TRAFİK KAZASI MANEVİ TAZMİNAT CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

TRAFİK KAZASI MANEVİ TAZMİNAT CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

TRAFİK KAZASI MANEVİ TAZMİNAT CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ


TRAFİK KAZASI MANEVİ TAZMİNAT CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ

 

 ADANA 12.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

 

DAVACI : 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun 

DAVALILAR : 1-

VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun

AÇIKLAMALAR : 

 

Davacı ....................................., kaza tarihinde HİÇBİR KUSURU olmaksızın Adana İli Seyhan İlçesi Ahmet Remzi Yüreğir Caddesinde kendi sevk ve idaresinde olan .................... plakalı aracı kullandığı esnada davalının sevk ve idaresinde olan ........................ plakalı aracın sürücüsü davalılardan ........................, kendisine hitap eden kırmızı ışıkta geçmesi nedeniyle başvuran ............................'nin ......................... plakalı aracın yan kısmına çarpmıştır. Bu hususu dava dilekçemizde de belirtmiştik.

 

Davalı, kırmızı ışıkta geçmesi nedeniyle asli kusurludur. Bu husus kaza tespit tutanağında da görülecektir. 

 

Davacı, ''alkollü olmasaydı bu kaza meydana gelmeyecekti.'' denilmesi oldukça trajikomiktir. Bu durum bir restorandan yemek yedikten sonra zehirlenen kişiye ''o restorandan yemeseydin zehirlenmezdin'' demekle eş değerdir. Davalı vekiline diye ''Hırsızın hiç mi suçu yok?!'' sormak gerekir.

 

Müvekkilimizin asla ve kesinlikle suçlu ya da kusurlu olduğunu kabul etmek anlamına gelmemekle birlikte çoğun için de az da vardır kuralına göre değerlendirme yapacak olursak alkollü araç kullanmak trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturursa kırmızı ışıkta geçmek haydi haydi söz konusu suçu oluşturur.

 

Burada önemli olan husus kazaya davalının sebebiyet verdiğidir. Sadece bir varsayımdan hareketle "o olmasaydı bu olmazdı" denilemez. Davacı alkollü olmasaydı da bu kaza meydana gelirdi. Zira kırmızı ışıkta geçmek zaten başlı başına kazaya sebebiyet verecektir ki somut olayda da vermiştir. 

 

Yargıtayın yerleşik kararlarına göre alkollü olup da kusuru olmayan sürücünün tazminat hakkının varlığına değinmektedir. 

 

Nitekim YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2018/4623 K. 2018/11940 T. 10.12.2018 "Hasarın teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yetmeyip kazanın münhasıran alkolün etkisinde oluşması gerekmektedir. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.'nun 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerektiği benimsenmektedir." Somut olayda da söz konusu Yargıtay kararı da gözetilerek davacı müvekkile hiçbir şekilde kusur atfedilmemelidir.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan bahsetmiştir. Oysa bizim burada değerlendireceğimiz husus farklı zira trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu ceza davasını ilgilendirirken, davacının talep ettiği manevi tazminat hukuk davasını ilgilendirir. 

 

Somut olayda davacının yüzünde de halen cam kırıkları mevcuttur. Hayatın olağan şartlarında her birey yüzünde sabit ve görünür iz kalmasından elem, üzüntü ve keder duymaktadır. Kaldı ki davacının yüzündeki izler birkaç dikişten ibaret değildir. Bahsettiğimiz dikiş sayısı 14 dikiştir. Bu sayı azımsanacak bir sayı değildir. Hele ki davacı gibi henüz 20'li yaşlarda olan, gençliğinin baharında olan ve karşıt cinsleri tarafından beğenilme ihtiyacı olan bir bireyde bu denli yüzünde bir sıkıntı olması manevi tazminatı yüksek bir miktarda gerektirmektedir. Davacının bu kaza nedeniyle eski dış görünüşüne sahip olması mümkün değildir. Kaldı ki halen görme engelli olma riski de mevcuttur. 

 

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere manevi tazminat davası açmanın birtakım şartları bulunmaktadır. Kişinin uğramış olduğu haksız fiil nedeniyle, üzüntü ve elem duyması ile kişilik haklarının zedelenmesi sonucu belli bir meblağ ödenmesi talebidir. Somut olayda müvekkilim bu olay nedeniyle oldukça acı çekmektedir. Bu olay müvekkilimin gece rüyalarına girmektedir. Ayrıca ruh hali de eskisi gibi değildir. Kazadan sonra terapiye başlamıştır. Yüzündeki yeni değişimi kabul etmeye çalışmakta olup, bir yandan da estetisyen araştırmaktadır. Ancak eski yüzüne kavuşabilmek için kendisine manevi tazminat gerekmektedir. 

 

Yüzde oluşan kalıcı iz her ne kadar günlük hayatı idame ettirmeye engel değilse de görselliğin önemli olduğu günümüzde iş ararken, çalışırken, sosyal ilişkilerde kişiyi olumsuz etkileyecektir. Yüzünde veya vücudunun çeşitli yerlerinde yara izleri olan biri işe alım sürecinde elenebilecek, evlenme ihtimali dahi belki azalacaktır.

 

Müvekkilimin yüzündeki dikiş ameliyat ile şifa bulabilir. Karşı tarafın, davacının ameliyat olmaması nedeniyle tazminat ödemeyeceği ileri sürülemez. 

 

Yargıtay uygulaması der ki; yüzde kalıcı iz kalması durumunda kişinin manevi tazminat alabilmesi için mutlaka yüzüyle ekonomik kazanım elde etmesine gerek yoktur. Müvekkilim her ne kadar yüzüyle ekonomik kazanım elde etmese de bu ileriki yaşamında etmeyeceği anlamına da gelmez. Normal bir vatandaş da bu sebepten ötürü manevi tazminat alabilme hakkına sahiptir. Keza yüzüyle ve dış görünüşüyle para kazananlar manevi tazminattan ziyade maddi tazminat talep ederler ki davamızın konusu da manevi tazminattan ibarettir. 

 

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve re'sen gözetilecek diğer nedenlerle, davamızın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalının haksız fiil nedeniyle 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 11/04/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz. 12.11.2021

DAVACI VEKİLİ

Av. Gizem Gül Uzun 

 

TRAFİK KAZASI MANEVİ TAZMİNAT CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından hazırlanmıştır.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN