VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME SUÇU

VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME SUÇU

VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME SUÇU


VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME SUÇUVERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME SUÇU

VERİLERİ HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA ELE GEÇİRME SUÇU

TCK Madde 136.

Kanun Metni

(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Ek:17/10/2019-7188/17 md.) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.

Genel Olarak

Hukuka uygun veya aykırı olarak kaydedilmiş olsun veya olmasın, kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkasına vermek, yaymak veya ele geçirmek, Türk Ceza Kanunu'nda bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Kişilerin hayatının gizli kısmında kalması gereken veya herkes tarafından bilinmeyen kişisel bilgilerinin yanı sıra başkaları tarafından bilinmesi mümkün olan kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan bilgilerinin hukuka aykırı bir şekilde ele geçirilmesi, başkasına verilmesi veya yayılması ile meydana gelir.

Suçta bahsedilen kavramları açıklayacak olursak: Verme, bir kimsenin elindeki bir veriyi başka birine sunması; yayma, bir kimsenin elindeki bir veriyi birden fazla kişinin bilgisine sunması, birden fazla kimseye vermesi, ulaştırması; ele geçirme ise, bir kişinin bir başkasının elinde olan bir veriyi o kişinin rızası dışında veya rızasıyla elde etmesi anlamlarına gelmektedir.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere verme eyleminde yaymadan ziyade verinin bir kişiye ulaştırılması söz konusuyken; yayma da birden fazla kimseye elindeki verinin sunulması ya da ulaştırılması söz konusu olabilmektedir. 

Örneğin Yargıtay, bir kimsenin hastalıkla ilgili bilgilerinin başkalarına verme, şikayet edeceği kimse ile ilgili bilgileri hastaneden alma, birisinin fotoğrafını internette arkadaşlık sitesine koyma gibi durumlarında bu suçun oluşacağına karar vermiştir.

Kamu görevlilerinin makale konusu suçu işlediği takdirde, soruşturma 4483 sayılı Yasaya göre, yetkili merciden soruşturma izni alındıktan sonra yapılması gerekir. 

Hangi Bilgiler Kişisel Veri Olarak Kabul Edilmiştir?

Kişisel Verileri Yayma Suçu incelenmeden önce kişisel veri kavramının ve hangi verilerin kişisel veri olarak kabul edildiğini açıklamakta fayda var. Keza suçun soruşturulması ve kovuşturulması açısından kişisel veri kavramına giren hususların bilinmesi elzemdir. Kişisel veri kavramı hakkında gerek uluslar arası sözleşmelerde gerekse iç düzenlemelerde birbirine benzer bir çok tanım yapılmıştır. Bunları teker teker incelemek gerekmektedir. Şöyle ki:

28.01.1981 tarihli ve 108 nolu Kişisel Nitelikteki Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Şahısların Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’nin 2/a maddesinde;

“Kişisel nitelikteki veriler; kimliği belirtilen veya belirtilebilen gerçek kişiyle ilgili tüm bilgileri ifade eder” denilmiş,

1995 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Topluluğu Veri Koruma Yönergesinin 2. maddesinde de kişisel veri;

“Doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bir gerçek kişi ile ilintili olabilecek ve onu belirlenebilir kılacak her türlü bilgi” olarak ifade edilmiştir.

AİHM kararlarında kişilere ait “görüntü”, “fotoğraf”, “parmak izi”, “DNA profili”, “hücre örnekleri”, “ev adresi”ve “yaş, doğum tarihi ve fiziksel özellikler” “kişisel veri” kapsamında değerlendirilmiştir. (Peck/Birleşik Krallık, B.No: 44647/98, 28.01.2003; Sciacca/İtalya, B.No:50774/99, 11.01.2005; S. ve Marper/Birleşik Krallık, (Büyük Daire), B.No: 30562/04, 30566/04, 04.12.2008; Alkaya/Türkiye, B.No:42811/06, 09.10.2012; K.U./Finlandiya, B.No:2872/02,02.12.2008).

6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun 3 üncü maddesinin 1-d bendinde:

“Kişisel veri: Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi, ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.

Madde gerekçesinde ise:

“Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Bu bağlamda sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin fiziki, ailevi, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin bilgiler de kişisel veridir. Bir kişinin belirli veya belirlenebilir olması, mevcut verilerin herhangi bir şekilde bir gerçek kişiyle ilişkilendirilmesi suretiyle, o kişinin tanımlanabilir hale getirilmesini ifade eder. Yani verilerin; kişinin fiziksel, ekonomik, kültürel, sosyal veya psikolojik kimliğini ifade eden somut bir içerik taşıması veya kimlik, vergi, sigorta numarası gibi herhangi bir kayıtla ilişkilendirilmesi sonucunda kişinin belirlenmesini sağlayan tüm halleri kapsar. İsim, telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, genetik bilgiler gibi veriler dolaylı da olsa kişiyi belirlenebilir kılabilme özellikleri nedeniyle kişisel verilerdir” açıklamaları yapılmıştır. (TBMM; Dönem 26, Yasama Yılı: 1, Sıra Sayısı: 117, s. 7)

“Kişisel veri” kavramından ne anlaşılması gerektiği 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 135’ inci maddesinin gerekçesinde ise şu şekilde belirtilmiştir:

“Suçun konusu, kişisel verilerdir. Gerçek kişiyle ilgili her türlü bilgi, kişisel veri olarak kabul edilmelidir.” (TBMM, Dönem 22, Yasama yılı: 2, Sıra sayısı: 664, s. 544 vd.)

Öğretide de kişisel verilere ilişkin; “Bireyin şahsi, mesleki ve ailevi özelliklerini gösteren, o bireyi diğer bireylerden ayırmaya ve niteliklerini ortaya koymaya elverişli her türlü bilgiyi ifade eder” (Ersan Şen, Türk Ceza Kanunu Yorumu, 2006, s. 601), “Bir kişinin adı ve soyadı, yaşı, cinsiyeti, doğum yeri, dini, TC kimlik numarası, cinsel hayatı, cep telefonu numarası, medeni durumu, ailesi, işi, geliri, borçları, adresi, geçirdiği hastalıklar, özel zevkleri ve buna benzer bilgileri” (Volkan Sırabaşı, İnternet ve Radyo- Televizyon Aracılığıyla Kişilik Haklarına Tecavüz, 2007, s.195) şeklinde tanımlar yapılmıştır.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi ise 2014/3760 sayılı kararında suçun konusu kişisel veriyi şu şekilde tanımlamaktadır: “Kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçunun Nitelikli Halleri (TCK Madde 137.)

"Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlıklı Dokuzuncu Bölümü’nde düzenlenmiştir. Bu bölümdeki suçların tamamı bakımından geçerli olmak üzere bir nitelikli hâl düzenlemesi öngörülmüştür.

 Türk Ceza Kanunu’nun Kişisel Verileri Yayma Suçu “Nitelikli haller” başlıklı 137’ nci maddesi şu şekildedir:

“(1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;

a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,

b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Burada dikkat edilmesi husus şudur: Suçu kamu görevlisinin işlemesi suçun nitelikli halinin uygulanacağı anlamına gelmemektedir. Kamu görevlisinin, suçu işlerken kendisine verilen kamu gücünden faydalanarak suçu işlemesi halinde nitelikli hal söz konusu olacaktır.

Suçun belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi durumunda ise failin yaptığı meslek ve sanat kişisel verilerin kaydedilmesi konusunda faile bir kolaylık sağlıyor ve fail bu kolaylıktan yararlanarak bu suçu işliyorsa nitelikli hal söz konusu olacaktır.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu ŞİKAYETE TABİ MİDİR?

“Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlıklı Dokuzuncu Bölümü’nde düzenlenmiştir. Şikayete ilişkin olarak bu bölümdeki suçların tamamı bakımından geçerli olmak üzere TCK 139’ uncu maddesinde ayrı bir hüküm altında toplanıp düzenlenmiştir.

"Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.”

Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçunun takibi şikayete tâbi değildir. Cumhuriyet Savcısı bu suçun işlendiğini haber alır almaz re’sen soruşturmaya başlamak zorundadır.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu ZAMANAŞIMINA TABİ MİDİR?

Yukarıda bahsettiğimiz üzere suç şikayete bağlı bir suç olmadığından dolayı şikayet süresi öngörülmemeiştir. Ancak suç nedeniyle açılacak davalar için 8 yıllık dava zamanaşımı süresi vardır. Yani Cumhuriyet Savcısı suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içerisinde sair bir nedenle suçun işlendiğinden haberdar olduğu takdirde suçun soruşturması yapılabilecektir.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu ZİNCİRLEME SUÇ HÜKÜMLERİNE TABİ MİDİR?

Zincirleme suç hükümleri Türk Ceza Kanunu madde 43'te düzenlenmiştir. 

(1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/6 md.) Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.

(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda da zincirleme suç hükümleri belirli şartlar gerçekleştiği takdirde uygulanabilecektir.

Örneğin tek bir fiille birden fazla kişiye ait bir verinin ele geçirilmesi veya bir kişiye ait verilerin farklı zamanlarda aynı fiille gerçekleşmesi takdirde zincirleme suç hükümlerinin uygulanacak ve faile verilecek olan cezada artırıma gidilecektir.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçunda Görevli Mahkeme Neresidir? 

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunda görevli mahkemeler Asliye Ceza Mahkemeleridir.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkündür.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçunda Adli Para Cezası

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık olarak hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilecektir.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçunda Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.

Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları

1- Bir Başkasının Twitter Fotoğrafını Kendi Hesabında Yayınlamak

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/6589 Sayılı Karar

Mağdura ait twitter hesabında mağdur tarafından paylaşılan mağdurun poz vermiş şekilde çektirdiği fotoğrafın, mağdurun başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyeceği özel hayatına ilişkin görüntü olarak kabul edilemeyeceği; ancak, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin olmayan kişisel veri niteliğindeki fotoğrafını, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle kendi internet hesabında yayımlayan sanık hakkında, iddianamede tarif edilen eyleminden dolayı TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasının uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanındığı da nazara alınıp, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, “…katılanın bahse konu fotoğrafının herkese açık şekilde sosyal paylaşım sitesindeki sayfasında paylaştığı, katılanın herhangi bir kısıtlama yapmaması nedeniyle bu şekilde paylaştığı fotoğrafının başkaları tarafından görülmesinden ve paylaşılmasından rahatsızlık duymadığı, bu nedenle bahse konu fotoğrafın alınmasının ve yorum yapılmasının yüklenen suçu oluşturmayacağı…” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, bozma nedenidir.

2- Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçunda BERAAT kararı

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2015/11724 Esas ve 2017/638 Karar sayılı, 1.2.2017 Tarihli Karar

Mağdur Meryem'e ait facebook hesabında mağdur Meryem tarafından yayımlanan ve mağdurların günlük kıyafetleriyle poz vermiş şekilde çektirdikleri resimleri, mağdurların başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyecekleri özel yaşam alanlarına ilişkin görüntü olarak kabul edilemeyeceğinden, mağdurların kişisel veri niteliğindeki resimlerini, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olarak olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle sahte facebook hesabı üzerinden yayımlayan sanığın eyleminin, TCK'nın 136/1. madde ve fıkrasında tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanık hakkında TCK'nın 134/2. madde ve fıkrasında düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.

3- Mağdur adına sahte facebook ve mail hesabı kuran failin eylemi TCK madde 136 kapsamındadır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2834/171 sayılı 10/01/2017 Tarihli Karar

Sanığın, katılanın ad, soyadını kullanarak, adına sahte facebook ve mail hesabı oluşturduğuna ilişkin sabit olan eyleminin TCK'nın 136/1. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağının gözetilmeden bilişim suçundan hüküm kurulması aykırıdır.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN