Evli Olan Birinin Nişanlanması Durumunda Ne Olur?

Evli Olan Birinin Nişanlanması Durumunda Ne Olur?

Evli Olan Birinin Nişanlanması Durumunda Ne Olur?


Haksız fiil nedir?

Haksız fiil hukuk düzenini ihlal eden davranıştır. Hukuk düzeni hukuk kurallarının oluşturduğu bir bütündür. Haksız fiiş bir hukuk kuralını bozan, ona aykırı eylemdir.

Her türlü hukuk kuralarına aykırılık bir haksız fiildir. Dolayısıyla suç teşkil eden fiiller haksız fiildir.

Peki haksız fiilin şartları nelerdir?

  1. Ahlaka aykırı bir fiil olmalıdır.
  2. Zarar kasten verilmiş olmalıdır.
  3. Bir zarar doğmuş olmalıdır.

Nişanlanmanın şartları nelerdir?

Nişanlanmanın kurucu unsurları:

A) Karşılıklı evlenme vaadi:

Nişanlanma vaadinin karşılıklı olması gerekir. Bu vaadin yapılması şekle bağlı değildir. Sözlü veya yazılı olabilir. İrade açıklaması açık veya zımni olabilir.

B) Nişanlanacak kişilerin ayrı cinsten olmaları.

Nişanlanmanın geçerlilik koşulları:

A) Kişiye bağlı koşullar:

1) Ayırt etme gücü:

Nişanlanma akdini yapanların ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Kanunda bir yaş koşulu öngörülmemiştir. Ancak nişanlanma akdinde makul hareket edebilme yaşı olarak cinsel olgunluğa erme koşulu aranmaktadır.

2) Yasal temsilcinin rızası:

Kişi sınırlı ehliyetsiz (küçük veya kısıtlı) ise, yasal temsilcisinin rızası gerekir. Sınırlı ehliyetsiz küçük, vesayet altında ise, vasisinin rızası gerekir.

B) Muhtevaya bağlı koşullar:

1) Ayırt etme gücünden yoksunluk veya kesin bir evlenme engelinin varlığı, nişanlanma akdini geçersiz kılar. Örneğin, belirli akrabalar arasındaki nişanlanma geçersizdir

2) Ahlak ve adaba aykırılık halinde, nişanlanma akdi geçersizdir. Örneğin, bir kişi mevcut evlilik akdini bozmadan başka birisi ile nişanlanmışsa, bu nişanlanma ahlaka ve adaba aykırılık sebebiyle geçersizdir.

Muhtevaya bağlı koşullara dikkat edelim. Diyor ki kesin bir evlenme engelinin varlığı olması gerekir. Evli olmak kesin bir evlenme engelidir. O halde engel teşkil etmesine rağmen evli olan kişinin yeniden evlenmesi haksız fiil teşkil eder.

Haksız fiil teşkil etmesi nedeniyle açılacak davada genel mahkemeler görevlidir. Bu tip durumlarda Yargıtay der ki; evlenme engeli olduğundan bu durum nişan sayılmaz. Bu sebepten mütevellit aile mahkemeleri değil genel mahkemeler görevli olur.

Evli Olan Birinin Nişanlanması Durumunda Ne Olur? hakkında faydalı bilgiler, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından sunulmuştur.

Gizem Uzun Hukuk ve Danışmanlık Bürosu - - - - - - - - - - Avukat Gizem Gül Uzun

Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A Blok No : 8 / 79 Kocasinan / KAYSERİ

 

Nişan Atma sebebiyle Manevi Tazminat bakımından Yargıtay İçtihatları

 

Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde belirtilmiştir… Hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır… Hal böyle olunca; nişanın bozulma şekli, davalının (karşı davacı) olaydan etkilenme derecesi, olayın özellikleri, ekonomik olgular ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, mahkemece davalı (karşı davacı) için takdir edilen 5.000 TL manevi tazminat miktarı fazla bulunmuş, mahkemece; davalı (karşı davacı) lehine daha alt seviyede manevi tazminata hükmedilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.” (Yargıtay 3. HD, 06.05.2013, 2013/4954 E., 2013/7356 K.).

Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 121) Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir… Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur. Ancak sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olması manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Doğal olan üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Zira, manevi tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerekir. Bu fahiş zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerekir… Somut olayda; nişanı, asıl davanın davacısı Y.. E.. bozmuştur. Her ne kadar davacı Y.. E.., nişanı davalı (birleşen dosyanın davacısı) Emine’nin kusurlu hareketleri sonucu bozmak zorunda kaldığını iddia etmiş ise de, davalı Emine’nin kusurunu ve nişanın bozulmasından dolayı kişilik haklarının fahiş olarak zarara uğradığını usulünce ispat edememiştir.” (Yargıtay 3. HD, 17.03.2015, 2014/18045 E., 2015/4348 K.).

Temyize konu uyuşmazlık konusunda; davacı …’in iş yerinde birlikte çalıştığı bayan müdüresi ile iş çıkışı ailesinin bilgisi dahilinde dışarıda çay içmeye gitmesi davalı ve ailesince “dul bir bayanla nasıl zaman geçirirsin?” şeklinde tepki gösterilip davacı ile görüşmeyi reddederek nişanı bozdukları anlaşılmaktadır. Bu hali ile davalının nişanı bozmasında kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla düğün davetiyesi basılan, düğün salonu kiralanan ve düğüne 9 gün kala nişanı bozma sebebini dul bir bayanla iş çıkışı çay içmeye gitmesi gösterilerek davacının ahlaksızlıkla suçlanıp küçük düşürülmesine neden olduğu olayda manevi tazminat koşulları bulunduğundan tazminata hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 3. HD, 26.04.2018, 2016/17785 E., 2018/4632 K.).

Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, davacının 1983 doğumlu olup çalışmadığı, ev kızı olduğu, davalı ile birlikteliğinden olan 13.01.2011 doğumlu çocuğu ile birlikte kendi ablasının yanında kaldığı, gelirinin olmayıp geçimini ablası ve eniştesinin sağladığı, davalının ise 1981 doğumlu olup pazarlamacı olarak asgari ücretle çalıştığı ve 31.12.2010 tarihinde başka birisiyle evlendiği tespit edilmiştir… Bu durumda, olay tarihi, oluş biçimi, kusur durumu, olaydan etkilenme derecesi, olayın özellikleri, ekonomik olgular ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde mahkemece takdir olunan 60.000 TL manevi tazminat miktarı bozulan dengenin biraz olsun giderilmesi için kabul edilmiş olan bir tatmin veya telafi şekli olan giderimin saldırının niteliği ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında fahiş olduğundan kurulan hüküm bu sebeplerle doğru görülmemiştir. (Prof.Dr.Tekinay S.S. Aile Hukuku 1990 sh.262, HGK. 14.04.2010 gün ve 2-203/220 Karar)” (Yargıtay 3. HD, 08.05.2013, 2013/4453 E., 2013/7653 K.).

Mahkemece, bankada memur olarak çalışan davalının, nişanlısı davacının kızlığını rızası ile de olsa iğfal ettikten sonra olayı annesine anlatıp dedikodulara sebebiyet verdiği; bu olaydan sonra, tavır ve davranışını değiştirerek nişanlısına şiddet ve darp uyguladığı; böylece davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu kabul edilerek…” (Yargıtay 3. HD, 29.01.2011, 2011/9920 E., 2011/19012 K.)

Nişan Atma sebebiyle Maddi Tazminat yönünden Yargıtay İçtihatları

Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır. (TMK. m. 120)… Davacı yanın isteyeceği tazminat menfi tazminattır. Başka bir anlatımla nişanlanma olmasaydı uğranılmayacak olan parasal zarar istenebilir. Menfi tazminatın kapsamı yasada gösterilmiş olup, bunlar, dürüstlük kuralları çerçevesinde yapılan harcamalar, evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve evlenme amacıyla katlanılan maddi fedakarlıklardır… Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır. Davacı iddiasını kanıtlarsa uygun bir tazminata hükmedilir. Davacı iddiasını her türlü delille ispat edebilir… Somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddi zarar uğradığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacı taraf, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edememiştir… Kabule göre de; tazminatın nelere ilişkin olduğu bulunduğunun miktar ve tutarlarıyla birlikte tek tek açıklanması gerekirken, mahkemece maddi zararın kapsamı davacıya açıklattırılmadan karar verilmiştir.” (Yargıtay 3. HD, 17.03.2015, 2014/18045 E., 2015/4348 K.)

https://www.gizemuzun.av.tr/evlilik-birliginin-hakim-mudahalesi-yoluyla-korunmasi

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN