İş Mahkemesine Cevap Dilekçesi Örneği-İş Mahkemesi

İş Mahkemesine Cevap Dilekçesi Örneği-İş Mahkemesi

İş Mahkemesine Cevap Dilekçesi Örneği-İş Mahkemesi


İŞ MAHKEMESİNE CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-İŞ MAHKEMESİ

ANTALYA 6.İŞ MAHKEMESİNE

 

DOSYA NO :2021/..... E. 

CEVAP VEREN DAVALI :...................................................

VEKİLİ :Av. Gizem Gül Uzun

ADRES :..............................................

DAVACI : ...................................................

ADRES : .......................................

KONU :Davacının dava dilekçesine karşı cevaplarımızdır. 

İş Mahkemesine Cevap Dilekçesi Örneği-İş Mahkemesi

AÇIKLAMALAR
Ekli vekaletname uyarınca davalı vekiliyim.
Yukarıda esas numarası yazılı dosyada davacı tarafça müvekkil aleyhinde huzurdaki dava ikame edilmiş olup, yasal süresi içerisinde davaya karşı cevaplarımızı sunuyoruz. 


USULE İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ
 6100 sayılı HMK’nın 194. maddesi hükmü yerine getirilmemiştir. İlgili madde; “(1) Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdır. (2) Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.” hükmünü amirdir. Ancak davacı, dava dilekçesinde dayandığı hususları ispata elverişli şekilde somutlaştırmamış; dayandığı delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmemiştir. Bu kapsamda dava dilekçesi, 6100 sayılı HMK’nın 194. maddesi hükmüne aykırı olup; işbu aykırılık nedeniyle Sayın Mahkemenizce dava dilekçesinin reddi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ederiz. Davacı, davasına esas olan temel, ana vakıaları somut ve açık bir şekilde dilekçesinde göstermelidir. davacı vakıaları, genel geçer şekilde değil, açık ve algılanabilir şekilde ortaya koymalı, ispata elverişli şekilde de somutlaştırmalıdır. Çünkü, ispat faaliyetinin yürütülebilmesi için ispata konu vakıanın ne olduğunun bilinmesi gerekir. Taraf olan ve vakıayı bizzat yaşayan ya da o vakıa hakkında doğrudan bilgi sahibi olan davacının bilmediği bir şeyi, hâkimin bilmesi ve bulması söz konusu olamaz.


ESASA İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ


1- Davacı dilekçesinde, 10/10/2019 tarihinde, müvekkilin ................................................. adresindeki Türk Kahvesi adlı işletmesinde çalışmaya başladığını, 12/10/2019 tarihinde sigorta girişinin yapıldığını, 6 ay çalıştığını, daha sonra pandemi nedeniyle iş yerinin kapandığını, 6 aylık sürede maaşını imza karşılığında parça parça aldığını, kendisinde de kayıtların olduğunu, 12.000 TL'lik bakiye alacağının olduğunu, pandemi nedeniyle müvekkilden talep etmediğini, müvekkili aradığında ödeme yapılacağı şeklindeki beyanla karşılaştığı ancak ödeme yapılmadığını, arabuluculuk sürecinde müvekkilin para teklif ettiğini, ancak arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığını, bakiye bedelinin tahsili için huzurdaki davayı açtığını iddia etmiştir. DAVACININ GERÇEKTEN TAMAMEN BAĞIMSIZ, SOYUT İDDİALARDAN OLUŞAN DAVA DİLEKÇESİNİ VE BEYANLARINI KABUL ETMİYORUZ. 


Öncelikle şu hususu özellikle belirtmemiz gerekmektedir. Davacı taraf, müvekkilin arabuluculuk aşamasında 6.000 TL teklif ettiğini dilekçesinde iddia etmiştir. Öncelikle böyle bir durum yoktur. Kaldı ki aksi halde dahi, arabuluculuk süreci gizlilik esasına dayanmaktadır. Gizlilik ilkesi, arabuluculuk yöntemine duyulan güvenin temel taşıdır. Arabuluculuk Kanunu’nun 5. maddesinin 1. Fıkrasına göre, "Arabuluculuk sürecine katılan kişiler, taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği, uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüş ve teklifler, arabuluculuk faaliyeti esnasında taraflarca ileri sürülen öneriler veya bir vakıa veya iddianın kabulü, sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeleri delil olarak ileri süremezler ve bunlar hakkında tanıklık yapamazlar. 


HUAK m.5/3’te ise yukarıda açıklanması ve kullanılması yasaklanan bilgi ve belgelerin açıklanmasını mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemeyeceği belirtilmiştir. Bu konudaki yasağa rağmen, söz konusu beyan veya belgeler, taraflarca veya tarafların bilgisi dışında herhangi bir şekilde delil olarak sunulursa, hükme esas alınmayacaktır. Bu husus HUAK m5/3’de: “Bu beyan veya belgeler, birinci fıkrada öngörülenin aksine, delil olarak sunulmuş olsa dahi hükme esas alınamaz” şeklinde belirtilmiştir. 


Beyan veya belgelerin kullanılamaması
MADDE 5 – (1) Taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlar da dâhil olmak üzere üçüncü bir kişi, uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna başvurulduğunda, aşağıdaki beyan veya belgeleri delil olarak ileri süremez ve bunlar hakkında tanıklık yapamaz:
a) Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği.
b) Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler.
c) Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü.
ç) Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler.
(2) Birinci fıkra hükmü, beyan veya belgenin şekline bakılmaksızın uygulanır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen bilgilerin açıklanması mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez. Bu beyan veya belgeler, birinci fıkrada öngörülenin aksine, delil olarak sunulmuş olsa dahi hükme esas alınamaz. Ancak, söz konusu bilgiler bir kanun hükmü tarafından emredildiği veya arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması ve icrası için gerekli olduğu ölçüde açıklanabilir.


Tarafların gizlilikten beklentileri Kişisel ve ticari itibarın korunması, ilişkilerin devamı Arabuluculuk nedeniyle öğrenilen bilgilerin düzenlenen belgelerin , anlaşma tekliflerinin gizliliği Arabulucunu taraflarla ilgili edindiği bilgilerin ve arabulucunun özel oturumlardan edindiği bilgilerin diğer tarafla paylaşılmasının engellenerek gizliliğin sağlanması
Gizlilik ilkesine aykırı hareket edenler ile ilgili cezai yaptırım olduğunu ve davacı tarafı şikayet ettiğimizi de belirtmek isteriz. İnternet yoluyla gönderdiğiniz evraklar onay için Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı [Şikayet Dilekçesi: 9734010332 iş emri numarasıyla] gönderildi. Bu iş emir numarası ile işlemlerim menüsünden evrağın durumunu takip edebilirsiniz.


2- Müvekkil ........................................... adresinde Türk Kahvesi adlı işletmeyi işletmekte olup, davacı taraf da 10/10/2019 tarihinde müvekkilin iş yerinde mutfakta aşçı yardımcısı olarak çalışmaya başlamıştır. Maaşı ise, çalıştığı dönemde 2.825 TL idi. İş yerinde çift vardiya olduğundan mutfak bölümünde de iki tane aşçı çalışmaktadır. Davacının çalışma saatleri 08.30-17.00 saatleri arasındadır. Davacının müvekkilin iş yerinde tek başına çalıştığı iddiası tamamen gerçekten uzaktır. Bildireceğimiz tanıkların beyanlarıyla da bu durum ortaya çıkacaktır. Aynı iş yerinde mutfakta çalışan 2 aşçı bulunmaktadır. Davacı taraf , maaş ücreti ve fazla mesai talepli davasını ikame etmiş olsa da dava dilekçesinde fazla mesai iddiasına ve maaş ücreti alacağı iddiasına karşı iddialarını somutlaştırmadığını gördük. Bu nedenle bu iddialara karşı cevap verme hakkımızı saklı tutuyoruz. Davacı taraf, maaşlarını ıslak imza karşılığında müvekkilden almış olup, dosya içerisine ıslak imza karşılığı maaşlarını aldığına ilişkin belgeleri sunmuştuk. Kaldı ki davacı taraf da ıslak imza karşılığı maaşlarını aldığını ikrar etmiştir. Ancak eksik aldığı iddiasını kabul etmiyoruz. Müvekkilin işletmesi pandemi koşullarında ve ülke boyutunda alınan kararlar neticesinde 17/03/2020 tarihinde kapanmıştır. 01/06/2020 tarihinde işletmesinin açılacağını öğrenen müvekkil, ücretsiz izne çıkan bütün personellerini tek tek arayarak işletmesinin açılacağını beyan etmiştir. Davacı taraf, müvekkilin işletmesinde çalışmayacağını, istifa ettiğini, başka bir iş yeri açacağını dile getirmiştir. 03/06/2020 tarihinde müvekkilin iş yerine gelen davacı taraf, müvekkile karşı "ben hesap yaptım, 8000 TL alacağım var" iddiasında bulunmuştur. Müvekkilin yanında çalışan yeğeni ise herhangi bir alacağının olmadığını, varsa bile tekrar bakıp hesaplayacaklarını belirtmiştir. Birkaç gün sonra ise davacı taraf müvekkile karşı "ben işe başladım, çalışıyorum, sizin oraya gelemem" şeklinde beyanda bulunmuştur. Müvekkil istifa ettiği için çıkışının yapılması gerektiğini belirtmiştir. Davacı taraf ise başka bir iş yerinde çalıştığını, sigorta yaptıklarını, burada sigorta yapıldığı için müvekkilin yaptığı sigortanın düşeceğini söylemiştir. Belli bir zaman sonra müvekkil ile iletişime geçilerek davacı taraf müvekkilden 10.000 TL alacağının olduğunu söyleyerek para istemiştir. Müvekkil de davacının vekili ile görüştükten sonra herhangi bir alacağının olmadığını anlayan davacı taraf uzun zaman müvekkil ile iletişime geçmemiştir. Belli bir süre sonra müvekkilin oğlu ......................................'i arayan davacı taraf bu sefer de 12.000 TL alacağının olduğunu söyleyerek para istemiştir. Müvekkilin yeğeni ....................., davacıya karşı, herhangi bir alacağının olmadığını, çalışmadığı halde sigortasının devam ettiğini belirterek davacıya herhangi bir para vermemiştir. Davacı taraf da işletmeye gelerek, .....................................'ın sesini telefonuna kaydederek tehdit etmiş, "benim paramı vereceksiniz" şeklinde beyanlarda bulunarak işletmede tatsızlık çıkarmıştır. Bunun üzerine ............................., davacıyı işletmeden çıkarmıştır. Davacı tarafın müvekkilden herhangi bir alacağı yoktur, alacağı olmadığı halde sürekli kafasına göre miktar artırarak müvekkilden para koparma amacı içerisinde olduğunu alenen göstermiştir.


3- Davacının tanık dinletmesine muvafakatimiz yoktur, dava dilekçesinde de tanık beyanına dayanmamıştır. Bu hususu özellikle belirtmek isteriz. Davacı taraf iddialarını somutlaştıramamış olup, fazla mesai ücreti alacağına ilişkin de beyanlarda bulunmamıştır. Davacının müvekkilin işletmesinde fazla mesaisi olmadığı gibi işletmenin çalışma şartları bellidir. İş yerinde vardiya sistemi olduğundan davacının fazla çalışması söz konusu değildir. Davacının fazla mesai iddiasını da yazılı belgeyle ispat etmesi gerekir. Yazılı belge ile fazla mesai ücretini ispatlayamayan işçiye, iddiasını da tanık ile ispat edebilme imkanı verilmiş ise de davacının tanık deliline dayanmadığı da değerlendirildiğinde davacı davasını ispat edememiştir. Davacı taraf müvekkilin iş yerinden kendisi istifa etmiş olup, başka bir iş yerinde çalışmaya başlamıştır. Ancak müvekkilin iş yerine gelip, istifa dilekçesini de sunmadığından, pandemi nedeniyle müvekkilin de işçiyi çıkarması engellendiğinden müvekkilce davacının da çıkışı yapılamamıştır. Neticede davacı taraf, müvekkilin iş yerinden istifa etmiştir. Dosya içerisinde davacı taraf müvekkilin defter kayıtlarına dayanmış olup başkaca da delil bildirmemiştir. Davacı davasını ispat edememiş olup davanın reddine karar verilmelidir. Hukuk kuralları haksız kazanç elde etme çabalarını koruyacak nitelikte değildir. Davacı, tamamen haksız kazanç elde etme çabası içerisindedir.
Fazla çalışma iddiasının İSPAT KÜLFETİ DAVACIYA AİTTİR. Davacı fazla çalışma iddiasını ispat edebilecek delil sunmamıştır. Bu durumda davacının fazla çalışma iddiasını ispatlayamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmelidir. Davacı davasında, ne kadar maaş ücreti alacağını olduğunu ne kadar fazla mesai ücreti alacağı olduğunu, ne iş yaptığını, kaç saat fazla mesai yaptığını, ne iş yaptığını, neden iş yerinden ayrıldığını vs. Hususları somutlaştırmamış olup bu hususlara cevap hakkımızı saklı tuttuğumuz gibi, davacının iddialarını değiştirmesine de muvakafatimiz ve tanık beyanına dayanmayan davacının tanık dinletmesine muvafakatimiz bulunmamaktadır. 

Dava veya cevap dilekçesinde tanık deliline dayanılmamış ise dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra tanıkların isimleri bildirilse bile süresinde bildirilmeyen tanıklarının beyanları dikkate alınamaz, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmaz. ( Y. 2HD., 201824E, 2018/1187K, 15/01/2018). 

Neticede davacının müvekkilden hiçbir alacağı bulunmamakta olup huzurdaki davanın reddine karar verilmelidir. 


HUKUKİ DELİLLER : Tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, Sgk kayıtları, keşif, yemin, dilekçe ekinde ve dosyaya tarafımızca sunulan tüm belgeler, davacının ikrarı, karşı tarafın delillerine karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla her türlü yasal delil


HUKUKİ NEDENLER : İİK, HMK ve ilgili mevzuat

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah edilen nedenlerle; ispatlanamayan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini tensip ve görüşlerinize arz ederiz.03/01/2022 

DAVALI VEKİLİ

Av. Gizem Gül Uzun

 

İş Mahkemesi Cevap Dilekçesi Örneği, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından hazırlanmıştır.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN