Özet: Sanığın, kardeşi şikayetçi F.’nin saklandığı, annesi M.’in de girişini engellemeye çalıştığı mutfağın kapısının cam kısmına vurarak kapı arkasında bulunan annesi katılan M.’i yaralaması eyleminin mala zarar verme ve olası kastla yaralama suçlarını oluşturacağı, kanun maddesinde düzenlenen farklı nev’iden fikri içtima kuralı gereği, sanığın daha ağır cezayı gerektiren mala zarar verme suçundan cezalandırılması gerektiği halde, kanuni olmayan gerekçeyle bilinçli taksirle yaralama ve mala zarar verme suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Dava: Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Karar: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanığın, kardeşi şikayetçi F.’nin saklandığı, annesi M.’in de girişini engellemeye çalıştığı mutfağın kapısının cam kısmına vurarak kapı arkasında bulunan annesi katılan M.’i yaralaması eyleminin mala zarar verme ve olası kastla yaralama suçlarını oluşturacağı, T.C.K.nın 44. maddesinde düzenlenen farklı nev’iden fikri içtima kuralı gereği, sanığın daha ağır cezayı gerektiren mala zarar verme suçundan cezalandırılması gerektiği halde, kanuni olmayan gerekçeyle bilinçli taksirle yaralama ve mala zarar verme suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi,
2) Sanığın savunmasında, şikayetçinin kendisini tahrik ettiğini ileri sürmesi ve tanık Y. Y.’in de savunmayı doğrulaması karşısında, olayın çıkış sebebi üzerinde de durularak, sanık lehine haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
3) Sanığın Cumhuriyet Savcılığında ifadesinin alınacağı sırada şikayetçiler S. ve F.’ye yönelik olarak Sizi öldüreceğim şeklinde beyanda bulunduğunun iddia edilmesi karşısında, mahkemece gerekçe gösterilmeden eylemin sadece şikayetçi S.’a karşı gerçekleştirildiği kabul edilerek T.C.K.nın 43. maddesinin uygulanmaması,
Sonuç: Kanuna aykırı ve sanık M.B.’un temyiz nedenleriyle tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 Sayılı C.M.U.K.un 326 /son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05.06.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
adana avukat, adana hukuk bürosu, adana avukatlık bürosu, mersin avukat, mersin avukatlık bürosu, mersin hukuk bürosu, hatay avukat, hatay avukatlık bürosu, hatay hukuk bürosu, hatay boşanma avukatı, hatay ceza avukatı, iskenderun avukat, gaziantep avukat, gaziantep avukatlık bürosu, gaziantep hukuk bürosu, kayseri avukat, kayseri hukuk bürosu, kayseri avukatlık bürosu, kayseri boşanma avukatı, kayseri ceza avukatı, kayseri icra avukatı, niğde avukat, kayseri tazminat hukuku avukatı, kayseri iş hukuku avukatı
Adres
Barbaros Mah. Oymak Cad. Sümer Hukuk Plaza A Blok No:8/79 Kocasinan/Kayseri
İletişime Geçin
Linkler
Av. Gizem Gül UZUN
Çalışma Alanlarımız
Videolar ve Bilgilendirmeler
Makaleler
Yargıtay Kararları
İletişim
Hakkımızda
Kayseri Barosu'na kayıtlı Avukat Gizem Gül Uzun tarafından kurulmuştur. Gizem Gül Uzun, Kayseri Kilim Sosyal Bilimler Lisesi'nden mezun olup; İngilizce, Fransızca ve Osmanlıca bilmektedir.
HARİTA
Avukat Gizem Gül UZUN © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.