AVANOS BOŞANMA DAVALARI AVUKATI-AVANOS BOŞANMA AVUKATI

AVANOS BOŞANMA DAVALARI AVUKATI-AVANOS BOŞANMA AVUKATI

AVANOS BOŞANMA DAVALARI AVUKATI-AVANOS BOŞANMA AVUKATI


avanos boşanma davaları avukatı-avanos boşanma avukatıAVANOS BOŞANMA DAVALARI AVUKATI-AVANOS BOŞANMA AVUKATI

 

BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?

 

Boşanma, evlilik birliğinin sona ermesi ve eşlerin yasal olarak ayrılması anlamına gelir. Boşanma sebepleri, ülkelerin hukuk sistemlerine ve evlilik kanunlarına göre değişiklik gösterebilir. Ancak genellikle evlilik birliğinin sona ermesine neden olan bazı yaygın boşanma sebepleri şunlardır:

  • Anlaşmalı Boşanma: Eşlerin karşılıklı olarak anlaşarak ve uzlaşarak boşanma kararı almalarıdır.
  • Zina: Bir eşin evlilik dışında cinsel ilişkiye girmesi, evlilik birliğinin temelini sarsan ve boşanma sebeplerinden biridir.
  • Şiddet ve İstismar: Eşlerden birinin diğerine yönelik fiziksel, duygusal veya ekonomik şiddeti ve istismarı, evlilik birliğini olumsuz etkileyen önemli bir boşanma nedenidir.
  • Terk: Bir eşin diğer eşi terk etmesi ve uzun süreli ayrılık durumları, boşanma sebeplerine örnek oluşturabilir.
  • Ayrılık: Eşler arasında uzun süreli anlaşmazlıklar ve uyumsuzluklar, evlilik birliğini zayıflatan ve boşanmaya yol açabilen diğer bir neden olabilir.
  • Alkol ve Madde Bağımlılığı: Bir eşin alkol veya madde bağımlılığı, evlilik ilişkisine zarar verebilir ve boşanma sebepleri arasında yer alabilir.
  • Maddi Sorunlar: Aile içindeki maddi sorunlar, eşler arasında anlaşmazlıklara ve boşanma taleplerine neden olabilir.
  • Aile Müdahalesi: Eşlerin ailesinin evlilik birliğine sürekli müdahale etmesi ve olumsuz etkisi, boşanma sebepleri arasında sayılabilir.
  • Sağlık Sorunları: Eşlerden birinin ciddi bir sağlık sorunu yaşaması ve bu durumun evlilik birliğine yansıması, boşanma taleplerine yol açabilir.
  • Uzaklaşma ve Duygusal Soğuma: Eşler arasında zamanla duygusal uzaklaşma ve uyumsuzluk, boşanma sebepleri arasında yer alabilir.

Bu listede yer alan boşanma sebepleri sadece örnek niteliğindedir ve her durum farklılık gösterebilir. Boşanma sürecinde, ülkedeki yasal düzenlemelere uygun olarak, tarafların haklarını korumak ve adil bir çözüme ulaşmak için bir avukattan veya hukuki danışmandan destek almak önemlidir.

Boşanma Davası Açarken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

 

Boşanma davası açarken oldukça önemli ve dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Bu süreçte doğru adımlar atmak, haklarınızı korumak ve adil bir sonuca ulaşmak için şu konulara dikkat etmek önemlidir:

 

Hukuki Danışmanlık: Boşanma davası karmaşık ve duygusal bir süreç olabilir. Bu nedenle, bir avukattan veya hukuki danışmandan profesyonel destek almak önemlidir. Hukuki süreçte size rehberlik edecek, haklarınızı koruyacak ve davayı etkin bir şekilde yürütecek bir uzmandan yardım almanız faydalı olacaktır.

Evrakları Hazırlamak: Boşanma davası için gerekli olan evrakları eksiksiz ve doğru bir şekilde hazırlamak önemlidir. Bu evraklar arasında evlilik cüzdanı, nüfus kayıt örneği, maddi durumu gösteren belgeler, varsa çocuklarla ilgili belgeler gibi dokümanlar yer alabilir.

Boşanma Sebebi: Boşanma davasını hangi sebeple açacağınıza karar vermek önemlidir. Boşanma sebepleri, ülkenizin yasal düzenlemelerine ve evlilik kanunlarına göre farklılık gösterebilir. Doğru bir boşanma sebebiyle dava açmak, davayı etkin bir şekilde yürütmenizi sağlayabilir.

Çocukların Velayeti: Eğer evlilikten doğan çocuklar varsa, velayet konusu önemli bir noktadır. Çocukların velayetinin kimde olacağı, çocukların iyi ve güvenli bir ortamda yetiştirilmesi açısından büyük önem taşır. Mahkemeye, çocukların iyiliği ve çıkarları gözetilerek en doğru kararın verilmesi için gerekli bilgileri sunmak önemlidir.

Mal Rejimi ve Mal Paylaşımı: Eşler arasındaki mal rejimi (örneğin, mal ayrılığı, edinilmiş mallara katılma gibi) ve mal paylaşımı konusu, boşanma davasının sonuçları üzerinde etkili olabilir. Mal rejimi hakkında doğru bilgileri sunmak ve mal paylaşımının adil bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak önemlidir.

İtiraz ve Savunma: Boşanma davasında davalı konumunda iseniz, size yöneltilen iddialara karşı doğru ve etkin bir savunma sunmanız gerekebilir. Savunma avukatınızla birlikte, mahkemeye sunulacak delilleri ve argümanları hazırlayarak doğru bir savunma yapmak önemlidir.

Duygusal Denge: Boşanma süreci, eşler arasında duygusal zorluklara neden olabilir. Bu nedenle, duygusal dengenizi korumaya çalışmak ve olumsuz duyguları davaya yansıtmamaya özen göstermek önemlidir.

Uzlaşma: Mümkün olduğunca uzlaşmacı bir tutum sergilemek, anlaşmalı bir boşanma süreci için önemlidir. Taraflar arasında uzlaşma sağlanması, boşanma sürecinin daha hızlı ve daha az maliyetli olmasına yardımcı olabilir.

Çocuklarla İlgili Planlar: Boşanma sürecinde varsa çocuklarınızla ilgili geleceğe yönelik planları yapmak önemlidir. Çocukların bakımı, velayeti, eğitimi ve diğer önemli konular için uzlaşma yoluna gitmek, çocukların çıkarlarına uygun kararlar alınmasını sağlayabilir.

İç Hukuk Kuralları: Boşanma davası sürecinde, ülkenizin iç hukuk kurallarını ve yargılama prosedürlerini bilmek ve bunlara uygun davranmak önemlidir. Davayı etkileyebilecek hukuki süreçleri ve önemli tarihleri takip etmek, dava sürecinin düzgün ve etkin bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayabilir.

 

Unutmayın ki boşanma süreci karmaşık olabilir ve doğru adımlar atmak için profesyonel destek almak önemlidir. Bir avukattan veya hukuki danışmandan yardım alarak, boşanma davasını daha verimli bir şekilde yönetebilir ve haklarınızı koruyabilirsiniz.



Özel boşanma sebepleri nelerdir? Özel boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda beş maddede düzenlenmiştir. Buna göre; zina, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı muamele, suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı özel boşanma sebepleridir. Kanun koyucu önceden belirlediği bir olayı boşanma nedeni olarak kabul etmektedir. Genel Boşanma nedenleri nelerdir? Özel boşanma nedenleri belli bir olguyu gösterir ve boşanma için yeterlidir. Bunun yanında kanun koyucu ayrıntıları kanunda gösterilmeyen birçok durumdan dolayı da boşanma kararı verebilme olanağı vermiştir. Buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması, anlaşmalı boşanma ve eylemli terk nedeniyle boşanma genel boşanma sebeplerindendir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması ne demektir? Evlilik birliğinin temelden sarsılması ve ortak hayatın çekilmez hale gelmesi genel boşanma nedenlerinden biridir. Evlilik birliğini hangi olayların temelden sarsacağını önceden tek tek saymak mümkün değildir. Her somut olayda taraflarca gerçekleştirilen fiillerle birlikte evliliğin temelinden sarsıldığına karar verilebilir. Ancak evliliğin temelinden sarsılması boşanma kararı vermek için yeterli değildir, ayrıca çekilmezlik koşulunun sağlanması gerekir. Çekilmezlik koşulunun gerçekleşebilmesi için o eylemin davacıda evlilik ruhunu söndürmüş ve onu evlilikten nefret eder hale getirmiş olması gereklidir. Anlaşmalı boşanma protokolü nasıl hazırlanmalıdır? Taraflar hazırladıkları anlaşmalı boşanma protokolünde her hususta anlaşma sağlamalıdır. Hâkimin anlaşmalı boşanma kararı verebilmesi için maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası konularında taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Taraflar çocukların durumlarının (velayet) da ne olacağını hâkime açıklamak zorundadır. Kişisel ilişki ve iştirak nafakası konusunda da hâkimin onayı aranır. Anlaşmalı boşanmada sadece ‘boşanma sonucunda’ anlaşılıp mali sonuçları ayrı dava konusu yapmak mümkün değildir. Dolayısıyla tüm hususları kapsayan detaylı ve özenli bir protokol hazırlanmalıdır. Anlaşma gerçekleşmez ya da bozulursa dava çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Anlaşmalı boşanma davası açan eşler daha sonra anlaşmayı bozabilir mi?

 

Anlaşmalı boşanma davasında hâkim huzurunda gerçekleşen anlaşmayı bozma dava harcını yatıran eş tarafından hüküm kesinleşmeden mümkündür. Dava harcını yatıran eş açısından hâkim huzurunda açıkladığı iradesinin bağlayıcılığı yoktur. Yargıtay’a göre dava harcını yatırmayan diğer eş ise protokol ile bağlıdır. Bu durum eşler arası silahların eşitliği ilkesine aykırı olması nedeniyle eleştirilmektedir. Boşanma davası açıldığında hâkim eşlerin barınmasına ilişkin geçici tedbirlere karar verebilir mi?

 

Hâkim talep olmasa dahi boşanma davası açılınca davanın devamı süresince eşlerin barınmasına ilişkin önlemleri kendiliğinden alır. Barınma konusunda bizzat tarafları dinler. Ortak konutta kimin oturduğunu, oturmayan eşin nerede kaldığını, çocukların kimin yanında kaldığını, hangi okula gittiğini araştırarak tespit ettirir. Ortak konutun mülkiyetinin kime ait olduğunun barınmaya ilişkin kararın verilmesinde bir önemi yoktur. Boşanma davası sırasında eşlerden birine geçinmesi amacıyla nafaka tayin edilebilir mi?

 

Boşanma davası açılınca hâkim davanın devamı süresince geçerli olmak üzere kendiliğinden geçici tedbir nafakasına hükmedebilir. Tutukluluk, hükümlülük, askerlik ve özellikle işsizlik tedbir nafakası verilmesine engel değildir. İşsiz eşin başka bir geliri veya paraya çevrilebilecek malı veya serveti varsa tedbir nafakası vermekle yükümlü tutulabilir. Ekonomik güçleri birbirine yakın olan eşlerin geçici tedbir nafakası verme zorunluluğu yoktur. Ayrıca tedbir nafakasına hükmedilirken tarafların kusuru ölçü olarak alınmaz. (Ancak Yargıtay’ın aksi yönde kararları da bulunmaktadır.) Ancak başkası ile yaşayan eşe tedbir nafakasının verilemeyeceği kabul edilmiştir. Geçici tedbir nafakasının miktarına nasıl karar verilir?

 

Öncelikle tarafların nafaka konusunda bir kabulleri olup olmadığı gözetilmelidir. Miktarın belirlenmesinde şüphesiz tarafların ekonomik ve sosyal durumları belirleyici olacaktır. Tarafların gelir durumları dikkate alınır. Eşin gelirinin az olması tedbir nafakası verilmesine engel değildir. Ancak düzenli ve yeterli geliri bulunmadığı anlaşılan eş geçici tedbir nafakası vermek zorunda değildir. Tarafların durumlarının değişmesi halinde hâkim geçici nafaka miktarının yeniden belirlenmesine veya kaldırılmasına karar verebilir. Nafakanın toptan veya irat biçiminde ödenmesine hükmedebilir. Nafaka Türk Lirası olmalıdır. Davanın devamı sırasında çocuklara ilişkin geçici tedbir kararı alınabilir mi?

 

Hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle çocukların bakım ve korunmasına ilişkin önlemleri kendiliğinden alır. Çocuklara karşı alınacak önlemler; çocuğun bir tarafın himayesine bırakılması, geçici kişisel ilişki kurulması, geçici tedbir nafakası verilmesi, çocuğun mallarına geçici önlem alınması ve çocuk kaçırma konusunda alınacak önlemlerdir. Çocuğa verilecek geçici tedbir nafakasına öğretide iştirak nafakası da denmektedir. Çocuğa verilecek iştirak nafakası hangi esaslara göre belirlenir?

 

Çocuğa verilecek nafaka miktarı belirlenirken çocuğun ihtiyaçları, gelirleri, tarafların ödemeyi kabul ettiği miktar, tarafların hayat koşulları ve ödeme güçleri göz önünde bulundurulur. Herhangi bir işi ve geliri olmayan davacı veya davalı yanında bulunan küçük yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekir. Çocuğa iştirak nafakası tayin edilirken çocuk ile taraf arasında soy bağı ilişkisinin bulunup bulunmadığı da dikkate alınmaktadır. Kadın boşandıktan sonra eski kocasının soyadını kullanmaya devam edebilir mi?

 

Kural olarak boşanan kadın evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati varsa ve bu soyadını kullanmasının kocasına bir zarar vermeyeceğini kanıtlıyorsa, aile mahkemesi hâkiminden kocasının soyadını taşımasını isteyebilir. Davacı kadın bu isteğini usulüne uygun olarak açacağı bir dava ile hayata geçirebilir. Kadının bunda menfaati olup olmadığını ve kocanın zararına olup olmayacağını hâkim takdir eder. Bu dava erkek eşe yöneltilmelidir ve erkek eşin bu durumu onaylaması gerekir. Koca koşulların değişmesi durumunda soyadının kullanılmasına ilişkin verilmiş olan iznin kaldırılmasını aile mahkemesine açacağı dava ile talep edebilir. Çocuğun velayetinin hangi tarafta kalacağına nasıl karar verilir? Velayet çocuğun güvenliğine ilişkindir. Dolayısıyla göz önünde tutulacak tek esas çocuğun üstün yararıdır. Velayetin kimde kalacağı belirlenirken, çocuğun bedeni, fikri, ahlaki ve sosyal yönden gelişmesi dikkate alınmalıdır. Hakim olanak buldukça ana babayı dinlemelidir. Yeterli idrak gücüne sahipse çocuk da dinlenmeli ve görüşü alınmalıdır. Çocuğun çıkarlarına uygun isteklerine öncelik verilmelidir. Çocuk vesayet altındaysa vasinin ve vesayet makamının izni alınır. Velayet ancak ana veya babadan birine verilebilir ve askıda bırakılamaz.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN