Tehdit Suçunun İmzasız Mektup İle İşlenmesi

Tehdit Suçunun İmzasız Mektup İle İşlenmesi

Tehdit Suçunun İmzasız Mektup İle İşlenmesi


Tehdit Suçunun İmzasız Mektup İle İşlenmesi

Tehdit Suçunun İmzasız Mektup İle İşlenmesi
Yargıtay
T.C YARGITAY 4.CD
E
:2017/21976
K:2021/1660
K.T: 21/01/2021

Özet: Tehdit suçunun imzasız mektup ile işlenilmesi halinde, bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, mektubun kimin tarafından yazıldığının muhatabınca anlaşılamamış olması gerekmektedir. Somut olayda, katılanın oğlu olan sanık tarafından bırakılan notta katılana “baba” şeklinde hitap edilmesi ve katılanın sanığın adını vererek şikayetçi olması karşısında; imzasız mektupla tehdit öğesinin oluşmadığı gözetilmeden, yanlış nitelendirmeyle anılan Kanunun maddesi uyarınca hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.


Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

A-Sanık hakkında hakaret suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,

Anlaşıldığından, sanık …’in temyiz davası isteği hakkında, tebliğnameye uygun olarak, bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,

B-Sanık hakkında imzasız mektupla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizine gelince;

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın araya belli bir zaman aralığı girmeksizin aynı eylemin devamı niteliğinde, tehdit sözlerini söylediği ve notu bıraktığı belirlenmekle tebliğnamedeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması yönündeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak

1-Tehdit suçunun imzasız mektup ile işlenilmesi halinde, bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, mektubun kimin tarafından yazıldığının muhatabınca anlaşılamamış olması gerekmektedir. Somut olayda, katılanın oğlu olan sanık tarafından bırakılan notta katılana “baba” şeklinde hitap edilmesi ve katılanın sanığın adını vererek şikayetçi olması karşısında; imzasız mektupla tehdit öğesinin oluşmadığı gözetilmeden, yanlış nitelendirmeyle anılan Kanunun 106/2-b maddesi uyarınca hüküm kurulması,

2-Bozmaya uyularak eylemin TCK’nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ise;

a)02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

b)Uzlaşmanın sağlanamaması durumunda ise;

17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.

Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.

Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,

Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,

Bozmayı gerektirdiğinden, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21.01.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN