Ceza Mahkemesi Savunma Dilekçesi Örneği-Savunma Dilekçesi

Ceza Mahkemesi Savunma Dilekçesi Örneği-Savunma Dilekçesi

Ceza Mahkemesi Savunma Dilekçesi Örneği-Savunma Dilekçesi


https://www.gizemuzun.av.tr/hakaret-sucu-savunma-dilekcesi

Ceza Mahkemesi Savunma Dilekçesi Örneği-Savunma Dilekçesi

 

                                                                             KAYSERİ 5. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

 

 

DOSYA NO : 2023/*** E.

 

SANIK          : *********************

 

MÜDAFİİ     : Av. Gizem Gül UZUN

Sahabiye Mah. Teoman Sk. Avukatlar İş Hanı Bina No:9 Kat:5 Daire No:501                                      Kocasinan/KAYSERİ

 

MÜŞTEKİ    : ***********

 

KATILAN     : ************

 

VEKİLLERİ : ******************************

 

SUÇ TARİHİ: 21.02.2022

 

KONU           : Savunmaya ilişkin beyanlarımız sunulması hakkındadır.

 

AÇIKLAMALAR

 

Yukarıda dosya numarası belirtili ceza davasında müvekkil sanık haksız ve gerçeğe aykırı bir şekilde Tehdit, Sesli Yazılı veya Görüntülü Bir ileti İle Hakaret suçundan sanık olarak yargılanmaktadır. Şöyle ki;

 

Müvekkilimin Hakaret Suçunu İka Ettiği İddiasına İlişkin Beyanlarımız

 

Müşteki Safure ******i'nin savcılığa suç duyurusu neticesinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı 2022/12*** Sayılı soruşturma numaralı dosyası üzerinden iddianame hazırlanmış ve işbu iddianame Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiştir. Ancak aşağıda ayrıntılı olarak anlatacağımız üzere tarafımıza atılı suçların müvekkilim tarafından işlenmediği, müvekkilimin üzerine atılı söz konusu suçların maddi ve manevi unsurlarının gerçekleşmediği, Sayın Mahkemeniz tarafından da çok açık bir şekilde görülecektir. Şöyle ki ;

 

MÜVEKKİLİM, MÜŞTEKİYE HİÇBİR ŞEKİLDE HAKARET ETMEMİŞTİR. MÜŞTEKİNİN ONUR, ŞEREF VE SAYGINLIĞINI RENCİDE EDİCEK İFADELERDE BULUNMAMIŞTIR.  MÜVEKKİLİMİN İFADELERİ EN ALEYHE OLACAK ŞEKİLDE YORUMLANSA DAHİ İFADELERİ KABA SÖZ VE NEZAKETSİZ DAVRANIŞ OLARAK YORUMLANABİLİR. BU HALDE DAHİ YARGITAYIN YERLEŞİK İÇTİHADLARI UYARINCA KABA SÖZ VE DAVRANIŞLAR SUÇ OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMİŞTİR.

 

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/12*** Sayılı soruşturma dosyasında mevcut olup, aleyhine kabul edilen sosyal medya mesajı ve paylaşımlar müvekkilim tarafından gönderilmemiştir. Ayrıntılı bir şekilde incelenecek olursa mevcut mesaj müvekkilimin şahsi INSTAGRAM hesabı ve şahsi WhattsApp uygulaması üzerinden yollanmış bir mesaj ve paylaşım olmayıp, müvekkilim tarafına atılan bir iftiradan ibarettir.  

 

Sayın Mahkemenizin de bildiği üzere Hakaret suçu Ceza Kanununun 125. – 131. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ceza Kanununa göre Hakaret suçunun vücut bulması için kişinin onur, şeref veya saygınlığını rencide edecek somut bir fiil veya olgu isnat edilmeli veya sövme yolu ile kişinin onur, şeref veya saygınlığına saldırılmalıdır. Bu saldırı neticesinde suçtan zarar görenin onur, şeref ve saygınlığı zarar görmelidir. Ancak davaya konu olayda müvekkilim, müştekinin onur, şeref ve haysiyetine herhangi bir saldırıda bulunmadığı açıktır. 

 

İSNAT EDİLEN SUÇLAMAYI KABUL ETMEMEKLE BİRLİKTE; SÖZ KONUSU HAKARET SUÇU OLUŞMUŞ OLSA DAHİ TCK MD. 129 HAKSIZ FİİL NEDENİYLE VEYA KARŞILIKLI HAKARET MADDESİ UYGULANMALIDIR. 

 

Söz konusu suçlamaları kabul etmemekle birlikte ; mahkeme aksi kanatte ise hakaret fiilinin haksız fiil nedeniyle karşılıklı hakaret kapsamında olması nedeniyle oluşmasından ötürü TCK madde 129 uygulanmalıdır.

 

Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret

 

Madde 129- (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. 

 

 (3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.   

 

Müvekkilimin Tehdit Suçunu İka Ettiği İddiasına İlişkin Beyanlarımız

 

Müvekkilin müştekiye yönelik tehdit eylemini gerçekleştirdiğine dair, müştekinin atfı cürüm niteliğindeki– herhangi bir delil ile desteklenmeyen- iddiası dışında hiçbir delil bulunmamaktadır. Ayrıca mahkemeye müvekkilin katılan Cansel Kaya'ya attığı iddia edilen mesaj kayıtları sunulmuştur. Dolayısıyla bu mesaj kayıtlarını kabul etmemekle beraber sunulan delillerin hukuka aykırı olduğu aşikardır. Tehdit suçunun maddi ve manevi unsurları oluşmamıştır. Müvekkil soruşturma aşamasında alınan ifadesinde üzerine atılı eylemi kabul etmemiş, savcılık makamınca şüpheden sanık yararlanır ilkesine aykırı olarak iddianame tanzim edilmiştir.

 

Müvekkil ********* tarafından, müştekiye yönelik tehdit içeren hiçbir ifade kullanılmamıştır. Müvekkil soruşturmanın başından bu yana, hakaret ve tehdit iddiasını reddetmektedir. Müştekinin, müvekkil tarafından tehdit edildiği iddiası tamamen gerçek dışıdır ve maddi gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkil Facebook isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden Cansel'e mesaj gönderdiğini beyan etmişse de bahsi geçen mesajlaşmalara ilişkin tehdit ve hakaret içerikli mesajlar atmadığını açık bir şekilde ifade etmiştir. Zira müvekkil ile Cansel ****** sosyal medya aracılığıyla tanışmıştır ve bu sosyal medyalardan biri olan Facebook' üzerinden Cansel ****Ceza Mahkemesi Savunma Dilekçesi Örneği-Savunma Dilekçesi ile iletişime geçtiğini belirtmesi hayatın olağanındandır. Ancak müvekkil müşteki Safure Karadeli ile sosyal medya üzerinden hiçbir şekilde iletişime geçmemiştir. Bu husus müştekinin suç uydurmak kastı ile hareket ettiğini, asılsız ifadeler ile müvekkile iftira attığını göstermektedir.

 

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/54716 E. , 2019/5838 K.

“Sanık …’un suçlamayı reddetmesi, mağdur …’ın soyut beyanı dışında tehdit suçuna dair dosyada delil bulunmaması karşısında; mağdurun beyanlarına hangi nedenle üstünlük tanındığı açıklanıp tartışılmadan yetersiz gerekçe ile sanık … hakkında tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,” bozmayı gerektirmiştir.

 

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/717 E. , 2022/10783 K.

"Sanığın tüm aşamalarda tehdit eylemine ilişkin üzerine atılı suçu kabul etmediği gibi aralarında öncesinde husumet bulunan katılan …’ın soyut beyanları dışında, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı, mahkumiyetine yeterli delil bulunmaması karşısında; şüpheden sanık yararlanır ilkesi de gözetilmek suretiyle, sanığın tehdit suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi," bozmayı gerektirmiştir.

 

Müvekkil tarafından tehdit içerikli ifadeler kullanıldığı hususunda, herhangi birinin şahitliği bulunmamaktadır. Mevcut durumda yalnızca müştekinin mesnetsiz iddiaları söz konusu olup, müvekkilin, müştekiyi tehdit etmediği yönündeki savunmasının aksine bir delil elde edilememiştir. Zira, müvekkil adına açılan sosyal medya hesaplarının gerçeği yansıtmayan hesaplar olduğu, müvekkilin kullanımında olan hesaplar olmadığı açık bir şekilde ortadır. Müşteki ve katılan başlarına ne gelse aralarındaki husumetten dolayı müvekkilden bilmektedirler. Hatta ve hatta aralarındaki husumetten ötürü müvekkil adına sosyal medya hesapları açıp, daha sonrasında müvekkil kendilerine ulaşmış gibi gösterip; müvekkil aleyhine dava açmaktadırlar.

 

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/8139 E. , 2015/4248 K.

“kovuşturma aşamasında dinlenen katılanın annesininde olaya tanık olduğunu beyan etmesi ile aralarındaki akrabalık bağı da dikkate alındığında katılanın annesinin beyanlarına itibar edilemeyeceği, tanık …, sanığın, katılanı tehdit ettiğini anlatımlarında belirtmiş ise de, yine mahkemede tanık olarak dinlenen.. .’ın, sanık ile katılan arasındaki telefon görüşmesinde, sanığın iddianamede belirtildiği şekilde sözlerinden bahsetmemesi karşısında, olayda sanığın, katılanı tehdit edip etmediği yönünde şüphe oluştuğu, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de dikkate alınarak tehdit suçunda tebliğnamedeki bozma düşüncesi”

 

SUNULMUŞ OLAN DELİLLERİN HUKUKA AYKIRI OLDUĞU SARİH BİR ŞEKİLDE ORTADAYKEN, MÜVEKKİL TARAFINDAN GÖNDERİLMEDİĞİ DE AŞİKARDIR.

 

Whatsapp gibi benzeri uygulamalar yoluyla sosyal mecralarda yapılan yazışmalar mahkemelerce delil olarak değerlendirilmektedir, ancak bu hususta dikkat edilmesi gereken konu delilin hukuka uygun olması gerektiğidir. Nitekim Whatsapp yazışmalarının nasıl hukuka uygun elde edinileceği hususunda herhangi bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Yargıtay içtihatları ise; delili sunmak isteyen kişinin, delil olarak sunulmak istenen Whatsapp konuşmasının tarafı olmalı ve yazışma kaydının kendisi tarafından alınmış olmasının gerektiği ve ayrıca bu konuşmanın kişilerin özel hayatının gizliliğini ifşa edecek nitelikte olmamasının gerektiğini belirtilerek hangi konuşmaların hukuka uygun delil olarak kabul edileceği yönünde ölçütleri ortaya koymaktadır. Bu kapsamda WhatsApp yazışmalarının hukuka uygun şekilde elde edilmiş bir delil sayılabilmesi için Yargıtay kararlarında birtakım şartlar belirtilmiştir. Bu şartlar, “delili sunmak isteyen kişi, söz konusu Whatsapp yazışmasının tarafı olmalı ve yazışma bizzat kendisi tarafından kayıt altına alınmalıdır.” şeklindedir. 

 

Öte yandan WhatsApp mesajlarında ve diğer sosyal medya yazışmalarında konuşmanın içeriğine müdahale ederek ekleme ya da çıkartmalar yapılarak veyahut da konuşmanın kasten gerçeğe aykırı şekilde yönlendirilmesi gibi ihtimallerde olabileceğinden çoğu teknolojik ve dijital deliller genellikle kesin delil olarak değerlendirilmemektedir. Fakat, bu tür deliller, diğer delillerle birlikte göz önünde bulundurularak, destekleyici delil olarak davanın aydınlatılmasına yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla Yargıtay Hukuk Dairesi tarafından verilen kararlarda da elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıların ancak diğer delillerle desteklendikleri takdirde delil olarak hükme esas alınabileceğine değinilmiştir. (Yargıtay 2. H.D. 25/04/2018 Tarih ve 2016/16661 E., 2018/5566 K.).

 

Uygulamada kişiler, WhatsApp ya da benzeri sosyal medya ortamlarında kişileri istedikleri gibi kaydederek ve kişiler adına gerçeği yansıtmayan hesaplar açarak, bu kişilerin bir fotoğrafını profil fotoğrafı yapmak suretiyle anılan mesajları ya da paylaşımları adına hesap açtıkları ya da numarasını kaydettikleri kişi gibi gösterebilmektedirler. Yargıtayın yerleşik içtihatlarında bunun önüne geçmek maksadıyla, kaydedilen mesajlarda üst kısımda kişinin kullandığı GSM hattı numarası görünecek şekilde tarihle birlikte ekran görüntüsü almaları durumunda değerlendirmeye alınabileceğini kabul etmektedir.

 

Sayın Mahkemenizin de engin tecrübeleri ile vakıf olduğu üzere; suç isnadı altında bulunan sanığın cezalandırılabilmesinin yegane yolu, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin şüpheden arınmış bir şekilde sabit olmasıdır. Sanığın, yargılamaya konu fiili gerçekleştirip gerçekleştirmediği konusunda en küçük bir şüphenin varlığı dahi mahkumiyet hükmü kurulmasına engel olacaktır. Huzurdaki yargılamada, müştekinin atfı cürüm niteliğindeki -herhangi bir delil ile desteklenmeyen- iddiası haricinde mahkumiyete yeter bir kanıt elde edilemediği düşünüldüğünde, şüphenin giderildiğinden ve dolayısıyla müvekkilin cezalandırılabilirliğinden bahsedilemeyecektir.

 

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6589 E. , 2016/338 K.

“Ceza yargılamasının amacı, hiçbir duraksamaya yer vermeden maddî gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu araştırmada, yani gerçeğe ulaşmada mantık yolunun izlenmesi gerekir. Gerçek; akla uygun ve realist, olayın bütünü veya bir parçasını temsil eden kanıtlardan veya kanıtların bütün olarak değerlendirilmesinden ortaya çıkarılmalıdır, yoksa bir takım varsayımlara dayanılarak sonuca ulaşılması, ceza yargılamasının amacına aykırıdır. Anayasanın 38/4. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan suçsuzluk karinesi, yine AİHM’nin kararlarında istikrarla uygulanan “sanığın şüpheden yararlanma hakkı” suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçsuz sayılması gerektiğini ifade etmektedir. Bu karine uyarınca, suçsuz olduğunu varsayılan kişinin suçlu kabul edilmesi için kesin hükümle mahkum olması, mahkumiyet için de fiilin ispatlanması, yani şüphenin bertaraf edilmesi gerektiğinden, şüpheden sanık yararlanır ilkesi suçsuzluk karinesinin bir uzantısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm bunların ışığında somut olay, sanık savunması ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; sanığın savunmasının aksine Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği gözetilmeden; şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,”

 

Müvekkil tarafından iddianameye konu tehdit eyleminin gerçekleştirildiğini kesinlikle kabul etmemekle birlikte Sayın Mahkemenizce aksi kanaatin hasıl olması durumunda müvekkil hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulmalıdır.

 

SONUÇ ve İSTEM         : Yukarıda açıkladığımız hal ve sebeplerle; müvekkil hakkında isnat edilen suçlamalardan  BERAATİNE karar verilmesini,sayın mahkemeniz aksi kanaatte ise CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞI kararı verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim. 15.09.2023

           SANIK MÜDAFİİ

         Av. Gizem Gül UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN