Suç Üstlenme Suçu Savunma Dilekçesi

Suç Üstlenme Suçu Savunma Dilekçesi

Suç Üstlenme Suçu Savunma Dilekçesi


Suç Üstlenme Suçu Savunma Dilekçesi ÖrneğiSuç Üstlenme Suçu Savunma Dilekçesi

Suç Üstlenme Suçu Savunma Dilekçesi 

 

KAYSERİ 16. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

 

DOSYA NO2022/1***** E.

 

MÜŞTEKİY*****

 

SANIKE*****

 

MÜDAFİİ: AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

 

SUÇSUÇ ÜSTLENME

 

KONUSavunmalarımızdan ibarettir.

 

AÇIKLAMALAR:

 

Müvekkilin babasının üzerine kayıtlı ***** plakalı araç bulunmaktadır. 31.07.2022 tarihinde bahse konu aracı müvekkil kullanmak için emanet almıştır. Müvekkil arkadaşının düğünündeyken müvekkilin abisi İs*****, müvekkili aramış ve kendisini araçla almasını istemiştir. 

 

Daha sonrasında müvekkil abisi İs*****'in yanına gitmiş ve aracı İs****kullanmaya başlamıştır. İs****, ardından müvekkili eve bırakmıştır. 

 

Kısaca bahse konu araçta sürücü değişikliği olmuştur.

 

İs****, araçta seyir halindeyken Uğurevler Mahallesi yakınında bisikletli bir çocuk aniden aracın önüne çıkmıştır. Bisikletli çocuk bu kazada yaralanmıştır. Bisikletli çocuk olan mağdur Y*** Ke***'in yaralandığı gören Em***, İs*** ve araçta yolcu konumunda olan diğer kişiler korku, panik ve endişe içerisinde kalmışlar ve ne yapacaklarını şaşırmışlardır. Zira İs***'in ve Em****'in sabıka kaydı bulunmamakta olup; daha önce hiçbir suça karışmadıklarından ötürü aşırı derecede paniklemişlerdir. 

 

İs*****, kazadan hemen sonra yerde yatan mağdurun sağlık durumunu kontrol etmiş ve ardından kaza yaptığını haber vermek amacıyla kardeşi E***'i aramıştır.

 

İs***'in haber vermesi üzerine müvekkil telaşla olay yerine gitmiştir. Müvekkil de yine mağdur bisikletli çocuğun sağlık durumunu kontrol etmiştir. 

 

İs***, uzman çavuştur. Müvekkil, abisinin askeri personel olduğunu bildiğinden abisinin mesleğine zarar gelmesinden endişe ettiği için kardeşlik içgüdüsünün vermiş olduğu koruma içgüdüsüyle ''kazayı ben yaptım'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Yani müvekkil kaza anında sürücünün abisi İs***** değil de kendisi olduğunu beyan etmiştir. 

 

Müvekkil E****, 19/11/2000 tarihinde doğmuş olup; henüz 22 yaşındadır. E***** ise 20/04/1999 tarihinde doğmuş olup; henüz 23 yaşındadır. Yaşları gereği hayat tecrübeleri fazla değildir. 2000 doğumlu müvekkil bahse konu kazada sürücünün kendisi olduğunu beyan ederken bu durumun suç vasfına haiz olduğunu dahi öngörememiştir. 

 

Keza yine kazaya mağdurun kendisi bizzat sebebiyet vermiştir. Zira kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere mağdura %75 oranında kusur yükletilmiştir. Çünkü mağdur kavşakta beklemesi gerektiği halde aniden yola fırlamıştır. Yine mağdurun kullandığı bisikletin freni tutmamakta olup; mağdurun gözü bozuk olduğu halde kaza esnasında gözünde lens ya da gözlük bulunmamaktadır. Müvekkil de kazaya zaten mağdurun sebebiyet verdiğinden emin olarak o anın vermiş olduğu panik ve korkuyla abisinin uzman çavuş olduğunu bildiği için kolluk aşamasında panikle aracın sürücüsü olduğunu beyan etmiştir.

 

Hayatı boyunca hiçbir suça karışmamış hatta ve hatta yaralı birini dahi hiç görmemiş müvekkilin yerde başından kan akan birini görünce telaşlanıp ne yapacağını bilememesi yaşının 22 yaş olduğu da göz önüne alındığında hayatın olağan akışına uygundur. 

 

Suç üstlenme suçunun manevi kasttır. Kast bilerek ve isteyerek suçun kanuni tanımındaki fiilin işlenmesidir. Ancak müvekkilin henüz 22 yaşında olduğundan hayat tecrübesi yoktur. Yani müvekkil beyanda bulunurken bu durumun suç olduğunu bilerek ve isteyerek değil, tamamen kardeşlik içgüdüsüyle hareket etmiştir. Dolayısıyla somut olayda suçun manevi unsuru gerçekleşmemiştir. 

 

Birçok örnekte kişi, suç üstlenme suçunu akrabalık ilişkisi içinde bulunduğu bir kişiyi cezadan kurtarmak amacıyla işlemişse; verilecek cezada indirim yapıldığı hatta ve hatta ceza vermekten vazgeçildiği görülmektedir. Akrabalık ilişkisinde bile cezanın kaldırılması söz konusu olurken; işbu somut olayda müvekkil ile İ***** arasında tam soy civar hısımlığı olduğu göz önünde bulundurulursa cezanın mutlaka ve mutlaka kaldırılması gerekmektedir.

 

Somut olayda müvekkilin beraatını talep ederiz ancak en kötü ihtimal dahilinde dahi cezayı azaltan ya da kaldıran haller uygulanmalıdır.

 

Son olarak belirtmek isteriz ki; söz konusu kazanın gerçekleşmesinin hemen ardından yani müvekkil, korku ve paniğin etkisinden henüz çıkamadan sağlıklı ve mantıklı düşünmeye vakti olmaksızın karakola gitmiştir. Müvekkilin ifadesi, müdafi hazır bulunmaksızın kolluk tarafından alınmıştır. Ancak kolluk aşamasındaki bu ifade CMK madde 148'te de belirtildiği gibi ''hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.''

 

 

SONUÇ VE İSTEMYukarıda arz ve izah olunan nedenlerden ötürü müvekkilin beraatini talep ederiz. Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise müvekkil lehine lehe hükümlerin uygulanmasını talep ederiz. 17.12.2022

 

SANIK MÜDAFİİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN