AYRILIK SÜRESİNCE ÇALIŞMAYAN EŞ İÇİN TEDBİR NAFAKASI

AYRILIK SÜRESİNCE ÇALIŞMAYAN EŞ İÇİN TEDBİR NAFAKASI

AYRILIK SÜRESİNCE ÇALIŞMAYAN EŞ İÇİN TEDBİR NAFAKASI


AYRILIK SÜRESİNCE ÇALIŞMAYAN EŞ İÇİN TEDBİR NAFAKASI"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ     :Kadıköy 1. Aile Mahkemesi

TARİHİ     :22.10.2009

NUMARASI     :Esas no:2008/127 Karar no:2009/814

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmiş, davalı temyiz dilekçesinde, davacı da cevap dilekçesinde incelemenin duruşmalı yapılması istemişler.duruşma için belli edilen 15.03.2011 günü, duruşmalı temyiz eden davalı E. Y. vekili Av. O.A.geldi. Karşı taraf davacı O. Y. ve vekili gelmediler. Gelmeyen davacı O. Y.vekiline çıkartılan murafaa davetiyesinin tebliğ edilemeden iade edildiği görüldü. Bunun üzerine söz alan davalı vekili Av. O. A.; “davacı vekiline 35’e göre murafaa davetiyesi tebliğini” talep etti. Bu talep üzerine gelmeyen davacı vekiline yeniden duruşma günü tebliği için dosya kaleme tevdi edildi. Davalı vekili , daha sonra 16.03.2011 tarihli dilekçesiyle murafaa isteğinden vazgeçtiğini” bildirmiştir. Bu sebeple murafaa isteğinin reddine evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Basel (İsviçre) Şehri Hukuk Mahkemesinin 16.08.2007 tarihli kararıyla tarafların anlaşmaları uyarınca 1.9.2007 tarihinden itibaren ayrı yaşamalarına karar verilmiş, işbu davanın ise 19.02.2008 tarihinde açılmış olmasına, yabancı mahkemenin “ayrı yaşamalarına" ilişkin kararının tarafların anlaşmaları esas alınarak verilmiş bulunmasının, ilerde ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının varlığına ilişkin ortak iradeyi gösterdiğine o karardan sonra, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığını kaldıran mahiyette bir hadisenin de ortaya konulmamış bulunmasına göre, davacının temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmemiş, davalının ise, tedbir nafakasına ilişkin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki boşanma sebebinin ispatlanmadığı yönündeki temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır.

AYRILIK SÜRESİNCE ÇALIŞMAYAN EŞ İÇİN TEDBİR NAFAKASI

2-Kolluk araştırmasına ilişkin tutanak ve tanık beyanlarından davalının çalışmadığı anlaşılmaktadır. Davacıda davalının çalışmadığını açıkça ifade etmiştir.Öyleyse davalı yararına dava tarihinden itibaren ve ayrılık süresince uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken, kadının tedbir nafakası isteğinin reddi doğru değildir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 825.00 TL. vekalet ücretinin O.’dan alınıp E.’e verilmesine,aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcını yatıran davalıya geri verilmesine geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiye karar verildi.05.05.2011 (Per.)

 

Tedbir Nafakasına İlişkin Yargıtay Kararları

 

Tedbir nafakasına ilişkin olarak talepte bulunulmuşsa, "taleple bağlılık ilkesi" gereği talebin aşılamayacağına ve hakim tarafından tedbir nafakası talebinde bulunan tarafın talep miktarının üzerinde nafakaya hükmedilemeyeceğine ilişkin karar,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/6096 E., 2021/111 K. sayılı kararı

"...

 

...

 

...

 

2- Davalı-davacı kadın yararına asıl dava tarihi olan 29.11.2013 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, açılmamış sayılmasına karar verilen birleşen tedbir nafakası davasının dava tarihi olan 04.11.2013 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 

 

 

3-Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepten fazlasına ve başka bir şeye hükmedemez (HMK m. 26). Davalı-davacı kadın karşı davasında yargılama sırasında doğan ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakası talebinde bulunduğu halde, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk yararına talep aşılmak suretiyle aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 

 

 

4-Davanın açılmamış sayılması davayı sonlandıran usule ilişkin nihai bir karardır. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderleri davacıya yükletilir (HMK m. 331/3). Avukatlık ücreti de yargılama giderlerindendir. İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince davalı-davacı kadın tarafından açılan ve taraflarca karşılıklı açılan boşanma davası ile birleştirilen Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin 2014/109 Esas sayılı tedbir nafakası dosyasının "açılmamış sayılmasına" karar verildiğine göre iş bu dosyada kendisini vekille temsil ettiren birleşen dosya davalısı erkek yararına vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, bu yönde hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 

...

 

...

 

..."

 

 

 

Tedbir nafakasına ilişkin olarak verilen kararda infazda tereddüte sebebiyet verebilecek nitelikte hükümlere yer verilmesinin bozma nedeni yapılacağına ilişkin karar,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/4180 E., 2020/6836 K. sayılı kararı

"...

 

...

 

...

 

c-Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesi ortak çocuk Deniz ve davacı-karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan nafakalara ilişkin olarak “Müşterek çocuk ... 17/08/2017 tarihi itibariyle reşit olduğundan velayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuk ... için dava tarihi olan 25/11/2014 tarihinden itibaren hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının müşterek çocuğun reşit olduğu 17/08/2017 tarihinden itibaren kaldırılmasına, çocuk reşit olduğundan iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı kadın lehine dava tarihi olan 25/11/2014 itibaren hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 06/03/2020 tarihi itibariyle aylık 400,00 TL azaltılarak takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karar kesinleştiğinde aynı miktarın yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine” şeklinde hüküm tesis etmiştir. 

 

 

Dairemizin 25.12.2018 tarihli bozma ilamı öncesinde erkeğin boşanma davasındaki boşanma hükmü ve velayet düzenlemesi temyizin kapsamı dışında bırakılmakla tarafların boşanmalarına ve ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine dair hüküm 09.09.2016 tarihi itibarıyla kesinleşmiştir. Ortak çocuk Deniz 25.12.2018 tarihli bozma ilamı öncesinde 17.08.2017 tarihinde ergin olmuştur. 

 

 

Ortak çocuk Deniz yararına boşanma hükmünün kesinleştiği 09.09.2016 tarihine kadar tedbir nafakası ve bu tarihten ergin olduğu tarihe kadar iştirak nafakasına hükmolunması gerekirken, adı geçen çocuk hakkında tedbir ve iştirak nafakaları yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir 

 

 

d-Yukarıdaki 2-c bendinde gösterilen sebeple davacı-karşı davalı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği 09.09.2016 tarihine kadar tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleştiği bu tarihten itibaren de yoksulluk nafakasına hükmolunması gerekirken, kadın yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 

...

 

...

 

..."

 

 

 

Tedbir nafakasına ilişkin kararın ilamlı icra takibine değil, ilamsız icra takibine konu edilmesi gerekeceğine dair karar,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/5079 E., 2019/810 K. sayılı kararı

"İçtihat Metni" 

 

"...

 

...

 

...

 

Tedbir nafakasına ilişkin ara karar ilam olmadığı gibi, İİK'nun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden de değildir. Dolayısıyla ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olmadığından ilamlı takip konusu yapılamaz. 

 

 

Mahkemece takip tarihindeki durum ve dayanak belge nazara alınarak, kısa karara dayalı olarak ilamların icrası yolu ile takip başlatılmayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği hususu res'en gözetilerek, icra emrinin iptaline karar verilmesi yerine, yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. 

...

 

...

 

..."

 

 

 

Tedbir nafakasının icra takibine konu edilmesi için kararın kesinleşmesi koşulunun bulunmadığına ilişkin karar,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/5505 E., 2019/1823 K. sayılı kararı

"İçtihat Metni" 

 

"...

 

...

https://www.gizemuzun.av.tr/nafaka-artirimi-dava-dilekcesi-ornegi-nafaka-artirimi

...

 

Somut olayda; .......... 5. Aile Mahkemesi'nin 18/09/2015 tarih, 2014/425 E. 2015/656 K. Sayılı boşanma ilamı ekinde hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası alacaklarının tahsili amacıyla, boşanma hükmü kesinleşmeden ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Her ne kadar boşanma ilamı kesinleşmeden, ekinde hükmedilen tazminat alacakları icra takibine konu edilemez ise de tedbir nafakasının infazı ilamın kesinleşmesine bağlı değildir. Kaldı ki takibe dayanak ilamda yargılama sırasında takdir olunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına hükmedildiği görülmektedir. 

 

 

O halde mahkemece, tedbir nafakası alacağının boşanma hükmü kesinleşmeden takibe konu edilebileceği hususu nazara alınarak, takibin tedbir nafakası yönünden devamına imkan sağlayacak şekilde, maddi ve manevi tazminat alacakları yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken takibin tümden iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. 

...

 

...

 

..."

 

 

 

Tedbir nafakası talebi değerlendirilirken kolluk araştırması ile sosyal ve ekonomik durum araştırması delillerinin değerlendirilmesine ilişkin karar,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/5219 E., 2015/18693 K. sayılı kararı

 

"...

 

...

 

...

2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK.md.186/1), geçimine (TMK.md. 185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m. 169). Mahkemece davacı kadın yararına aylık irad şeklinde bağlanan 400,00 TL tedbir nafakasının, davacının yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre 2.400,00 TL gelir getiren bir işte çalıştığı gerekçesiyle, araştırmanın yapıldığı tarihten itibaren kaldırılmasına karar verilmiş ise de, davacı hakkında kolluk tarafından düzenlenen 07.01.2014 tarihli araştırma tutanağında; davacının ailesi ile birlikte yaşadığı, İngilizce özel ders verdiği ve aylık 400,00 TL gelirinin bulunduğu belirtilmiş olup, davacı lehine ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası şartları ortadan kalkmadığı halde davacının ekonomik durum araştırmasında belirtilen geliri yanlış değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN