MÜSTEHCENLİK SUÇU VE CEZASI

MÜSTEHCENLİK SUÇU VE CEZASI

MÜSTEHCENLİK SUÇU VE CEZASI


müstehcenlik suçu ve cezasıMÜSTEHCENLİK SUÇU VE CEZASI

MÜSTEHCENLİK SUÇU VE CEZASI 

Müstehcenlik kavramının ortaya konulması bakımından anahtar kelime istismardır.
Toplumun sahip olduğu ortak edep(ar ve haya) duygularının, edep törelerinin ihlali, incitilmesi ve her ne suretle olursa olsun edep ve ahlak temizliğine saldırı niteliği taşıyan söz ve/veya davranışlar müstehcen olarak kabul edilmelidir.

Örnek verecek olursak sırf çıplaklık kaba ve ilkelce ortaya konulmadıkça müstehcen değildir. Estetik değeri olan çıplaklık, genital bölgeleri içeriyor olsa da müstehcen sayılmaz.

Örneğin kadın hastalıklarını konu alan bir eserin camekanda kapalı olarak bulundurulması suç değil ise de kadının cinsel organlarını konu alan sayfasının açılarak tutulması suç oluşturabilir.

Cinsel ilişkiyi gösteren her ürün müstehcen değildir. Cinsel duyguları tahrik ve istismar edici unsurundan çok artistik ve estetik değer ön plana çıkmışsa ürün müstehcen değildir.

Tüm bu anlatılanlardan yola çıkacak olursak bir ürünün müstehcen olarak nitelendirilmesi için üç unsurun bir arada bulunması gerekir.

1-Ürün bütünüyle ya da önemli bir şekilde cinsel dürtüleri tahrik amacına yönelik olmalıdır. 

2-Ürün bir insanı kişi olmaktan çıkarıp bir obje haline getiriyor olmalıdır. Bu anlamda cinsellik üründe mutlaklaştırılmış olmalı diğer insani ilişkiler arka plana itilmiş bulunmalıdır.

3-Cinsel hareketler kaba, saygısız, estetikten uzak, rahatsız edici, bıktırıcı ve kışkırtıcı bir şekilde anlatılıyor ya da gösteriliyor olmalıdır. Bu yönüyle cinsel organların gösterilmesi ürünü tek başına müstehcen saymak için yetmez.

Suçun faili herkes olabilir.

Bu suç neticesi harekete bitişik olduğundan suça teşebbüs mümkün değildir.

Mesela bir mağaza düşünelim. Erotik ürünler satıyor ve müstehcen ürünleri çocukların görebileceği yerlere koyuyor. Bu durumda tipe uygun hareketin varlığından bahsedilir.

ALENİYET GERÇEKLEŞMEDİĞİ MÜDDETÇE KİŞİNİN İZLEMEK AMACIYLA ELİNDE BULUNDURDUĞU MÜSTEHCEN FİLM BAKIMINDAN SUÇ OLUŞMAZ.

Müstehcen ürünlerin satılması ancak şu şekilde olabilir; 18 yaşından büyük olanlara içi görülmeyen zarf veya poşet içinde satılabilir. Bu zarf ve poşetlerin üzerinde eserin ismi ile 'Küçüklere zararlıdır' ibaresinden başka hiçbir yazı ve resim bulunmaz.

O halde müstehcen ürünü zarf ya da poşet içinde satılması yasak değildir.

Müstehcen bir ürünün sanat özgürlüğünden yararlanması ancak insan onurunu ihlal etmiyor ise kabul edilebilir.

Sanat özgürlüğünü kullanan sanatçının cezalandırılması mümkün değildir. Bu durum hakkın kullanılması durumuna girer.

Eserin müstehcen ya da bilimsel olduğu yönünde tam bir kanaat oluşmadıysa müstehcen olduğu kabul edilmelidir.

Ancak hukuka uygunluk sebebinden yararlanabilmek için failin sanatçı veya bilim adamı olması zorunlu değildir.

MANEVİ UNSUR

Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. 

Kanımızca genel kast bu suçun işlenebilmesi için yeterlidir.

ZAMANAŞIMI

Bu suçta dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Ancak fail 13-15 yaş arasında ise bu sürenin yarısı, 16-18 yaş arasında ise üçte ikisinin geçmesiyle dava zamanaşımına uğrar.

MUHAKEME

Görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

Ancak failin çocuk olması halinde görevli mahkeme çocuk mahkemesidir.

11. Hukuk Dairesi 2020/1342 E. , 2021/1119 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.11.2019 tarih ve 2016/944-2019/970 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 19.08.2002 tarihli dağıtım sözleşmesi bulunduğunu, davalının 22.06.2005 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi 01.07.2005 tarihinden itibaren hüküm doğurmak üzere tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmeye konu 15 adet kitabın müstehcenlikle ilgisi bulunmadığını, feshin haksız olduğunu, eserin mütehcen kabul edilmesi için yayın tarihinden itibaren bir yıl içinde açılacak davada eserin müstehcenliğine karar verilmesi ve hükmün kesinleşmesi gerektiğini, davalı şirketin piyasaya sürüp sözleşmeyi feshederek dağıtımını akim bıraktığı kitapların satılamaz hale geldiğini ileri sürerek şimdilik 15.000 YTL'nin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 27.03.2012 tarihli dilekçesiyle talebini 41.109,57 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin kurulduğu anda var olmayan durumlar dolayısıyla sözleşmenin yerine getirilmesinin bir tarafın iktisadi varlığını tehlikeye sokacağı yahut devam ettirilmesinin taraflardan beklenemeyeceği durumlarda tarafın sözleşmeyi fesih etme hakkı bulunduğunu, sözleşme feshinin usulüne uygun şekilde davacıya bildirildiğini, hangi kitabın hangi ayda dağıtılacağını, teslim edilecek sayı ve fiyatını münhasıran davacının belirlediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davaya konu eserlerin küçükler için muzır nitelikte olduğu yönünde bir kurul kararının ya da müstehcenlik suçundan verilmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, 5237 sayılı TCK ile müstehcenlik kavramının içeriği açısından bir değişiklik yapılmayıp sadece suçun cezasında arttırıma gidildiği, bunun başlı başına taraflar arasındaki sözleşmenin feshine ve kitapların dağıtımından kaçınmasına imkan vermeyeceği, davacı hakkında açılan ve beraat kararı verilen iki kitap ile müstehcen nitelikte olmadığı anlaşılan kitapların dağıtımından davalının kaçınamayacağı, bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığından bu kısma yönelik talebin reddi gerektiği, hurda bedeli 760,00 TL'nin mahsubu gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 14.240,00 TL alacağın dava tarihi olan 27.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 729,55 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak:Prof.Dr.Veli Özer Özbek'in kitabı

MÜSTEHCENLİK SUÇU VE CEZASI hakkında faydalı bilgiler Avukat Gizem Gül Uzun tarafından sunulmuştur. 

ceza hukukunda şikayet

şikayete karşı asılsız şikayette bulunmak

izinsiz ses kaydı alma suç duyurusu

sosyal medya dolandırıcılığı cezası

irtikap suçu ve cezası

zimmet suçu ve cezası

kötü muamele suçu ve cezası 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN