ZİLYETLİĞİN HAK KARİNESİ OLARAK KORUNMASI

ZİLYETLİĞİN HAK KARİNESİ OLARAK KORUNMASI

ZİLYETLİĞİN HAK KARİNESİ OLARAK KORUNMASI


ZİLYETLİĞİN HAK KARİNESİ OLARAK KORUNMASI

ZİLYETLİĞİN HAK KARİNESİ OLARAK KORUNMASI

ZİLYETLİĞİN HAK KARİNESİ OLARAK KORUNMASI

Zilyetlik taşınırlarda haklara karine oluşturur. Karine , bilinen mevcut bir durumdan bilinmeyen sonuçlar çıkarmaktır. Taşınırlarda yasa koyucu zilyetliği haklara karine olarak kabul ediyor. Bir taşınırın zilyedi taşınır üzerinde bir hak iddia ediyorsa karine olarak zilyet iddia ettiği hakkın sahibi sayılır. Karineye dayanmanın önemi ise ispattadır. Karineye dayanmanın önemi ise ispattadır. Karine kişiyi ispat yükünden kurtarır. Karineye dayanan taraf iddiasını ispat yükünden kurtulur. Zilyet bir hak iddia ediyor ise hakkın varlığını ayrıca kanıtlamak zorunda değildir. Zilyetliğe bağlanan bu karine adi karinedir. Zilyedin iddia ettiği hakka sahip olmadığını ileri sürüp ispatlayabiliriz. Örneğin hırsız ben bu malın malikiyim derse karine olarak malın sahibi sayılır ama siz onun karinesini çürütebilirsiniz. Taşınmazlarda ise zilyetlik haklara karine olmaz. Taşınmaz , tapuda kayıtlı bir taşınmazsa karineyi tapu sicili oluşturur. Ayni haklarda ayni hak sahibinin kim olduğu tapu siciline bakılarak belirlenir. Eğer taşınmazın tapuda kaydı yoksa Yargıtay'ın kökleşmiş karararına göre bu taşınmazlarda da zilyetlik haklara karine oluşturur.Yani kural olarak zilyetlik , taşınırlarda ve tapuda kaydı olmayan taşınmazlarda haklara karine teşkil eder.

Taşınırlarda zilyetliğin haklara karine oluşu MK m. 985 ve m. 986 da düzenlenmiştir. MK 'nın Zilyetliğe Bağladığı Hak Karineleri

  1. Mülkiyet karinesi
  2. Feri zilyetlikte karine (sınırlı ayni hak veya kişisel yani nispi hak)

Mülkiyet karinesinde kişi mülkiyet iddia eder , feri zilyetlikte karinede ise kişi mülkiyet dışında bir hak iddia eder.

Eğer kişi mülkiyet iddia etmezse mülkiyet karinesi olmaz.

  1. Mülkiyet Karinesi

Mülkiyet karinesinide kendi içerisinde 3'e ayırıyoruz.

a) Mevcut zilyet lehine mülkiyet karinesi

Diyelim ki B yolda giderken bir saat veya herhangi bir taşınır buldu. 2 gün sonra malın sahibi A geldi malı istedi. Şu anda mevcut zilyet B dir. B diyor ki ben bu malın malikiyim. Yani B mülkiyeti iddia ediyor. Malı kaybeden A ise malın önceki zilyedidir. Bulan kişi B , mevcut zilyet lehine mülkiyet karinesi ileri sürerse biz karine olarak B'yi malik kabul edeceğiz. A , B nin malik olmadığını ileri sürüyorsa bu karineyi çürütmesi gerekecek. Çünkü mevcut zilyet ile önceki zilyet karşılaşırsa mevcut zilyedin karinesine üstünlük tanınıyor.Çünkü mal şuanda mevcut zilyedin elindedir. Karine olarak bulan malik kabul edilir. Bulan kişi kendisinin malik olduğunu kanıtlamak zorunda değildir. Çünkü karine olarak malik kabul ediliyor.

Bu mülkiyet karinesinden dolaysız zilyetlerde , dolaylı zilyetlerde yararlanabiliyor. Dolaylı zilyedin mülkiyet karinesinden yararlanma şartı dolaysız zilyedin bu dolaylı zilyetliği tanımasıyla sınırlıdır.

b) Önceki zilyet lehine mülkiyet karinesi

MK m. 985 : Taşınırın zilyedi onun maliki sayılır.

Önceki zilyetler de zilyetlikleri süresince o taşınırın maliki sayılırlar.

Yasa diyor ki önceki zilyetler , zilyetlikleri süresince o malın maliki sayılırlar. O zaman şöyle bir sorun ortaya çıkacak. Önceki zilyetlikten doğan mülkiyet karinesi önceki zilyetlik süresiyle sınırlıdır. O zaman malın zilyetliğini kaybetmişseniz , mal başka birinin zilyetliğine geçmişse şu andan itibaren mevcut zilyet lehine Mülkiyet karinesi devreye girecek.

Mevcut zilyetle önceki zilyet karşılaşırsa mevcut zilyet tercih ediliyordu.

Önceki zilyetlerde de mülkiyet karinesinden yararlanılabilir ancak yararlanabilmenin ön koşulu mevcut zilyedin karinesini çürütmektir. Bu karineyi çürütebilirseniz önceki zilyetlik karinesine dayanabilirsiniz. Burada bilinmesi gereken ayrı bir konu da ispat ; Malın önceki zilyedi olduğunu ve zilyetliği rıza dışı kaybetme gibi konular bazı örneklerden alınıp ispat için geçerli ve önemli durumlardır.

Çünkü zaten mevcut zilyedin karinesini çürütünce önceki zilyetlikten doğan mülkiyet karinesi devreye girmiş olur.

c) Başkasının mülkiyet karinesine dayanma

MK m. 986 /1 : Bir taşınıra malik olma iradesi bulunmaksızın zilyet olan kimse , taşınırı kendisinden iyi niyetle aldığı kişinin mülkiyet karinesine dayanabilir.

Bu karineye dayanarak üçüncü kişilere karşı savunmada bulunabilirsiniz. Mesela A mallarını taşıyıcı T ye bıraktı.Taşıyıcı başkası için zilyettir. Ü gelse taşıyıcıya derse ki ''bu malları sen neden zilyetliğinde bulunduruyorsun ? '' Taşıyıcıda ona bu mallar A nın ben taşıma sözleşmesi gereğince hakimiyetimde bulunduruyorum dese Ü de hayır , bu mallar sen A dan çaldın derse çaldığını Ü nün ispatlaması gerekir. Çünkü taşıyıcı malları aldığı kişinin mülkiyet karinesini 3. kişilere ileri sürebilir. Onlara karşı ayrıca taşıma sözleşmesini kanıtlamak zorunda değildir.

Başkasının mülkiyet karinesini 3. kişilere ileri sürebilir. Onlara karşı ayrıca taşıma sözleşmesini kanıtlamak zorunda değildir ile başkasının mülkiyet karinesine dayanabilmek için iyi niyetli olmak gerekir. Kötü niyetli birisi başkasının mülkiyet karinesine dayanamaz.

2. Feri Zilyetlikte Karine

MK m. 986 /2 : Taşınıra bir sınırlı ayni hak veya kişisel hak iddiasıyla zilyet bulunan kimsenin iddia ettiği hakkın varlığı karine olarak kabul edilir. Ancak zilyet bu karineyi şeyi kendisine vermiş oaln kişiye karşı ileri süremez.

Şu ana kadar hep mülkiyet karinesine dayandı Şimdi ise kişi mülkiyet değil ama bir sınırlı ayni hak veya nispi hak karinesine dayanıyor. Mesela ben arkadaşınıza geldim dedim ki benim kalemimin sende ne işi var? Arkadaşınızda dedi ki hocam bu kalemi siz dün bana iki haftalığına ödünç vermiştiniz. Burada arkadaşınız benim malik olduğumu kabul ediyor ve feri zilyet ileri sürüyor. Ben de arkadaşınıza diyorum ki ben ödünç falan vermedim.

Feri zilyetlik karinesi 3. kişilere karşı ileri sürülebilinir. Asli zilyede karşı ileri sürülemez.

kaynak. ERCİYES ÜNİVETSİTESİ DERS NOTLARI

 

Zilyetliğin Hak Karinesi Olarak Korunması, Türk Medeni Kanunu'na göre, bir kişinin bir mal üzerindeki zilyetliği, bu malın sahibinin o mal üzerindeki haklarını belirleyen önemli bir unsurdur. Yani, bir kişi bir malı kullanıyor, koruyor ve buna dair fiili hâkimiyet gösteriyorsa, hukuki açıdan da o malın sahibinin haklarını savunabilir. Bu, "zilyetliğin hak karinesi" olarak adlandırılır.

 

Zilyetlik, malın fiilen kullanılmasını, kontrol edilmesini ve yönetilmesini ifade eder. Bu ilkeye göre, bir kişi bir malı fiilen elinde bulunduruyorsa, bu kişiye karşı yapılan her türlü itiraz, malın gerçek sahibine yönelik olmalıdır. Özetle, zilyet olan kişi, malın mülkiyetine dair bir hakkı olmasa da, zilyetlik nedeniyle o malı kullanma hakkına sahiptir.

 

Türk Medeni Kanunu’na göre zilyetliğin hak karinesi şu şekilde işler: Eğer bir kişi, bir mal üzerinde fiili hâkimiyet kurmuşsa ve mal sahibine yönelik bir başkası iddia ediyorsa, zilyet olan kişi bu malı savunabilir. Zilyetliğin hak karinesi, aslında bir tür hukuki savunma aracıdır.

 

Zilyetliğin Hak Karinesi Olarak Korunmasına Örnekler:

Evin Satıldığı İddiası: Farz edelim ki, A kişisi bir eve zilyetlik etmektedir ve bu evi yıllardır kullanmaktadır. B kişisi, söz konusu evin sahibi olduğunu ve A'nın bu evi haksız yere kullandığını iddia eder. Ancak, A kişisi evin fiili zilyedi olduğundan ve bununla ilgili hiçbir somut delil bulunmadığından, A, evin kullanımını savunabilir ve zilyetliğin hak karinesi nedeniyle, B'nin sahiplik iddiası reddedilir. A, evin kullanımını devam ettirme hakkına sahiptir.

 

Arazi Üzerindeki Zilyetlik: Bir köyde, X kişisi bir araziyi yıllardır ekip biçmektedir. Ancak Y, arazinin sahibi olduğunu iddia eder ve bu nedenle X'i araziden çıkarmak ister. Yine burada, X'in zilyetliğine dayalı olarak Y'nin sahiplik iddiası geçerli sayılmaz. Zilyetlik, Y'nin sahiplik iddialarına karşı bir hak karinesi oluşturur. X, bu arazinin fiili zilyedi olduğundan, Y'nin iddialarını çürütebilir.

 

Taşınmaz Mallarda Zilyetlik: Bir kişi Z, bir parseldeki arsayı yıllarca kullanıp üzerine binalar yapmıştır ve bu arsa üzerinde fiili hâkimiyet kurmuştur. Y, bu arsanın sahibi olduğunu iddia ederek Z’yi bu arsadan çıkarmaya çalışır. Z, taşınmazı fiilen kullanmaya devam ediyorsa, zilyetliğini savunarak Y’nin hakkını geçersiz kılabilir. Z’nin burada sahip olduğu hak, zilyetliğin hak karinesiyle korunmuş olur.

 

Hediye Edilen Ama Geri Alınan Eşya: Bir kişi, X, uzun süre önce hediye ettiği bir eşyayı daha sonra geri almak ister. Ancak X'in hediye ettiği eşya üzerinde fiili bir zilyetliği vardır. X bu eşyayı kullanmaya devam ediyorsa, Y'nin geri alma isteği karşısında, zilyetliğin hak karinesi devreye girer. X, yasal olarak zilyetliğini savunabilir ve geri alma isteği geçersiz sayılabilir.

 

Zilyetliğin Hak Karinesi İlkesi:

Zilyetliğin hak karinesi, fiili hâkimiyetin korunmasını amaçlar ve mülkiyet hakkının veya alacak hakkının ispatından daha önce gelir. Zilyetlik nedeniyle bir malın fiili olarak kullanılan kişi, bu kullanımı savunma hakkına sahiptir. Bu, "Zilyetliğin Korunması" anlamına gelir ve zilyet olan kişinin elindeki malın sahibi olup olmadığından bağımsız olarak, onu kullanmaya devam edebilmesini sağlar.

 

Özetle:

Zilyetliğin hak karinesi, bir kişinin mal üzerindeki fiili hâkimiyetinin, onun hukuki savunmasını oluşturmasıdır. Zilyetlik, bir malın gerçek sahibinin hakkını engellemese de, zilyetliğini savunan kişi, o mal üzerinde hak iddia eden başka kişilere karşı hukuki koruma sağlar.

 

 

 

 

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN