Uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulamaması, Evlilik birliğinin temelden sarsılması

Uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulamaması, Evlilik birliğinin temelden sarsılması

Uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulamaması, Evlilik birliğinin temelden sarsılması


uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulamaması evlilik birliğinin temelden sarsılmasıUzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulamaması, Evlilik birliğinin temelden sarsılması

Uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulamaması, Evlilik birliğinin temelden sarsılması
Yargıtay
T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Esas: 2001/4956 Karar: 2001/6274 Karar Tarihi: 19/04/2001

Özet: Evlenmenin sosyal amacı yanında, belki de daha önemli olarak nesli devam ettirme ve cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır, tarafların cinsel organları normal yapıda olmasına rağmen, psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadıkları kızlık muayenesine dair rapordan anlaşılmaktadır. Bu hal evlilik birliğini temelinden sarsar. Aylarca cinsel ilişkinin başarılamamış olması karşısında eşlerde birbirine karşı haklı bir nefretin, en azından isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı açısından bir kusur olarak kabul etmek mümkün değildir. Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan sonrada devam edip etmeyeceği şüpheli bulunan cinsel yakınlaşmayı beklemek için davacıyı zorlamak açık bir haksızlıktır. Bu koşullar altında davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesi beklenemez.


Dava:

Taraflar arasındaki ( Boşanma ) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm ( Davacı tarafından ) temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar:

Tarafların iddia ve savunmaları ile davacının muayenesi ile ilgili doktor raporundan davacının halen duhule müsait olmayacak şekilde kız olduğu ve tarafların arasında cinsel ilişkinin kurulmadığı anlaşılmaktadır.

Evlenmenin sosyal amacı yanında, belki de daha önemli olarak nesli devam ettirme ve cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır, tarafların cinsel organları normal yapıda olmasına rağmen, psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadıkları kızlık muayenesine dair rapordan anlaşılmaktadır. Bu hal evlilik birliğini temelinden sarsar. Aylarca cinsel ilişkinin başarılamamış olması karşısında eşlerde birbirine karşı haklı bir nefretin, en azından isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı açısından bir kusur olarak kabul etmek mümkün değildir. Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan sonrada devam edip etmeyeceği şüpheli bulunan cinsel yakınlaşmayı beklemek için davacıyı zorlamak açık bir haksızlıktır. Bu koşullar altında davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesi beklenemez. Aile birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi gerekirken davanın yetersiz gerekçe ile reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Sonuç:

Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN