Pek Kötü Davranış Sebebiyle Boşanma

Pek Kötü Davranış Sebebiyle Boşanma

Pek Kötü Davranış Sebebiyle Boşanma


PEK KÖTÜ DAVRANIŞ SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI

Pek kötü davranış, eski ifadesiyle pek fena muamele, eşlerden birinin diğer eşe karşı vücut bütünlüğüne ve sağlığına yönelik her türlü saldırıdır.

Pek kötü davranış nedir ve neler pek kötü davranış kapsamına girer?

Eşlerden birinin diğerine uyguladığı, vücut bütünlüğünü, bedensel veya ruhsal sağlığını bozucu ya da tehlikeye düşürücü, acı ve eziyet veren nitelikteki her türlü davranış ''pek kötü davranış''tır. Kısaca pek kötü davranış, cana kast dışındaki her türlü baskı ve zulüm niteliğindeki davranışlardır. 

Türk Medeni Kanununun 162. maddesi gereğince; pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü davranış değil, ağır derecede pek kötü davranışın gerçekleşmesi gerekir.

Eşlerden birinin diğer eşi, cana kast düzeyinde olmasa bile acı verecek şekilde dövmesi, anormal olan cinsel münasebete zorlaması, eve kapatması, aç ve susuz bırakması, soğuk taş üzerinde çıplak bırakması, çocuğunu aldırtmaya zorlaması, evden kovması gibi eşin vücut bütünlüğüne ve sağlığına yönelik her türlü tehlikeli davranış, pek kötü davranışa örnek verilebilir. 

Yargıtay, söz konusu fiilin devamlılık arz etmesi zorunlu olmamakla, eşin gerçekleştirdiği davranışın, eşin ruh ve bedensel sağlığını bozacak, baskı ve zulüm niteliğinde olması gerektiği görüşündedir. Bu şekilde eşe acı, ıztırap veren her türlü davranış pek fena muamele olarak değerlendirilecektir. 

Pek kötü muamele olarak değerlendirilen davranışlarda süreklilik aranmadığından, eşlerden biri diğerini bir kere bile acımasızca dövdüyse bu pek kötü davranış için yeterli olacaktır. Nitekim Yargıtay İçtihatlarında pek kötü davranış sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için acımasızca dövme eyleminin bir defa yapılması yeterli kabul edilmektedir. 

Pek kötü davranış boşanma sebebi midir?

Çiftler birbirine duydukları sevgi, saygı ve güvenle daha mutlu ve huzurlu bir yaşam süreceğine inanarak birtakım beklentilerle evlenme yoluna giriyorlar. Ancak zaman zaman bu beklentiler karşılanamıyor ve farklı problemlerden ötürü taraflar boşanma yoluna gidiyor. 

Eşlerden birinin diğerine karşı, hakarette bulunması, şiddette bulunması gibi ona acı ve eziyet veren davranışlarda bulunması halinde artık sağlıklı bir evlilikten bahsedilemez ve söz konusu davranışa maruz kalan eş açısından bu durum boşanma sebebi olarak öne sürülür.

Eşlerden birinin diğerine karşı pek fena muamelede bulunması, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olur ve bu durumda evlilik birliğinin devamı beklenemez. 

En önemlisi pek kötü davranışta bulunan eş ile evliliğin devam etmesi halinde, buna maruz kalan eşin hem vücut bütünlüğü ve sağlığı hem de ruhsal sağlığı zarar görmeye devam edecektir. Evliliğin devamı pahasına söz konusu baskı ve zulme boyun eğip acı çekmeye devam etmesi kimseden beklenemez. Bu durum kanun koyucu tarafından göz önünde bulundurulmuş ve eşe karşı pek kötü davranışta bulunulması kanunda, özel ve mutlak boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir.

Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası açabilmek için davalının kusurlu olması gerekir mi?

Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası, kusura dayanan bir boşanma sebebidir. Boşanma davasını açabilmek için davalının kusurlu olması gerekmektedir. Dolayısıyla pek kötü davranışta bulunan eşin, bu pek kötü davranışı kasıtlı olarak gerçekleştirmesi ve ayırt etme gücüne sahip olması gerekir.

Kast, suçun bilerek ve istenerek işlenmesidir. Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası açabilmek için de pek kötü davranışın kasıtlı olarak gerçekleştirilmesi şartı arandığından; pek kötü davranışta bulunan eşin, bu durumu bilerek ve isteyerek yani iradi olarak gerçekleştirmesi gerekmektedir. 

Ayırt etme gücü, kişinin fiil ve isteklerinin, neden ve sonuçlarını kavrayıp buna uygun hareket etmesidir. Dolayısıyla ayırt etme gücü bulunmayan bir kimse, yaptığı eylemin sonucunu öngörebilecek durumda değildir. Böyle bir eş tarafından da pek kötü davranış gerçekleştirildiğinde, söz konusu davranışın eşine zarar vereceğini öngöremediğinden, davranışın kasıtlı olarak gerçekleştirilmesi şartı sağlanamaz ve eşe kusur yükletilemez. Kusur mevcut olmadığından da pek kötü davranış, boşanma sebebi sayılamayacaktır. 

Eşin pek kötü davranışta bulunduğunun ispatlanması boşanma için yeterli midir?

Eşin pek kötü davranışı mutlak boşanma sebebidir. 

Mutlak boşama davalarında da evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı ve evliliğin eşler için çekilmez hale gelip gelmediğinin kanıtlanması şart değildir. Dolayısıyla hakim tarafından evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığını ve çekilmez hale gelip gelmediğini araştırılmayacaktır. Pek kötü davranışın somut olayda varlığının ispatlanmasıyla hakimin takdir yetkisine bırakılmaksızın boşanma kararı verilecektir.

Ayrıca pek kötü davranış sebebiyle açılan boşanma davaları özel ve mutlak nitelik taşıdığından kusur kıyaslaması yapılamamaktadır. Zira burada evlilik birliğinin devamından ziyade kişinin vücut ve ruh sağlığı önemlidir. Yargıtay'ın görüşü de bu yöndedir. 

Burada bahsetmeliyiz ki; eşin pek kötü davranışta bulunduğunu ispat yükü, pek kötü davranışa dayanarak boşanma davasını açan davacı üzerindedir. Pek kötü davranışa maruz kalan eş, davasını tanık beyanı, tıbbı belgeler vs. her türlü delille bunu ispat edebilir.

Kısaca; pek kötü davranış nedeniyle boşanma davası, mutlak boşanma davalarından olduğundan sadece pek kötü davranışın gerçekleştiğinin ispatlandığı taktirde davalı artık tam kusurlu sayılacak ve davayı açan eşin kusur araştırması yapılamayacaktır. 

Pek kötü davranışa maruz kalan eş affederse dava hakkı yoktur.

Özel boşanma sebeplerinin tamamında, affeden tarafın boşanma davası açma hakkı yoktur. 

Eşler; her ne kadar çokça kez kötü davranışa maruz kalmış olsa da, kaybetme korkusuyla birlikte evliliğinin devam etmesi için tolerans göstermesi gerektiğini sonrasında bazı şeylerin değişeceğini ve mutlu olacağını zannederek affetme yoluna gidebilmektedir.

Peki boşanma davasında affetme nasıl olur? Bir eylemin affetme niteliğinde olması için birtakım şartlar mevcut olmalıdır. Affetmeye dair bir irade beyanının mevcut olması ya da affetmeyi gösteren davranışlarda bulunulması gerekmektedir. Söz konusu irade beyanları ya da davranışların ''kayıtsız şartsız'' olması gerekmektedir. Şarta bağlı olarak af gerçekleşmez. Diğer şart ise; davalı tarafından affetmeye yönelik bulunulmalı ve affetme sayılabilecek davranışlar ispat edilmelidir. Aksi takdirde yani ortada affetme iddiası bulunmadan hakimin re’sen olayların affedildiğini kabul etmesine imkan yoktur. 

Af, örtülü veya açık şekilde olabileceği gibi sözlü veya yazılı şekilde olması da fark etmemektedir. 

Af niteliğinde sayılacak davranışlara; boşanma davası aşamasında eşlerin birbirlerine sevgilerini beyan etmesi, kusurlu davranışlara tolerans gösterilmesi, kusurlu davranışı görmezden gelerek tatile gitmeleri, zorunluluk durumu olmamasına rağmen aynı evde yaşayıp evliliklerini sürdürmeleri örnek olarak verilebilir.

Affedilen davranışlar da taraflara kusur olarak yüklenemez. Dolayısıyla gerçekleşen pek kötü davranışa dayanarak boşanma davası açabilmek için de davalı eşin kusurlu olması gerektiğinden, affeden eş dava açma hakkını kaybedecektir. 

Affeden tarafın dava hakkı olmadığı gibi; eğer boşanma davası açıldıktan sonra affın gerçekleşmesi durumunda da dava reddedilir.

Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası açabilmek için süre var mıdır?

Hayata kast sebebiyle boşanma davasında olduğu gibi, pek kötü davranış sebebiyle boşanma davasında da kanun koyucu hak düşürücü süre öngörmüştür. 

Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası açabilmek için; pek kötü davranışa maruz kalan eş söz konusu fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay ve her halükarda gerçekleştirilen eylemin üzerinden 5 yıl geçmekle dava açmalıdır.

Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davasının sonuçları nelerdir?

Pek kötü davranış mutlak boşanma sebebi olduğundan hakimin, pek kötü davranışın varlığına hükmetmesi halinde boşanma gerçekleşecektir. Boşanma kararının verilmesiyle de evlilik birliğinin sona ermesi, mirasçılık sıfatının kaybedilmesi gibi genel sonuçlar yanında pek kötü davranışı gerçekleştiren tarafa belli yaptırımların uygulanması söz konusu olacaktır.

-Pek kötü davranışa maruz kalan eş, manevi tazminat talebinde bulunabilir mi?

Kusurlu tarafın vermiş olduğu zararı gidermek için amacıyla boşanma davası sonucunda manevi tazminata hükmedilebilmektedir. Eşi tarafından pek kötü davranışa maruz kalan ve boşanma kararında da mağdur olduğu kesinleşen eş manevi tazminat talebinde bulunabilir. 

-Pek kötü davranışa maruz kalan eş, maddi tazminat talebinde bulunabilir mi?

Maddi tazminat talebinde bulunabilmek için kanun koyucu tarafından birtakım şartlar aranmaktadır. Bu şartlar: davacının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, tazminat isteyen tarafın kusursuz ya da daha az kusurlu olması ve davalı tarafın kusurlu olmasıdır.

Pek kötü davranışa maruz kalan kişi, ruhsal ve fiziksel olarak zarar gördüğünden davacının mevcut menfaatlerinin zedelendiği hususu açıktır. Diğer şart açısından ise; davacı eşin kusuru ne kadar büyük olursa olsun hayata kast kadar ağır bir kusur olamayacağından davalı her halükarda daha az kusurlu olacak ve pek kötü davranış sebebiyle boşanma kararı verildiğine göre davalı taraf kusurlu olacaktır. Dolayısıyla pek kötü davranışa maruz kalan kişi tazminat talebinde bulunabilir.

Pek kötü davranışa maruz kalan kişi, yoksulluk nafakası talebinde bulunabilir mi? 

Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan ve daha az kusurlu olan tarafın talep ettiği yoksulluk nafakasına, pek kötü davranışa maruz kalan kişi boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecekse talepte bulunabilir.

Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davasında çocuğun velayeti kime verilir?

Çocuğun velayeti hususundaki karar, çocuğun üstün yararı, çocuğun hangi ebeveynde daha iyi yaşam koşullarına sahip olacağı, çocuğun bakım ve gözetimi hangi ebeveyn yanında daha iyi gerçekleştirileceği, ebeveynlerin hayat tarzı ve sosyal yaşamı gibi bir çok etken göz önünde bulundurularak hakim tarafından verilmektedir.

Ebeveynlerden birinin pek kötü davranışta bulunması da her ne kadar velayetle bağımsız değerlendirilmeye çalışılsa da, ebeveynin bu davranışı onun karakterini yansıtmakta olduğundan velayet konusunda tarafına pek başarılı sonuçlar doğmayacaktır. 

Pek kötü davranışın boşanma davasında malların paylaştırılmasına etkisi var mıdır?

Kanun koyucu mağduru koruma tarafında olduğundan pek kötü davranışta bulunan eş bu konuda da dezavantajlıdır. Çünkü kusurlu eşin değerdeki pay oranı hakim tarafından hakkaniyete uygun olarak azaltılabilecektir. Hatta ve hatta tamamen kaldırılabilecektir.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN