ZİLYETLİĞİN KONUSU VE BU KONU HAKKINDA BAZI ÖRNEKLER

ZİLYETLİĞİN KONUSU VE BU KONU HAKKINDA BAZI ÖRNEKLER

ZİLYETLİĞİN KONUSU VE BU KONU HAKKINDA BAZI ÖRNEKLER


zilyetliğin konusu ve bu konu hakkında önemli bilgilerZİLYETLİĞİN KONUSU VE BU KONU HAKKINDA BAZI ÖRNEKLER

ZİLYETLİĞİN KONUSU VE BU KONU HAKKINDA BAZI ÖRNEKLER

Zilyetlik eşya üzerinde söz konusu olur. Bir insanın başka bir insan üzerinde zilyetliği söz konusu olamaz. Çünkü insan eşya değildir. Ana-baba çocuklarınının zilyedi değillerdir. Eskiden Roma'da köleler eşya olarak kabül ediliyorlardı(resmancipi-değerli eşya). Modern anlamda artık insanlar eşya olarak kabul edilmediği için insanlar üzerinde zilyetlik olmaz.

Eşyanın tamamı üzerinde de zilyetlik olabilir, bir kısmı üzerinde de zilyetlik olabilir. Mesela büyük bir tarlanız var.Tarlanızın bir kısmını ekip biçmesi için birine kiraya verseniz o kişi sadece tarlanın o kısmının zilyedi olur. Demek ki eşyanın bir kısmı üzerinde de zilyetlik olabilir. Yine eşyanın bütünleyici parçaları üzerinde de zilyetlik olabilir.Örneğin M evinin duvarını reklam afişleri asması için bir firmaya kiraya vermiş. Anlaşmaya göre firma afişlerini gelip duvara asacak. Duvar bu evin mütemmim cüzü yani bütünleyici parçasıdır.Bu duvarın evden ayrı bir varlığı yok.Ancak zilyetlik konusu olabilir.

Bütünleyici parça üzerinde ayni hak kurulabilir mi?Kurulamaz. Belirlilik ilkesi gereğince kurulamaz.Ayni hakkın varlığı için bağımsız bir eşya olması lazımdır.Bütünleyici parçanın bağımsız bir varlığı yoktur. O zaman muayyenlik ilkesi gereğince bütünleyici parça üzerinde ayni hak kurulamaz.Mesela duvar üzerinde ipotek kuramazsınız,ev üzerinde kurabilirsiniz.

Zilyetlik özel mülkiyete tabi eşyalar üzerinde söz konusu olur. Kamu mallarının üzerinde ise devletin veya kamu tüzel kişilerinin hakimiyeti MK hükümlerine göre değil kamu hukuku kurallarına tabiidir.Kamu malları üzerindeki hakimiyet özel mülkten doğmaz.Mesela meclis binası üzerinde MK anlamında bir zilyetlik var diyemeyiz.Çünkü MK 'daki zilyetlik hükümleri özel mülkiyete tabi eşyalar için geçerlidir. Meclis binası kamu mallarıdır. Kamu malları üzerinde ise hakimiyet kamu hukuku kurallarına tabiidir.

Doğal güçler elektrik , doğal gaz, atom enerjisi, enerji cismani bir varlığa sahip değildir ancak taşınır mülkiyeti hükümlerine tabiidir. Doğal güçler üzerinde zilyetliğin kurulması noktası tartışmalı bir konudur.Bazı yazarlar cismani varlığı olmadığı için mülkiyete konu olabilir ama bu zilyetlik konusu olacakları anlamına gelmez diyor. Bazı yazarlarda mülkiyete tabii oldukları için zilyetliğe de tabiidir diyor.Zilyetlik için normalde cismani varlığın olması gerekir.Ama yasa koyucu bunları taşınır mülkiyeti hükümlerine tabii tutmuş dolayısıyla bunlar üzerinde de zilyetlik olabilir.(hocanın görüşü)

Hayvanlar üzerinde zilyetlik olabilir.Hayvanlar eşya hakkındaki hükümlere tabiidir. Dolayısıyla hayvanların yaşama hakkı vardır. Bu nedenle direk eşya demiyorduk; eşya benzeri varlıklar diyorduk. Fakat eşya hakkındaki hükümler hayvanlar hakkında da uygulandığı için hayvanlar üzerinde zilyetlik söz konusu olur.

Zilyetliğin konusu başlığı altında Hak Zilyetliği denilen bir kavramımız vardır. Hakların cismani bir varlığı yok. Acaba hak zilyetliği nasıl olur?

Örneğin A'nın bir oteli varmış. A 'nın otelinin yanında da M 'nin boş bir arazisi var. Bu arazinin yanında da deniz var. A 'nın otelini bekleyen tehlike , M arazisine yüksek bir yapı yapsa A'nın otelinin manzarasının denizle olan bağlantısı yok olur.A , M'ye gelmiş , sana para vereyim anlaşalım sen benim otelimin manzarasını kapatma demiş. M'de olur demiş ve bir miktar paraya anlaşmışlar.Manzara kapatmama yükümü altına girmiş M. Fakat A bu yükümlülüğü irtifak olarak tapuya tescil ettirelim diyor.A'nın amacı M arazisini başkasına devretse bile yeni malikler de tapuda manzara kapatmama gibi bir yükümlülüğün olduğunu görsünler ona göre alsınlar.Yani A hakkını sadece M'ye karşı değil herkese karşı ileri sürmek istiyor , bu hakkın alenileşmesini istiyor. İrtifak hakkı bir ayni haktır. Taşınmazlarda irtifaklar tapuya tescil ile kurulurlar. Tescil sayesinde artık Amanzarasının kapatılmamasını isteme hakkını sadece M'ye değil o taşınmaz üzerindeki sonraki hak sahiplerine karşı da ileri sürebilecek.

M'nin arazisi üzerine irtifak kurulmuş. Bu araziye yüklü arazi denir. Üzerinde irtifak kurulan taşınmazsa yüklü denir. M'nin irtifakının içeriği M mülkiyetin kendisine verdiği bazıyetkileri kullanmayacak artık. Kullanmaktan kaçınmak zorundadır. Manzarayı kapatacak şekilde bir yapı yapamaz. Bu irtifak A'ya M'nin arazisini aktif bir şekilde kullanma yetkisi vermez. A bu hakka dayanarak M'nin arazisini fiilen kullanmaz. O zaman A bir kere M'nin arazisine zilyet değil. Ama yasa koyucu diyor ki taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yükünde hakkın kullanılması (irtifak hakkının ileri sürülmesi) zilyetlik kabul edilir. Buna hak zilyetliği denir. Dikkat edin hak zilyetliğinin vurucu noktası şudur; bizim A eşyayı kullanmıyor , eşyaya zilyet değil ama hakkını ileri sürmesi onu zilyet yapar. Bunada hak zilyetliği denir. Eşyaya zilyet olmasanız bile sırf o hakka sahip olduğunuz için hakkın ileri sürülmesi , kullanılması zilyetlik doğurur. Hak zilyetliği iki hakta olur.

MK m.973: Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır.

Hak zilyetliğinin doğumu için iki şart vardır :

  1. İrtifak ya da taşınmaz yükü olacak ve bu tapuya tescil edilmiş olacak.Tescil şarttır. Tescil olmazsa zilyetlik olmaz. Tescil terkin (silme) edilirse zilyetlik sona erer. Tescil yolsuz bile olsa zilyetlik doğar.
  2. Hakkın kullanılması gerekir.

Yukardaki olayla A hakkını nasıl kullanmış olur ? Yüklü taşınmazın maliki M'dir. M irtifaka uyarsa hak kullanılmış olur. M yükümlülüğüne uymazsa A hakkına uyulmasını M'den talep etmeli ki hak kullanılıyor olsun.Bu iki şart gerçekleşmişse ve tapuda tescil varsa hak zilyetliği oluşmuş sayılır. Hak zilyetliğinin iki avantajı vardır.

  1. Zilyetliği koruyan hükümlerden hak zilyedi olan kişi A da yararlanabilir.
  2. A lehine irtifak hakkını M kurmuştu. M tam ehliyetsiz olsun. A lehine irtifak tapuya tescil edilmiş. Tescil yolsuz olur. Çünkü tam ehliyetsizin yaptığı işlem geçersizdir.A'nın iyi niyetli olması durumu değiştirmez. tescil yine yolsuz olur.Ancak bu tescil yolsuz bile olsa zilyetlik doğar.Zilyet olması sonucu A 'ya iki avantaj şuradan doğar bizim A adına yolsuz tescil yapan kişi bu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 10 yıl davasız aralıksız iyi niyetle devam ettirirse olağan sicil zamanaşımıyla MKm.712 irtifak hakkını kazanabiilir.Eşya zilyetliği yok yalnız hak zilyetliği var.Zamanaşımıyla bir hakkı kazanabilmek için mutlaka zilyet olmak şarttır. Zilyet olmayan kişi bu hakkı kazanamaz.

Örnek : A bankası B'ye 100 bin lira kredi vermiş. B'nin kardeşi K da bu borç için evini ipotek ettirmiş. 3.kişi bir başkası için evini ipotek ettirebilir. K tam ehliyetsizdir. Konulan ipotek taşınmaz rehinidir. Taşınmazlar üzerinde rehin 3 şekilde kurulabiliyor , onlardan en yakını ipotektir. İpotek tapuya tescil ediliyor. İpotek edilen evin sahibi K'dır. K tam ehliyetsiz olduğu için yapılan ipotek yolsuzdur. Banka iyi niyetli. İyi niyetli banka ipotek hakkını zamanaşımı ile kazanabilir mi kazanamaz mı ? Bir hakkı kazanabilmek için ortada bir zilyetlik olması gerekir. İpotek kurulunca banka eve zilyet olmaz. Eşya zilyetide olmaz hak zilyetide olmaz.Hak zilyetliği sadece irtifak haklarında ve taşınmaz yükünde oluyordu. Taşınmaz rehininde ise hak zilyetliğide yok. O zaman zilyetlik şartı gerçekleşmeyeceğinden dolayı ipotek hakkını banka zaman aşımı ile kazanamaz.

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DERS NOTLARI

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN