GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU
SAHABİYE MAH.TEOMAN SOK.AVUKATLAR İŞ HANI
BİNA NO:9 KAT:5 DAİRE NO:501
KAYSERİ SULH CEZA HAKİMLİĞİNE
Gönderilmek Üzere
KAYSERİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
SORUŞTURMA NO: 2023/*****
KARAR NO: 2023/****
MÜŞTEKİ:
VEKİLİ : AVUKAT GİZEM GÜL UZUN
ADRES: Sahabiye Mahallesi Teoman Sokak Avukatlar
İş Hanı Bina No:9 Kat:5 Daire No:501 Kocasinan/KAYSERİ
ŞÜPHELİ :
KONU: 20.03.2023 Tarihli KYOK kararına karşı itiraz
SUÇLAR : Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
SUÇ TARİHİ : 26.12.2022 tarihinde başlamış ve halen devam etmektedir.
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL KYOK İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
AÇIKLAMALAR :
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca, üzerine atılı suç hakkında şüpheli konumunda olan ************ adına başlatılan 2023/***** Soruşturma numaralı dosyamızda 20/03/2023 tarihli 2023/7086 Karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. 22.03.2023 tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiş olup, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar hakkında CMK 172 ve 173 maddeleri gereğince itiraz edebileceğimiz tarafımıza bildirilmiştir. İşbu karar, usul ve yasaya aykırı olup, bu hususta itirazlarımızı süresi içerisinde sunma gerekliliğimiz hasıl olmuştur. Şöyle ki;
Müşteki Suriye Arap Cumhuriyeti Uyruklu, **************, yine Suriye Arap Cumhuriyeti Uyruklu ***************** ile 03.08.2016 tarihinde evlenmiştir. Tarafların Kayseri İl Göç idaresinden gelen 23.09.2022 tarihli raporu ile tarafların müşterek iki çocukları vardır. Taraflar, müşteki ***************'in 14.01.2022 tarihinde Kayseri 5. Aile Mahkemesine açtığı boşanma davası sonucunda 26.09.2022 tarihinde evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekçesiyle boşanmışlardır. Çocukların velayeti mahkeme kararıyla müşteki *************'e verilmiştir. (Kayseri 5. Aile Mahkemesi 2022/** E. - 2022/*** K.) Şüpheli **************** evlilik birliği içerisinde müşteki İ***********'e karşı dönem dönem bedensel ve ruhsal anlamda şiddet uyguladığı müşteki ***********'in beyanlarıyla sabittir. Müşteki, şüphelinin uyguladığı şiddete karşı, çocuklarının olası bir boşanmada psikolojilerinin bozulacağını düşünerek sabretmiştir. Ancak şüphelinin uyguladığı şiddetin boyutu müşteki ve çocuklarını Kasten Öldürmeye Teşebbüse kadar büyüyünce müşteki boşanma kararı almıştır. Fakat kötü niyetli babayı durdurmak için boşanma kararı da yeterli olmamıştır. Şüpheli baba, boşandıktan sonrada müştekiyi telefonla aramış, çocuklarını kaçırmakla tehdit etmiştir. Buna karşın müşteki, Kayseri Melikgazi İlçe Emniyet Müdürlüğüne suç duyurusunda bulunmuştur. Bu olaylar sonrasında durumu iyice kişiselleştirip kin güden şüpheli durumu farklı bir suç boyutuna taşıyıp müşteki hakkında evlilik birliği içerisinde yaşanan olayları ve boşanma süreci hakkında kendi kafasından kurgular oluşturarak tarafların ortak tanıdıklarına anlatmıştır. Şüpheli evlilik süresince boşanma aşamasında ve boşandıktan sonra da müvekkil hakkında etrafındaki kişilere ortak akrabalara ve müvekkili tanıyan tanımayan herkese müvekkil hakkında bu karalamaları yaparak müştekiyi toplum karşısında küçük düşürmeye çalışmaktadır. Bu süreçleri daha detaylı anlatmak gerekirse şöyle ki:
1-ŞÜPHELİ ESKİ EŞ EVLİLİK BİRLİĞİ HENÜZ BOZULMADAN ÖNCE EŞİNE VE ÇOCUKLARINA KARŞI FİZİKSEL ŞİDDET UYGULAMIŞTIR, BU ŞİDDET KASTEN YARALAMA VE KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS SUÇ UNSURLARINI BARINDIRACAK SEVİYELERE ULAŞMIŞTIR.
Müşteki İ*************'in 2022/21** no'lu Melikgazi İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği tarafından ifadesinde Müşteki "Ben Suriye vatandaşı olurum ve 7-8 yıldır Türkiye Ülkesinde yaşamaktayım. ********************* ile 5 yıl önce evlendik, yaklaşık olarak 1 yıldır ayrı yaşamaktayız. *************** ile 20 gün kadar önce boşandık, müşterek iki çocuğumuz vardı, çocukların velayeti bendedir. Tarihten bir yıl kadar önce **************'in beni darp etmesi ile ilgili olarak müracaatta bulunmuştum. Yine tarihten iki yıl önce de ikametimizde iken ************** çocuklarımı ve beni darp etti, çocukların ve benim üzerime çaydanlık içerisindeki sıcak suyu döktü, bu konu ile ilgili olarak müracaatta bulunmadım. 05.11.2022 Günü saat 21:00 sıralarında benim kullanmış olduğum 0 534 966 ** ** numaralı hattımı ************ hatırlamadığım bir numaradan aradı, telefonda bana hitaben çocukları kaçıracağım, Suriye'ye götüreceğim, çocukları senden mahrum bırakacağım dedi. Bu konuşma esnasında yanımda yalnızca annem vardı. Telefonumdaki arama kayıtlarım bulunmamaktadır. **************'i sadece boşanma davasındaki mahkemelerde gördüm. Benim ve çocuklarımda herhangi bir darp izi yoktur, çocuklarıma ve kendime darp raporu aldırmak istemiyorum. Yakın zamanda şahıs ile yüzyüze gelmedim, 6284 sayılı kanun ve KARDES hakkında bilgi sahibi oldum, tedbir talebim vardır. Konu ile ilgili olarak *************'ten ŞİKAYETÇİYİM, dedi.
Müşteki **********'in Melikgazi İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliğine verdiği beyanları dikkate alacak olursak:
Müşteki İhsan Elcasim evlilik birliğinin devamında ağır bir şekilde fiziksel şiddete maruz kalmıştır. Bu şiddet yalnızca fiziksel şiddetle kalmayıp, evlatlarına zarar gelme korkusundan ötürü ruhsal açıdan ciddi boyutlara ulaşmıştır. Müşteki halen hastanede tedavi görmektedir. Babanın şiddete meyilli olduğu açıktır. Ayrıca şuna da değinmek gerekirse; kaynar su Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından silah olarak kabul edilmektedir. Müşteki ve müşterek çocukları, baba tarafından Kasten öldürmeye teşebbüs, Kasten Yaralama, Tehdit, Şantaj, ve Çocuğun Alıkonulması suçlarına maruz kalmışlardır.
2-ÇOCUKLARINI SADECE BELİRLİ ZAMANLARDA GÖREN KÖTÜNİYETLİ BABA, BU UFAK ZAMANLARDA BİLE HAYSİYETSİZ BİR ŞEKİLDE HAYAT SÜREREK ÇOCUKLARININ PSİKOLOJİSİNİ ALTÜST ETMİŞTİR. BU DURUM ÇOCUKLAR BABALARIYLA GÖRÜŞECEĞİ ZAMAN KORKUP, AĞLAMALARINA SEBEP OLACAK KADAR CİDDİ BİR HAL ALMIŞTIR.
Müşteki, çocuklar ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesis edildiği günlerde çocukları davalıya teslim etmektedir. Müşterek çocukların davalı babanın evinde kaldığı kısa bir süre sonunda dahi; çocuklarda cinsel ilişkiye yönelik eylemler gibi olumsuz davranışlar gözlemlenmiştir. Davalı, yaşları çok küçük olan bu iki müşterek çocuğun yanında maalesef ki imam nikahlı eşi ile cinsel ilişkiye girmektedir. Dolayısıyla şüpheli baba ile müşterek çocuklar arasındaki kurulan kişisel ilişkinin, çocukların ruhsal gelişimini ve davranışlarını olumsuz etkilediği aşikardır. Yine aynı şekilde davalı baba kişisel ilişki hakkını kullanma sırasında çocuklarla çok kötü diyaloglar kurmaktadır. Müştekinin bunları müşterek çocuklar davalının yanından döndükten sonraki tavır ve davranışlarından çok açık şekilde anlamaktadır. Bu durumlardan dolayı müşteki, çocuklarını şüpheli babaya götürmek için hazırlamaya başladığında dahi çocuklar ağlamaya başlamaktadırlar. Şüpheli, müşterek çocuklara defalarca fiziksel şiddet uyguladığından dolayı da şüpheli babanın kendilerine zarar vereceğini düşünmektedirler. Müşteki, şüpheli babaya çocukları teslim etmeye götürdüğünde sürekli şekilde çocuklar ağlamaya başlayıp, şüpheli babaya gitmek istemediklerini beyan etmektedirler.
3-ŞÜPHELİ, MÜŞTEREK ÇOCUKLAR HAKKINDA MÜVEKKİLE ''ÇOCUKLARI SURİYE'YE KAÇIRIRIM, BİR DAHA YÜZLERİNİ DAHİ GÖREMEZSİN'' DİYEREK TEHDİT ETMİŞTİR.
Kayseri 5. Aile Mahkemesi 2022/** E. numaralı dosyanın gerekçeli kararında şüpheli baba ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir. Ancak şüpheli, kişisel ilişki tesisi esnasında ve öncesinde müvekkili çocukları Suriye'ye kaçırmakla ve bir daha yüzlerini göstermemekle tehdit etmiştir. Tarafımızca bu durum hakkında da Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.
4-KÖTÜ NİYETLİ ŞÜPHELİ, MÜŞTEKİYİ KAÇIRIP ÖLDÜRMEKLE TEHDİT ETMİŞTİR.
Şüpheli, müvekkile ''Seni dağa kaçırır orada öldürürüm, kimse izini bile bulamaz'' şeklinde tehditkar beyanlarda bulunmuştur. Tarafımızca Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.
Yani şüphelinin müvekkile karşı olan eziyetleri evliliği bitse dahi sonlanmamış, şüpheli baba, müvekkilimin hayatını zindan etmeye devam etmektedir.
5-ŞÜPHELİ, BOŞANMA KARARI KESİN HÜKÜM HALİNİ ALDIKTAN SONRA DAHİ MÜVEKKİLİ RAHAT BIRAKMAMIŞ VE MÜVEKKİL HAKKINDA TARAFLARIN BOŞANMA DAVASINDA GERÇEKLEŞEN OLAYLARI KENDİ KENDİNE KURGULAYARAK ORTAK TANIDIKLARINA ANLATMIŞTIR.
Müvekkil 26.10.2022 tarihi itibariyle şüphelinin kusurlu davranışları ve evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle evlilik birliğini mahkeme kararıyla sonlandırmıştır. Şüpheli evlilik süresince boşanma aşamasında ve boşandıktan sonra da müvekkil hakkında etrafındaki kişilere ortak akrabalara ve müvekkili tanıyan tanımayan herkese müvekkil hakkında karalamalar yaparak müvekkili toplum karşısında küçük düşürmeye çalışmaktadır.
Müvekkilin boşanması sebebiyle şüpheli müvekkile karşı cephe almış ve müvekkile adeta hayatı zindan etmeye çalışmaktadır. Şüpheli, müvekkilin toplum içerisinde küçük düşmesi sosyal hayatın içerisinde bulunmaması ve müvekkilin huzurunun bozulması için elinden gelen her şeyi yapmıştır. En nihayetinde, şüpheli amacına ulaşmış ve müvekkili asılsız söylentileri ile toplum içerisinde rencide etmiştir. Müvekkilin gerek evlilik birliği sürecinde gerek boşanma sürecinde gerek boşanma kararı kesin hüküm halini aldıktan sonra yaşadıkları müvekkilin psikolojisini alt üst etmiştir.
Müvekkil her ne kadar şüpheliden uzak durmaya çalışsa da, şüpheli hakkında uzaklaştırma kararı almış olsa da şüpheli, boşanma sürecinde yaşanan gerçek ya da uydurma hikayelerini müvekkil ve şüphelinin ortak tanıdığı olan herkese anlatmıştır. Şöyle ki:
6-ŞÜPHELİNİN ELTİSİ: BİZDE ÖYLE BİR ŞEY VAR Kİ YERİ GELİR KIZARIZ, İSTEDİĞİMİZİ YAPARIZ BİZ, SENİN NAFAKANI VERİYORSA ŞÜKRET. SENİN DERDİN NE? SÜREKLİ PARA İSTİYORSUN. MAHKEME DE KENDİNİ REZİL ETMİŞSİN. ÇOCUKLARA BAKAMIYORSAN BİZE GÖNDER BİZ BAKARIZ"
Bu konuşmalar şüphelinin eltisine ait olup tercüman aracılığıyla çevrilmiştir. Şüphelinin hiçbir hakkını istememesi için "yeri gelir kızarız, istediğimizi yaparız biz. Senin nafakanı veriyorsa şükret" şeklinde kötü niyetli, acımasız cümlelere başvurulmuştur. Ayrıca çocuklarını sürekli darp eden ve karşılarında imam nikahlı yeni eşiyle cinsel münasebete giren babaya, çocukların verilmesini isteyecek kadar cani seviyelere ulaşıldığını ehemmiyetle vurgulamak isteriz.
7-MÜŞTEKİNİN ELTİSİ: "SENİN KOCAN SÜREKLİ HASSAS BÖLGENE VURUYORDU. O KADAR DAYAK YEDİN Kİ HASSAS BÖLGENE, ARTIK ALTINA YAPIYORSUN."
Bu ses kaydı arapça olarak kaydedilip, tercümanlarımız tarafından çevrilmiştir. Bu konuşmayı yapan kişi Müştekinin eltisidir. Konuşmalardan anlaşılacağı üzere şüpheli babanın gösterdiği fiziksel şiddet artık inanılmaz derecede korkunç seviyelere ulaşmıştır. Ve bu durumu yakınındaki kişilere akrabalarına ve tarafların ortak tanıdıklarına kadar anlatmıştır. Bu konuşmaları mahkemenin belirleyeceği tercümanlar aracılığıyla sonraki aşamalarda paylaşacağız.
8-YİNE SES KAYITLARINDAN BİR KESİT DAHA. ŞÜPHELİ KONUŞUYOR: "BENİM ARTIK SABRIM KALMADI, İSTEDİĞİM ZAMAN VURURUM GÜLSÜM,BENİM YERİMDE OLSAN SEN DE VURURDUN.
Şüphelinin bir yakınıyla olan bir başka konuşmasını da tercüman aracılığıyla aktarıyoruz: "Sinir olabilirsin, laf söyleyebilirsin ama dayak atma." Şüpheli cevap olarak "Benim artık sabrım kalmadı, istediğim zaman vururum Gülsüm, benim yerimde olsan sen de vururdun. Şeklinde cevap vermiştir. Bu beyanlardan da çok açık ve net bir şekilde anlayacağımız üzere, kötü niyetli koca evliliğin birçok evresinde ve evlilik birliliğinin sona ermesinden sonra da eşine karşı kin ve hırs barındırmış ve bu kinini ve hırsını yapılabilecek bütün usulsüz biçimlerde göstermiştir. Yine ses kayıtlarından anlayacağımız bir şekilde evlilik birliği içerisinde yaşadıkları her şeyi, müştekiyi zayıf göstermek, utandırmak, onu toplumdan uzaklaştırmak için tarafların akrabaları, arkadaşları ile çekinmeden paylaşmıştır. Müvekkilim bu cani yüzünden artık evden çıkamayacak hale gelmiştir. Yine bu ses kayıtlarını dosyanın ilerleyen aşamalarında tercüman aracılığıyla paylaşacağız.
Velhasıl Müvekkilin çocukları ile mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşaması, akrabaları ve etrafındaki tanıdıklarına karşı daha fazla rencide olmaması ve şüphelinin bu davranışlarının önüne geçilebilmesi adına hakkında şikayetçi olunması zorunluluğu hasıl olmuştur.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere şüpheli müvekkilden boşanmanın ve çocukların velayetinin de müvekkilde kalmasının hırsı ve intikamıyla kurgu üreterek hikayeler anlatmıştır. Müvekkilin cinsel yaşamını konu edinerek ses kayıtları ile ortak tanıdık ve akrabalara müvekkil hakkında iftira ve karalamalarda bulunmuştur. Şüpheli bahsi geçen ses kayıtlarında yalan ve iftiralarla müvekkilin huzursuz olmasına sebebiyet vermiştir. Bu nedenle müvekkile iftira atan ve bu iftiralarla müvekkili toplum içerisinde küçük düşürmeyi amaçlayarak intikam alan şüpheli müvekkilin, özel hayatına müdahale etmiş aynı zamanda kişilik haklarını ihlal ederek özgürlüğünü kısıtlamaya çalışmıştır.
Şüpheli özel yaşamın gizliliğini ihlal etmiştir, dolayısıyla suçun manevi unsuru da somut olayda mevcuttur. Müvekkilin herkes tarafından bilinmeyen kişisel sırları şüpheli tarafından üçüncü kişilerin bulunduğu ortamlarda açıkça ifşa edilmiştir.
İnsan yaradılıştan toplumsal bir varlıktır. Bu, hayatı toplumda geçen insanın, başkalarından ayrı, salt kendine ait de bir hayatının olması demektir. AİHS, 8. maddede, kişinin salt kendine ait bu hayatını, özel hayatı, aile hayatı ve haberleşmesi olarak ifade etmiştir. Kişinin, kendi hayatı, Anayasada “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” “Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır”, “gizliliğine dokunulamaz” biçiminde ifade edilmiştir (Ay. m. 20, 22 ) Şüpheli müvekkile karşı bu tutumu TCK 143. Madde ''(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur..'' gereğince özel hayatın gizliliği suçunu somut bir şekilde oluşturmaktadır. yer alan hüküm nedeniyle özel hayatın gizliliğini ihlal eden ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işleyen şüphelinin cezalandırılmasını talep ediyoruz.
9- Bu beyanlar ve yukarıda bahsettiğimiz bütün somut olgulara rağmen Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan soruşturma sonucunda şüphelinin atılı suçu işlediğini gösterir somut delillerin bulunmadığı gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Verilen bu kararı kabul edebilmemiz mümkün değildir. Zira dosya içerisindeki somut deliller iddia makamınca görmezden gelinmiştir. Ayrıca şüphelinin, müvekkil aleyhine isnat etmiş olduğu suçu doğrulayacak tutanak ve tanık beyanları da iddiaların doğruluğunu ispatlamaktadır. Soruşturma kapsamında herhangi bir tanık dahi dinlenmeden bu şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi hakkaniyete aykırıdır.
Yukarıda anlatılanlar ışığında dosyaya konu olaylar hakkında etkin bir soruşturma yürütülmeden doğrudan Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırıdır. Şüpheli hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılması gerekirken, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
HUKUKİ DAYANAK: TCK, CMK ve ilgili mevzuat
DELİLLER : Ses kayıtları, tanıklar, önleyici tedbir karar formu, ilgili her türlü yasal delil
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve resen gözetilecek hususlar çerçevesinde itirazımızın kabulüyle, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20/03/2023 tarihli 2023/11*** Soruşturma numaralı, 2023/**** numaralı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının itirazen kaldırılmasına ve ilgili dosyada şüpheli hakkında 5237 s.k. m. 267 ve m. 271 hükümlerine göre iddianame düzenlenerek DAVA AÇILMASINA KARAR VERİLMESİNİ saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. 23.03.2023
MÜŞTEKİ VEKİLİ
AVUKAT GİZEM GÜL UZUN