SARKINTILIK YAPMAK SURETİYLE ÇOCUĞUN İSTİSMARI SAVUNMA DİLEKÇESİ

SARKINTILIK YAPMAK SURETİYLE ÇOCUĞUN İSTİSMARI SAVUNMA DİLEKÇESİ

SARKINTILIK YAPMAK SURETİYLE ÇOCUĞUN İSTİSMARI SAVUNMA DİLEKÇESİ


GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU

Sahabiye Mah. Teoman Sok. Avukatlar İş Hanı

Kat:5 Daire No:501 Kocasinan/Kayseri

İletişim Bilgisi: 0552 402 13 28

 

KAYSERİ 15. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

DOSYA NO: 2023/*** E.

SANIK : 

MÜDAFİ : Av. Gizem Gül Uzun

 

DAVACI : K.H

MAĞDUR: 

MÜŞTEKİ: 

SUÇ : Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Çocuğun Cinsel İstismarı

SUÇ TARİHİ: 31/05/2022

OLAY

31.05.2022 tarihinde müvekkilin mesai saatleri içerisinde saat 14:30 sıralarında okul nizamiyesindeki güvenlik kulübesindedir. Müvekkilin lavaboda olduğu sırada güvenlik kulübesinin kapısının açılıp içeriye birinin girdiğini duymuştur. Müvekkil, "kim geldi, kim o ?" şeklinde beyanda bulunarak içeriye gelenin kim olduğunu anlamaya çalışmıştır. Müvekkile tahsis edilmiş güvenlik kulübesine yalnızca öğretmenler ve okul idaresinde bulunan kişiler ve yine okul kadrosunda bulunan memurlar ara sıra gelip gitmektedirler. Müvekkil, ilk aşamada gelen kişinin yukarıda bahsettiğimiz kişilerden biri olduğunu düşünmüştür. Müvekkil 1-2 dakika sonra lavabodan çıkmış karşısında Gülçin *****'ı görmüştür. Müvekkile tahsis edilen güvenlik kulübesine lise çağındaki öğrencilerin sigara içmek amacıyla girme ihtimalinin bulunması sebebiyle hoş karşılanmayacağı için müvekkil, mağdura "Ne işin var burada çık dışarı" demiştir. Mağdur, müvekkile "başım şişti, sigara içmek için dışarı çıkmak istiyorum" demiştir. Öğrencilerin, okuldan çıkarken; okul müdürünün kaşelemiş olduğu izin kağıdının olması gerekmektedir. İşbu sebeple müvekkil, mağdurun dışarıya çıkmasına izin vermemiştir. Müvekkil, daha sonra mağdura güvenlik kulübesinden çık dedikten sonra mağdur, dışarıya çıkıp gerisin geriye içeri girmiştir. Akabinde mağdur, müvekkile yönelik olarak "Benim erkek arkadaşımla ve ailemle aramı bozdun, sen görürsün" demiş ve normal bir şekilde oradan ayrılmıştır. Bu olay 2-3 dakikada meydana gelmiştir. Müvekkil, daha sonra okulun durumu adli makamlara bildirmesiyle soruşturma işlemlerine başlandığını öğrenmiştir. Mağdur ve yalnızca mağdurun iddialarına itibar eden duyuma yönelik tanıkların asılsız yalanları nedeniyle müvekkil adına haksız bir soruşturma başlamıştır. İşbu dilekçe ile olayı gerçekleriyle anlatmak ve müvekkile karşı başlatılan haksız soruşturma neticesiyle müvekkilin mağduriyetini gidermek tarafımıza hasıl olmuştur. Şöyle ki:

1- MÜVEKKİL 2015 YILINDAN İTİBAREN OLAYIN GERÇEKLEŞMİŞ OLDUĞU LİSEDE ÇALIŞMAKTADIR. 2015 YILINDAN, 2023 YILINA KADAR MÜVEKKİLİN ALEYHİNDE BİR CÜMLE BİLE KURULMAMIŞTIR. MÜVEKKİLİ ÇALIŞTIĞI YERDE HERKES SEVMEKTE HATTA VE HATTA ÖĞRENCİLER MÜVEKKİL İÇİN "O BİZİM ABİMİZ, O BİZİM BABAMIZ" DEMEKTEDİR.

Müvekkil, *********** ve Teknik Anadolu Lisesi'nde 2015 yılında idari memur olarak ve aynı zamanda okulun güvenliğinden de sorumlu olarak çalışmaya başlamıştır. Müvekkilin, lisede çalışmış olduğu 8 yıl boyunca müvekkil aleyhinde herhangi bir problem yaşanmamıştır. Müvekkil, okul idarecileri, öğretmenler, müstahdemler ve öğrenciler tarafından sevilmektedir. Müvekkil memur olmasına karşın, lisedeki öğrencilerin kimi zaman ağabeyi olmuş kimi zaman ise babaları olup; öğrencilere öğütler vermiştir. Müvekkil, topluma iyi niyetli, saygılı, dürüst kişiler kazandırmaya çalışan, ülkesine olan vefa borcunu ödemek için çabalayan bir kimsedir. Müvekkilin, çalışmakta olduğu lisede 2015 yılından bu yana 1000'den fazla kız öğrenci mezun olmuştur. Yine müvekkilin fiilen çalıştığı süreçte kız yurdunda 150 kişi bulunmaktadır. Müvekkilin, daha önce mezun olan öğrenciler ve fiilen hala okulda olan öğrenciler ile arasında en ufak bir tartışma bile yaşanmamıştır. Mezun olan öğrenciler dahi sosyal hayatta müvekkili gördüğünde hemen "Selman abim nasılsın, üzerimizde emeğin çok" şeklinde beyanlarda bulunmaktadırlar. Keza müvekkilin nasıl bir kişiliğe sahip olduğu hakkında okulda bulunan idarecilere, öğretmenlere ve öğrencilere sorulduğunda bu şekilde cevaplar alınmıştır. 

2- MAĞDUR, SORUMLULUKLARININ FARKINDA OLMAYAN VE ZAMAN ZAMAN KURALLARI İHLAL EDEN BİR ÖĞRENCİ OLMUŞTUR. MAĞDURUN BU HALİNE ÜZÜLEN VE BU DURUMU İDARECİLERLE PAYLAŞAN MÜVEKKİLİM İYİ NİYETİNİN KURBANI OLMUŞTUR.

Olay tarihi olan 31 Mayıs 2022'den 1.5 ay öncesinde müvekkil, güvenlik kulübesinde otururken, okul bahçesinde mağduru görmüştür. Müvekkil, mağdurun okulun dağılma saatinde giriş yaptığını görünce, mağdura "nereden geliyorsun" demiştir. Mağdur, müvekkile izin defterini doldurmadığını, derslere de girmediğini ve daha yeni geldiğini söylemiştir. Hemen akabinde müvekkil, mağdurun yanında 25 yaşlarında bir erkek olduğunu görmüştür. Müvekkil, mağdurun yanındaki erkek şahsın mağduru kolundan tutarak zorla dışarı çıkarmak isteğini görünce müvekkil olaya müdahil olmuştur. Müvekkil bu olayda mağdura yardım etmiş ve erkek şahsı okulun dışına çıkarmıştır. Müvekkil bu hususu Pansiyon müdür yardımcısı Nazım ******'ye bildirmiştir.

2a- MAĞDUR, SÜREKLİ BİR ŞEKİLDE DIŞARIYA ÇIKMAK İÇİN BAHANELER UYDURMUŞ VE MÜVEKKİL İZİN VERMEDİĞİNDE MÜVEKKİLE KARŞI KİN BESLEMİŞTİR

Mağdur, herhangi bir izin kağıdı olmamasına rağmen sürekli arkadaşım benden borç istedi diyerek veya müvekkile görünmeden dışarıya çıkmıştır. Bu hususlar okulun kamera kayıtlarında da net bir şekilde gözükecektir. Mağdur, izin belgesi ya da dışarıya çıkma belgesini doldurmaksızın neredeyse her gün Kadir Has Kongre Merkezi önünde beklemektedir. Müvekkil, sorumlu bir memur olduğundan dolayı bu durumu okulun ve yurdun idarecileriyle paylaşmıştır. Müvekkilin, mağdurun iyiliği için yapmış olduğu fiilleri, mağdur kötüniyetli bir biçimde algılamış ve mağdur müvekkile kin ve hırs beslemeye başlamıştır.

Keza davası konusu suç müvekkilin üzerine atılmış, hiçbir somut delile dayanmayan asılsız ve mesnetsiz bir iftiradan ibarettir. 

3- MAĞDURUN VE TANIKLARIN İDDİALARINA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ

A. Mağdur Gülçin Budak'ın iddialarına ilişkin beyanlarımız

Mağdurun 01/06/2022 tarihinde Çocuk İzlem Merkezi Adli Görüşme Odasında verdiği ifadede "******'ın yanına gitmeyi kızlara çok yılışık davrandığı için pek tercih etmiyordum. Olay dün saat 14:30 civarında gerçekleşti, Selman beni yanaklarımdan öptü ve elimi tuttu. Ben güvenliğin orada 15-20 dakika kadar kaldım. Beni öptüğü zaman ben direk napıyorsun abi diyerek odadan çıktım" şeklinde iddialarda bulunmuştur. Bu iddialar en başından beri asılsız ve mesnetsizdir. 

Mağdur bahsettiği üzere 31/03/2022 tarihinde müvekkilin bulunduğu güvenlik odasına girmiştir. Mağdur, odaya girdiği sırada müvekkil lavabodadır. Müvekkil 1-2 dakika sonra lavabodan çıktığında mağduru görmüştür. Mağdur, müvekkile "başım şişti, sigara içmek için dışarı çıkmak istiyorum" demiştir. Müvekkil, müdürün kaşeli izin kağıdı olmadığı için buna izin vermemiş, "Ne işin var burada çık dışarı" demiştir. Bunun üzerine mağdur, müvekkile sinirli bir şekilde "Benim erkek arkadaşımla ve ailemle aramı bozdun, sen görürsün" şeklinde beyanda bulunmuş ve olay yerini terk etmiştir. Bu olay 2-3 dakika içerisinde gerçekleşmiştir. Mağdur vermiş olduğu ifade de 15-20 dakika kadar güvenliğin orada kaldım demiştir. Bu husus tamamıyla yalandır. Bu hususun ispatı olarak olayın gerçekleşmiş olduğu lisenin güvenlik kameralarının incelenmesi gerekmektedir. Zira kameralar incelendiğinde mağdurun yalnızca 2-3 dakika orada durduğu ve mağdurun güvenlik odasından çıkıp, yurda dönerken normal bir şekilde davrandığı, üstünün başının düzgün olduğu ve yine mağdurun cinsel istismara uğramış bir kişinin hal ve hareketlerine sahip olmadığı sarih bir şekilde görülecektir. Olay ile alakalı olarak polis yalnızca pansiyonun nizamiyeye bakan kamerasını delil olarak incelemiştir. Fakat olay yerinin yatılı eğitim veren bir kız pansiyonu olması nedeniyle okulda 36 adet kamera bulunmaktadır. Bu kameralarda olayın geçtiği bahçe ve nizamiyeye bakan 2 adet kamera vardır. Bütün kameralar incelendiğinde müvekkilin masum olduğu sarih bir şekilde gözlemlenecektir. Sayın Mahkemenizden olay tarihine yönelik okul kameralarının celbini ve kameraların incelenmesini talep ederiz.

Cinsel istismar iddiasının gerçekleştiği iddia edilen yer camekandır. Okulun en faal ve kalabalık olduğu yerdir. Dışarıdan bakıldığında güvenlik odası net bir şekilde görülmektedir. Şayet mağdurun iddia ettiği gibi bir olay gerçekleşmiş olsa ve 15-20 dakika boyunca mağdur o bölgede kalmış olsaydı 900 kişilik okulda bu olaya birilerinin şahit olması gerekirdi.

Yine 41 yaşında ki bir insanın hayat tecrübeleri esas olarak alındığında kameraların önünde ve sürekli birilerinin gelip gittiği faal bir yerde böyle bir eylemde bulunarak, karakterini ve mesleğini tehlikeye atarak suç teşkil eden bir eylem isnat etmesi, hayatın olağan akışına aykırıdır. 

Soruşturma aşamasındaki eksiklikler ve yalnızca mağdurenin dosya aşamalarında başka delille doğrulanmayan soyut beyanları dışında sanık aleyhine mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmayışı, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın beraatine karar verilmesini talep ederiz.

Amacı, maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden kurmak olan ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latince; in dubio pro reo olarak ifade edilen kuşkudan sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü ceza davasında sanığın cezalandırılması bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin kuşkunun, sanığın yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirilme biçimi konusunda kuşku belirmesi halinde uygulanacağı gibi, dava koşulları bakımından da geçerlidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. 

KEZA 

YARGITAY 9.Ceza Dairesinin, 2022/7279 Esas ve 2022/9362 Karar sayılı 21.10.2022 tarihli kararını göz önünde bulunduracak olursak

"Mağdurenin aşamalarda başka delille doğrulanmayan soyut beyanları dışında sanık aleyhine mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmayışı, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması karşısında söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin …/ gün ve 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK'nın ilgili madde ve fıkrası gereğince bozulmasına karar verilmiştir.

Olayın oluş şekli, mağdurenin aşamalarda başka delille doğrulanmayan soyut beyanları dışında sanık aleyhine mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmayışı, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması karşısında söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir." şeklindedir.

EK OLARAK BELİRTMEK İSTERİZ Kİ: Cinsel istismarcı niteliği, namus ve haysiyetiyle yaşayan bir insana yüklenecek en ağır ithamlardan biridir. Bu ithama haksız bir şekilde maruz kalan müvekkil, yaklaşık 1 yıldır elem ve keder içerisindedir. Müvekkilin aile hayatı bozulmuş, sosyal hayata çıkamaz hale gelmiştir. Müvekkil yapmadığı bir eylem neticesinde bu eylemi yapmış gibi nitelendirilmiştir. Bu durumdan ötürü insanların yüzüne bakamaz hale gelmiştir. Yine müvekkilin üzerine atılı fiil nedeniyle müvekkilin iş hayatı da olumsuz etkilenmiş, müvekkil açığa alınmıştır. 

SORUŞTURMANIN YETERSİZ YAPILMASI VE HİÇBİR SOMUT OLGUYA DAYANDIRILMAYAN YALNIZCA MAĞDURENİN İDDİALARINA YÖNELİK MÜVEKKİLİN UĞRAMIŞ OLDUĞU MADDİ VE MANEVİ KAYBIN EHEMMİYETLE SONLANDIRILMASI GEREKMEKTEDİR. MÜVEKKİLİN ÜZERİNE ATILI İDDİALARI KESİNLİKLE KABUL ETMEMEKLE BİRLİKTE; MÜVEKKİLİN HAKLI DAVASINDA BERAAT ALDIKTAN SONRA MÜVEKKİLİM OLDUĞU AİLESİ ADINA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇMA HAKKIMIZI SAKLI TUTARIZ.

B. Müşteki ve Tanıkların iddialarına ilişkin beyanlarımız.

Bu husustaki ayrıntılı beyanlarımızda bulunmadan önce belirtmek isteriz ki müvekkil üzerine haksız bir şekilde isnat edilen fiile dair müşteki ve tanıkların iddiaları yalnızca duyuma bağlı olmakla birlikte; yaşandığı iddia edilen olay ile ilgili herhangi bir görgü tanığı yoktur. Yine olayın gerçekleştiği okuldaki güvenlik kameralarının tamamı müvekkil lehine olarak kullanılacaktır. 

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlemiş olduğu 2023/**** iddianame numaraları evrakta müvekkilin, mağdurdan öğlen yemeğini getirmesini istediğini, öğlen arası yoğun olduğu için yemeği mağdurun arkadaşı olan yine aynı lisede öğrenim gören Selvinaz'ın götürdüğünü, müvekkilin Selvinaz isimli öğrenciye "Gülçin boşa kaçmasın konuşacağım" dediği ve yine saat öğlen 14:30 sıralarında mağdurun okul arkadaşları İrem ve Zeynep isimli öğrencinin, atıştırmalık almak için markete gittiklerini, müvekkilin yine mağdurun arkadaşlarına "Gülçin'i yanıma gönderin" dediği iddia edilmiştir. Bu iddialar tamamen asılsız ve mesnetsizdir. 

B1. Müvekkilin öğle yemeklerinde yerinden ayrılmaması gerektiği için müvekkile öğle yemeğini pansiyonda nöbetçi olan öğrenci getirmektedir. Müvekkilin, öğrencilerden özel olarak yemeğini getirmesini istemesi mümkün değildir. 

Müvekkil, Selvinaz isimli öğrenciden kendisine yemek getirmesini talep etmemiştir. Zira yukarıda bahsetmiş olduğumuz üzere müvekkilin öğle yemeği, pansiyonda nöbetçi olan öğrenci tarafından getirilmektedir. Olay günü müvekkilin herhangi bir talep olmamasına rağmen müvekkile öğle yemeğini Selvinaz isimli öğrenci getirmiş. Müvekkil, Selvinaz'a "nöbetçi sen misin" diye sorduğunda Selvinaz isimli öğrenci nöbetçi olmadığını fakat o gün derslere girmediğini belirtmiştir. Keza olay gününe dair EBA sistemi incelendiğinde müvekkilin beyanının doğru olduğu, Selvinaz isimli öğrencinin o gün derslere katılmadığı gözükecektir. 

Yine olay günüyle alakalı mağdurun arkadaşları olan İrem ve Zeynep isimli öğrencilerin iddiaları hayatın olağan akışına aykırıdır. Şöyle ki:

Tanıkların iddialarında müvekkilin, Zeynep ve İrem isimli öğrenciler markete giderken saat 14:30 sıralarında "Gülçin'i yanıma gönderin" dediğini söylemişlerdir. Zeynep ve İrem isimli öğrencilerin bu hususu döndüklerinde mağdura bildirdiği ve mağdurun bunun üzerine yurttan çıkıp müvekkilin yanına gittiği iddia edilmiştir. 

Bu iddialar hayatın olağan akışına aykırıdır. Mağdur, Gülçin ******'ın 01.06.2022 tarihinde Kayseri Devlet Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi Durum Değerlendirme Raporunda ki beyanlarında "olay dün saat 14:30 civarında gerçekleşti" demiştir. Müvekkilin böyle bir şey söylediği kabul edildiğinde dahi İrem ve Zeynep isimli şahısların markete gidip, yurda dönmeleri ve bu olayı mağdura anlatmaları belirli bir süre gerektirmektedir. Yine mağdurun, arkadaşlarının söylemleri üzerine müvekkilin bulunduğu güvenlik kulübesine gelmesi de belirli vakit gerektirmektedir. 

Yukarıda bahsettiğimiz iki olayın aynı anda gerçekleşmesi mümkün değildir. Tanık iddiaları ve mağdurun iddiaları arasında imkansızlık bulunmaktadır. Yukarıda bahsedilen olayların aynı dakikalar içerisinde gerçekleşmesi HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR. Mağdur yalnızca müvekkile duyduğu kin ve hırs nedeniyle böyle bir senaryo tertip etmiş ve bu hususta arkadaşlarını kendisine yalan tanıklık yapması için ikna etmiştir. Yalnızca duyuma bağlı olarak yapılan ve içerisinde çelişkiler olan tanık beyanlarının esas alınmaması gerekmektedir.

YİNE

BU HUSUSTA YARGITAY Ceza Genel Kurulu 2011/5-144 Esas ve 2011/192 Karar numaralı, 27.09.2011 tarihli kararına baktığımızda:

ÖZET: "Yerel mahkemece kanıtların değerlendirilmesinde takdir hatasına düşülüp maddi bulgularla desteklenmeyen mağdure anlatımı ve geçmiş hükümlülük kanıt olarak kabul edilip varsayımlara dayalı olarak mahkumiyet hükmü kurulması yerinde değildir."

KARAR: "Sanığın işlediği iddia edilen eylemden uzunca bir süre geçtikten sonra mağdure ve yargılama aşamasında tanık olarak dinlenen üç arkadaşının sanık hakkında benzer iddialarla şikayette bulunmaları üzerine soruşturmanın başlatılması, mağdure ve tanıkların çelişkili anlatımda bulunmaları, tüm anlatımlarda yer, zaman ve eylemin gerçekleştirilme şeklinin farklılık göstermesi ve dosya kapsamına göre sanığın atılı suçu işlediği hususu kesin, yeterli ve inandırıcı kanıtlarla ispatlanamamıştır. 

Öte yandan geçmişte ırza tasaddi suçundan hükümlülüğü bulunan sanığın inceleme konusu suçu da işlediği yönünde değerlendirmede bulunmak suçsuzluk karinesine aykırıdır.

 Bu nedenlerle, yerel mahkemece kanıtların değerlendirilmesinde takdir hatasına düşülüp maddi bulgularla desteklenmeyen mağdure anlatımı ve geçmiş hükümlülük kanıt olarak kabul edilip varsayımlara dayalı olarak mahkumiyet hükmü kurulması yerinde değildir. 

MAĞDURE VE TANIKLARIN ÇELİŞKİLİ ANLATIMDA BULUNMALARI, TÜM ANLATIMLARDA VE KAMERA KAYITLARI İNCELENDİĞİNDE YER,ZAMAN VE EYLEMİN GERÇEKLEŞTİRİLME ŞEKLİNİN FARKLILIK GÖSTERMESİ NEDENİYLE MÜVEKKİLİN ÜZERİNE ATILI SUÇU İŞLEMEDİĞİNİN SABİT OLUP, MÜVEKKİLİN ÜZERİNE ATILI SUÇTAN ÖTÜRÜ BERAAT ETMESİ GEREKMEKTEDİR.

4- MÜVEKKİLİN, MAĞDURU CİNSEL AMAÇLA İSTİSMAR ETME KASTI BULUNMAMAKTADIR.

Sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel istismar suçu, cinsel arzuları tatmin amacıyla bir kimsenin başka bir kimseyi cinsel amaçlı olarak fiziksel temasla rahatsız etmesidir. Suçun gerçekleşmesinin şartı ise failin, mağdur çocuğun bedenine fiziksel bir temasta bulunmasıdır.

Huzurdaki somut olayda müvekkilin mağduru sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel amaçlı olarak istismar etme amacı yoktur. Nitekim olay günü okulun güvenlik kameraları tarafından gözlemlenen zaman aralığında, mağdurun ve tanıkların vermiş olduğu ifadelerden de anlaşılacağı üzere müvekkilin, mağdur ile böyle bir olay yaşamasının mümkün olmadığı sarih bir şekilde gözlemlenecektir.

İzah edilen bu nedenle huzurdaki olayda suçun manevi unsuru oluşmadığı sabit olduğundan ve müvekkilin, müştekiyi cinsel amaçla istismar etme kastı bulunmadığından üzerine atılı suçtan beraatini talep ederiz.

5- MÜVEKKİL HAKKNIDA "ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR" İLKESİ GÖZETİLMEMİŞTİR.

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi ceza muhakemesinde ispat konusunda bir hususun kesin olarak aydınlatılması, aydınlatılmadığı durumlarda oluşan şüphenin ise sanık lehine yorumlanması gerektiğini ifade eden bir ilkedir. Esasen bu ilkenin varlığı masumiyet karinesinin bir uzantısını teşkil eder. Huzurdaki olayda müvekkilin üzerine atılı suçlar yalnızca şüphe aşamasında kalmıştır. Müvekkilin, üzerine atılı suçu işlediğine dair herhangi bir somut olgu bulunmamakla birlikte; olay ile alakalı olarak görgü tanığı dahi bulunmamaktadır. Müvekkilin üzerine atılı suçtan ötürü beraatine karar verilmesi gerekmektedir.

KEZA

Yargıtay 14. Ceza Dairesi'nin 2017/3712 Karar sayılı ilamı da göz önünde bulundurulduğunda, müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini Sayın Mahkemenizden talep ederiz.

"Sanığın aşamalarda istikrar gösteren savunmaları, intikalin olaydan yaklaşık yirmi gün sonra gerçekleştirilmesi, müştekiler ve tanık … ile sanık arasında husumet bulunması, sanığın müşteki anne … ve tanık … huzurunda yaptığı muyene esnasında atılı eylemleri gerçekleştirmesinin ve olaydan sonra hep birlikte başka bir hastaneye sanıkla birlikte gitmelerinin hayatın olağan akışına aykırı görülmesi ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın mağdureye yönelik muayene sınırlarını aşar şekilde cinsel amaçla bedensel temasta veya sözlü tacizde bulunduğuna dair her türlü şüpheden uzak, tarafsız, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından, atılı suçtan beraati yerine, hükmün gerekçe bölümünde suçun sübutu konusunda kuşkuya yer verilip çelişki de oluşturulmak suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir." 

6- MÜVEKKİL ALEYHİNE SORUŞTURMA BAŞLATILDIKTAN SONRA CİNSEL İSTİSMAR MAĞDURU OLDUĞUNU İDDİA EDEN GÜLÇİN BUDAK İSİMLİ ŞAHIS HERHANGİ BİR TEDAVİ GÖRMEMEKLE BİRLİKTE; OLAY GÜNÜ DAHİ ARKADAŞLARIYLA GÜLE OYNAYA VAKİT GEÇİRMİŞTİR. CİNSEL İSTİSMAR MAĞDURU BİR ŞAHSIN, BU ŞEKİLDE HAREKET ETMESİ HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR.

Mağdur, cinsel istismara uğradığını iddia ettikten ve müvekkil aleyhine soruşturma başladıktan sonra normal hayatına kaldığı yerden devam etmiştir. Bu husus hayatın olağan akışına aykırıdır. Şöyle ki:

Cinsel istismara uğramış olan bir küçüğün, yaşamış olduğu eylemin anlamını kavrama yeteneğine sahip olduğu durumlarda, suçun mağdurunun fiziksel ve psikolojik bir çok problem yaşaması ve bu hususta psikolojik rehabilite görmesi gerekmektedir. Somut olayda mağdurun, cinsel istismar eyleminin ne olduğunu anlayabilecek kavrama yeteneğine sahip olduğu Kayseri Devlet Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi Durum Değerlendirme Raporu incelendiğinde de açık bir şekilde anlaşılacaktır. Cinsel istismara maruz kalan bir çocuğun yaşadığı istismar sonrasında herhangi bir psikolojik rehabilite almadan hayatına kaldığı yerden devam etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.

Keza olay günü müvekkil okuldan çıktıktan sonra mağdur ve arkadaşlarının gülüp eğlendiğine ilişkin görüntüler okulun kamera kayıtları incelendiğinde açıkça görülecektir.

HUKUKİ NEDENLER: TCK, CMK

HUKUKİ DELİLLER: Tanık, Bilirkişi, Kamera Kayıtları, İfade Tutanakları, Kayseri Devlet Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi Durum Değerlendirme Raporu ve bütün sair deliller.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda delillerle ilişkilendirmek suretiyle izah etmeye çalıştığımız savunmalar doğrultusunda ve yine tüm bu maddi olgu ve olaylar ,çelişkili mağdur beyanları müvekkil sanığın suçlanmasına yetecek mağdur beyanı dışında başka hiçbir delilin bulunmayışı iddia edilen olayların gerçekleşmesinin imkansızlığı nedeniyle;

a) Öncelikli olarak, olayın oluşum ve gelişiminden çıkan sonuca göre müvekkilin üzerine atılı suçlamaları işlemediği açık ve anlaşılır olduğundan müvekkil sanığın üzerine atılı suçlamalardan dolayı 5271 sayılı CMK’ nın 223/2 (c) maddesi gereğince BERAATİNE,

Müvekkil sanığın beraatine karar verilmesi talebimiz baki kalmak kaydı ile mahkemece aksi kanaat hâsıl olacak ise öncelikle LEHE OLAN KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASINA karar verilmesini, müvekkil adına vekaleten arz ve talep ederiz. 18.04.2023

SANIK MÜDAFİİ

AV. GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN