Tek Fiille İki Suç İşlenmesi Durumunda Uzlaştırma Yoluna Gidilebilir mi?

Tek Fiille İki Suç İşlenmesi Durumunda Uzlaştırma Yoluna Gidilebilir mi?

Tek Fiille İki Suç İşlenmesi Durumunda Uzlaştırma Yoluna Gidilebilir mi?


tek fiille iki suç işlenmesi durumunda uzlaştırma yoluna gidilebilir miTek Fiille İki Suç İşlenmesi Durumunda Uzlaştırma Yoluna Gidilebilir mi?

Tek Fiille İki Suç İşlenmesi Durumunda Uzlaştırma Yoluna Gidilebilir mi?
T.C. Yargıtay 12. CD
Esas:
 2019/5470
Karar: 2021/3094
K.T.: 24/03/2021

Özet: İddianamede bulunan iki suçtan birinin uzlaşmaya tabi olmaması sebebiyle, soruşturmada uzlaştırma olmamıştır. Ancak bir fiille iki suç işlendiğinden (TCK. 44) ve en ağır cezayı içeren suç uzlaşma kapsamına girdiğinden, artık uzlaştırma yoluna gidilmelidir.

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme,
haberleşmenin gizliliğini ihlal
Hükümler :

1- Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan TCK’nın 44. maddesi gereğince ceza tayinine yer olmadığına
2- Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan TCK’nın 132/1, 132/1-2, 62, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan sanık hakkındaki ceza tayinine yer olmadığına ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelen ve sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Şikayet dilekçesi, sanık hakkında düzenlenen iddianame ve dosya kapsamına göre, resmi nikahlı eşi olan katılan …’in sadakatinden kuşkulanan ve aldatıldığını düşünen sanık …’ın, daha sonra açacağı boşanma davasındaki iddialarını delillendirmek amacıyla, katılana ait cep telefonuna gizlice casus program yüklemesi ve bu program aracılığıyla katılanın başka kişilerle yaptığı telefon görüşmelerini kayıt altına alması nedeniyle TCK’nın 244/2. madde ve fıkrasındaki sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme ile aynı Kanunun 132/1. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;

Katılanın tarafı olduğu haberleşme içeriklerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın güven sarsıcı ve olumsuz davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmaması nedeniyle sanığa yüklenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından dolayı sanık hakkında CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince beraat hükümleri kurulması gerekirken, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi,

2- Kabul ve uygulamaya göre de:

a) Sanığın, katılana ait cep telefondaki metin mesajlarına, arama geçmişine, elektronik posta hesaplarına, web tarayıcısı ile gezilen sayfalara ve telefonun GPS konumuna erişim imkanı sağlayan casus programı, katılana ait cep telefonuna gizlice yüklemesi ve böylece katılana ait cep telefonuna izinsizce giriş yapabilme imkanına sahip olması ile bu programa ilişkin internet sitesi üzerinden eriştiği katılanın cep telefonundaki gelen ve giden aramaların ekran görüntülerini, telefon arama kaydının fotoğraflarını, facebook ekran görüntülerini, katılanın başka kişilerle yaptığı telefon görüşmelerini kaydetmesi eylemlerinin “bir fiil” olarak kabul edilemeyeceği ve TCK’nın 44. maddesindeki fikri içtima koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığa yüklenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,

b) Sanığın bir fiili ile sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını işlediği ve TCK’nın 44. maddesi gereğince bunlardan en ağır cezayı gerektiren haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği kabul edildikten sonra, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan “hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verilmesi gerekirken, “ceza tayinine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi,

c) Sanık hakkında uzlaştırma kapsamına giren haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun, bu kapsama girmeyen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu ile birlikte işlendiği iddiasıyla kamu davası açılmasından dolayı soruşturma evresinde usulüne uygun olarak uzlaştırma yoluna gidilmediği; ancak, sanığın bir fiili ile sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını işlediği kabul edilip, TCK’nın 44. maddesi gözetilerek, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan ceza tayinine yer olmadığına karar verilmesi ve CMK’nın 253/3. madde ve fıkrası koşullarının oluşmaması karşısında, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ile ilgili olarak CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

d) Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan hükmolunan uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına, aynı maddenin 3. fıkrası da nazara alınarak, hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN