Aile Mahkemesi Hakimliğine
Kayseri
Davacı :
Vekili : Av. GİZEM GÜL UZUN
Davalı :
Konu : Yardım nafakası istemidir.
Açıklamalar :
Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/3-1627 E.-2015/1020 K.sayılı ve 13.03.2015 tarihli ilamında da detaylı bir inceleme ve irdeleme konusu yapılmış olup, buna göre;
‘ ….. Nafaka alacaklılığı, çocuğun bireyselliğinin bir parçasıdır. Hukukumuzda, çocuk kendisini dünyaya getiren ana ve babasından bakım parası isteyebilir. Bu onun en doğal hakkıdır. Ana ve babanın bu nafaka yükümü sosyal yardım ve dayanışma düşüncesinden kaynaklanır; onların velayet hakkından bağımsızdır.(Rona, Serozan: Çocuk Hukuku, İstanbul 2005, s.112 vd.).
Öte yandan, aile bireylerinden birinin yoksulluğa düşmüş olması halinde, diğerlerinin onun
yardımına koşmaları ahlak kurallarının gereğidir. Fakat bu gereklilik bir hukuk kuralı
haline gelmediği sürece, aile bireylerini yoksulluk içinde bulunan hısımlarına yardım etmeye
zorlamak imkanı yoktur. Diğer taraftan, yoksulluğa düşmüş olan bir hısıma yardım etme-
mek, ‘aile dayanışması fikrine’ aykırı düştüğü gibi, toplumun hak duygusunu da zede-
ler. İşte, kanun koyucular bütün bu düşüncelerle bir kimseyi, yoksulluğa düşmüş olan hı-
sımlarına yardım etmeye zorlarlar ki, buna nafaka yükümlülüğü denir.( Turgut Akın-
türk/Derya Ateş Karaman: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, 2.Cilt, 14.Bası, İstanbul
2012, s.44 vd.)
Öte yandan, 1982 Anayasasının 17/1. maddesinde herkesin, yaşama, maddi ve manevi var-
lığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiş; 27/1 maddesinde ise, herkesin,
bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü a-
raştırma hakkına sahip olduğu vurgulanmıştır. Bunun yanında Anayasanın 41. maddesinde
devletin çocukların koruması için gerekli tedbirleri alacağı belirtilmiş; 42.maddesinde ise;
kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı düzenlenmiş; 58.
maddesinde de; Devletin gençliği korumak için gerekli tedbirleri alacağı vurgulanmış-
tır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir
nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev-
dir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan
kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenle kanun koyucu, yardım nafa-
kasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş-
tir.
Kanun koyucu, bu kapsamda aile bireylerinin ekonomik olarak korunması amacıyla 4721
sayılı TMK’nun 328 ve 364/1. maddelerinde düzenleme yapmıştır.
Buna göre, TMK’nun 328. maddesi;
“Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.
Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara
göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar
çocuğa bakmakla yükümlüdürler.’’ hükmünü içermekte olup;
TMK’nun 364/1. maddesinde ise
“Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile
kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.’’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, kanun koyucu TMK’nun 328/2. maddesinde getirdiği yeni hükümle,
eğitime verdiği önemi vurgulamış ve öğrenimlerini başarıyla sürdürmekte olan çalışkan
ergin öğrencileri desteklemiş olmaktadır.
743 sayılı Medeni Kanununun yürürlükte olduğu dönemde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu-
‘nun 13.03.1963 gün ve 2/99-21 sayılı içtihadındaki; ‘Babanın sosyal durumu bakımından
çocuğun okutulmasının gerekmesi halinde iştirak nafakasının çocuğun erginleşmesin-
den sonra da (okumaya devam etmesi sebebiyle) ödenmesi, Medeni Kanunun hüküm-
lerindendir. Zira, evlilik birliğinin boşanma ile ortadan kalkmış olması, ana ve baba-
nın çocuğa karşı olan borçlarında bir değişiklik meydana getirmez. Diğer deyimle, ana
ve babanın beraber yaşaması halinde nasıl her ikisi de beraberce çaba göstererek ço-
cuğu sosyal durumlarına göre okutmakla ödevli idiyseler, boşanmadan sonra dahi bu
ödevleri sona ermez’ ilkesi, kanun koyucu tarafından TMK. M.328/2. yasal hükmüyle ya-
sal kural haline getirilmiştir.
Yoksulluğun hukuksal kavramı ise mevzuatımızda tanımlanmamıştır. Belirtmek gerekir ki,
yoksulluk ekonomik ve sosyal koşullarla doğrudan ilgilidir. O nedenle, bunu ülkenin ekono-
mik ve sosyal koşulları altında belirlemek gerekir. Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşama, maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına sahiptir.(Anayasa m.17/1). Şu halde,
bu temel hakkın tabii sonucu yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bire-
yin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaya-
cak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek yerinde olur. (07.10.1998 gün ve
E.:1998/2-656, K:1998/688; 05.05.2004 gün ve E:2004/3-251, K:2004/248; 28.02.2007 gün
Ve E.:2007/3-84, K.:2007/95; 16.05.2007 gün ve E.:2007/2-275, K.:275; 11.03.2009 gün ve
E.:2009/2-73, K.:2009/118; 10.11.2010 gün ve E.:2010/2-614, K.:2010/597 sayılı ilamları)
Bu durumda, davacı çocuğun davalı babanın yardımına ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca, baba yoksulluğa düşmüş çocuğuna yardım etmek
zorundadır. Çocuğun okulunu bitirip, bir işe girmesi, çocuğun yararına olduğu gibi
babanın da yararına bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı somut olaya uygulandığında görüleceği üzere,
Müvekkil ..........................’in yardım nafakası alması gerekir. Zira müvekkil davacı,
tabii ihtiyaçlarını karşılayabilecek maddi güçte değildir. Davalı ise müvekkilin ebeveyni
olmasından mütevellit, yardım etmekle mükellef kılınmıştır. Ayrıca davalı tüm bunların
yanında ülkemiz standartlarında iyi bir maaşa sahip olup, kızına göndereceği meblağ onun
yaşam kalitesini hiçbir şekilde etkilemeyecektir.
Hukuki Delil : a) Taraflara ilişkin nüfus kayıt ve belgeleri
Grafik Tasarı Programı öğrenci olduğuna dair verilen belgenin
bir sureti
kolluk araştırması
Hukuki Sebep : 4721 sayılı TMK., 6100 sayılı HMK. ve ilgili mevzuat
Netice-i Talep : Yukarıda arz edilen nedenlerle haklı davanın kabulü ile davalı ..........................’ten aylık 600 liranın her ay yardım nafakası olarak tahsiline ve müvekkil..........................’e verilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.
Davacı Vekili
Av. GİZEM GÜL UZUN
YARDIM NAFAKASI TALEBİ İÇİN DİLEKÇE ÖRNEĞİ-YARDIM NAFAKASI TALEBİ İÇİN DİLEKÇE ÖRNEĞİ-YARDIM NAFAKASI TALEBİ İÇİN DİLEKÇE ÖRNEĞİ-YARDIM NAFAKASI TALEBİ İÇİN DİLEKÇE ÖRNEĞİ-YARDIM NAFAKASI TALEBİ İÇİN DİLEKÇE ÖRNEĞİ-YARDIM NAFAKASI TALEBİ İÇİN DİLEKÇE ÖRNEĞİ-YARDIM NAFAKASI TALEBİ İÇİN DİLEKÇE ÖRNEĞİ
Adres
Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A Blok No:8/79 Kocasinan/Kayseri
İletişime Geçin
Linkler
Av. Gizem Gül UZUN
Çalışma Alanlarımız
Videolar ve Bilgilendirmeler
Makaleler
Yargıtay Kararları
İletişim
Hakkımızda
Kayseri Barosu'na kayıtlı Avukat Gizem Gül Uzun tarafından kurulmuştur. Gizem Gül Uzun, Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi'nden mezun olup; İngilizce, Fransızca ve Osmanlıca bilmektedir.
HARİTA
Avukat Gizem Gül UZUN © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.