NÜFUZ TİCARETİ SUÇU VE BU SUÇUN CEZASI HAKKINDA

NÜFUZ TİCARETİ SUÇU VE BU SUÇUN CEZASI HAKKINDA

NÜFUZ TİCARETİ SUÇU VE BU SUÇUN CEZASI HAKKINDA


📘 NÜFUZ TİCARETİ SUÇU VE CEZASI: KAMU İDARESİNİN TARAFSIZLIĞINA YÖNELİK BİR TEHDİT

NÜFUZ TİCARETİ SUÇU VE BU SUÇUN CEZASI HAKKINDA

1. Giriş

Modern ceza hukukunun en önemli hedeflerinden biri, kamu idaresinin dürüstlüğünü ve tarafsızlığını korumaktır. Devletin güç ve yetkilerini kullanan kamu görevlileri veya bu kişilere yakın olanlar, eğer bu gücü kişisel çıkar amacıyla kullanırsa, toplumda adaletsizlik, ayrımcılık ve yolsuzluk algısı güçlenir. İşte nüfuz ticareti suçu, bu çarpıklığa karşı geliştirilen cezai bir mekanizmadır.


2. Yasal Dayanak: TCK MADDE 255

TCK Madde 255/1:
Kamu görevlisi üzerinde nüfuzu olduğu bilinen kişiye, haksız bir işin gördürülmesi amacıyla menfaat sağlayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

TCK Madde 255/2:
Menfaati kabul eden kişi de, aynı ceza ile cezalandırılır.

TCK Madde 255/3:
Fiil, kamu görevlisinin görevini yapmaması veya yapması için doğrudan menfaat sağlamayı da içeriyorsa, ayrıca rüşvet hükümleri de uygulanır.


3. Suçun Tanımı ve Unsurları

3.1. Fail

  • Herkes olabilir. Genellikle fail, kamu görevlisi olmayan, ancak kamu görevlileri üzerinde nüfuzu olduğu düşünülen kişidir.

  • Nüfuz sahibi kişi gerçekte yetkili olmayabilir ama öyleymiş gibi davranır.

3.2. Mağdur

  • Doğrudan mağdur kamu idaresidir. Ancak dolaylı mağdur, haksız uygulamadan etkilenen bireylerdir.

3.3. Fiil

  • Fail, kamu görevlisi üzerinde nüfuzu olduğunu iddia ederek bir işi haksız biçimde yaptırmak amacıyla menfaat sağlar.

  • Suçun oluşması için o işin gerçekten yapılması gerekmez; menfaat temin edilmesi yeterlidir.

3.4. Kast

  • Suç doğrudan kastla işlenebilir. Fail, kamu görevlisiyle olan ilişkisinden doğan etkisini kullanacağını bilerek ve isteyerek menfaat sağlar veya kabul eder.


4. Nüfuz Ticareti Suçunun Rüşvetten Farkı

Nüfuz Ticareti Rüşvet
Kamu görevlisi olmayan üçüncü kişi fail olabilir Fail genellikle kamu görevlisidir
Yetkiliymiş gibi davranmak yeterlidir Gerçek görev yetkisiyle menfaat sağlanır
İş yapılmasa da suç oluşur Rüşvette işin yapılması/kabulü önemlidir
Nüfuz iddiası merkezde Görev ve yetki kullanımı merkezde

5. Cezası

  • Hapis Cezası: 2 yıldan 5 yıla kadar.

  • Adli Para Cezası: Beş bin güne kadar.

  • Hem hapis hem para cezası birlikte uygulanabilir.

➡️ Ayrıca, eğer kamu görevlisi gerçekten görevini yapmışsa ve bunun karşılığında menfaat temin edilmişse, bu durumda hem nüfuz ticareti hem de rüşvet suçu birlikte uygulanabilir (TCK 255/3).


6. Uygulamada Örnekler

  • Bir iş insanının, tanıdığı bir milletvekiline yakın kişiye para vererek, ihaleye kolaylık sağlanmasını istemesi.

  • Kamu görevlisi üzerinde etkili olduğunu iddia eden bir kişinin, “işini hallederim” diyerek vatandaştan menfaat alması.

  • Bürokrat eşinin konumunu kullanarak, vatandaşın dosyasının öne çekilmesini sağlamak için çıkar sağlaması.


7. Yargıtay Kararlarından Örnek

Yargıtay 5. CD, 2021/1831 E., 2022/1423 K.:
“Sanığın, kamu görevlisi üzerinde etkili olduğu algısını yaratarak, şikâyetçinin işinin görülmesi için menfaat temin ettiği sabittir. İlgili kamu görevlisinin işlem yapıp yapmadığı değil, sanığın bu nüfuzu kullanarak menfaat temin etmesi önemlidir.”


8. Eleştirel Değerlendirme

  • Belirsiz Nüfuz Kriteri: “Nüfuz” kavramı açık şekilde tanımlanmadığı için uygulamada suistimale ve geniş yorumlara açıktır.

  • Soyut Tehdit: Her “işini hallederim” diyen kişi cezalandırılmamalıdır; failin nüfuz iddiasının ciddiyeti, menfaatin miktarı ve bağlam dikkatle değerlendirilmelidir.

  • Toplumda Yolsuzluk Algısı: Nüfuz ticareti, toplumda yolsuzluk algısını besleyen en tehlikeli fiillerden biridir ve kamuya duyulan güveni doğrudan zedeler.


9. Sonuç

Nüfuz ticareti suçu, kamu idaresinin adil, tarafsız ve eşitlik ilkesine uygun çalışmasını korumayı amaçlayan önemli bir ceza normudur. Kamu gücünün doğrudan ya da dolaylı şekilde kişisel çıkar için araçsallaştırılması, yalnızca bireylerin değil, tüm toplumun zararına sonuçlar doğurur.

Bu suçun etkin şekilde soruşturulması ve cezalandırılması, yolsuzlukla mücadelede caydırıcı bir araç olabilir. Ancak uygulamada ölçülülük ilkesinden sapılmadan, her iddia edilen “nüfuz”un gerçek olup olmadığının dikkatle değerlendirilmesi gerekir.


 

Kaynakça

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN