AFFEDEN TARAFIN ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMA HAKKI VAR MI?

AFFEDEN TARAFIN ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMA HAKKI VAR MI?

AFFEDEN TARAFIN ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMA HAKKI VAR MI?


affeden tarafın zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı var mıAFFEDEN TARAFIN ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMA HAKKI VAR MI?

 

GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU

Sahabiye Mah. Teoman Sok. Avukatlar İş Hanı

Kat:5 Daire No:501 Kocasinan/Kayseri

İletişim Bilgisi: 0552 402 13 28

AFFEDEN TARAFIN ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMA HAKKI VAR MI?

AFFEDEN TARAFIN DAVA HAKKI YOKTUR.

Affın geçerli olması için affın zina olayından sonra gerçekleşmesi gerekir. 

Önceden bildirilen af geçerli midir?

Zinaya önceden verilen rıza geçerli sayılmamalıdır. Ancak rıza teşvik boyutuna ulaşmışsa, zina sebebiyle boşanma davası açılması hakkın kötüye kullanılması sayılmaktadır.

Yani şöyle bir durum söz konusu olamaz. A kişisi B kişisine ''Sen beni aldatsan da ben seni affederim, zina edersen seni yine affederim, hayatına başka biri girse dahi seni affederim'' şeklindeki beyanlar önceden affedileceği beyan edilmiş olsa dahi AF niteliğinde kabul edilmez.

Ancak boşanma davasında haksız menfaat temin etmek amacıyla eşini aldatmaya teşvik eden eşin yaptığı eylem de hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.

Af, mutlaka açık bir irade beyanıyla mı bildirilmelidir?

Affın mutlaka açık bir irade beyanıyla bildirilmesi gerek yoktur. Af bildirimi açık veya örtülü olabilir.

Aldatıldığını öğrenen kişi, evlilik birliğine devam etmek istiyorsa bu örtülü af sayılır.

Affeden eş, dava açabilir mi?

Affeden tarafın dava açma hakkı bulunmamaktadır. 

Af, nasıl olmalıdır?

Af, tereddüte mahal vermeyecek şekilde olmalıdır. Af, kayıtsız şartsız olmalıdır.

Hiçbir koşul sunulmadan af varsa ancak o zaman af niteliği var kabul edilir.

Mesela şunu şunu yaparsan seninle evliliğime devam ederim şeklindeki bir beyan af kabul edilemez. Çünkü içinde ise edatı olduğu müddetçe bir şart var kabul edilir.

Af beyanının yani af iradesinin içerisinde bir şart olmamalıdır.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin önemli bir kararına değinmek istiyoruz;

Kadının kocasının davranışına başlangıçta ses çıkarmaması, bu davranışın onaylandığı anlamına gelmemektedir.

Ancak, af hakkı sadece bir kez kullanılabilir ve aynı durumun tekrarlanması halinde affedilme hakkı ortadan kalkar. Ayrıca, boşanma davası sırasında, tarafların uzlaşması halinde de af hakkı kullanılabilir.

Yargıtay Kararları Işığında Zina Sebebiyle Boşanmada Mal Paylaşımı

T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/4334 E., 2019/1407 K.,

 

“Hâkim, zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir (TMK mad. 236/2)…Öncelikle, kanunda paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu hallerde de zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkimin, kusurlu eşin payının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebileceği (TMK mad. 252) düzenlenmiş olup, taraflar arasında sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK’nin yürürlüğe girdiği tarihe kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202). O halde, taraflar arasındaki uygulanacak mal rejimi tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanacağından (TMK mad.179), eldeki davada TMK’nin 252. maddenin uygulanma olanağı yoktur.”

 

Karardan da anlaşıldığı üzere kanunda paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu hallerde de yalnızca zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkimin, katılma alacağının reddi ya da oranı konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır.

 

Zina Sebebiyle Boşanma Zamanaşımı

Türk Medeni Kanunumuzun 161/2. maddesi, “Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.” şeklinde olup, hükümden de anlaşılacağı üzere zina sebebiyle boşanma davası öğrenmenin başlanmasıyla altı ay içerisinde açılmalıdır.

İLGİLİ YARGITAY  KARARLARI

 

 

 

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO. 2005/832

KARAR NO. 2005/2668

KARAR TARİHİ. 23.2.2005

 

BOŞANMA ( Zina Sebebiyle – Kadının Açtığı Davadan Feragatından Sonra Davalı Kocanın Bir Başka Kadınla Düğün Yaparak Evlenip Birlikte Yaşadığı/Boşanma Koşullarının Oluştuğu )

 

ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA ( Koşulların Oluştuğu – Kadının Açtığı Davadan Feragatından Sonra Davalı Kocanın Bir Başka Kadınla Düğün Yaparak Evlenip Birlikte Yaşaması )

 

4721/m.161

 

ÖZET: Davacı kadının daha önce açtığı davadan feragatından sonra davalı kocanın bir başka kadınla düğün yaparak evlendiği ve onunla birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 161. madde koşulları oluşmuştur. Davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.

 

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 

KARAR : Davacı tanıklarının beyanlarından, davacı kadının daha önce açtığı davadan feragatinden sonra davalı kocanın bir başka kadınla düğün yaparak evlendiği ve onunla birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 161. madde koşulları oluşmuştur. Davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi bozmayı gerektirmiştir.

 

SONUÇ: Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

 

 

T.C

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

ESAS NO. 2000/2-1128

KARAR NO. 2000/1153

KARAR TARİHİ. 20.9.2000

 

BOŞANMA ( Affedilen olaya dayanılmaz)

 

TEDBİR NAFAKASI HAKKI

 

743/m.134,137,162/2

 

 

ÖZET : 1. Tanıkların sözünü ettiği hakaret olayından sonra taraflar barışıp birlikte Almanyaya gitmişler ve orada kalmışlardır.

 

Koca eşini affetmiş, geçen olayları hoşgörü ile karşılamıştır. Artık bu olaylar boşanmaya esas alınamaz.

 

2. Boşanma davası açılınca eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakları doğar. İstek olmasa bile dava süresince, davaya bakan hakim gerekli tedbirleri re'sen almak zorundadır.

 

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; .... Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.9.1999 gün ve 1998/576 E. 1999/520K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.1.2000 gün ve 1999/13328 E.- 2000/225 K. sayılı ilamı;

 

( .... 1- Toplanan delillerden, tanıkların sözünü ettiği hakaret hadisesinden sonra tarafların barışıp birlikte Almanya'ya gittikleri ve orada uzunca bir süre birlikte kaldıkları anlaşılmaktadır. Gerçekten bu durum karşısında koca eşini affetmiş, geçen olayları hoşgörü ile karşılamıştır. Artık bu olaylar boşamaya esas alınamaz. Tanıklar Almanya'da oluşan bir olaydan da söz etmemişlerdir. Davanın reddi gerekirken, deliller yanlış değerlendirilerek boşamaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

 

2- Boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ( M.K. m. 162/2, 137). Kaldı ki istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden ( re'sen) alınması zorunludur. ( M.K. 137). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, kadın ve yanındaki müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

 

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI :

 

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

 

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

 

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA) oybirliği ile karar verildi.

 

 

 

 

 

T.C.

 

YARGITAY

 

2. HUKUK DAİRESİ

 

ESAS NO. 2014/16935

 

KARAR NO. 2014/17578

 

KARAR TARİHİ. 17.09.2014 

 

KADININ ZİNA EYLEMİNE KARŞILIK KOCANIN DA NİŞANLANARAK GÜVEN SARSICI DAVRANIŞTA BULUNMASI -GÜVENİ SARSICI DAVRANIŞ VE ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA-HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI-BOŞANMAYA DAYALI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT 

 

4721/m. 163, 166, 174

 

 

 

ÖZET : Taraflar eşit kusurlu kabul edilip boşanmaya hükmedilmiştir.

 

 

 

Kadının zina eylemine karşılık; kocanın da nişanlanarak güven sarsıcı davranışta bulunması karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, bu sonuca ulaşılmasında kadının kusurunun kocaya oranla daha ziyade olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)'nın da boşanmayı istemiş olması karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. 

 

Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (kadın)'ın daha fazla kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, koca yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. 

 

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 163. maddesine dayalı davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velayet ve iştirak nafakası yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise kocanın davası, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 

 KARAR : 1-)Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilip, boşanmaya hükmedilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-davacı (kadın)'ın zina eylemine karşılık; davacı-davalı (koca)'nın da nişanlanarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, bu sonuca ulaşılmasında davalı-davacı (kadın)'ın kusurunun davacı-davalı (koca)'ya oranla daha ziyade olduğunun kabulü gerekir. Davacı-davalı (koca)'nın da boşanmayı istemiş olması karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davası yönünden gerçekleşmiştir. Bu durum karşısında davalı-davacı (kadın)'ın boşanma davası yönünden verilen boşanma hükmü de sonucu itibariyle doğru olup, boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına (HUMK md. 438/son) karar vermek gerekmiş ve davalı-davacı (kadın)'ın tüm davacı-davalı (koca)'nın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 

 

2-)Yukarıda açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (kadın)'ın daha fazla kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddesi koşulları davacı-davalı (koca) yararına oluşmuştur. Bu duruma göre koca yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır. 

 

 

 

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple maddi ve manevi tazminat yönünden davacı-davalı (koca) yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Aslıhan'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Mehmet'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 17.09.2014 tarihinde karar verildi.

 

 

 

T.C.

 

Y A R G I T A Y

 

2. HUKUK DAİRESİ

 

ESAS NO:2015/26918

 

KARAR NO:2017/6688

 

KARAR NO:01.06.2017

 

DAVA TÜRÜ : Boşanma

 

TEMYİZ EDEN : Taraflar 

 

BOŞANMA, EŞİNİN TELEFONUNA CASUS YAZILIM PROGRAMI YÜKLEYEREK DELİL ELDE ETMESİ HUKUKA AYKIRI DELİLDİR.

 

 

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, reddedilen tazminatlar ile erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle,

 

evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 

 

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı erkeğin eşinin telefonuna casus program yükleyerek ele geçirdiği ses kayıtları hukuka aykırı delil niteliğinde olup kusur belirlemesinde dikkate alınamaz ise de; tanık beyanları, telefon kayıtları ve fotoğraflar ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde zina eyleminin ispatlanmış olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01.06.2017

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN