UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE TİCARETİ SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE TİCARETİ SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE TİCARETİ SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ


https://www.gizemuzun.av.tr/uyusturucu-madde-ticareti-yargitay-karariUYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE TİCARETİ SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

 

ELAZIĞ 3.AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

Gönderilmek Üzere

KAYSERİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE



DOSYA NO: 2023/*** E.

 

SANIK:

 

MÜDAFİ: Av. Gizem Gül UZUN

 

Sahabiye Mah. Teoman Sk. Avukatlar İş Hanı Bina No:9

 

Kat:5 Daire No:501 Kocasinan/KAYSERİ

 

KONU: Savunmalarımızın sunulmasından ibarettir.

UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE TİCARETİ SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

AÇIKLAMALAR:

 

Müvekkil hakkında; Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 2023/*** sayılı iddianeme numarasıyla 2023/*** Esas Numaralı dosyaya atfen Türk Ceza Kanunu uyarınca Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama suçuna ilişkin olarak kamu davası açılmıştır. İşbu dilekçe ile isnat edilen suçlamaya ilişkin savunmalarımızı sunmaktayız.

 

1-MÜVEKKİL UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE TİCARETİ YAPMA SAĞLAMA SUÇUNU İŞLEMEMİŞTİR.

 

Müvekkil, ifadelerinde istikrarlı ve isabetli şekilde uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçunu işlemediğini, satıcı olmadığını, uyuşturucu madde kullandığını ifade etmiştir. Müvekkil, kullanıcı olduğunu açıkça belirtmektedir. Müvekkil uyuşturucu maddeyi kendisi kullanmaktadır. Müvekkil hiç kimseye herhangi bir meblağ karşılığında uyuşturucu madde satmamıştır. Müvekkil uyuşturucu madde satmak şöyle dursun, hiç kimseye uyuşturucu madde ikram dahi etmemiştir.

 

Müvekkil Abdüllatif *****, terörle mücadele özel timi olan JÖAK'a bağlı bir Jandarma Astsubayıdır. Müvekkil, mesleği boyunca zorlu koşullar altında çalışmıştır. Müvekkil işinin getirdiği stres ve bunalımdan uzaklaşmak maksadıyla uyuşturucu madde kullanmıştır. Müvekkilden alınan kan ve idrar örneklerine de bakıldığı zaman müvekkilin kanında ve idrarında esrar maddesi kullandığı açıkça anlaşılmıştır.

 

Müvekkil uyuşturucu maddeye erişimini Muhammet ***** isimli şahıstan sağlamıştır. Müvekkil, Muhammet'in hesabına esrar maddesi almak için para göndermiştir. Hesap hareketleri incelendiği zaman müvekkilin Muhammet'e para gönderdiği ancak Muhammet'in müvekkile hiçbir zaman para göndermediği açıkça görülecektir. Yine HTS (arama ve mesaj) kayıtları incelendiğinde Muhammet'in müvekkile uyuşturucu madde temin ettiği, müvekkilin de esrar maddesini Muhammet'ten almak amacıyla Muhammet'e havale yoluyla para gönderdiği görülecektir. Müvekkile ait Garanti ve Akbank hesaplarının hesap kayıtlarının incelenmesini talep ederiz. Zira Sayın Mahkemenizce de takdir edileceği üzere uyuşturucu madde veya uyarıcı madde ticareti yapan ve sağlayan bir kişinin kendi kullanımı için başkasından uyuşturucu madde satın alması HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR. Keza, müvekkilin üzerine atılı suçta araçta ele geçirilen uyuşturucu madde ile müvekkilin kullandığı uyuşturucu madde türü aynıdır fakat müvekkil bu maddenin ticaretini yapan ve sağlayan bir kişi olsa müvekkilin para karşılığında bu maddeyi satın alması hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edecektir.

 

Uyuşturucu madde ticareti yapan kişiler müvekkilin arkadaşları Muhammet ve Hasan *****'tır. Müvekkilin HTS kayıtları incelendiğinde müvekkilin uyuşturucu maddeyi sadece kullanma amacıyla satın aldığına dair arkadaşlarına gönderdiği mesaj kayıtları bulunmaktadır. Müvekkilin banka hesap hareketleri incelendiğinde açıkça görülecektir ki müvekkilin hesabına geçen herhangi bir ödeme bulunmamaktadır. Müvekkilin banka hesaplarında uyuşturucu madde ticareti yaptığını ve sağladığını gösterecek bir para transferinin bulunmaması müvekkilin uyuşturucu madde kullanmadığını göstermektedir. Ayrıca müvekkilin uyuşturucu madde ticareti yaptığına ve sağladığına ilişkin aleyhe bir beyan da bulunmamaktadır. Hiç kimse müvekkilin üzerine atılı suçu işlediğini doğrular nitelikte bir beyanda bulunmamıştır. Yine aynı şekilde hiçbir tanık müvekkilin kendisine herhangi bir para karşılığında uyuşturucu madde sattığını ya da müvekkilden uyuşturucu madde aldığını beyan etmemiştir. Dosyada mevcut bulunan 07/05/2023 tarihli tutanakta da müvekkilin uyuşturucu maddeyi kullanmakta olduğunu doğrular nitelikte beyanlar bulunmaktadır.

 

2-MÜVEKKİLİN KAN VE İDRAR TAHLİLİ SONUCUNDA ÇIKAN KULLANDIĞI MADDE İLE MUHAMMET ULUÇAY YANINDAYKEN ARAÇTA YAKALANAN MADDE BİRE BİR AYNIDIR. BU DURUMDA MÜVEKKİLİN TİCARETİNİ YAPTIĞI VE SAĞLADIĞI İDDİA EDİLEN AYNI MADDEYİ KULLANMAK İÇİN SATIN ALDIĞI YÖNÜNDEKİ GÖRÜŞ HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR. BU DURUM MÜVEKKİLİN UYUŞTURUCU MADDEYİ YALNIZCA KULLANMAK İÇİN ALDIĞINI AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR.

 

Yapılan idrar ve kan tahlillerinde müvekkilin esrar maddesi kullandığı tespit edilmiştir. Yine müvekkil Muhammet ******'ın yanındayken araçta yakalanan madde de esrar maddesidir. Sayın Savcılığınızca HTS kayıtları, mesaj içerikleri müvekkile ait banka hesap hareketleri incelendiğinde müvekkilin esrar maddesini Muhammet ************'dan temin ettiği sarih bir şekilde anlaşılacaktır. Müvekkilin ticaretini yaptığı ve sağladığı bir maddeyi para karşılığında kendi kullanımı için başka bir şahıstan satın aldığı düşüncesi zorlama bir düşünce olmakla beraber hayatın olağan akışına açıkça aykırıdır. Müvekkil, uyuşturucu maddeyi yalnızca kullanmak maksadıyla temin eden biridir. Ancak Muhammet isimli şahıs, araçta esrar maddesi taşırken müvekkil akran kurbanı olmuştur. Müvekkil hiçbir şekilde uyuşturucu madde ticareti yapmamıştır. Uyuşturucu madde ticaretini yapan işbu olaydan önce de sürekli olarak yapan Muhammet ********'ın ta kendisidir.

 

Müvekkil ifadelerinde de belirtiği gibi kullanıcıdır, satıcı değildir. Müvekkil kollukta verdiği ifadede uyuşturucu maddesini kullandığını ifade etmiştir. Müvekkil, diğer şahıslarla birlikte uyuşturucu ticareti yapma ve sağlama suçunu işlememiştir.

 

3-DOSYA KAPSAMINA ALINAN INSTAGRAM MESAJ KAYITLARININ İRDELENMESİNİN YANLIŞ YAPILDIĞINI DÜŞÜNMEKTEYİZ,

 

Zira müvekkil, Hasan ********'la instagram üzerinden konuştuğunu ifadesinde kendisi söylemiştir. Hasan ***********'la olan konuşmaları uyuşturucu temin etmek üzere olup, ticaretine ilişkin iradesini göstermemektedir. Bu kapsamda, mesaj kayıtlarının irdelenmesi ve müvekkilin iradesinin ne yönde olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Müvekkil uyuşturucu madde kullandığını saklamamaktadır bu da müvekkilin uyuşturucu madde satın aldığını göstermektedir. İfadesinde de Hasan ******** ismini müvekkil kendisi söylemiştir.

 

4-KABUL ANLAMINA GELMEMEKLE BERABER MÜVEKKİLİN UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDEYİ BULUNDURDUĞU KANAATİNE VARILIRSA DAHİ BUNUN UYUŞTURUCU MADDEYİ KENDİ KULLANIMINA ÖZGÜLEMEK AMACIYLA UZUN SÜRELİ TEMİN KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

 

Esrarın yiyeceklerin yaptığı gibi bozulmadığını belirtmek önemlidir. Uygun şekilde hasat edilmiş, kurutulmuş ve iyileştirilmiş tomurcuk, küflenmeye veya küflenmeye (çoğunlukla nem) yol açabilecek koşulların bulunmadığını varsayarsak, görünüşte sonsuza kadar sigara içmek için güvenli kalmaktadır.

Herhangi bir çeşit yüksek kaliteli kenevirin kuru, hava geçirmez bir kapta saklanması durumunda yaklaşık altı ay dayanacağı yönünde görüşler mevcuttur. Bu süre esrarın bulunduğu ortamın koşullarına ve esrarın özelliklerine bağlı olarak kolayca bir yıla kadar çıkabilir. Bu kapsamda müvekkilin kendi kullanımına özgülemek amacıyla uzun süreli olarak temin ettiğini düşünmek de mümkündür.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ele geçirilmiş olan uyuşturucu madde miktarına ve diğer delillere göre ele geçirilen maddenin uyuşturucu ticareti ya da uyuşturucu kullanma suçuna mı gireceği birçok yargıtay kararlarında belirtilen birkaç kriterle ortaya konulmuştur. Söz konusu kriterlere kısaca değinecek olursak;

 

-İşlenen fiilin kullanmak için mi yoksa ticareti için mi olduğunun tespiti için sanığın saikinin, amacının toplanan deliller ışığında değerlendirilmesi gerekir.

 

-Kullanmak için uyuşturucu madde (esrar, eroin, kokain, bonzai vb.) bulundurma ile uyuşturucu madde ticareti ayrımındaki en önemli kriter, kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin içinde bulunduğu hal ve şartlar yani bedensel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin türüne, çeşitlerine göre değişiklik göstermektedir. Ayrıca buna ilişkin olarak Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında ; esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Buna göre örneğin günlük kullanım hesabını dikkate alarak yıllık kullanım miktarının üzerinde uyuşturucu madde bulunduran sanığın, uyuşturucu maddeyi kullanma amacı dışında bulundurduğu genel olarak kabul edilmektedir.

 

-Sanığın elindeki uyuşturucu maddeyi başkasına satma, nakil etme durumunun olup olmadığı da her olaya göre araştırılmalıdır. Örneğin teknik ya da fiziki takip, görgü tanıkları hatta birden fazla sanığın olduğu durumlarda sanıklar arasındaki ilişkinin temelin de satış ya nakil durumu olup olmadığı kendi içerisinde araştırılmalıdır.

 

-Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin sanık tarafından bulundurulduğu yer dikkate alınarak uyuşturucu maddenin kullanmak için mi yoksa ticaret için mi bulundurulduğu tespit edilmelidir. Kişisel ihtiyacı için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla ulaşabileceği bir yerde bulundurur (Örneğin, ev, işyeri, araba vb.). Uyuşturucu maddenin kolayca ulaşılamayacak bir yerde zulalanmış olması (örneğin bir metruk yer) uyuşturucu madde ticareti yapıldığının göstergesidir. Hatta bazı durumlarda ele geçirilen madde ile sanık arasında ki yerin mesafesi ya da yerin niteliği dahi önemlidir.

 

-Diğer önemli kriter ise Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçiriliş şekli de suç türünün tespiti açısından önemli ölçütlerden biridir. Mesala uyuşturucu çeşitinin birden fazla olması, satışa hazır hale getirilmiş aynı ölçüler şeklinde (genelde paketler aynı gramda olacak şekilde) küçük paketler ya da jelatinlenmiş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yer ya da yakınında tartımı için hassas terazi ve hazırlanmasında kullanılan paket vb. ambalaj malzemelerinin ele geçirilmesi, uyuşturucunun kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirti olacaktır.

 

"Yargıtay 10. Ceza Dairesince 07.12.2011 gün ve 5259-58263 sayı ile;

"... İstanbul' dan esrar getirerek satacağı ihbarı üzerine, iskelede feribottan inen ve kendisini almaya gelen araca binmek üzereyken yakalanan sanığın, elinde bulunan poşet içerisinde net miktarı 345,510 gramdan ibaret esrarı, satma veya başkasına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna ilişkin delil elde edilemediği, sanığın fiilinin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden uyuşturucu madde ticareti suçundan hüküm kurulması...",

 

İsabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir."

 

(Ceza Genel Kurulu, 2012/10-1335 E., 2013/423 K.)

 

Belirtilen kriterler ışığında yukarıda değinilen Yargıtay kararında ihbar üzerine yakalanan sanığın üzerinde taşıdığı poşetin içerisinde ele geçirilen kenevir bitkisi dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda teknik ya da fiziki takip, tanık beyanı, iletişimin tespiti v.b gibi somut, yeterli, her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı herhangi bir delil elde edilememesi nedeniyle uyuşturucu ticaretinden dolayı ceza verilemeyeceği yönünde karar oluşturmuştur.

Bizce de isabetli olan bu kararda özellikle ele geçirilen maddenin salt miktarına bakıp uyuşturucu ticareti suçundan ceza verilmesinin önünü kapatıp diğer kriterlerle birlikte değerlendirme yapma olanağı sunmuştur.

 

Fiilin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu, yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturacağının belirlenmesinde etkin rol oynayan husus, sanığın amacıdır.

 

Uyuşturucu madde bulundurmanın kullanma amacına yönelik olup olmadığının tespit edilmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı ölçütler bulunmaktadır.

 

Bu ölçütlerden ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satmaya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmediği, ikincisi; uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Şahsi kullanımı için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin evinde, iş yerinde veya arabasında bulundurmaktadır. Uyuşturucu maddenin çok sayıda ve özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde bulunması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartı sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yer veya yakınında hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirti olacaktır. Kabul edilen üçüncü ölçüt ise bulundurulan uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarıdır. Şahsi kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliği, cinsi ve kalitesi ile somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir.

 

Adli Tıp Kurumu tarafından esrar kullananların her defasında bir ila bir buçuk gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebilecekleri değerlendirilmektedir. Yine esrar kullanma alışkanlığı olanların, birkaç aylık ihtiyacı karşılayabilecek miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında ya da kolay ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre esrar kullanan kişilerin, olağan sayılan bir süre içerisinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları durumunda, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı, ancak uyuşturucu maddenin ticaret amacıyla bulundurulduğuna ilişkin başkaca somut delil yoksa şahsi ihtiyaç ya da uyuşturucu madde bulundurulmasının kullanmak amacı taşıdığı kabul edilmelidir.

 

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

 

Bir ihbar üzerine yakalanan müvekkilin arabasının içerisinde ele geçirilen kenevir bitkisi dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda teknik ya da fiziki takip, tanık beyanı, iletişimin tespiti v.b gibi somut, yeterli, her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı herhangi bir delil elde edilememesi, uygulamada ilke olarak kabul edilen yıllık uyuşturucu madde kullanım miktarı göz önünde bulundurulduğunda, adli raporda belirtilen esrar maddesinin gramının yıllık şahsi kullanım sınırları içerisinde olması, müvekkilin uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla bulundurduğu yönündeki aksi kanıtlanamayan istikrarlı savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği şüphe boyutundan öteye geçememektedir.

 

Bu itibarla; en kötü ihtimalde dahi müvekkilin sübuta eren eyleminin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu su götürmez bir gerçektir.

 

MÜVEKKİL İÇİN ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİNİN UYGULANMA İMKANI VARDIR.

 

Müvekkil, gönüllü olarak suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suçluların yakalanmasına hizmet ve yardım etmiştir. Müvekkilin verdiği ifade ile diğer sanık tespit edilmiştir ve dosyada sanık sıfatıyla yargılanmaktadır. Dolayısıyla müvekkil hakkında TCK 192/3 fıkrasının uygulanma ihtimali vardır.

 

ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR İLKESİNİN UYGULANMASI GEREKTEDİR.

 

Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir.

Müvekkilin üzerini atılı suçu işlemediği, uyuşturucu madde ticareti yapmamış olduğu ve yalnızca kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu sabit olduğundan, müvekkile yukarıda açıklanan ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yargılama yapılması gerekmekte ve lehe kanun hükümlerinden faydalanmalıdır.

Müvekkilin suçu işlemediği sabit olduğundan ve şüpheden sanık yargılanır ilkesinin getirmiş olduğu ilkeler doğrultusunda müvekkilin tutuklama tedbirinin adli kontrole çevrilmesi gerekmektedir. Müvekkilin şuan ceza evinde tutuklu olarak yargılanması hem kendisini hem ailesini mağdur etmektedir.

 

7-MÜVEKKİL, CEZAEVİNDE SUÇU ÜSTLENMESİ İÇİN TEHDİT EDİLMEKTEDİR.

 

Müvekkil, sanık Muhammet Ali *********'dan ceza evi duvarı üzerinden atılan kağıtlar aracılığıyla tehdit edilmektedir. Müvekkile atılan kağıtlarda "Suçu sen üstlen, ben evliyim, iki de çocuğum var. Sen bekarsın sana bi şey olmaz." şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Sürekli olarak uyuşturucu maddesi satan Muhammet Ali *********, kendi çıkarları için müvekkile işlemediği bir suçu üstlenmesini aksi taktirde "sonuçlarına katlanacağını" beyan etmiştir. Müvekkil ve Muhammet Ali *********** arasında yaşanan bu olaya istinaden MÜVEKKİLİMİZİN ÜZERİNE ATILI SUÇU İŞLEMEDİĞİ VE MÜVEKKİLİN İŞLEMEDİĞİ UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA VE SAĞLAMA SUÇUNU ÜSTLENMESİ İÇİN MÜVEKKİLE BASKI YAPILDIĞI AÇIKTIR. Zira müvekkil, üzerine atılı suçu işlemiş ya da Muhammet Ali ***********ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmiş olsaydı, müvekkilin suçu üstlenmesi için tehdit edilmesi mümkün olmazdı.

 

8-VATANINA BAĞLI BİR ASTSUBAY OLAN MÜVEKKİLİN UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPARAK MESLEĞİNİ RİSKE ATMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.

 

Müvekkil vatanı için canını tehlikeye atan, görevini layıkıyla yerine getiren saygın bir Jandarma Astsubayıdır. Mesleğinde daha da iyi olabilmek için Jandarma Özel Operasyon Tim'i eğitimlerine katılmaya hak kazanmış, sonrasında da eğitimlerini başarıyla tamamlanmıştır. Mesleğine bu derece saygılı olan ve mesleğinde daha iyi olmak isteyen bir astsubayın uyuşturucu madde ticareti yaparak mesleğinden men edilme tehlikesini göze alması söz konusu değildir. Türk Ceza Kanunumuzda Topluma Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen uyuşturucu madde ticareti suçunun, terörle mücadele eden JÖAK timinde yer alarak hizmetini yerine getiren müvekkil Abdüllatif ******* tarafından işlenmesi göz önündeki bilgiler ışığında mümkün görünmemektedir.

 

9-MÜVEKKİLİN SABIKA KAYDI BULUNMAMAKTADIR. DOLAYISIYLA MÜVEKKİL SUÇA MEYİLLİ BİR KİŞİLİK YAPISINA SAHİP DEĞİLDİR. MÜVEKKİLİN DELİLLERİ KARARTMASI VE YARGIDAN KAÇMASI ŞÜPHE DAHİLİNDE DEĞİLDİR.

 

Müvekkil Abdüllatif *****'ın sabıka kayıtları incelendiğinde daha önce hiçbir suça karışmamış olduğu görülmektedir. Müvekkilin sabıka kaydının bulunmaması müvekkilin suça meyilli bir kişiliğe sahip olmadığını göstermektedir.

 

Tutuklamanın sadece bir güvenlik tedbiri ve son çare olan bir güvenlik tedbiri olması göz önünde bulundurulduğunda, kaçma ve delilleri yok etme anlamında herhangi bir yola başvurmayan ve böyle bir şüphesi de bulunmayan müvekkilin tutuklanarak hürriyetinden yoksun bırakılması gerek T.C. Anayasasına gerekse de AİHS'ne açıkça aykırıdır. AİHM de içtihatlarında tutuklamanın en son önlem olarak uygulanması gerektiğinden bahsetmekte; başka bir önlemle tutuklamadan sağlanan yarar sağlanabilecekse, tutuklama yoluna gidilmemesi gerektiği belirtilmektedir.

 

CMK 109'daki adli kontrol kurumunun tutuklamaya göre öncelikle uygulanması gerekir. Tutuklama en son tedbirdir. Öncelikle adli kontrolü uygulanmadan tutuklamaya hükmedilmemelidir. Müvekkilimizin hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmadan, bu tedbirden yarar sağlanıp sağlanamayacağı tespit edilmeden doğrudan tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

 

Müvekkilin kaçma ve delilleri yok etme şüphesi bulunmamaktadır. Nitekim dosyada mevcut 07/05/2023 tarihli tutanakta müdafisi olduğumuz Abdüllatif ************'ın kaçak olmadığı ve kolluk güçlerine giderek ifadesini bizzat verdiği belirtilmiştir. Diğer sanıkların verdiği ifadeler de müvekkilimizin verdiği ifadeyi doğrular niteliktedir. Şu halde adli kontrol hükümleri uyarınca serbest bırakıldığı taktirde tüm yükümlülükleri gereği gibi yerine getirecek olan müvekkilin tutuklanması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla öncelikle müvekkilin bi hakkın tahliyesini, sayın hakimliğiniz aksi kanaatte olur ise CMK mad.109 ve diğer hükümler gereğince tutuklama tedbirinin ADLİ KONTROLE çevrilmesini talep ederiz.

 

SONUÇ VE İSTEM :

 

Yukarıda açıkladığımız hususlar hasebi ile öncelikle müvekkilimizin beraat etmesine, mahkeme aksi kanaatte ise lehe hükümlerin uygulanarak hüküm ile birlikte tahliye edilmesine, tüm bunlar olanaksız ise, adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliye edilmesini, saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.11.09.2023

SANIK MÜDAFİ

Av. Gizem Gül UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN