Asliye Hukuk Mahkemesi İstinaf Başvuru Dilekçesi

Asliye Hukuk Mahkemesi İstinaf Başvuru Dilekçesi

Asliye Hukuk Mahkemesi İstinaf Başvuru Dilekçesi


Asliye Hukuk İstinaf Dilekçesi

 

GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

GÖNDERİLMEK ÜZERE

GÖKSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

 

DOSYA NO : 2019/... E, 2021/... K, 14/09/2021


İSTİNAFA BAŞVURANDAVACI : 


VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun


ADRES : 


DAVALI : 


VEKİLİ : 


ADRES : UETS


KONU : İstinaf dilekçemizdir.


AÇIKLAMALAR
Yukarıda esas numarası yazılı dosyada, yerel mahkemenin gerekçeli kararı tarafımıza tebliğ edilmiş olup yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvuruyoruz.


Yerel mahkemece, açılan davada, davacı müvekkilin feragat dilekçesini imzalarken herhangi bir baskı altında olmadığını, tanık beyanlarının görgüye dayalı beyanlar olmadığını, velayeti kendisinde olan bir annenin çocuklarını göremediğine/gösterilmediğine dair beyanın hayatın olağan akışına uyumlu olmadığı bu hususta yapılan bir şikayet veya herhangi bir davanın da dosya kapsamında toplanan delillerden bulunmadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddi kararı verilmiştir. Yerel mahkemenin kararını kabul etmiyoruz, süresinde istinaf yoluna başvuruyoruz.


1- Huzurdaki davamız feragatin iptali davası olup, boşanma kararından sonra müvekkil, mal rejiminin tasfiyesi için Göksun Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/.... Esas sayılı dosyası ile dava açmıştır. Müvekkil, davalının korkutmaları ve hileleri sonucu olarak feragat belgelerine imza atmak zorunda kalmıştır.


2- Dosya içerisinde dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere , çocukların babadayken anneye gösterilmediği, davacının sıkıntı yaşadığı, davalının davacıya hitaben çocukları göstermek için davalardan feragat etmesini istediği, davalının çocukları yönlendirdiği, davalının davacıyı çocukları ile tehdit ettiği, baskı altına aldığı, korkuttuğu , davalının çocuklarla görüşme karşılığında mal paylaşımına ilişkin davadan feragat etmesini ayrıca davacının kendisiyle imam nikahlı olarak yaşamasını şart koştuğu, çocukların anneye karşı kötülendiği AÇIKTIR. 


Davacı tanığı ....................................'ın talimatla alınan beyanında; '' Davacıyı tanırım, benim eşimin halası olur kendisi, boşanma süreci devam ettiği sırada davacı bana eşimin çocukları kendisine göstermediğini söylüyordu, ben çocukların velayetinin halamda olduğunu biliyorum, kendisi bana öyle söylemişti, davacının eşi çocukları aldıktan sonra çocukları geri göndermediğini bana söylemiştir, davacının boşanma davasından neden vazgeçtiğini bilmiyorum, tarafların barışıp barışmadıkları hakkında bir bilgim yok, barıştıklarını da duymadım, ben sadece davacının çocuğunu göremediği biliyorum, bu konuda benden yardım istemişti, ben de kızı olan .........i görmesi için kendisiyle beraber gittim,'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı ...........................un talimatla alınan beyanında; " Davacı benim arkadaşım olur, ben kendisinin evinde 6 ay kalmıştım, evinde kaldığımda çocukları yanında değildi, benim kaldığım dönemde taraflar ayrı yaşıyorlardı, davalı baba davacının çocukları görmesini istemiyordu, telefonla görüşmelerine dahi izin vermiyordu, davalı mal davasından vazgeçersen çocukları görebilirsin, hatta gelip İstanbul'da çocukların yanında yaşayabilirsin, ben bu olayları davacıdan duymuştum, ancak ben kendisinin yanında kaldığım için sıkıntıların hep bu konulardan kaynaklandığını duyuyordum, ben davacı ile birlikte çocukları görmek için İstanbul'a gittim, okuldakiler babanın çocuklarını anneye göstermek istemediğini biliyorlardı, ancak o tarihlerde annede velayet hakkına sahip olduğu için gizlice çocukları anneye gösterdiler, ancak çocuklar babanın koyduğu yasaktan dolayı anneyle görüşmeye çekiniyorlardı, davacının maddi durumu kötü idi, çocuklar da bunu biliyordu, baba çocuklara benimle kalmak istiyorsanız annenizle görüşmeyeceksiniz demişti, davacı bu olaylardan dolayı mal davasından vazgeçmişti, hatta çocukları ile görüşemediği için panik atak olmuştu, ben psikiyatrist arkadaşıma yönlendirdim, ilaç kullanmaya başlamıştı dedi." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı .....................'nin talimatla alınan beyanında; " Davacı benim komşum olur. Aynı apartmanda bir üst dairemde oturmaktadır. Davacı eşinden boşandıktan sonra benim oturduğum apartmana taşınmıştır. 3 çocuğuyla beraber yaşıyordu. Ancak maddi olarak zorluk yaşıyordu. Davalı kendisine boşandıktan sonra maddi anlamda hiçbir şekilde yardım etmiyordu. Çocukların eğitimi ve yetiştirilmesi için gerekli gücü olmadığından babaya göndermişti. Çocukları babaya gönderdikten sonra baba çocukları davacı anneye göstermiyordu. Kaç kere İstanbula gitti ise de ağlayarak döndü. Çocuklarını göremedi. Davacının bana anlattığı kadarıyla davalı davacıya şart koşarak çocukları tek bir şartla sana gösteririm demiş bana açmış olduğun davanın vazgeçme imzasını atmasını şart koşmuş, davacıda imzasını geri çekmiştir. Davacı imzasını geri çektikten sonra çocuklarını görmeye başlamıştı. Hatta davacıdan duyduğum kadarıyla imza çekmesi karşılığında kendisine ev vereceğini söz vermişti. Ancak sonrasında evde vermedi. Ve sonradan yardımı bile kesti. Ben davalıyı tanımıyorum." şeklinde beyanda bulunmuştur. 

Davacı tanığı ................................'ın talimatla alınan beyanında; '' Davacı benim görümcemin kızı olur, taraflar boşandıktan sonra çocukların velayeti davacıya verilmişti, çocuklar babaya gittikten sonra davalı çocukları göstermedi, davacı çok sıkıntı yaşadı, ilaç tedavisine başladı, davalı evden arabadan vazgeç sana çocukları göstereyim dedi, o da mecburen davadan feragat etti, bunlara ben de gözümle şahit oldum, davacıya hitaben "çocuklarla görüşürsen verdiğim nafakayı keserim" diye beyanda bulunduğunu ben de duydum, çocuklar istanbulda okurken davalı okula talimat vermiş, velayetin davacıda olmasına rağmen okuldayken bile çocuklarıyla görüşemedi, davalının çocuklara "anneniz davadan vazgeçmezse öldürülecek" deyip demediğini bilmiyorum, velayetle ilgili sıkıntı 2 yıl boyunca sürdü, davadan feragat 2 yılın sonunda oldu ancak davalı vaat ettiklerini yapmadığı için davacı şu anda tanıklık yaptığım davayı açtı. Davalının çocukları annesine karşı yönlendirdiğine çocukların davranışlarından sonra şahit oldum.'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı ..................... talimatla alınan beyanında; '' Ben davacının arkadaşı olurum, Esra 2014 den beri Adana'da yaşıyor, 5-6 yıldır Adana'da yaşar, taraflar boşandıktan sonra davalının davacıya ve çocuklara ödediği nafaka yetmedi, davacı da çocukları velayeti kendisinde olmasına rağmen babalarının yanına göndermişti, davalı davacının ısrarına rağmen yeterli nafakayı vermediği için anne de çocuklarıyla konuşup onları ikna edip babasının yanına göndermişti, çocuklar babanın yanına gittikten sonra davalı çocukları anneye göstermemeye başladı, İstanbul'da özel okula kaydettirdi, özel okul ücretini davalı ödemişti, okula talimat vermiş velayet annede olmasına rağmen okul çocuklarla görüşmeye izin vermedi, davacı yaşadığı bu zor durum nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadı, ortalama 1 yıl kadar davacı çocuklarını görme konusunda problem yaşamıştı, davalı davacıya istanbula gel burdaki evde otur çocuklarla birlikte, ben evi ve bir dükkanı üstüne yapıcam ayrıca da 5000 TL nafaka vereceğim dedi, davacı da İstanbul'a gitti, 2015-2017 yılları arasında İstanbul'da yaşadı, davalı bunların karşılığında mal davasından davacının vazgeçmesini istemişti. Davacı bu dosyadan feragat etti ancak davalı hiç bir sözünü tutmadı. İstanbul'a giderken ki zamana kadar olan olaylara ben gözümle şahit oldum, İstanbul'dan sonraki olaylara kulağımla şahit oldum. Davacı İstanbuldayken davalı evi niye terk ettin sorumlusu sensin diye öfkelenip davacının başına kakmış, sadece sigorta yaparak asgari ücret vererek yaşamalarını istemiş, ayın sonu gelmeden para bittiğinde bu sizin sorumluluğunuz diye sürekli baskı yapmış, davacı bunlara dayanamayıp vaatlerde tutulmadığı için 1 yıllık süre dolmadan feragat ettiği davayla ilgili bu davayı açtı. Davalının eşini aşağılayan bir yapısı var, bir keresinde davacı konuştuğu telefon görüşmesinde hoparlörü açmıştı, davalı davacıya hitaben kibirli bir şekilde "sen ne anlarsın" şeklinde konuşmuştu. Davalı çocuklarla görüşme karşılığında mal paylaşımına ilişkin davadan feragat etmesini ayrıca Esra'nın kendisiyle imam nikahlı olarak yaşamasını şart koşmuştu. Çocuklar babanın yanına gittikten sonra çocukların davranışları anneye karşı yönlendirilmiş şekildeydi, " şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı .........................'ın talimatla alınan beyanında; '' Ben davacının kuzeni olurum, taraflar boşandıktan sonra çocuklar kısa bir süre davacının yanında kaldılar, daha sonra eğitim için davalı babanın yanına gittiler, baba çocukları İstanbul'da özel okula kaydettirdi, özel okul ücretini davalı ödemişti, okula talimat vermiş velayet annede olmasına rağmen okul çocuklarla görüşmeye izin vermedi, davacı yaşadığı bu zor durum nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadı, ortalama 2 yıl kadar davacı çocuklarını görme konusunda problem yaşamıştı, davalı davacıya istanbul'a gel buradaki evde otur çocuklarla birlikte, ben evi üstüne yapıcam ayrıca da 5000 TL nafaka vereceğim dedi, davacı da istanbul'a gitti,1-1,5 yıl kadar istanbul'da yaşadı, davalı bunların karşılığında mal davasından davacının vazgeçmesini istemişti. Davacı bu dosyadan feragat etti ancak davalı hiç bir sözünü tutmadı. Davalının davacıya imam nikahıyla birlikte yaşayalım deyip demediğini bilmiyorum, davalı nafaka vermedi davacının üzerine ev yapmadı, davalı sadece evin elektrik-suyunu ödedi, eve bile gelmemiş, davacı kıt kanaat geçindi, istanbul'da yaşanan olayları esra'nın bana anlatmasıyla biliyorum, davacı bunlara dayanamayıp vaatlerde tutulmadığı için 1 yıllık süre dolmadan feragat ettiği davayla ilgili bu davayı açtı. Çocuklar babanın yanına gittikten sonra çocukların davranışları anneye karşı yönlendirilmiş şekildeydi, davalının çocuklara anneniz davadan vazgeçmezse öldürülecek deyip demediğini bilmiyorum, esranın davadan vazgeçmezse sürekli davalının tehdit ettiğini esra'dan duydum.'' şeklinde beyanda bulunmuştur.


3- HMK'nın 311.maddesine göre, feragat ve kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir. BK'nın 37.maddesine göre, taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Yine kanunun 38.maddesine göre, korkutulan içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da mal varlığına yönelik ağır veya yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır.  Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak 1 yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. 


4- Müvekkilin maddi durumu kötü olduğu ve davalının maddi durumu iyi olduğu için, davalı bunu müvekkile karşı bir koz olarak kullanarak çocukları baskı altına almıştır. Müvekkil, kendi isteği ile davadan feragat etmemiştir. Davalı taraf çocuklarına "eğer anneniz bu davadan vazgeçmezse öldürülecek" demiştir. Müvekkil dava dilekçesinde de ayrıntılı bahsettiğimiz üzere, hayatından endişe etmeye başlamıştır, aynı zamanda çocukları için de korkmaya başlamıştır. Sırf çocuklarıyla görüşebilmek için korkmasına rağmen, davalının vaatleri ve çocukları ile birlikte yaşayacağı arzusu ile davadan feragat etmek zorunda kalmıştır. Yani müvekkil, bu feragati boşandığı eşin baskılarından ve korkutmalarından ötürü kabul etmiş olup, bu feragat ile bağlı değildir. Her ne kadar müvekkilce şikayette bulunulmamış ise bunun sebebi çocuklardır. Sırf müvekkil şikayette bulunmadı diye davanın reddi kararı da verilemez. Tanık beyanlarından açıkça görüleceği üzere, müvekkilin çocuklarını göremediği, davalının baskı yaptığı, çocukları yönlendirdiği açıktır. Müvekkil korkusunda davalıyı şikayet dahi edememiş, çocuklarını görememenin acısı içinde kalmıştır. Yukarıda açıkladığımız nedenlerle birlikte dilekçemizde açıkça belirttiğimiz üzere müvekkil aldatma, korkutma baskısının altındayken sözleşmeyi okumadan imzalamış olup yapılan ikrah geçersiz durumuna gelmiştir. Bu sebepledir ki somut olayda feragatin iptali söz konusudur. 


HUKUKİ DELİLLER :Her türlü yasal delil


HUKUKİ NEDENLER : TMK, TBK, HMK ve ilgili mevzuat


SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, istinaf başvurumuzun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulü kararı verilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz.

DAVACI VEKİLİ 

Av. Gizem Gül Uzun

 

 

Asliye Hukuk İstinaf Dilekçesi, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından hazırlanmıştır.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN