TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME SUÇU-TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME

TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME SUÇU-TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME

TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME SUÇU-TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME


TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME SUÇU

 

 

GENEL OLARAK

 

Türk Ceza Kanunu Madde 85'te yer alan bir suç olan Taksirle Adam Öldürme Suçu günümüzde çok sıkça rastlanan bir suçtur. Taksirle Adam Öldürme Suçu istenmeden gerçekleşen ancak sonuç olarak ölümle sonuçlanan son derece ağır bir suçtur. Öncelikle taksiri açıklamak gerekirse taksir, kusurda bulunma anlamına gelmektedir. Hukuki olaraksa kişinin bilerek ve isteyerek yapmış olduğu hareketin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması dolayısıyla istemediği sonucun meydana gelmesidir.

 

Burada suç bilinçli olarak mı yapıldı yani bilinçli taksir mi, yoksa suç istenmeden mi yapıldı yani basit taksir mi olup olmadığına göre ceza oranı belirlenmektedir. Bir kişi yaptığı eylem sonucunda bir kişinin ölme ihtimalinin olduğunu ancak bu eylem ile ölmesine sebebiyet vermeyeceğini öngörüyor ise bu bilinçli taksirdir. Örneğin asker eğlencesinde havaya ateş etmek genel anlamıyla bu kapsama girmektedir. Çünkü kişi silahın birinin ölümüne sebep olacağını bilmektedir fakat havaya sıkması durumunda kimseyi öldürmeyeceği düşüncesindedir. Bilinçli taksir, çoğu zaman olası kastla karıştırılmaktadır. Aralarındaki ayrım; olası kastta kişi öngördüğü neticenin meydana gelmesi konusunda olursa olsun bilincindedir, bilinçli taksirde ise kişi neticenin meydana gelmesini istememekte, yeteneğine ya da şansına güvenerek sonucun engelleneceğine inanarak hareket etmektedir. Basit taksirde ise örneğin bir şoför, düz yolda arabayla kurallara uygun olarak giderken önüne aniden koşarak çıkan bir kişiye çarpması ve kişinin hayatını kaybetmesi durumunda ise basit taksirle adam öldürme suçundan bahsedebiliriz.

 

İster basit taksirle öldürme suçu, isterse de bilinçli taksirle adam öldürme suçu olsun; her iki durumda da failin insan öldürmeyi istemediği için taksirli adam öldürme suçu meydana gelir.

 

Taksirle ölüme neden olma suçu işleyen fail aleyhine, mağdur yakınlarının (anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler vb.) maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır.

 

TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME SUÇUNUN UNSURLARI

 

 

Fiilin taksirle işlenebilen bir fiil olması

 

Hangi fiillerin taksirle işlenebileceği kanun koyucu tarafından 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda açıkça belirtilmiştir. Ayrıca yalnızca kasten işlenebilen fiiller ve kanunda açıkça fiilin taksirli halinin cezalandırılamadığı suçlar hakkında taksirli suç hükmü uygulanamaz.

 

Taksirle suç işleyen kişinin öncesinde yapmış olduğu hareket ile netice arasında illiyet bağı olmalıdır.

 

Failin yaptığı fiil ile gerçekleşen sonuç arasında bir bağ bulunmuyor ise taksirle suç işlenmiş olmayacaktır. Failin yaptığı eylemin neden - sonuç ilişkisi içerisinde olması gerekir

 

Fail, yaptığı hareketi kendi özgür iradesiyle yapmalıdır.

 

Taksirle işlenebilen bütün suçlarda da kasten işlenebilen suçlarda olduğu gibi failin irade özgürlüğü olmalıdır. Fail, irade özgürlüğünü kendi isteğiyle kaybetmişse, örneğin istediği dahilinde alkol alıp, alkollü bir şekilde araç kullanmak gibi, fiilinden dolayı meydana gelen taksirli suçtan yine sorumlu olacaktır.

 

Netice, öngörülebilir olmalıdır.

 

Taksirli bir suçtan bahsedebilmek için neticenin öngörülebilir olması gerekir. Fail öngörülebilir neticeyi öngörmeyerek taksirli fiili işlemeli, ancak meydana gelen neticenin oluşmasını istememelidir.

 

SUÇUN SIKÇA GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

 

Taksirle adam öldürme suçu gündelik hayatta genellikle karşımıza trafik kazalarında, iş kazalarında ve doktor hatası nedeniyle meydana gelen taksirle ölüme neden olma şekillerinde karşımıza çıkar.

 

Sırasıyla bu durumlardan kısaca bahsetmek gerekirse

 

Trafik kazaları çoğu zaman kişilerin istemesiyle (kastla) değil, istemeden (taksirle) meydana gelir. Bu durum sürücülerin trafikte göstermeleri gereken özen ve dikkat yükümlülüğünü ihmal etmeleriyle meydana gelmektedir. Trafik kazaları nedeniyle meydana gelen ölüm ve yaralamalarda kişi kusur oranına göre cezalandırılacaktır. Kusurun tespiti hakimin başvurduğu bilirkişiler tarafından yapılır. Bilirkişiler olayın nasıl gerçekleştiğini ince ayrıntılarına kadar inceleyip, bilirkişi raporu hazırlayacaklardır. Eğer ki bilirkişi olayın meydana gelmesinde asıl kusurluyu fail olarak belirlerse, fail asli kusurlu, daha az önemli kuralları ihlal ederek veya kazada kusursuz taraf olmasına rağmen fail olarak nitelendirilebilecek ise tali kusurlu olacaktır. Genel taksirle veya bilinçli taksirle adam öldürme suçu işleyen faile verilecek ceza, bu kusur durumları dikkate alınarak belirlenir. Asli kusurlu sayılan faile verilecek ceza, ileride açıklayacağımız üzere suça dair ceza alt sınırından daha yukarıda bir miktarda belirlenir, tali kusurlu kabul edilen faile verilecek ceza ise suçun alt sınırı dikkate alınarak belirlenir.

 

İş Kanunu'na göre iş yerinde gerçekleşen her türlü kaza iş kazasıdır. Hatta iş yerinde gerçekleşmese bile işin yürütümü sırasında olmak şartıyla, nerde olursa olsun işçinin uğramış olduğu bütün kazalar da iş kazası sayılacaktır. Yine iş kazası yüzünden meydana gelen ölüm ve yaralamalar da bilinçli veya basit taksir şeklinde meydana gelebilecektir. İşverenin iş yerinde gereken önlemleri almaması halinde meydana gelen ölüm ve yaralamalar bilinçli taksir sayılacaktır. Savcılık tarafından soruşturması re'sen yapılacak olan taksirle ölüme sebebiyet verme suçunda, iş güvenliği uzmanları iş kazasının meydana gelmesinde kimlerin hangi ölçülerde kusurlu olduğunu tespit etmekle görevlidirler. Uygulamada işveren büyük şirketler, iş güvenliğinden sorumlu müdür tayin etmekte, iş kazaları meydana geldiğinde şirket ortakları değil, sorumlu müdürler iş kazası sebebiyle taksirle ölüme neden olma suçundan yargılanmaktadır. Ayrıca kusurlu kişi işveren olabileceği gibi şantiye şefi, işçi güvenliğinden sorumlu müdür ya da başka bir kişi de olabilir.

 

Doktor hatası (tıbbi malpraktis) nedeniyle ölüm ve yaralamaya sebep olma suçunda ise hastaya tıbbi uygulama yapılırken gereken özen ve yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi veya tıbbi uygulamayı yapan kişilerin mesleki anlamda bilgi ve yetersizliğinden meydana gelen yanlış uygulamalar yapılması durumunda söz konusu olur. Tıbbi müdahaleyi yapan doktorun, hastanın kişisel özelliklerine göre ve hastanın zarar görmemesi için gereken en uygun tedaviyi seçme yükümlülüğü bulunmaktadır. Tıbbi müdahale nedeniyle meydana gelen yaralama ve ölümlerde, doktorun sorumluluğunun tespiti için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'ndan bilimsel bir rapor alınarak tespit edilir. Bu rapor mahkemeye sunulacak olup, doktor hatası, hangi nedene dayalı olursa olsun yapılan uygulama hatalı ise doktor, taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılır. Örneğin doktor ameliyat sırasında kesilmemesi gereken bir damarı yanlışlıkla keserse ve hasta ölürse taksirle insan öldürme suçunu işlemiş olacaktır.

 

BASİT VEYA BİLİNÇLİ TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME SUÇUNUN CEZASI

 

Bir önceki paragrafta da bahsettiğimiz üzere taksirli suçlarda faile ceza verilirken asli kusurluluk - tali kusurluluk ayrımına göre faile verilecek ceza belirlenir. Fail asli kusurlu ise olayın oluş şekli dikkate alınarak suçun kanunda belirlenen cezanın alt sınırından daha yukarısında bir ceza belirlenmelidir. Fail tali kusurlu ise kanunda belirlenen cezanın alt sınırından ceza belirlenmelidir.

 

Basit Taksirle Adam Öldürme suçunun cezası, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır. Taksirle adam öldürme neticesinde iki veya daha fazla kişi ölmüş ya da bir kişi ölmüş ve bir veya birden fazla kişi de yaralanmış ise suçun cezası 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır.

 

Bilinçli Taksirle Adam Öldürme suçundaysa yukarıdaki maddeye göre belirlenen cezalar 1/3'ten 1/2 oranına göre arttırılacaktır. 

 

 

Taksirle Adam Öldürme HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı)

 

Bilinçli taksir halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması ceza miktarı nedeniyle mümkün değildir. Çünkü HAGB kararının verilebilmesi için ceza miktarı 2 yıl veya altında olması gerekmektedir. Taksirle adam öldürme suçu halinde ise ceza miktarı 2 yıl veya altında olduğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) mümkündür. Hagb kararı verilmesi için mağdurun ölüm nedeniyle uğradığı maddi zararın karşılanması zorunludur. Mağdurun zararı giderildiği taktirde mahkeme tarafından HAGB kararı verilebilir.

 

Taksirle Adam Öldürme Suçu Adli Para Cezasına Çevrilmesi

 

Taksirli suçlarda verilecek olan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi için herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. Kasıtlı olarak işlenen suçlarda verilecek olan hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi için 1 yıl ya altında olması gerekmektedir. Ancak suçlu adına verilecek olan hapis cezası 3 ay da olsa 10 yıl da olsa adli para cezasına çevrilebilecektir. Taksirle insan öldürme suçu adına verilecek olan cezanın adli para cezasına çevrilmesi durumu seçenek yaptırımın olup olmamasıyla ilgilidir. Gerekli koşullar olduğunda hapis cezası, adli para cezasına çevrilebilecektir. Ancak bilinçli taksir durumunda verilecek olan hapis cezası adli para cezasına çevrilmemektedir. 

 

Taksirle Adam Öldürmede Tazminat Davası

 

Taksirle adam öldürme suçu nedeniyle ölen kimsenin desteğinden mahrum kalan ailesi veya yakınları tarafından tazminat davası açılabilecektir. 

 

Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Şikayetten Vazgeçme

 

Taksirle öldürme suçu, şikayete tabi suç değildir. Taksirle adam öldürme suçunda, savcı resen soruşturacaktır. Müşteki olan kişi, şikayetinden vazgeçer ise ya da şikayetçi olmadığını bildirir ise yargılama aşamasına bir etkisi olmayacaktır.

 

Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Uzlaştırma Hükümleri

 

Uzlaşmaya tabi bir suç değildir. Taraflar arasında uzlaşsa dahi yargılama aşamasına bir etkisi olmayacaktır.

 

Taksirle Adam Öldürme Suçu Zamanaşımı

 

Taksirle adam öldürme suçunda dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl içerisinde dava açılmaz ya da açılan dava kanuni süre içerisinde sona ermez ise kamu davası zamanaşımının dolması nedeniyle düşecektir.

 

Taksirle Adam Öldürme Suçunda Görevli Mahkeme

 

Taksirle adam öldürme suçundan görevli mahkeme somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Şöyle ki basit taksirle adam öldürme suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Bilinçli taksirle adam öldürme suçunda da görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. Fakat taksirle adam öldürme suçuna ilişkin en az bir ölüm ile birlikte bir yaralanma ya da birden fazla ölüme neden olması halinde görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Yer bakımından yetkili mahkeme Suçun işlendiği yerdeki asliye ceza mahkemesidir.

 

TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇU YARGITAY KARARLARI

 

1- Tali Kusurlu Sanığın Cezasının Arttırılması

 

Olay tarihinde, saat 06.40 sıralarında sanığın idaresindeki otobüsü ile meskun mahal dışında bulunan bölünmüş yolun yol çalışması sebebiyle iki yönlü hale getirildiği yolda seyrettiği esnada, hızını mahal şartlarına göre ayarlamayan sanık ile kavşaklarda geçiş üstünlüğü kuralına uymayan ölen Belediye otobüs şoförünün çarpışması sonucu, 3 kişinin öldüğü ve yaralananlardan şikayetçi olan 18 kişiden 10 kişinin nitelikli şekilde yaralandığı olayda; tali kusurlu sanık hakkında, kusur durumu, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, maddede öngörülen cezanın üst sınırı nazara alınmak suretiyle, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun şekilde asgari hadden daha fazla uzaklaşılması gerekirken, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek, temel cezanın eksik tayini ile yol çalışmasının bulunduğu, hız limitinin 50 km/saat olduğu yolda kavşak mahalline sanığın sürücüsü olduğu otobüse ait takograf incelenmesi ile 95 km/saat hızla girerek kazaya sebebiyet verdiği anlaşılan sanığın, bilinçli taksirle hareket ettiği sübuta erdiği halde, cezasında TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca artırım yapılmaması hukuka aykırıdır (Yargıtay 12.Ceza dairesi -Karar: 2016/10563).

 

 

2- Taksirle Adam Öldürme Adli Para Cezası

 

Olay günü sanık, saat 05:30 sıralarında alacakaranlıkta … yönetimindeki kamyonetle yolda giderken sarı ışığın yandığı kavşak yerinde şartlara göre hızını ayarlayamamış, süratli biçimde girmiş ve solundaki ters yönden gelen araç ile çarpışmıştır. Otomobil çarpışma sonucu 36 metre sürüklenmiş, otomobil sürücüsü ve otomobilde bulundan diğer kişi ölmüştür. Sanık, kolluk beyanından olay günü 80-90 km hızla gittiğini beyan etmiş, tanık beyanında ise 100-110 km hızla gittiğini belirtmiştir. Olayın olduğu yerde hız sınırı ise 50 km olduğu belirlenmiş, sanığın ise hız sınırının yaklaşık iki katını aşacak şekilde hızla gittiği anlaşılmıştır.

 

Sanık hakkında ağır ceza mahkemesinde taksire adam öldürme suçundan yargılanmış, mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkumiyet kararına karşı temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

 

Yargıtay dosya incelemesinde sanığın eyleminin bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmadığını tespit etmiştir. Ancak sanığın eyleminin bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden karar aleyhine bozma kararı vermiştir. Bunun yanında mahkemenin sanık hakkında hükmettiği adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğine dair ihtaratın yapılmadığı anlaşılmıştır. Bütün bu nedenlerle Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu kararın düzeltilerek onanması kararı verilmiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/2129 Esas, 2018/11436 Karar)

 

3- Şakalaşırken Silahla Akrabasını Vuran Kişinin Taksirle Öldürmeden Yargılanması

 

Suça sürüklenen çocuk ile maktul, uzaktan akraba olup aralarında husumet bulunmamaktadır. Olay günü suça sürüklenen çocuk ile maktul küçükbaş hayvan çiftliğinde çalıştığı, birbiriyle şakalaşmışlardır. Suça sürüklenen çocuk, şakalaşma ve maktulü korkutmak amacıyla tüfek getirmiştir. Suça sürüklenen çocuk, çadırın yanında konteynırdan dayısı olan tanığa ait 12 numara av fişeği atabilen av tüfeğini alarak çadıra gelmiştir. Tüfeğin kurma kolunu çekerek havaya bir el ateş etmek istemiş, tüfek ateş almamış, maktule doğrultarak tekrar tetiğe basmıştır. Bunun üzerine tüfek ateş almış, yakın mesafede bulunan maktul, suça sürüklenen çocuk, maktulü başından yaralanmıştır. Maktul, saçma tanelerinin yaralanmasına bağlı olarak beyin doku harabiyetine bağlı vefat etmiştir.

 

Sanık hakkında ağır ceza mahkemesinde taksirle öldürme suçundan yargılama yapılmıştır. Mahkeme sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

 

Yargıtay, dosya incelemesinde, suçta kullanılan tüfeğin ilk ele geçirilişinde içinde dolu fişeğin olup olmadığı, içinde dolu fişek olduğunun anlaşılması halinde fişek üzerinde ateş etme emaresi olan iğne izinin olup olmadığı, tüfek kolunun çekilmesiyle ateş alıp almayacağı, namlu yatağında fişek olup olmadığı kontrolü edilerek suça sürüklenen çocuğun yaşı dikkate alınarak kolaylıkla fark edilip edilmeyeceğine ilişkin rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayininde eksik soruşturmayla hüküm kurulduğu belirtilerek mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık bozma kararı verilmiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/5582 Esas, 2018/2107 Karar)

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN