ADIN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI-İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI

ADIN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI-İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI

ADIN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI-İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI


ADIN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI

ADIN DEĞİŞTİRİLMESİ DAVASI-İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI

ADIN DEĞİŞTİRİLMESİ: HUKUKÎ DAYANAK, ŞARTLAR VE UYGULAMADAKİ SORUNLAR

Giriş

 

Kişilik hakları, bireyin hukuken tanınan ve korunan temel hakları arasında yer alır. Bu haklardan biri de bireyin adı üzerindeki hakkıdır. Kişinin adı, onu toplum içinde tanımlayan, bireysel kimliğini ifade eden ve hukukî işlemlerde ayırt edilmesini sağlayan en temel unsurdur. Ancak bazı durumlarda kişi, doğumla veya başka yollarla edindiği adını değiştirmek isteyebilir. Türk Medeni Hukuku'nda bu istek, belirli şartlar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu makalede, adın değiştirilmesinin hukukî niteliği, koşulları, yöntemleri ve uygulamadaki sorunları ele alınacaktır.

 

1. Adın Hukukî Niteliği

 

Ad, kişinin kimliğini tanımlayan ve onu başkalarından ayıran bir kişilik unsurudur. Türk Medeni Kanunu’nun 26. maddesine göre:

 

“Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplerin varlığı hâlinde hâkimden istenebilir. Adın değiştirilmesi, nüfus siciline tescil edilmedikçe hüküm ifade etmez.”

 

Bu hüküm, adın değiştirilmesini sınırlayıcı bir şekilde düzenlerken aynı zamanda bu hakkın kötüye kullanılmasını da engellemeyi amaçlar.

 

2. Adın Değiştirilmesi Şartları

 

a) Haklı Sebep Şartı

Kanun, adın değiştirilmesini yalnızca “haklı sebepler”in varlığına bağlamıştır. Haklı sebep kavramı somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilir. Yargıtay içtihatlarına göre aşağıdaki durumlar haklı sebep sayılabilir:

 

Alay konusu olabilecek adlar (örn. "Satılmış", "Deli", "Katil")

 

Psikolojik rahatsızlığa yol açan adlar

 

Toplum içinde karışıklığa yol açan adlar (aynı adın aynı soyadıyla birçok kişi tarafından taşınması)

 

Din veya inanç değişikliği

 

Cinsiyet geçişi

 

Evlât edinme sonrası uyum sağlama

 

Yabancı bir adın Türkçeleştirilmesi

 

Haklı sebep kavramı zamanla geniş yorumlanmakta, bireyin kişilik hakkı ve sosyal kimliğini koruma hakkı doğrultusunda esnek değerlendirilmektedir.

 

b) Mahkeme Kararı Şartı

Ad değiştirme, kural olarak Aile Mahkemesi’nden alınacak bir kararla mümkündür. Bu süreçte:

 

Dava, adını değiştirmek isteyen kişi tarafından açılır.

 

Nüfus Müdürlüğü veya savcılık gibi ilgili kurumlar davalı gösterilir.

 

Hâkim, başvuruyu değerlendirir; eğer haklı sebep görülürse adın değiştirilmesine karar verir.

 

Karar kesinleşince nüfus siciline tescil edilir.

 

Not: 2017 yılında yürürlüğe giren 6698 sayılı Kanun çerçevesinde, 2019-2022 yılları arasında sınırlı süreyle idari başvuru yoluyla ad-soyad düzeltme imkânı tanınmıştır. Ancak bu düzenleme süreli olup, sürekli bir uygulama değildir.

 

3. Adın Değiştirilmesinin Hukukî Sonuçları

 

Yeni ad, hüküm tarihinden itibaren geçerli olur.

 

Nüfus kütüğünde değişiklik yapılır.

 

Adın değiştirilmesi, kişilik haklarını etkilemez; kişi aynı kişi olmaya devam eder.

 

Soyadı değişmez, soyadı ayrı kurallara tabidir.

 

Tüzel kişiliklerle yapılmış işlemler geçerliliğini korur.

 

Yeni ad, geçmişe etkili değildir; daha önceki belgelerde eski ad görünür.

 

4. Adın Değiştirilmesinde Sık Karşılaşılan Sorunlar

 

a) Haklı Sebebin Yorumu

Bazı mahkemeler, adın değiştirilmesinde daha dar bir yorum yaparken, bazıları daha geniş yorumlamaktadır. Bu durum bireyler arası eşitsizliğe yol açmaktadır.

 

b) Kararların Nüfus Müdürlüğüne Bildirimi

Ad değiştirme kararlarının nüfus müdürlüğüne bildirilmesinde bazen gecikmeler olmakta; bu da kişinin resmi belgelerinde çelişkilere neden olmaktadır.

 

c) Geçici İdari Uygulamalar

Nüfus müdürlüklerinin yaptığı idari ad düzeltmeleri (örneğin harf hataları) ile mahkeme kararına dayanan ad değişiklikleri sıklıkla karıştırılmakta ve uygulamada karmaşaya yol açmaktadır.

 

d) Adın Yeniden Değiştirilmesi

Yargıtay, aynı kişinin birden fazla ad değiştirme talebini sıkı şekilde incelemekte, kötüye kullanımı önlemek amacıyla tekrar tekrar isim değiştirilmesini sınırlamaktadır.

 

5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Ad Hakkı

 

AİHM, ad hakkını özel hayatın korunması kapsamında değerlendirmekte, adın değiştirilmesini bireyin kimliğini oluşturma hakkının bir parçası olarak görmektedir. Türkiye aleyhine açılan bazı davalarda (örneğin azınlık isimleri konusunda) devletin müdahalesi ölçüsüz bulunmuş ve ihlal kararı verilmiştir.

 

Sonuç

 

Ad, bireyin kimliğinin temel unsurudur. Adını değiştirmek istemek, sadece estetik ya da psikolojik bir tercih değil, aynı zamanda bir kişilik hakkı meselesidir. Türk Medeni Kanunu, bu hakkı tanımış; ancak belirli ölçü ve denge mekanizmaları koyarak keyfî değişiklikleri sınırlamıştır. Uygulamada bu hakkın daha etkin, hızlı ve kişilik haklarına uygun biçimde kullanılabilmesi için yargı ve idari mercilerin standartlaştırılmış, öngörülebilir bir uygulama geliştirmesi gerekmektedir. Ayrıca, dijitalleşen kamu hizmetleriyle birlikte ad değişikliğinin kamu sicillerine ve dijital sistemlere hızlıca işlenmesi önem taşımaktadır.

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN