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ ( Senet İçin İmza Kurucu Bir Unsur Olsa da İmzanın Senet Metninden Önce Atılmasının Mümkün Olduğu/Bu Durumda Beyaza İmzadan Söz Edilebileceği - Beyaza İmza Atan Kişinin Senedin Anlaşmaya Aykırı Olarak Kendi Zararına Doldurulabileceğini Genel Hayat Tecrübesiyle Bilmesi Gerektiği/Buna Rağmen Açığa İmza Atmış Olmakla Kendisinden Beklenen Dikkat ve İhtimamı Sarf Etmediğinden Hukukun Himayesinden Yararlanamayacağı )

* BEYAZA İMZADA İSPAT YÜKÜ ( İspat Yükü İddia Edilen Vakıaya Bağlanan Hukuki Sonuçtan Kendi Lehine Hak Çıkartan Tarafa Ait Olduğuna Göre Bu Hususu Davalının İspat Etmesi Gerektiği - Ancak Böyle Bir İddia ile Senedin Hüküm ve Kuvveti Azalacağından Bu İddianın Sadece Kesin Delille İspat Edilebileceği )

* EKSİK DEĞERLENDİRME İLE HÜKÜM KURULMASI ( Olayda Beyaza İmza İddiasının İspat Yükü Davalıya Ait Olduğu ve Yazılı Delille İspatı Gerektiği - Mahkemece Bu Husus Göz Ardı Edilerek Yazılı Nedenlerle Senedin İspata Elverişli Olmadığı Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu/Açıklanan Nedenlerle Kararın Bozulması Gerektiği ) şeklinde karar verilmiştir.

9- Somut olayımızda senede bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkartan taraf şüpheli Yeter Özdemir olduğu için Yargıtay'ın da görüşüne göre hukuka uygun bir şekilde elde edildiği iddia edilen senedin ispatı da şüpheli tarafa ait olacaktır.

10- Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları

Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu, genel kastla işlenen şekli suçlardandır. Suçun iki şekli mevcuttur:

Mağdurun kendi rızasıyla faile teslim ettiği kısmen veya tamamen boşa kağıda, senede (bono) veya çeke atılan imzanın kötüye kullanılması (TCK m.209/1),

Mağdurun rızası dışında ve “hukuka aykırı ele geçirilen” kısmen veya tamamen boş kağıt, senet (bono) veya çekin doldurulması (TCK m.209/2).

İşverenler işçileri çıkarırken ya da işçi istifa ederken boş kâğıda “Bütün alacaklarımı aldım” ifadesini yazarak imza atmasını talep ediyor. İşçiler de boş kâğıda imza atmak istemiyor. İşçiler istemeseler de bu tip ifadelerin altına imza atmak durumunda kalıyor. Fakat bu ibranamelerin pek çoğu hukuken geçerli değil. İşverenler bunu işçilerin gözünü korkutmak için imzalatıyor. İbraname, işçi ve işveren arasında imzalanan bir sözleşmedir. Geçerli olabilmesi için bazı şartların varlığı söz konusudur.

Yazılı olmalı

Yazılı olmayan ibraname geçerli değildir. Yani işçinin sözel olarak “bütün alacaklarımı aldım” demesi işverenin işçisine hak ettiği bütün tazminatları ödediği anlamına gelmez. Kesinlikle yazılı olması gerekir ve işçi tarafından imzalanması şarttır. İşçinin imzalamadığı bir ibranamenin geçerli olması söz konusu değildir. Başkası tarafından imzalanmış ibranamelerle, işten çıkış tarihinde imzalanmış ibranameler, imzanın kime ait olduğu ve imza tarihi açısından inceleniyor ve gerçek ortaya çıkıyor.

İbranamenin geçerli olması için iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten en az bir ay sonra imzalanması gerekir. Yani kanun iş sözleşmesinin sona erdirildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde işverenin işçisine hak ettiği ödemeleri yapabileceğini ve bu bir ayın sonunda ibranamenin imzalanabileceğini öngörüyor. Bu nedenle işverenlerin istifa ederken işçilere imzalattırdıkları ibranameler ve boş kâğıtlar geçerli değil. İbranamenin imzalandığı tarihle istifa tarihi veya iş sözleşmesinin fesih tarihi arasında en az bir ay bulunması gerekmektedir.

Ayrıca ibranamede ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça ifade edilmesi gerekmektedir. İş sözleşmesi sonlanmış bir işçiye ibraname imzalatılırken kıdem tazminatı karşılığı olarak ne kadar ödendiği, kullandırılmamış yıllık izinlerin karşılığı olarak ne kadar ödendiği açıkça yazılmalıdır. Bu nedenle “Bütün alacaklarımı aldım” şeklindeki ibranameler geçerli değildir. İşçiye kıdem tazminatı olarak ne kadar, ihbar tazminatı olarak ne kadar ödendiği ibranameye açıkça yazılmalıdır.

Bir diğer şart ise ödemenin banka aracılığıyla yapılmasıdır. İşçiye elden para verilirse işveren bu durumu ispat edemez. İşveren ödemeyi yaptığını ispat etmek için banka kanalıyla ve ödemenin mahiyetini ifade ederek ödeme yapmalı.

Mahkemeden döner

İşçiler bahsettiğimiz özellikleri taşımayan ibranamelere imza attıklarında bu ibraname geçersiz olduğu için işverene yönelik dava açabilirler. Örneğin “Bütün alacaklarımı aldım” şeklinde hukuken geçersiz bir ibranameye imza atmış bir işçi işverene kıdem tazminatının ödenmediği yönünde dava açabilir. Bu durumda işveren ödemeyi yaptığını ispat etmek durumunda. Hukuki geçerlilik koşullarının hem işverenler, hem de işçiler tarafından iyi bilinmesi gerekmektedir.

Hukuken geçerli bir ibranameyi imzalamış bir işçi de ibranamedeki miktar konusunda bir farklılık olduğu iddiasıyla mahkemeye başvurabilir. Örneğin, kendisine 5 yıllık çalışması karşılığı kıdem tazminatı olarak 10 bin 600 TL ödenmiş bir işçi, tazminatının 15 bin TL olması gerektiğini düşünüyorsa dava açabilir. Bu kez işveren ibranameyle kıdem tazminatı alacağı olarak 10 bin 600 TL ödendiğini ispatlamış olduğu için aradaki farka ilişkin bir dava söz konusu olacaktır.

İmzasız Boş Senedi Gerçeğe Aykırı Bir Şekilde Doldurup Kullanan İşverene Hangi Ceza Verilir ?

İşçiden almış olduğu imzalı boş senedi gerçeğe aykırı olarak doldurup kullanmış olan işverenin suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 209 uncu maddesinde düzenlenen “Açığa imzanın kötüye kullanılması” suçu kapsamına girmektedir. Söz konusu 209 uncu maddeye göre;

“Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak

ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır.”

Dolayısıyla kendisinden teminat amaçlı aldığı imzalı bor senedi gerçeğe aykırı olarak doldurup kullanan veya başkasına verip, ciro edip kullandıran işveren hakkında işçi Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunabilir.

“İşveren işçiye imzalattığı boş senedi doldurarak işleme koymuş ve icraya vermiş, işçi İş Mahkemesinde açtığı davada işverenin kendisinden teminat amaçlı aldığı beyaza imzalı senedi doldurarak icra takibi başlattığını iddia ederek bu senet dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti yönünde karar verilmesini talep etmiş, işveren ise işçinin beyanlarının haklı olmadığını ileri sürmüş, mahkeme davaya konu senedin borca karşılık alındığı gerekçesiyle işçinin talebini reddetmiş, işçinin temyiz yoluna (Yargıtay’a) başvurması üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi davaya konu senedin teminat senedi olduğunu, yasal dayanağının olmadığını belirterek işçinin talebinin kabulü gerektiği yönünde karar vermiştir. (9. Hukuk Dairesi – 26.12.2013 – 2013/12038 E., 2013/35128 K.)”

BEYAZA İMZA GEÇERSİZ

İşverenlerce ve işverenlerin kraldan çok kralcı yöneticileri tarafından, "İşe girerken tüm haklarımı aldım" yönünde imzalı boş istifa dilekçesi veya ibraname, hatta miktar ve ödeme tarih kısmı boş bırakılmış senet alındığı her zaman vakidir. Uygulamada boş matbu ve imzalı ama tarihsiz istifa dilekçeleri ile matbu imzalı ama tarihsiz ibranamelere sık rastlandığı, çok sık olmasa da işçilerden yasal haklarına karşı kullanılmak üzere borç senedi imzalatıldığı da bir gerçektir.

İşçi bu belgeleri sırf işe girmek ve işten çıkarılmamak için sessiz kalıp imzalamaktadır, yani "gerçek iradesi" imza yönünde olmadığı halde sırf zorda kalmamak adına veya zorda kaldığı için imza atmaktadır.

AMAÇ, HAK YEMEKTİR

Bütün bu "beyaza imza" olaylarında amaç, işçinin İş Kanunu'ndan doğan (ihbar-kıdem tazminatı, fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücreti gibi) yasal haklarından feragat etmesini sağlamaktır. Hatta daha da ilerisi, boş borç senedi kendisine karşı alacak tehdidinde bulunmak için imzalatılır.

Ancak beyaza imzaların hepsi işçi kabul ederse geçerli, etmezse geçersizdir. Yargıtay içtihatlarına göre; "Uyuşmazlık, dosya içeriğinde bulunan istifanın ve buna bağlı feshin hukuki sonuçları noktasında toplanmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde haklı neden göstermeden ve ayrıca tazminat haklarının ödeneceği beyan edilerek iş sözleşmesinin feshedildiğini ve daha sonra tazminatının ödenmesi koşuluyla istifaname imzalattırıldığı, ayrıca da işe girişte imzalatılan senet ile icra tehdidinde bulunulduğunu ifade etmiştir. Gerçekten de davacı tarafından 09.01.2005 tarihli ihtarnamede, dava dilekçesinde belirttiği olgular tekrar edilmiş, baskı ile kendisinden imzalı istifa dilekçesi alındığı ileri sürülmüştür. Yine taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 14.maddesinde cezai şart düzenlenmiştir. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı işçiden işveren tarafından işe girişte senet alındığı ve bu senet tehdidi ile iş sözleşmesinin feshine esas alınan istifa belgesinin serbest irade ile imzalanıp imzalanmadığı olgusunun önemi ortaya çıkmaktadır..." denilerek, irade beyanının ne olduğu üzerinde durulması gerektiği mahkemelere hatırlatılmıştır.

BEYAZA İMZA AYNI ZAMANDA SUÇTUR

Olay Türk Ceza Kanunu'nun 117. maddesine göre de hapis ve para cezasını gerektiren bir suçtur. Maddeye göre; "(1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikâyeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.

(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adli para cezası verilir.

(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.

(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir".

9. Hukuk Dairesi – 26.12.2013 – 2013/12038 E., 2013/35128 K.

“İşveren işçiye imzalattığı boş senedi doldurarak işleme koymuş ve icraya vermiş, işçi İş Mahkemesinde açtığı davada işverenin kendisinden teminat amaçlı aldığı beyaza imzalı senedi doldurarak icra takibi başlattığını iddia ederek bu senet dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti yönünde karar verilmesini talep etmiş, işveren ise işçinin beyanlarının haklı olmadığını ileri sürmüş, mahkeme davaya konu senedin borca karşılık alındığı gerekçesiyle işçinin talebini reddetmiş, işçinin temyiz yoluna (Yargıtay’a) başvurması üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi davaya konu senedin teminat senedi olduğunu, yasal dayanağının olmadığını belirterek işçinin talebinin kabulü gerektiği yönünde karar vermiştir.''

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve re'sen gözetilecek hususlar çerçevesinde itirazımızın kabulüyle, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31/01/2023 tarihli 2022/*****Soruşturma, 2023/**** Karar numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının itirazen kaldırılmasına ve ilgili dosyada iddianame düzenlenerek KAMU DAVASI AÇILMASINA KARAR VERİLMESİNİ saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. 22.02.2023

MÜŞTEKİ VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN