BİLİNÇLİ BOŞLUK VE BİLİNÇSİZ BOŞLUK
BİLİNÇLİ BOŞLUK VE BİLİNÇSİZ BOŞLUK: HUKUKTA İRADEYLE YA DA HATA SONUCU OLUŞAN DÜZENLEME EKSİKLİĞİ
Giriş
Pozitif hukuk sistemi, toplumsal düzenin sağlanması ve bireyler arası ilişkilerin güvence altına alınması amacıyla yasa koyucu tarafından oluşturulan normatif metinlerden oluşur. Ancak her hukuki düzenleme, ister istemez kimi eksiklikler ve suskunluklar içerir. Bu eksiklikler, uygulamada "hukuki boşluk" olarak adlandırılır. Hukuki boşluklar yalnızca teknik yetersizliklerin değil, bazen de bilinçli tercihler sonucunda ortaya çıkar.
Bu bağlamda, bilinçli boşluk ve bilinçsiz boşluk ayrımı, hukuk kurallarının eksik ya da kasıtlı olarak sessiz bırakılmış yönlerinin tespiti açısından oldukça önemlidir. Bu makalede, söz konusu iki boşluk türü sistematik olarak açıklanacak; yasa koyucunun iradesiyle ya da iradesi dışında oluşan düzenleme boşluklarının anlamı, uygulamadaki önemi ve çözüm yolları değerlendirilecektir.
I. Hukuki Boşluk: Genel Bakış
Hukuki boşluk, bir hukuk sisteminde belirli bir olay ya da uyuşmazlık hakkında uygulanabilir açık bir hukuk normunun bulunmaması durumudur. Boşlukların varlığı, hukuk sisteminin eksikliğinden çok, toplumsal hayatın dinamizmine karşı hukuk metinlerinin sınırlı yapısını gösterir.
Boşluklar genellikle aşağıdaki ölçütlere göre sınıflandırılır:
Kural içi / kural dışı boşluk
Açık / örtülü boşluk
Bilinçli / bilinçsiz boşluk ← Bu makalenin odak noktası
II. Bilinçli Boşluk (Tertip Edilmiş Suskunluk)
Tanım:
Bilinçli boşluk, yasa koyucunun bir konuda düzenleme yapmama iradesini açıkça ortaya koyduğu, yani konuyu bilerek ve isteyerek hukuk düzeni dışında bıraktığı durumdur. Bu, bir düzenleme eksikliği değil; bir düzenleme tercihidir.
Özellikleri:
Yasa koyucu olay hakkında bilgi sahibidir.
Düzenleme yapmama tercihi bir politik, etik veya hukuki karara dayanır.
Hukuki müdahalenin uygun görülmediği alanlarda sıklıkla rastlanır.
Örnekler:
Aile Hukuku: Türk Medeni Kanunu'nda evlilik dışı ilişkilerin miras hakkına dair özel bir hüküm yoktur. Bu, yasa koyucunun düzenlemek istemediği bir alandır.
Ceza Hukuku: Bazı davranışlar toplumca etik dışı görülse de, yasa koyucu tarafından suç olarak düzenlenmemiştir (örneğin: sadakatsizlik, eğer şiddet içermiyorsa).
Çözüm Yolu:
Hâkimin hukuk yaratma yetkisi sınırlıdır.
Bilinçli boşluk karşısında genellikle yeni hüküm yaratılmaz, çünkü yasa koyucunun suskunluğu bilinçlidir.
Hâkim, boşluğu doldurmaktan ziyade yasa koyucunun iradesine saygı gösterir.
III. Bilinçsiz Boşluk (Gerçek Suskunluk)
Tanım:
Bilinçsiz boşluk, yasa koyucunun bir konuyu düzenlemeyi unuttuğu, fark edemediği ya da henüz fark edilmeyen bir ihtiyaç nedeniyle eksik bıraktığı durumdur. Bu durumda boşluk yasa koyucunun iradesi dışında oluşmuştur.
Özellikleri:
Düzenleme eksikliği, yasa koyucunun bilgisi dışında gerçekleşmiştir.
Toplumsal gelişmeler veya yeni teknolojiler karşısında eski kurallar yetersiz kalabilir.
Hâkim, boşluğu gidermekle yükümlüdür.
Örnekler:
Bilişim Hukuku: NFT’lerin hukuki niteliği, miras hukukundaki konumu henüz açık şekilde düzenlenmemiştir.
İş Hukuku: Evden çalışma (uzaktan çalışma) düzenlemeleri, pandemiye kadar büyük ölçüde bilinçsiz biçimde boş bırakılmıştı.
Çözüm Yolu:
Hâkim, kıyas, yorum ve hukukun genel ilkeleri ile boşluğu doldurur.
TMK m. 1 uyarınca hâkim, örf-adet kuralları ya da kendisi kural koyar gibi hareket eder.
IV. Bilinçli ve Bilinçsiz Boşluk Arasındaki Farklar
Kriter Bilinçli Boşluk Bilinçsiz Boşluk
Yasa koyucunun iradesi Konuyu düzenlememe yönünde bilinçli Düzenlemeyi unutmuş ya da öngörememiş
Yorum yapılabilirlik Sınırlı Geniş
Hâkimin hukuk yaratma yetkisi Genellikle yok Vardır (TMK m.1 kapsamında)
Örnek alanlar Etik, ahlak, özel yaşam Yeni teknolojiler, sosyo-ekonomik gelişmeler
V. Uygulamada Önemi ve Yorum Sürecindeki Rolü
Bilinçli boşluklar, hukuk sistemine bir serbesti alanı tanır. Bireylerin veya kurumların kendi değerlerine göre davranmasına izin verir.
Bilinçsiz boşluklar ise, hukuk sisteminin reaktif doğasını ortaya koyar. Hâkimler ve uygulayıcılar bu boşlukları doldurmakla görevlidir.
Özellikle Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay içtihatlarında, boşluğun bilinçli mi bilinçsiz mi olduğu yönünde tartışmalar büyük önem taşır.
VI. Eleştiriler ve Hukuk-Politik Yansımalar
Bilinçli boşluklar bazen yasa koyucunun kaçındığı veya cesaret edemediği konularla ilgilidir (örneğin cinsiyet kimliği, etik alanlar).
Bilinçsiz boşluklar ise hukuk sisteminin yavaş tepki verme kapasitesini gösterir; yasa koyucunun gerçeklikten uzak kalması, yargının yükünü artırır.
Yargının bilinçli boşluğu bilinçsiz gibi yorumlaması, hukuk devleti ilkesini ve yasama yetkisinin üstünlüğünü zedeleyebilir.
Sonuç
Bilinçli ve bilinçsiz boşluk ayrımı, yalnızca teknik bir hukuk ayrımı değil; aynı zamanda hukuk politikası, normatif irade ve yorum stratejileri bakımından derin sonuçlar doğuran bir ayrımdır. Bilinçli boşluk, yasa koyucunun tercihidir; bilinçsiz boşluk ise çoğu zaman hukuk sisteminin gerçekliğe ayak uyduramamasıdır. Uygulayıcılar için bu ayrımın doğru yapılması, hem hukukun işlevselliğini hem de hukuk güvenliğini korumak adına büyük önem taşır.