TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLI TAZMİNAT DAVASI CEVAP DİLEKÇESİ

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLI TAZMİNAT DAVASI CEVAP DİLEKÇESİ

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLI TAZMİNAT DAVASI CEVAP DİLEKÇESİ


 

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLI TAZMİNAT DAVASI CEVAP DİLEKÇESİ

 

KAYSERİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE

DOSYA NO: 2023/*** E.

DAVACI: 

VEKİLİ: Avukat Gizem Gül Uzun

DAVALILAR: 

KONU: Cevaba cevap dilekçemizin ibrazıdır.

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLI TAZMİNAT DAVASI CEVAP DİLEKÇESİ

AÇIKLAMALAR:

1-DAVA ŞARTI USULÜNE UYGUN YERİNE GETİRİLMİŞTİR. SİGORTA ŞİRKETİ TEMERRÜDE DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR. DAVAMIZIN KABULÜNÜ TALEP EDERİZ.

Tarafımızca dava açmadan önce sigorta şirketine başvurulmuştur. Yine sigorta şirketinin talep ettiği evraklar sigorta şirketine iletilmiştir. Ancak sigorta şirketine müvekkilimizin maddi ve manevi anlamda mağduriyetini ilettiğimiz halde sigorta şirketi tarafımızı oyalayarak her seferinde ''yapmış olduğunuz başvuru incelenmektedir.'' şeklinde yanıt vermiştir.

Müvekkilimiz işbu kazadan dolayı kazaya sebebiyet veren davalı Abdullah Yüce'den şikayetçi olmuştur. İşu yargılama Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı 2022/*****E. Sayılı dosyada devam etmektedir. Sigorta Şirketine savcılık dosyasında olan bütün evraklar gönderildiği gibi hastane raporları ve sigorta şirketinin talep ettiği diğer evraklar da gönderilmiştir. Kısaca tarafımızca müvekkilimizin elinde olan ve dosyada olan bütün evraklar sigorta şirketine gönderilmiştir. İlgili mail yazışmaları ektedir.

Ancak sigorta şirketi müvekkili neredeyse 6 veyahut 7 ay gibi bir süre oyalayınca tarafımızca arabulucuya başvurma zorunluluğu hasıl olmuştur. 

İşbu yargılama için en önemli evraklar; kusur durumunu gösterir kaza tespit tutanağı, tedavi süreci sonucunda alınmış tedavi evrakları, heyet raporu için başvuru belgesi, maluliyet durumunun tespiti için başvuru belgesidir. Somut olayımızda bu evrakların tamamı sigorta şirketine sunulmuştur.

Keza yine müvekkilin heyet raporunun çıkmasına 4 ay gibi çok kısa bir süre kalmıştır. 

Ayrıca trafik kazalarından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davalarında, heyet raporunun dava açılırken sunulmuş olması zorunlu değildir. Yargılama aşamasında heyet raporu çıktığı takdirde mağdur lehine tazminata hükmedilebilmektedir. Müvekkilimizin işgöremezlik raporları bulunmakta olup, maluliyet tespiti için ilgili hastaneye başvuru yapılmıştır, hastaneden sonuç beklenmektedir.

TRAFİK KAZASI NEDENİYLE SİGORTAYA BAŞVURUDA MALULİYET ORANINA İLİŞKİN SAĞLIK KURULU RAPORU SUNULAMAMIŞ OLSA DA BAŞVURU ŞARTI YERİNE GETİRİLMİŞTİR.

Özet : Davacı tarafından sürekli maluliyetini gösteren sağlık kurulu raporu ibraz edilmediğinden usulüne uygun başvuru yapıldığından söz edilemeyeceği iddiası yerinde değildir. Belirtilen eksik belgelerden olan kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporu davacı tarafça kısa sürede tamamlanabilecek bir husus olmadığından, (uygulamada olay tarihinden 1 yıl sonra çıkmaktadır) KTK.97 gereği sigorta şirketine başvuru şeklindeki dava şartı gerçekleştiğinden uyuşmazlığın esasına girilerek delillerin toplanması gerekirken davanın usulden reddedilmesi hatalıdır. 

İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/645, K. 2017/464, T. 4.5.2017

2918/m.97

Taraflar arasındaki davadan dolayı Tavşanlı 2.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 31.01.2017 gün ve 2016/609 esas 2017/43 karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için raportör üye Mutlupınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlu olan Engin Yı.'ın 31.12.2015 tarihinde davalı İbrahim Y.'nin kullandığı araçta yolculuk yaptığı sırada meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı İbrahim'in tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinin çocuklarının kaza nedeniyle şu anda % 81 oranında engelli durumda bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin kaza tarihinde diğer davalının kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, davadan önce davalı sigorta şirketine KTK'nun 97. Maddesi uyarınca başvuruda bulunduğunu, sigorta şirketinin eksik evrakların tamamlanması halinde taleplerinin değerlendirileceğini bildirerek dolaylı olarak taleplerini reddettiğini, sigorta şirketinin talep ettiği kalıcı sağlık raporunu alamıyor olmaları nedeniyle davanın zamanaşımına uğrayabileceğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı İbrahim Y., kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, aracının sigortalı olması nedeniyle öncelikle tüm tazminatların diğer davalı sigorta şirketinden tahsil edilmesi gerektiğini, kusur ve maluliyet oranları konusunda inceleme yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı sigorta şirketi vekili, davadan önce müvekkili şirkete başvuruda bulunulmuş ise de davacının sürekli maluliyetini gösteren sağlık kurulu raporu ibraz edilmediğinden usulüne uygun başvurudan söz edilemeyeceğini, bu durumda kanunda aranan dava şartının gerçekleşmediğini savunarak, davanın usulden reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. Maddesinde zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceğinin düzenlendiği, yapılan incelemede davacı tarafın ilgili kanun maddesi gereği davalı sigorta şirkete başvuru yaptığı, sigorta şirketi tarafından yapılan başvurunun değerlendirilmesi neticesinde zararın tespiti bakımından sigortalının maluliyetine ilişkin sağlık raporunun sunulması halinde başvurunun tekrar değerlendirileceğinin belirtildiği, ilgili kanun maddesinde dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna başvuru yapılmasının dava şartı olarak öngörüldüğünü, davalı sigorta şirketinin başvuru neticesinde vermiş olduğu cevap ile henüz talebin değerlendirilme aşamasına geçilmediği, başvurunun değerlendirilmesi için sağlık raporunun sunulması gerektiğinin belirtildiği ve bu aşamada ilgili kanun maddesinde verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hususunun oluşmadığı, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair karar vermek gerektiği sonucuna varılarak, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Davacı vekili, yerel mahkemenin sigorta şirketine başvuru yapmalarına ve sigorta şirketince taleplerinin dolaylı olarak kabul edilmemesine rağmen talebe ilişkin uyuşmazlık olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinde hukuka uygunluk olmadığını, davanın sigorta şirketi ile birlikte kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olan ve meydana gelen zarardan sigorta şirketi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olan İbrahim Y.'ye karşı da yönelttiklerini, gerçek kişi davalı İbrahim Y. hakkında davanın devam etmesi gerekirken aynı nedenle ona karşı açılan davanın da reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk olmadığını, bu nedenler ve resen gözetilecek nedenlerle kararın bozulmasını ve her iki davalı yönünden de dava şartının gerçekleşmiş olduğu kabul edilerek davanın görülmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Mahkemece KTK'nun 97. Maddesi uyarınca davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce yapılan başvurunun anılan maddede belirtilen hususları karşılamadığı, bu nedenle başvuruya ilişkin dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usuldden reddine karar verilmiş ise de davalı sigorta şirketince davacı tarafça yapılan başvuruya verilen cevabi yazıda belirtilen eksik belgelerin tamamlanması istenmiş olup, belirtilen eksik belgelerden kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporunun davacı tarafça kısa sürede tamamlanabilecek bir husus olmadığı, bu durumda davalı sigorta şirketinin isteminin davacının haklarının sürüncemede kalmasına yol açacak nitelikte olduğundan başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü ile anılan maddede düzenlenen dava şartı gerçekleştiğinden uyuşmazlığın esasına girilerek delillerin toplanması gerekirken mahkemece KTK'nun 97. Maddesindeki başvuru şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi KTK'nun 97. Maddesindeki başvuru şartı sadece zorunlu mali sorumluluk sigortacısı için getirilmiş bir düzenleme olup, araç sürücüsü diğer davalı İbrahim Y. hakkındaki davaya devam edilmesi gerekirken anılan davalı için de davalı sigorta şirketi için getirilen düzenlemeye dayalı olarak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak verilen karar yerinde görülmemiştir.

Bu durumda ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verildiğinden HMK'nun 353/1-a-6. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,

2-Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.01.2017 tarih, 2016/609 Esas- 2017/43 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,

Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere, 04.05.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yukarıda sunmuş olduğumuz Yargıtay kararında da görüleceği üzere trafik kazası nedeniyle sigortaya başvuruda maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporu sunulamamış olsa da başvuru şartının yerine getirildiği kabul edilmiştir.

Trafik kazalarında bedeni hasarlarda tazminat ödemesi için zorunlu olan evraklar;

Yaralanma Durumunda Tazminat Almak İçin Gerekli Belgeler

*Trafik kazası tespit tutanağı

*Yaralının taburcu edildiğini gösteren hastane raporu

*Reçete

*Fatura, makbuz vb tedavi gider belgeleri

Sakatlanma Durumunda Tazminat Almak İçin Gerekli Belgeler

Trafik kazası tespit tutanağı

Tam donanımlı bir hastaneden alınan ve sakatlığın durumunu gösteren rapor

Sakat kalan kişinin gelir durumunu gösteren belge

Olay mahkemeye intikal ettiyse mahkeme kararı

Kazayla ilgili diğer belgeler

 Somut olayımızda bahsi geçen tüm evraklar sigorta şirketine iletilmesine rağmen müvekkile ödeme yapılmamıştır.

2-DAVA DİLEKÇEMİZDE MADDİ TAZMİNAT İÇİN BELİRTİLEN 1.000,00 TL HARCA ESAS DEĞER FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARIMIZ SAKLI KALMAK KAYDIYLA GÖSTERİLMİŞTİR. KALEM KALEM BELİRTİYORUZ.

*Hastane Giderleri ve Tedavi Giderleri (Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL harca esas değer gösteriyoruz.)

*İş göremezlikten kaynaklı kazanç kaybı (Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL harca esas değer gösteriyoruz.)

*Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıp (Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL harca esas değer gösteriyoruz.)

*Çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp (Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL harca esas değer gösteriyoruz.)

3-SAYIN MAHKEMENİZCE DE BİLİNDİĞİ ÜZERE IMM KAPSAMINDA DEĞİLSE SİGORTA ŞİRKETLERİNDEN MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLEMEMEKTEDİR. BU YÜZDEN MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZİ DİLEKÇEMİZDE DE BELİRTTİĞİMİZ ÜZERE SADECE DAVALI ABDULLAH ****'YE YÖNELTMİŞ BULUNMAKTAYIZ.

4-TEDAVİ GİDERLERİNDEN İLK ETAPTA NE KADAR SGK SORUMLU OLSA DA SGK, KAZAZEDEYE ÖDEME YAPMAZSA KAZAZEDE, ZORUNLU SİGORTA VE DİĞER SORUMLULARA KARŞI DAVAYI YÖNELTEBİLECEKTİR.

Tedavi giderleri SGK tarafından SUT hükümlerine göre karşılanmaktadır. Kazazedenin SGK ile anlaşmasız özel hastanede tedavi görmesi durumunda fatura edilen giderlerin çok az bir kısmı SGK tarafından ödenmektedir. Uygulamada bu duruma sıkça rastlanmaktadır.

Faturaların karşılanmayan kısmı kazazede tarafından ödenmiş olsa da kazazede bu tutarı genel hükümlere göre sorumlu olan motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi bunların sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinden alabilmektedir.

Tüm bunların sonucunda kazazede, iyileşmesi için gereken giderlerin bir kısmını SGK'dan, bir kısmını sigortalardan, bir kısmını ise haksız fiil hükümlerine göre sorumlu kişilerden alabilecektir. Dolayısıyla davacının tedavi giderlerinden sorumlu olması gerekmektedir.

5-KAZA TESPİT TUTANAĞINDAN DA AÇIKÇA GÖRÜLECEĞİ ÜZERE MÜVEKKİLE KAZADA YÜZDE SIFIR KUSUR VERİLMİŞ OLUP, KARŞI YANA YÜZDE YÜZ KUSUR YÜKLETİLMİŞTİR. AYRICA MÜVEKKİL, TRAFİĞE ÇIKMADAN ÖNCE HEM CAN GÜVENLİĞİ İÇİN HEM TRAFİK GÜVENLİĞİ İÇİN GEREKLİ TÜM TEDBİRLERİ ALMIŞTIR.

Bu kaza tamamen davalı ***********'nin kusuruyla meydana gelmiş ve zavallı müvekkil motosiklet ile sürüklenmek zorunda kalmıştır. Ayrıca kazadan sonra kusur oranlarına herhangi bir itiraz yapılmamışken işbu dava açılınca kusur oranlarına itiraz edilmesi hakkaniyetli değildir. Davalının dava açıldıktan sonra kusur oranına itiraz etmesindeki tek amaç işbu davada müvekkilin alacak olduğu tazminat miktarını azaltmaktır. 

Müterafik kusur şartları nelerdir?

*Zarar görenin, zararın oluşmasında ya da zararın artmasında etkin bir role sahiptir. Bu durum da zarar görenin kusuru olarak sayılmaktadır.

*Fikret Eren’in de tanımladığı gibi, “Ancak aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir.”

*Zarar gören kişinin tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış olması şarttır.

*Zarar gören kişinin zararı doğuran fiile razı olması gerekmektedir.

Türk Borçlar Kanunu madde 52/1 kapsamında, zarar görenin ortak kusurudan bahsedebilmek için aşağıdaki unsurlar göz önüne alınmaktadır.

Zarar veren tarafından gerçekleştirilmiş haksız bir fiilin oluşması,

Bu doğrultuda bir zararın meydana gelmesi,

Zarar görenin kusurlu ya da özensiz davranışının olması,

Zarar ile kusurlu davranış arasında nedensellik bağı oluşması,

TBK madde 63 uyarınca zarar görenin rızası hukuka uygunluk nedenleri arasında sayılmıştır. Zarar görenin kusurun düzenlendiği TBK madde 52 ile ise zarar görenin hukuka uygunluk nedeni olmayan rızası düzenlenmiştir. Bu doğrultuda zarar gören, zararı doğuran fiile rıza göstermişse birlikte kusur mevcuttur. Bu konuda verilebilecek en güzel örnek, alkollü olduğunu bildiği veya ehliyeti olmadığını bildiği halde, tehlikeli araç kullanan kişinin aracına kendi rızasıyla binen kişidir. Yargıtay, mevcut durumu bilen kişinin eylemini doğru olmayan bir davranış tarzı olarak nitelendirmiş ve birlikte kusurun varlığını tespit etmiştir (Yargıtay 4.HD.21.03.2006 E. 2005/1430 K. 2006/3027).

TBK madde 51 uyarınca tazminat, zarar verenin kusurunun ağırlığına göre belirlenmektedir. Eğer zararın doğmasında veya artmasında zarar görenin de kusuru varsa karşılıklı kusur oranları değerlendirilerek tazminat hesaplaması yapılmaktadır. Buna göre, tazminatın belirlenmesinde, zarar görenin birlikte kusuru illiyet bağını kesecek yoğunlukta ise, zarar veren tazminat sorumluluğundan tamamen kurtulur, zarar görenin birlikte kusuru illiyet bağını kesmiyor ise zarar gören ve zarar verenin kusur oranlarına göre tazminat indirimi yapılacaktır.

TBK madde 51 uyarınca Yargıtay verdiği bir kararda, “Borçlar Kanunu’nun 44/1. maddesi hükmünde; zarar gören tarafın zararın meydana gelmesine razı olması yahut kendi fiili ile zararın meydana gelmesine veya zararın artmasına yardım etmesi veya zararı meydana getiren kişinin durumunu ağırlaştırması durumunda, hakime hükmedilecek tazminatta indirim yapma veya tümüyle reddetme yetkisi tanımak suretiyle müterafik (birlikte) kusurlu davranışın tazminata etkisini kabul etmiş bulunmaktadır.” (Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2010/533 E.

Somut olayda, kaza tamamen davalının kusuruyla meydana gelmiştir. Müvekkilin kaskı ile kazanın bir ilgisi yoktur. Bu kaza ile müvekkilin ekipmanları arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmamaktadır. Yani somut olayda, zarar ile ekipmanlar arasında uygun bir nedensellik bağı yoktur. Yine somut olayda müterafik kusur şartları oluşmamıştır.

6-MÜVEKKİLİN MALULİYET RAPORUNUN GELMESİNE AZ KALMIŞTIR. MÜVEKKİLİMİZ KAZA MEYDANA GELİR GELMEZ KAYSERİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİNE BAŞVURU YAPMIŞ, KAYSERİ ŞEHİR HASTANESİNE DE GİTMİŞTİR. SAYIN MAHKEMENİZCE BİLİNDİĞİ ÜZERE MALULİYET RAPORLARININ ÇIKMASI UZUN SÜRMEKTEDİR.

Müvekkilin sakatlığı bu kazadan dolayı meydana gelmiştir. Bu kazadan önce müvekkilin herhangi bir sakatlığı bulunmamaktadır. İlgili raporların celbi talep edildiğinde müvekkilin sakatlığının bu kazadan dolayı meydana geldiği açıkça anlaşılacaktır. Epikriz raporları zaten delil olarak sunulmuştur.

Kayseri Şehir Hastanesi ve Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tüm evrakların celbini talep ederiz.

Yine müvekkilimizin müşteki konumda olduğu Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı 2022/**** E. Sayılı dosyanın celbini talep ederiz.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerden ötürü haklı davamızın kabulünü, müvekkilimizin işbu kazadan ötürü uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini, davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini, faize yönünden ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep ederiz. 10.04.2023

DAVACI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN