ZİLYETLİĞİN İDARİ YOLDAN KORUNMASI NASIL OLUR?

ZİLYETLİĞİN İDARİ YOLDAN KORUNMASI NASIL OLUR?

ZİLYETLİĞİN İDARİ YOLDAN KORUNMASI NASIL OLUR?


ZİLYETLİĞİN İDARİ YOLDAN KORUNMASI NASIL OLUR?

ZİLYETLİĞİN İDARİ YOLDAN KORUNMA

Yasa koyucu zilyetliği taşınmazlarda özel bir kanunla idari yoldan koruma gereği hissetmiş.İdari yoldan koruma sadece taşınmaz zilyetliği için söz konusudur. Bu koruma özel bir kanunla getirilmiştir. Taşınmazlarda özel bir kanunla zilyetliğin idari yoldan korunmasının nedeni taşınmazlar hem ekonomik açıdan daha değerli mallardır. hem de uygulamada taşınmazlarla ilgili çok fazla problem ortaya çıkmakta. Yasa koyucu özel bir kanunla getirdiği için bu korumayı demek ki önemli bir konu. Özel bir önem veriyor demektir bu.

Bu kanunun 1984 yılında çıkarılan 3091 sayılı taşınmaz mal zilyetliğine yapılan haksız tecavüzlerin önlenmesi hakkında kanun. Bu kanunun uygulanmasını , ayrıntılarını , esaslarını göstermek amacıyla 1985 yılında aynı adı taşıyan bir yönetmelik çıkarılmıştır.

Zilyetliğin idari yoldan korunması sadece taşınmaz zilyetliği için söz konusudur. Taşınırlarda bu kapsama dahil değildir. Halbuki yukarıda anlattığımız medeni kanunun zilyetliği koruyucu hükümleri ise hem taşınmaz hem taşınırlar için uygulanır.

Yasa koyucu taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin idari yoldan korunmasını getirmekle bu problemin çok kısa bir süreçte çözümlenmesini arzu etmiştir.Mesela düşünün ki gittiğiniz birisi tarlanıza girmiş ve ekip biçmeye başlamış. Bu durumda gidip dava açabilirsiniz ama dava açma yerine , biliyorsunuz Türkiye'de davalar uzun sürüyor iş yükü yoğun olduğu için uzunca bir süre davanızın devam etme tehikesi var , mahkemede iş uzar düşüncesiyle taşınmazlarda idari yoldan korunma talep edebiliyorsunuz.

Bu kanunun amacı taşınmaz üzerindeki zilyetliği korumak suretiyle toplumsal düzeni , kamu düzenini sağlamaya çalışmaktır.

İdari yoldan korunma isteyebilmenin ön şart anlaşmazlıkla ilgili olarak adli yargıda dava açılmamış olması ve ihtiyati tedbir (Henüz dava açmadan önce saldırının durdurulmasına dair geçici tedbirdir. Kural , dava açılmadan önce alınabilen bir karardır). Kararı alınmamış olmasıdır. Bir olayda uyuşmazlık adli yargıya intikal ettirilmişse veya ihtiyati tedbir kararı aldırmışsanız idari yoldan korunma isteyemezsiniz.

Zilyetliğin idari yoldan korunması sadece özel mülkiyete tabi taşınmazlar için değildir. Kamu hukukuna tabi taşınmazlar (kamu malı ) da bu korumaya tabiidir. Burada bilinmesi gereken taşınmaz ister kamu mülkiyeti olsun, ister özel mülkiyet olsun ,isterse de kamu malı statüsündeki olsun (hizmet malı , ortak malı veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bir mal olsun). korumanın kapsamındadır.

Aslında kamu malları üzerinde MK'daki zilyetlik hükümleri doğrudan uygulanmaz. Kamu mallarında kamu hukukundan kaynaklanan bir hakimiyet olur. Fakat yasa koyucu da kamu mallarını da zilyetliğin idari yoldan korunmasının içine almıştır.

O zaman koruma istemenin şartları şöyledir ;

Ön Şart : Dava açılmamış olacak ve ihtiyati tedbir kararı alınmamış olacak.

  1. Ortada taşınmaz bir mal olacak . Herhangi bir taşınmaz olabilir ; bağ , bahçe , arsa , bina , iş yeri .... Özel mülkiyet konusu da olabilir kamu malı da olabilir.
  2. Taşınmaz zilyetliğine tecavüz veya müdahale olmalıdır.Yönetmelikte 12. maddede tecavüz veya müdahale oluşturabilecek davranışlara örnekler sayılmıştır.

Örneğin başkasının arazisinde ekim-dikimde bulunmak , başkasının arazisi üzerine su geçirmek üzere ark açmak , başkasının arazisi üzerine bina yapmak gibi. Buna benzer tecavüz veya müdahale varsa başvuruda bulunabiliyorsunuz. Tecavüz işgal anlamına gelir. Yani başkasının arazisini haksız yere işgal etmeyi ifade eder. Müdahale ise zilyedin arazisi üzerindeki hakimiyetini gereği gibi kullanmasını engellemektir. Burada sayılan tecavüz ve müdahale örnekleri sınırlayıcı değildir.

3. Taşınmazı saldırıya uğrayan zilyedin malik değil dikkat edilmesi durum malik olmadığı malik değil kiracı , ödünç alan , intifa hakkı sahibi hatta haksız zilyetler bile yararlanabiliyor. Çünkü bu hükümler zilyetliği koruyor.

İlle malik olması gerekmiyor , zilyet olması yani taşınmazdan yarar sağlayan kişi olması yeterlidir. Buradan çıkan sonuç ; idari makam re'sen soruşturma başlatamaz , başvuru gerekir. Fakat kamu mallarında ise idari makam re'sen soruşturma açmak zorundadır.

Başvuruyu taşınmazın saldırıya uğrayan zilyedi yapar. Eğer zilyet birden çoksa ( Birlikte zilyet ;müşterek zilyetlik ve İştirak (elbirliği) halinde zilyetlik) içlerinden herhangi biri başvuruyu yapabilir. Hepsinin birlikte başvurmasına gerek yoktur. Saldırıya uğrayan taşınmaz bir tüzel kişiye aitse örneğin bir derneğe aitse o tüzel kişi adına tüzel kişiliği temsilen yetkili kişi başvuruda bulunacaktır.

Köye ait bir taşınmaza saldırı varsa sadece köy muhtarı ve yetkili kişi değil köy halkından herhangi biri de başvuruda bulunabilir. Başvurunun süresi : 3091 sayılı kanuna göre zilyet saldırıyı öğrendiği günden itibaren 60 gün ( iki ay değil) her halükarda ise saldırıdan itibaren bir yıl içerisinde başvuruyu yapmalıdır.

İdari yoldaan korunma süreye tabii kılınmıştır. Bu süreler hak düşürücü sürelerdir. İdari yola başvurma hakkını düşürür. maddi hukuk anlamında hakkınız düşmez.

Kamu mallarına yapılan tecavüz ve müdahalelerde bu süreler uygulanmaz. Kamu mallarında süre sınırı yoktur. Onlar her zaman koruma altındadır.

Taşınmaz saldırıya uğrayan zilyetin başvurusu üzerine idari soruşturma başlatır. Soruşturmayı idari makam yasaya göre en geç 15 gün içerisinde karara bağlar.

Soruşturmayı idari makam yasaya göre en geç 15 gün içerisinde karara bağlar. Yasa sürecin çok hızlı işlemesini istediği için süreyi kısa tutmuştur. Kaymakamlık ve valilik hemen soruşturma ekibi kurar. Oralarda incelemelerde bulunur ve taraflar isterlerse bu incelemeye tanıklarını getirebilirler. Tanık dinletmek mümkündür. Bu arada soruşturma için ücreti başvuran zilyet yatıracaktır. Fakat daha sonra haksız saldırı olduğu ortaya çıkarsa yani başvuran zilyet haklı çıkarsa bu durumda mütecavizden ( tecavüz eden) bu bedelerin tahsiline karar verilir.

İkinci ihtimal olarak da zilyedin başvurusunu kararında kabul eder. Yani bir tecavüz ya da müdahale olduğu sonucuna varır. O zaman da verilen kararın infazı için infaz memeurluğuna karar bildirilir. İnfaz memurluğuda kararın geldiği tarihten itibaren en geç 5 gün içerisinde kararı yerine getirmek zorundadır.

İdari makamın verdiği kararlar idari yargı yolu açık olmak üzere kesindir. İdari yagıya başvurma durumunda yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. İdari makam kararında bir takım açık yazı ve hesap hataları yapmışsa bunları re'sen düzeltebilir. (maddi hata) Bunun için ayrıca yargı yoluna gitmeye gerek yoktur.

Hak uyuşmazlığı çözülmediği için yasa koyucu taşınmaz üzerinde üstün hak iddiasında bulunanların daha sonra adli yargıya başvurma hakları saklıdır. Fakat yasa koyucu bir konu hakkında , bir saldırı hakkında idari makam önleme kararı vermişse adli yagıda dava açmadan artık ihtiyadi tedbir kararı verilemez demiştir.

Yetkili makamların kararını kasten yerine getirmemek suç teşkil eder. Bu nedenle idari makam bu kişi hakkında kanundaki cezai hükümlerin uygulanması için dosyayı ceza mahkemesine de gönderir. Bu durum diyelim ki mütecavizin saldırısını idari makama başvurup engellemiş olmamıza rağmen iki ay sonra aynı mütecaviz tekrar saldırıda bulunuyorsa ne yapacağız sorusu için geçerlidir.

kaynak. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DERS NOTLARI

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN