TASARRUFUN İPTALİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

TASARRUFUN İPTALİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

TASARRUFUN İPTALİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI


TASARRUFUN İPTALİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARITASARRUFUN İPTALİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

T.C.
YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ
  2. 2010/2945
  3. 2010/5291
  4. 8.6.2010

TASARRUFUN İPTALİ ( Davalı 3. Kişinin Borçlu Davalının Mali Durumu İle Alacaklılarına Zarar Verme Kastını Bilebilecek Kişilerden Olduğunun Anlaşılması Nedeniyle Davanın Kabulü İle Yapılan Tasarrufun İptaline Karar Verilmesi Gerektiği )

ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTI ( Davalı 3. Kişinin Borçlu Davalının Mali Durumu İle Alacaklılarına Zarar Verme Kastını Bilebilecek Kişilerden Olduğunun Anlaşılması Nedeniyle Davanın Kabulü İle Yapılan Tasarrufun İptali Gerektiği ) ZARAR VERME KASTINI BİLEBİLECEK KİŞİLERDEN OLMA ( Tasarrufun İptali – Davalı 3. Kişinin Borçlu Davalının Mali Durumu İle Alacaklılarına Zarar Verme Kastını Bilebilecek Kişilerden Olduğunun Anlaşılması Nedeniyle Davanın Kabulü Gerektiği )

2004/m.277,280

ÖZET : Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece tasarrufun iptali koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. İİK.nun 280/1 maddesinde “malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir” hükmünü, aynı maddenin 2. fıkrasında “üçüncü şahıs borçlunun karı veya kocası, usul veya füru ile üçüncü dereceye kadar ( bu derece dahil ) kan ve sihri hısımları evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farzolunur” hükmünü içermektedir. Borçlu davalı Ülkü B.’un üçüncü kişi konumunda bulunan diğer davalı Necmettin M.’in halası olduğu dosya içeriğinden anlaşılmakla davalılar arasında İİK.nun 280/2 maddesinde belirtilen derecede yakınlıkları olduğu belirlenmiştir. Ayrıca davalı Necmettin cevap dilekçesinde borçlu davalı Ülkü’nün ticari hayatta batmış olduğunu da beyan etmiştir. Bu durumda davalı üçüncü kişi Necmettin’in borçlu davalı Ülkü’nün mali durumu ile alacaklılarına zarar verme kastını bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılması nedeniyle İİK.nun 280/1 ve 2 maddesi uyarınca davanın kabulü ile yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 8.6.2010 Salı günü davacı Hasan Hüseyin A. vekili geldi. Davalılar Necmettin M. ve Ülkü B. tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili davalılardan Ülkü B.’un müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı yeğeni olan diğer davalı Necmettin M.’e sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalılardan Necmettin M. davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece alacaklılardan mal kaçırma amacı bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece tasarrufun iptali koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. İİK.nun 280/1 maddesinde “malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir” hükmünü, aynı maddenin 2. fıkrasında “üçüncü şahıs borçlunun karı veya kocası, usul veya füru ile üçüncü dereceye kadar ( bu derece dahil ) kan ve sihri hısımları evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farzolunur” hükmünü içermektedir. Somut olayda borçlu davalı Ülkü B.’un üçüncü kişi konumunda bulunan diğer davalı Necmettin M.’in halası olduğu dosya içeriğinden anlaşılmakla davalılar arasında İİK.nun 280/2 maddesinde belirtilen derecede yakınlıkları olduğu belirlenmiştir. Ayrıca davalı Necmettin cevap dilekçesinde borçlu davalı Ülkü’nün ticari hayatta batmış olduğunu da beyan etmiştir. Bu durumda davalı üçüncü kişi Necmettin’in borçlu davalı Ülkü’nün mali durumu ile alacaklılarına zarar verme kastını bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılması nedeniyle İİK.nun 280/1 ve 2 maddesi uyarınca davanın kabulü ile yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 750, 00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY

  1. HUKUK DAİRESİ
  2. 2010/5290
  3. 2010/6374
  4. 5.7.2010

TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Malvarlığı Borçlarına Yetmeyen Borçlunun Alacaklılarına Zarar Verme Kastıyla Yaptığı İşlemler – Borçlunun İçinde Bulunduğu Mali Durumu ve Zarar Verme Kastını Bilen veya Bilmesi Gerekenlerin Yaptığı İşlemlerin İptal Edilebileceği ) ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTI İLE YAPILAN İŞLEMLER ( Tasarrufun İptali Davası – Borçlunun İçinde Bulunduğu Mali Durumu ve Zarar Verme Kastını Bilme veya Bilmesi Gerekenler )

2004/m. 280

ÖZET : Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir.

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı Ö. S.aleyhine takip yaptıklarını borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek davalı borçlunun İzmir, Çeşme İlçesi Dalyan Mahallesi Topburnu mevkii 1426 parselde kain, dubleks dairesini diğer davalı Al.’e satışına ilişkin tasarrufun iptali ile taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Ö. S.vekili mali durumun bozuk olmasından dolayı satışın yapıldığını, satışta muvazaanın bulunmadığını, bedelin de düşük olmadığını aynı taşınmaz için başka bir alacaklı tarafından açılan davanın reddedildiğini ve kararın onandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı A. de cevabında bedelin düşük olmadığını, taşınmazı alacak mali gücü bulunduğunu dava konusu edilen yerden başka daire de satın aldığını, satışta muvazaa olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davalılar arasında akrabalık ilişkisi bulunduğuna ve 3. kişi Al.’in borçlunun durumunu bildiğine dair davacı tarafça hiçbir delil sunulmadığı gibi bu yönlerin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Davacı tarafın iddia ettiği, 3. kişi Al.’in sigortalı çalıştığı şirketin ortağı ve yetkilisi M. E. Ö. ile borçlu Ö. S. K.’ün G… Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş’de hissedar oldukları ticaret sicili kayıtları ile belirlenmiştir. 3. kişi Al.’in ise SSK kayıtlarında gösterilen ve davalı borçlu ile G… Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş’de ortak olan M. E. Ö.’in ortağı ve yetkilisi olduğu şirketlerde çalıştığı anlaşılmıştır. İİK.’nun 280/I. fıkrasına göre malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Bu durumlara nazaran 3. kişi Al.’in borçlunun mali durumu ve alacaklılardan mal kaçırmak kastını bilebilecek durumda olup olmadığı belirlenmeden, davalılar arasındaki aynı ilişkilerin ileri sürülmediği başka bir davada verilen red kararı da gerekçe gösterilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 05.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN