Aldatan Kadından Ziynet Eşyaları Geri İstenebilir mi?

Aldatan Kadından Ziynet Eşyaları Geri İstenebilir mi?

Aldatan Kadından Ziynet Eşyaları Geri İstenebilir mi?


 

Aldatan Kadından Ziynet Eşyaları Geri İstenebilir mi?
Ziynet eşyaları kime aittir?
 
Yargıtay bu konudaki kararını değiştirmiştir. Önceleri düğünde takılan bütün ziynet eşyaların kadına ait olduğu kabul edilirken Yargıtay bu konudaki fikrini değiştirmiş ve düğünde takılan takılardan erkeğin üzerine takılanlar erkeğin, kadının üzerine takılanlar kadının kabul edilir.
Bu durum düğün videosu ya da düğün fotoğrafları ile ispat edilebilir. Düğün videosu işe kimin üzerine ne takıldığı rahatlıkla anlaşılabilir. Ancak takının kime takıldığı ispatlanamıyorsa tarafların paylı mülkiyetinde varsayılır.
Sonuç olarak Yargıtay düğündeki takılar kim tarafından takılmış olursa olsun kadına takılmış sayılır fikrini değiştirerek düğünde hangi tarafın taktığı bir önemi olmaksızın kadının üzerine takılan takılar kadının, erkeğin üzerine takılan takılar erkeğin sayılır.
Önemli olan takıların kimin üzerine takıldığıdır. Mesela damat tarafından biri gelinin üzerinde bulunan kuşağa takı takmış ise o takı geline ait kabul edilir. Önemli olan takıyı kimin taktığı değil takının kimin üzerine takıldığıdır.
DÜĞÜNDE TAKILAN TAKILAR ALDATAN EŞTEN GERİ İSTENEBİLİR Mİ?
 
Düğünde eşlere takılan takılar ve değerli eşyalar ziynet eşyası olarak nitelendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesine göre ziynet eşyası kişisel mal niteliğindedir ve yine 226. maddeye göre boşanma sonucu ziynet eşyaları diğer tarafta kalan eş, dava açarak bu alacağını talep edebilir.
Yargıtay güncel içtihatlarına göre düğünde takılan takılar kim tarafından takılmış olursa olsun, kadının üzerine takılan takılar kadının, erkeğin üzerine takılan takılar erkeğindir. Kadına takılan takılar kadına, erkeğe takılan takılar erkeğe aittir ancak erkeğe takılan ve kadına özgü olan takılar kadına aittir. Kadına takılan ve erkeğe özgü olan takılar da erkeğe aittir. Mesela erkek kol saati erkeğe aittir.
Ziynet eşyalarının iadesi için, ziynet eşyalarının iadesine ilişkin dava açılır. Ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davalar, boşanmanın fer’i niteliğinde değildir. Yani boşanma davasından bağımsız olarak da ziynet eşyalarının iadesine ilişkin dava açılabilir. Boşanma davasının açılmış olması şart değildir.
 
Ziynet eşyası davası açabilmek için tarafların boşanması zorunlu mudur?
 
Ziynet eşyası davası açabilmek için tarafların boşanma zorunluluğu yoktur. Ziynetler üzerinde eşler her zaman tasarruf hakkına sahiptir. Evlilik birliği devam ederken dahi dava açılabilir.

 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/16859 E., 2017/17965 K. sayılı ve 20.12.2017 tarihli kararında:  

 

“Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.” şeklinde bu yerleşik içtihata dair bir karar vermiştir. Düğünde takılan takılar yani ziynet eşyaları, kural olarak kadına bağışlanmış sayılır. 

 

 

Bununla birlikte, son zamanlarda Yargıtay’ın bu yöndeki görüşünün, söylem itibarıyla değişim sinyalleri verdiği hususu çeşitli mecralarda konuşulmaya başlanmıştır. Bu durumun temel sebebi, aşağıda alıntıladığımız kararda ve bazı diğer kararlarda geçen "aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça" ifadesidir.

 

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu  2017/1040 E., 2020/240 K. 04.03.2020 tarihli kararında:  

 

“Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır.“ şeklinde kadına özgü ziynet eşyasının, aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça kadın eşe bağışlanmış sayılacağına yönelik bir karar vermiştir. Yargıtay’ın vermiş olduğu karar, artık kadına özgü sayılmayan ziynet eşyalarının, erkeğe takılması halinde erkeğe verilebilmesi ihtimaline açık kapı bırakmaktadır. Aynı şekilde, aksine bir anlaşmanın mevcudiyetinin ispatı halinde de taraflar arasındaki anlaşmaya göre hüküm kurulacağı hususuna açıkça değinilmiştir. Ancak taraflar arasında bu neviden bir anlaşmanın mevcut olması hususunun ne şekilde ispat edilmesi gerekeceğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

 

 

Yargıtay'ın vermiş olduğu bu tip çelişkili ve toplum nazarında tartışmalar yaratmakta olan kararlar neticesinde hukuk dünyasında da, özellikle akademisyenler ve meslektaşlarımız arasında çok çeşitli tartışmalar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle düğün takılarına ilişkin davaların mevcudiyeti halinde, sürecin doğru yönetilmesi adına mutlaka aile hukuku alanında çalışmalar yürüten ve boşanma davaları konusunda uzman bir avukatın profesyonel yardımlarından faydalanılmasını, dava temsil ile hukuki danışma hizmetleri temin edilmesini tavsiye etmekteyiz.

 

 

a) Genel Kural

 

Yukarıda açıklamış olduğumuz üzere yerleşik hale gelmiş bulunan Yargıtay içtihatlarına göre genel kural, düğünde takılmış olan para ve ziynet eşyalarının kadın eşe ait olacağı yönündedir. Bu noktada her ne kadar tanım itibariyle düğünde takılan paralar ile çeyrek altın ve tam altın gibi malvarlığı değerleri bilezik, küpe ve set gibi dar anlamda ziynet eşyalarının tanımsal çerçevesi içerisinde bulunmasalar da; Yargıtay uygulamaları açısından tüm bu malvarlığı değerlerinin kadına bağışlanmış sayılacağı kabulü çıkarılmaktadır.

 

 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından 2015/17598 E., 2016/11288 K. sayı numarası ile verilmiş olan kararda: "Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur." ifadeleriyle, genel kuralın ziynet eşyalarının kadına ait olacağı yönünde olduğu açıkça ortaya konulmaktadır. 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN