ADANA AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI:
VEKİLİ: Av. Gizem Gül Uzun
ADRES: Sahabiye Mah. Teoman Sok. Avukatlar İş Hanı Bina No: 9
Kat: 5 Daire No: 501 Kocasinan/KAYSERİ
DAVALI:
KONU: Zina nedeniyle boşanma, maddi ve manevi tazminat, velayet talepli dava dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR
1-) Taraflar tarihinde evlenmiş olup bu evliliklerinden iki müşterek çocukları bulunmaktadır. Müşterek çocuklardan biri 20.07.2013 doğumlu ************* olup diğeri 12.12.2008 doğumlu ************'dir. Davacı Termik Santralinde işçi olup aylık geliri 13.800,00 TL’dir, davalı ise ev hanımı olup aylık geliri yoktur.
2-) Tarafların evliliği davalının tam kusurlu olması nedeniyle sarsılmış, evlilik taraflar için çekilmez bir hal almıştır. Davalının, davacı müvekkili aylardır aldattığını ve başka birisiyle ilişkisi olduğunu öğrenmiştir.
2a-) Müvekkil 28.01.2023 tarihinde akşam namazını kılarken saat 18:00 sularında davalı eş, müvekkilin abisinin evine gittiğini söyleyerek evden ayrılmıştır. Müvekkil saat 19:20 sularında ortak konutun alt katından bir ses duymuştur. Sesi duyduktan bir dakika sonra tekrar bir tıkırtı duyunca merak edip aşağı kata inmek amacıyla merdivenlerden inmiştir. Müvekkil merdivenin sonuna geldiğinde bodrum katının penceresinden bir erkeğin çıkıp, evden hızlıca uzaklaştığını görmüştür fakat aklına neden böyle bir şeyin olabileceğine dair bir husus gelmediği için bu durumu kaide almamış ve bodrum kata inmiştir. Müvekkil bodrum kata inip, bodrumun kapısını açmaya çalıştığında kapı arkasında bir cisim olduğu için kapı açılmamıştır. Daha sonra kapıyı zorlayarak içeri girmiştir. Müvekkil bodruma girdiğinde hava karanlık olduğundan dolayı içeri de bir şey görmemiştir. Kapıya dönüp baktığında kapının arkasına bir su kovası koyulduğunu görmüştür. Akabinde müvekkil, bodrumun ışığını açmak suretiyle lambanın düğmesine basacağı esnada eşi bodrumdan müvekkilimi korkutmak amacıyla ``böh`` diyerek ortaya çıkmıştır. Müvekkil, eşini orada görünce şaşırmış ve ne yaptığını sorduğunda davalı eş `` amcamlara gidiyordum, tıkırtı sesi duyunca bakmaya geldim'' demiştir. Müvekkil bu sırada telefonunun ışığını davalı eşe karşı tuttuğunda eşinin kıyafetlerinin dağınık ve saçının başının çok düzensiz olduğunu gözlemlemiştir. Keza davalı eş çok heyecanlı olduğu için elleri titremiştir. Yaşanan bu olayla alakalı olarak birçok çelişki bulunmaktadır. Söz konusu çelişkileri teker teker açıklamamız gerekmektedir.
2b-) DAVALI EŞ AMCAMLARA GİDİYORUM DİYEREK EVDEN ÇIKTIKTAN 1 SAAT 20 DAKİKA SONRA BODRUM KATINDA OLMASI ÇELİŞKİLİDİR.
Davalı eşin evden ayrıldıktan 1 saat 20 dakika sonra bodrum katında olması ve tıkırtıyı duyup indim demesi oldukça çelişkilidir. Çünkü olayın gerçekleştiği yer köy yeridir ve davalının çıkıp gittiğini söylediği yer uzak değildir. Burandan açıkça anlaşılması gereken davalı eşin evden çıktıktan sonra bodrum katında olduğudur. Davalı eş evden çıkarken ki amcamlara gidiyorum beyanı müşterek kız çocuğuna söylenmiştir.
2c-) DAVALI EŞ BODRUM KATINA İNDİKTEN SONRA KAPININ ARKASINA KOVA BIRAKMIŞ VE ZİFİRİ KARANLIKTA BODRUMDA BULUNMAKTADIR.
Yukarı da anlattığımız üzere davalı eşin akşam vakti bodrum katında ne yaptığı meçhuldür. Davalının kapının arkasına açılmasın diye içi dolu kova bırakması hakkaniyetli bir şekilde yorumlandığında davalı eşin orada müvekkilden gizli bir işler çevirdiği aşikardır. Müvekkil de bundan dolayı şüphelenerek bodrumu ve pencerenin etrafını incelemeye başlamıştır. Müvekkil olay gecesi dışarısı karlı olduğu için bodrum katının penceresinin önüne baktığında çamur ve ayak izlerinin olduğunu tespit edip, olay yerinin fotoğraflarını çekmiştir. Söz konusu fotoğraflar dilekçeye delil olarak Mahkemenize sunulacaktır.
3-) MÜVEKKİLİM BU OLAYLAR KARŞISINDA DAVALI EŞTEN ŞÜPHELENMİŞ VE 15.03.2023 TARİHİNDE EŞİNİ BAŞKA BİR ERKEK İLE GİZLİCE KONUŞURKEN YAKALAMIŞTIR.
Müvekkilim yaşanan bu olay karşısında her insanın da yapacağı gibi şüphelenmiş ve eşini takip etmeye başlamıştır. Müvekkilim müşterek oğlu ile birlikte aynı iş yerinde çalışmaktadır. 15.03.2023 tarihinde müvekkil oğlunun mesaisi bitmesi nedeniyle saat 16:00'da eve yollamış ve kendisinin eve geç gelebileceğini söylemiştir. Müvekkil işlerini bitirdikten sonra saat 18:30 sularında babasının evine geçmiştir. Yaklaşık 1 saat sonra kendi evine geçmek için babasının evinden ayrıldığında davalının evden ayrıldığını görmüş ve daha önceki olaydan dolayı da eşinden şüphelendiği için takip etmek istemiştir. Davalı eş, müvekkilin bodrumdan çıkarken gördüğü adamla aynı kıyafetlere sahip keza aynı fiziksel özelliklerine de uyan bir erkek ile komşularının arsasında buluşmuşlardır. Müvekkil, davalı eşin kiminle konuştuğunu ve ne konuştuğunu öğrenmek için yanlarına doğru yaklaşınca davalı eş ve yanındaki şahıs koşarak kaçmaya başlamışlardır ve müvekkilde olayın verdiği heyecan ile kovalamaya başlamıştır. Bu kovalamacaya, o sırada komşuya misafirliğe giden ********* ve *********** şahit olmuştur. Müvekkil kaçan şahısı yakalayamamıştır. Müvekkil geri dönerken Hasan ************'te görmüş ve olaya şahit olmuştur. Bu yaşanan hadiseye tarafların müşterek oğlu olan ************'de şahitlik edecektir. Müvekkil, davalı eş ile ortak konuta dönmüştür. Müvekkil bu adamın kim olduğunu ve aralarında ne olduğunu sormuştur. Davalı eş ilk başta hiçbir şey anlatmamasına rağmen aynı gün akşam saat 20:31'de müvekkilin, davalı eşin yanında gördüğü şahıs davalı eşin kendine ait olan GSM numarasını, 0507 ********* GSM numaralı GSM numaralı hattan aramıştır. Müvekkil bunun üzerine davalı eşe karakola gidip şikayetçi olacağını söylemiştir. Akabinde, davalı eş olayı anlatmaya başlamıştır ve tarafların komşusu olan ************ ile görüştüğünü kabul etmiştir. Müvekkilim 15.03.2023 tarihi saat 21:00'da Tufanbeyli jandarma komutanlığına müracaat etmiştir. Bu durum ve yaşanan olaylar hakkında jandarmanın tutanağı mevcuttur.
3a- DAVALININ KULLANMIŞ OLDUĞU GSM NUMARASINA AİT MESAJ, HTS KAYITLARININ CELBİ GEREKMEKTEDİR.
Davalının bu hareket ve davranışları nedeniyle zina açısından yeterli şüphe oluşmuştur. Bu sebeple tüm GSM şirketlerinin operatörlerine müzekkere yazılarak davalının kullanmış olduğu telefon numaralarına ait telefon, HTS ve mesaj kayıtlarının celbini Sayın Mahkemenizden talep ediyoruz.
Yargıtay Kararlarına Göre Karşı Cinsle Sürekli Olarak Özellikle Geç Saatlerde Ve Gece Vakti Mesajlaşma Ve Görüşmelerin Olması Zinaya Delil Sayılır.
“…Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davacı-karşı davalı kadın, evlilik devam ederken, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı,…… isimli şahısla mutad sayıdan fazla telefon görüşmeleri ile mesajlaşmalarının olduğu, tanık olarak dinlenen ortak çocuk tarafından da belirtildiği üzere, cinsel birleşmenin gerçekleştiğine delalet eden mesajlaşma içeriklerinin açığa çıktığı, kadının bazı günler eve gelmeyerek eve gelmeme nedeni, nerede kaldığı hakkında bilgi vermekten imtina ettiği gibi bu konuda yalan beyanda bulunduğu, bu durumunda tanık beyanlarınca açıkça ifade edildiği, ayrıca ….isimli şahısla alkollü mekanlarda samimi şekilde göründüğü, bu durumunda eşinden gizlenmesi için bu hadiseye şahit olan tanıklarla görüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı-karşı davacı erkeğin zinaya dayalı boşanma davasını ispatladığının kabulü gerekir. O halde davalı-karşı davacı erkeğin zinaya dayalı (TMK m. 161) boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir…”(Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 05.06.2018 tarih, 2017/1870E. Ve 2018/7294K. Sayılı kararı.)
3b-) DAVALI EŞ MURAT ******'NİN BODRUMA GELDİĞİNİ KABUL ETMİŞTİR VE KABUL ETTİĞİNE DAİR SES KAYITLARI MEVCUTTUR.
Müvekkil, davalı eşin kendisini aldattığını düşünmesinden dolayı gizlice ses kaydı alarak davalı eş ile konuşmuştur. Davalı eş, ************ isimli şahsın bodrum katına girdiğini başta inkar etse de müvekkilin ayak izlerini gördüğünü söyledikten sonra ********* isimli şahsın bodruma gizlice aldığını kabul etmiştir. Söz konusu ses kayıtları Mahkemenize delil olarak sunulacaktır.
DAVALI EŞ, EN SONUNDA MÜVEKKİLİ ALDATTIĞINI MÜVEKKİLE AÇIKÇA SÖYLEMİŞTİR. HATTA VE HATTA MÜVEKKİLE ''BEN ŞEYTANA UYDUM, AFFET, BEN ETTİM SEN EYLEME, BEN SENİ ALDATTIM DOĞRU'' ŞEKLİNDE BEYANDA BULUNMUŞTUR. MÜŞTEREK ÇOCUK DAHİ OLAYA YAKINEN TANIK OLMUŞTUR. KEZA DAVALI KADININ TELEFONU SAYIN MAHKEMENİZE BİZZAT TESLİM EDİLECEK VE DELİL OLARAK SUNULACAKTIR. DAVALI, BUNCA YILLIK EVLİLİĞİNİ VE ÇOCUKLARINI HİÇE SAYMIŞ VE EŞİNİ BAŞKA BİR ADAMLA CİNSEL BİRLİKTELİK YAŞAYARAK ALDATMIŞTIR. DAVALI, BAŞKA BİR ADAMLA GÖRÜŞTÜĞÜNÜ BİZZAT İKRAR ETMİŞTİR.
Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere;
Hukuka aykırı elde edilen gizli görüntü ve video kayıtları ceza ve özel hukuk yargılamalarında delil olarak kullanılamaz. Ancak bazı istisnai durumlarda delil olarak kullanılabilir.
Bu konuyla ilgili önemli bir Yargıtay kararına değinmek istiyorum. Kişinin işlenmekte olan bir suçla ilgili bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı durumlarda, karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması hukuka uygundur. Burada en önemli nokta şudur; kişinin başka surette delil elde etme imkanının kalmamış olmasıdır.
Uygulamada bu tarz gizli kayıtların delil olarak kullanılabilmesinin belli şartları bulunmaktadır. Bu şartlardan ilki kişinin kendisine ya da yakınına yönelik bir suç işlenmiş olmasıdır. Ancak bazen suç vasfına haiz olması dahi şart değildir. Haksız bir saldırı dahi yeterli olabilir.
Diğer şartımız ise kişinin o an kolluk güçlerine gitme imkanının kalmamış olmasıdır. Yani kişi suç ya da haksız saldırı karşısında öyle bir aşamaya gelmiş olmalı ki o an o kaydı alamaz ise yapılan haksız saldırıyı ya da işlenen suçu hiçbir şekilde ispat edememelidir.
Dikkat edilmesi gereken en önemli husus şayet kayıt alınmış ise bu kaydın kesinlikle üçüncü kişilerle paylaşılmamasıdır. Sadece devletin yetkili makamları ile paylaşılmalıdır. Aksi takdirde suç teşkil eder.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2012/5-1270 E., 2013/248 K, 21.05.2013 tarihli kararına göre; kişinin kendisine karşı işlenmekte olan suça ilişkin delil elde etmek amacıyla yapılan kaydın hukuka uygunluğunu iki koşula bağlamıştır:
Bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmaması ve
Yetkili makamlara başvurma imkânının olmadığı ani gelişen durumların varlığı
Bu şartlar haiz olduğu takdirde yapılan kayıt hukuka uygun kabul edilir. Zira aksi takdirde işlenmiş suç hiçbir şekilde ispat edilemeyecek ve delil ortadan kalkmış olacaktır.
UYGULAMADA BOŞANMA DAVALARINDA SES KAYDI, DELİL OLARAK SADECE ÜÇ DURUMDA KULLANILMAKTADIR. BUNLAR;
*Sadakatsizlik ispatı(Aldatma)
*Alenileşmiş durumlar (Herkes tarafından bilinen durumlar)
*Rızaya tabi kayıtlar(Taraflardan birinin ses ve görüntü kaydı alınmasına rıza göstermesi)
Boşanma davalarında ses kaydının delil olarak kullanılabilmesinin birtakım şartları bulunmaktadır. Bunlar;
TESADÜFİ VE ANİ GELİŞEN BİR OLAY KARŞISINDA SES KAYDININ ALINMIŞ OLMASI GEREKMEKTEDİR.
SUÇ TEŞKİL EDEN BİR DURUM OLMALIDIR.
AYNI ZAMANDA KİŞİNİN O SIRADA BAŞKA SURETLE DELİL ELDE ETME İMKANININ KALMAMIŞ OLMASI GEREKMEKTEDİR.
Somut olayda müvekkilin aldığı ses kaydığı sadakatsizlik ispatı olarak değerlendirilip, müvekkil tesadüfi ve ani gelişen olay karşısında ses kaydı alma mecburiyetinde kalmıştır. Keza müvekkilin o esnada başka suretle delil elde etme imkanı bulunmadığı için ses kaydı almak mecburiyetinde kalmıştır.
Davalının, davacıyı aldattığı mahkemeye sunulan ve toplanılacak olan delillerle sabitlenecektir.
4- MADDİ VE MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN TALEPLERİMİZ
İşbu sebeple, tarafların zina nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin dava devam ederken tedbiren ve dava sonunda kesin olarak müvekkil babaya verilmesine, davacı müvekkile 1.000.000,00 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilebilmesi için ilgili davayı açma zarureti hasıl olmuştur.
5- YARGITAY KARARI, ``ZİNA MUTLAK BOŞANMA SEBEBİDİR``
Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise; zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/6633 E. , 2020/443 K.)
6- Görgüye Dayalı Tanık İfadeleri Zina Sebebiyle Boşanma Davasında Kullanılabilir
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-davalı kadının, eşinin Selda isimli kişi ile gayrı resmi olarak birlikte yaşadıklarını iddia ettiği, gerek dava dışı Selda'nın oturduğu sitenin giriş-çıkış kamera kayıtlarının tetkiki gerekse dosya kapsamında dinlenen bir kısım tanıkların da davalı-davacı erkek ile dava dışı Selda arasında gönül ilişkisi olduğuna dair beyanları ve erkeğin gece Selda'ya ait evde geç saatlere kadar kaldığını gördüklerini beyan etmeleri, gerçekleşen bu durum karşısında davalı-davacı erkeğin başka bir kadınla karı-koca gibi fiilen birlikte yaşadığı anlaşılmakla erkeğin zina eyleminin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Öyleyse, kadının zinaya dayalı boşanma davasının, erkeğin sübut bulan zinası sebebiyle (TMK m. 161) kabulü gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/2027 E. , 2020/3366 K.
7- Zina Sebebiyle Boşanma Mesaj Kanıtlarıyla İspat Edilebilir
Bölge adliye mahkemesi, davacı-davalı erkeğin dosyaya sunduğu ses ve mesaj kayıtlarının hukuka uygun şekilde elde edildiğinin kanıtlanamadığından ve kayıtların hukuka aykırı delil olduğundan bahisle, erkeğin boşanma sebebine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Davalı-davacı kadın erkeğin dosyaya sunduğu kayıtların hukuka aykırı olarak elde edildiğini ispatlayamamıştır. Mesaj kayıtlarının elde edilişi hukuka uygun olduğu gibi, zinanın varlığı dosya kapsamındaki tanık beyanları ve diğer delillerle de sübut bulmuştur. Öyleyse, erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/794 E. , 2021/2440 K.
8- ZİNA YAPAN EŞTEN MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLEBİLİR
Evlilik devam ederken, eşlerden birinin evlilik dışı cinsel ilişkide bulunmasını ifade eden zina, Türk Medeni Kanunu’nda kusura dayalı, mutlak bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir (TMK 161). TMK 174/II uyarınca “Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir”. Zina fiili, yargı kararlarında ve doktrinde kişilik hakkına yönelik bir saldırı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla zina fiili sebebiyle kişilik hakkı saldırıya uğrayan eş, zina yapan eşten manevi tazminat talep edebilir. Bununla birlikte aldatılan eş, 06.07.2018 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca zinanın tarafı olan üçüncü kişiden manevi tazminat talep edemez (2017/5 E., 2018/7 K.).
9- VELAYETE İLİŞKİN TALEPLERİMİZ
Davalı eş herhangi bir işte çalışmıyor olmakta birlikte başka herhangi bir geliri bulunmamaktadır. Ayrıca davalı eş ahlaksız bir yaşam sürmekte olup, bu durum tarafların ergin olmayan müşterek çocuğu ********'nin ahlaki ve psikolojik açıdan kötü etkilenmesine sebep olmaktadır. Davalı annenin özel yaşantısının çocuğu kötü anlamda etkilediği, çocuğu yalnız, ilgisiz, ruhsal ve psikolojik gelişimini geride bıraktığı açıktır. Bu sebeple velayetin davalı anneye verilmemesi söz konusu olacaktır. Keza velayet davalarında annenin haysiyetsiz bir hayat sürmesi halinde çocuğun gelişimine etkisi velayetin anneye verilmeme sebebi olacaktır. İşbu sebepler ışığında tarafların müşterek çocuğu olan ********'ye dair velayetin söz konusu dava süresince ve dava sonunda da davacı babaya verilmesini vekaleten işbu dilekçe ile arz ve talep ederiz.
HUKUKİ DELİLLER: Tanık, fotoğraf, davalıya ait telefon kayıtları ( aramalar, mesaj dökümanları), davalının telefonu ve ilgili yasal her türlü delil.
HUKUKİ SEBEPLER: HMK, TMK ve ilgili yasal mevzuat.
SONUÇ ve TALEP: Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle;
1-) Tarafların zina nedeniyle BOŞANMALARINA,
2-) Davalı eşin kusuru nedeniyle davacıya 1.000.000,00 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi tazminat olarak toplamda 2.000.000,00 TL tazminat ödenmesine,
3-) Müşterek çocukların VELAYETLERİNİN davacı babaya verilmesine,
4-) Müşterek çocukların velayetinin dava devam ederken tedbiren ve dava sonunda kesin olarak müvekkil babaya verilmesine,
5-) Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 20.03.2023
Davacı Vekili
Av. Gizem Gül Uzun
ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
Adres
Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A Blok No:8/79 Kocasinan/Kayseri
İletişime Geçin
Linkler
Av. Gizem Gül UZUN
Çalışma Alanlarımız
Videolar ve Bilgilendirmeler
Makaleler
Yargıtay Kararları
İletişim
Hakkımızda
Kayseri Barosu'na kayıtlı Avukat Gizem Gül Uzun tarafından kurulmuştur. Gizem Gül Uzun, Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi'nden mezun olup; İngilizce, Fransızca ve Osmanlıca bilmektedir.
HARİTA
Avukat Gizem Gül UZUN © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.