ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU VE BU SUÇUN CEZASI

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU VE BU SUÇUN CEZASI

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU VE BU SUÇUN CEZASI


📘 ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU VE CEZASI: TÜRK CEZA HUKUKUNDA BİR İNCELEME

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU VE BU SUÇUN CEZASI

1. GİRİŞ

Hukuki işlemlerde belgeler, taraflar arasında ispat aracı olarak büyük önem taşır. Bu belgeler, resmi nitelikte olmayıp kişisel veya özel hukuk ilişkilerinde kullanılan evraklardır. Özel belgeler, yazılı anlaşmalar, kontratlar, senetler, fatura, makbuz gibi çeşitli formlarda olabilir. Ancak bu belgelerde yapılacak sahtecilik, hukuki güvenliği zedeler ve taraflar arasındaki güveni sarsar. Türk Ceza Kanunu, özel belgede sahtecilik suçunu ayrı bir düzenleme ile ele almış ve ceza öngörmüştür. Bu makalede, özel belgede sahtecilik suçu ve cezası ayrıntılı olarak incelenecektir.


2. ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNUN TANIMI

Özel belgede sahtecilik, özel nitelikteki belgelerin üzerinde tahrifat yapmak, sahte belge düzenlemek veya gerçeğe aykırı içerik oluşturmak suretiyle hukuki işlemlerde hile yapmak anlamına gelir. Bu suç, özel belgelerin güvenilirliğini bozduğu için Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesiyle düzenlenmiştir.


3. SUÇUN UNSURLARI

3.1. Maddi Unsurlar

  • Özel belge olması (resmi olmayan, kişisel veya ticari belge),

  • Belgenin sahte olması, tahrif edilmesi veya gerçeğe aykırı düzenlenmesi,

  • Bu fiilin fail tarafından gerçekleştirilmesi.

3.2. Manevi Unsurlar

  • Failin, belgede sahtecilik yapmaya yönelik kasıtlı davranması,

  • Hukuki işlemlerde hile yapma amacı taşıması.


4. ÖZEL BELGE KAVRAMI

Özel belge; resmi makamlar tarafından düzenlenmeyen, ancak taraflar arasında hukuki işlemlerde kullanılan belgeler olarak tanımlanır. Örneğin; ticari sözleşmeler, senetler, makbuzlar, faturalar, özel yazışmalar özel belge kapsamındadır.


5. CEZAİ YAPTIRIMLAR

Türk Ceza Kanunu m.207 uyarınca özel belgede sahtecilik suçu için öngörülen cezalar:

  • Hapis Cezası: 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası,

  • Adli Para Cezası: Mahkeme takdirine bağlı olarak verilebilir.

Suçun niteliği, failin kastı ve suçun işlendiği bağlam cezanın belirlenmesinde etkili olur.


6. SUÇUN ÖRNEKLERİ

  • Ticari sözleşmelerde sahte imza atmak,

  • Özel bir yazışmayı değiştirmek veya tahrif etmek,

  • Gerçeğe aykırı fatura düzenlemek,

  • Senetlerde sahtecilik yapmak.


7. HUKUKİ SONUÇLAR VE TOPLUMSAL ETKİLER

Özel belgede sahtecilik, taraflar arasında hukuki güveni zedeler ve ticari ilişkilerde ciddi aksamalara neden olur. Bu nedenle kanun koyucu, bu suçu önlemek için cezai yaptırımlar getirmiştir. Suçun tespiti ve cezalandırılması, özel hukuk ilişkilerinin sağlıklı işlemesi için gereklidir.


8. SONUÇ

Özel belgede sahtecilik suçu, hukuki güvenliğe ve ticari dürüstlüğe zarar veren önemli bir suçtur. Türk Ceza Kanunu, bu tür eylemleri 207. madde ile cezalandırarak, hukuki işlemlerde güveni tesis etmeyi amaçlamaktadır. Etkin denetim ve adli süreçlerin işletilmesi, bu suçun önlenmesi için kritik öneme sahiptir.

Y11CD-Karar : 2019/1803

 

Özel belgede sahtecilik

TCK 207

Sanığın, katılanın kimlik bilgilerini kullanarak sahte kira sözleşmesi düzenlemek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; suça konu kira sözleşmesinin aslının elde edilemediği, ancak bu sözleşmenin Salihli 2. İcra Dairesi’nin 2011/4638 Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibine konu edildiğinin anlaşılması karşısında; kira sözleşmesi aslının icra dairesine sunulup, sözleşme aslı ibraz edildikten sonra aslı gibidir onayının yapılıp yapılmadığının ya da yalnızca fotokopi belgenin mi ibraz edildiği hususunun açıklığa kavuşturulmasından sonra, belgenin fotokopi olarak ibraz edilmiş olması halinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgelerin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yeteneği bulunmayacağından özel belgede sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağı, belge aslının ibrazı üzerine onay işleminin yapılmış olduğunun tespiti halinde ise, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belgenin duruşmada incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belgenin dosya içerisine konulması, aldatma yeteneğinin ne şekilde gerçekleştiğinin karar yerinde tartışılması ve suçun oluştuğu tespit edilirse, katılanın sanığın iş yerinde kiracı olarak avukatlık yaptığını beyan etmesi gözetilerek sanık hakkında TCK’nin 211. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının da değerlendirilmesinden sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,

 

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/5656 Karar: 2017/3654 Tarih: 11.05.2017

 

TCK 207. Madde

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçu

 

Sanığın, … tarafından sahte olarak düzenlenen 30.09.2006 tarihli müstahsil makbuzunu Gürgentepe İlçe Tarım Müdürlüğü’ne ibraz ederek bal destekleme parası aldığının iddia olunması, sanığın suçlamayı kabul etmeyerek bal satışının gerçek olduğunu savunması ve bu savunmayı destekleyen ve suça konu belgenin gerçek bir mal alım satımına dayandığına dair belgeyi düzenleyen tanık …‘ın beyanları karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, sanığın suç tarihinde müstahsil makbuzunda belirtilen miktarda bal üretimi ya da stokunun olup olmadığı, aynı dönemde başka kişilere bal satışlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, suça konu müstahsil makbuzunu düzenleyen … hakkında sahte fatura düzenleme sebebiyle Vergi Usul Kanuna Muhalefet suçundan mahkemenin 2010/49 Esas sayılı dosyası ile sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan Ordu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/4 Esas 2011/146 Karar sayılı dosyasında yürütülen yargılama akıbetlerinin araştırılıp mümkünse dosyaların birleştirilmesi, değilse dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dava dosyasına alınması ve eylemin sübutu halinde 5237 Sayılı Kanun’un 207. maddesinde düzenlenen “özel belgede sahtecilik” suçunu oluşturacağı da dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

 

SONUÇ : Yasaya aykırı, katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/3859 Karar: 2017/3427 Tarih: 04.05.2017

 

TCK 207. Madde

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçu

 

1.Müşteki adına sahte olarak düzenlendiği belirtilen hatta ait abonelik sözleşmesi sebebiyle sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükümleriyle ilgili; sanığın aşamalardaki beyanlarında “aktivasyon bayi olmaları sebebiyle son kullanıcıyı tanımadıklarını, sözleşmeyi alt bayilerin düzenlediği aktive için kendilerine gönderildiği, suça konu hattı ilgili kişiye Vat İletişim’in sattığı” şeklindeki savunması, Vat iletişim yetkilisi sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, suça konu belge üzerindeki imzanın aidiyeti bakımından belge aslının getirtilerek, sanıkların imza ve yazılarının temini ile bilirkişi incelemesi yaptırılması, hattın kim tarafından ve ne zaman aktive edildiğinin Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’den sorulması, hattın iletişimin tespiti yoluyla konuşulan numaralardan hattın sahibine ulaşılması ve tanık olarak beyanlarına başvurulması, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,

 

2.Müşteki adına sahte düzenlendiği iddia olunan hatta ait abonelik sözleşmesi sebebiyle sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüyle ilgili; sanığın “… adına aktif edilen hattın hem satış hemde aktivite işlemlerini kıvılcım iletişim tarafından yapıldığı” şeklinde savunması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, … İletişim’in suç tarihindeki yetkilisi tespit edilerek, sanığın savunması doğrultusunda ifadesine başvurulması ve gerektiğinde sanık, Kıvılcım İletişim’in yetkilisi ile ilgili personelin suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek imza ve yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan yazı ve imza örnekleri ile birlikte GSM abonelik sözleşmesi üzerindeki yazı ve imzaların sanığın ya da Kıvılcım İletişim’in yetkilileri ile personelinin eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’den sorulmak suretiyle suça konu hattın aktivasyon işleminin hangi bayi tarafından yapıldığının tespiti ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

 

3.Suçların sübutu halinde, hükümden sonra 19.02.2014 tarih 28918 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 Sayılı Kanun’un 104 105. maddeleri ile değişik 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkras 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkras 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek ve değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, sanıklara önödeme önerisinde bulunulması suretiyle hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,

 

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/2192 Karar: 2017/2642 Tarih: 06.04.2017

 

TCK 207. Madde

 

Özel Belgede Sahtecilik Suçu

 

Özel belgede sahtecilik suçundan sanık …‘ın, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207/1 62/1 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.02.2012 tarihli ve 2011/529 esas, 2012/94 Sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlediğinden bahisle 5271 Sayılı Kanun’un 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına, 5237 Sayılı Kanun’un 207/1 62/1. maddeleri uyarınca sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.04.2016 tarihli ve 2014/784 esas, 2016/440 Sayılı kararının “Telpa Telekomünikasyon İletişim isimli işyerinin sorumlusu olan sanığın müşteki adına bilgi ve rızaları olmaksızın abonelik sözleşmeleri düzenlemesinden ibaret somut olayda, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na 6518 Sayılı Kanun ile eklenen 4. maddesinde yer alan “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz.” şeklindeki ve aynı Kanun’un 63/10. maddesinde düzenlenen “Bu Kanunun 56. maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler bin günden beş bin güne kadar; ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar elli günden yüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki hükümler nazara alındığında, sanığa isnad edilen eylemin daha özel nitelikteki 5809 Sayılı Kanun’un 63/10. maddesindeki suçu oluşturduğu, 5237 Sayılı Kanun 7/2. maddesindeki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklindeki hükme göre sanık lehine değerlendirme yapılarak sanığın eyleminin 5809 Sayılı Kanun’un 63/10. maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

 

KARAR : 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin 11. fıkras 11. fıkrasına göre; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine dair yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.”

 

Buna göre, sanık denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediğinde mahkeme daha önce açıklanmasını geri bıraktığı mahkûmiyet hükmünü açıklayacak, bu hükümde hukuka aykırılık olsa bile hükmü değiştiremeyecektir.

 

Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından sonra; sanığın ölmesi, dava zamanaşımı süresinin dolması, şikâyete tabi suçlarda şikâyetten vazgeçilmesi, yürürlüğe giren yeni kanunla fiilin suç olmaktan çıkarılması veya daha az cezayı gerektiren ya da önödemeye tabi bir suç olarak düzenlenmesi gibi durumlarda, mahkemenin bunları dikkate alarak yeni bir hüküm kurması adil yargılama, maddî gerçeğe ulaşma ve çabukluk ilkeleri gereğince zorunludur.

 

Somut olayda, sorumlusu olduğu işyerinde mağdurun bilgisi ve rızası dışında abonelik sözleşmesi düzenlemek şeklindeki sanığın fiili, 5237 Sayılı TCK’nın 207. maddesinin 1. fıkras 1. fıkrası gereğince hapis cezasını gerektiren “özel belgede sahtecilik” suçunu oluşturmakta iken; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından sonra, 19.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6518 Sayılı Kanunla 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesine eklenen 4. fıkradaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz.” ve 5. fıkradaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz.” şeklindeki hükümler uyarınca, 5809 Sayılı Kanun’un 63. maddesinin 10. fıkras 10. fıkrasında bu fiiller adlî para cezasını gerektiren ve önödemeye tabi suç olarak düzenlenmiştir.

 

5237 Sayılı TCK’nın 7. maddesinin 2. fıkras 2. fıkrası gereğince, lehine olan bu düzenleme nedeniyle, sanığa önödeme önerisinde bulunularak, sonucuna göre hukukî durumu belirlenip yeniden hüküm kurulması gerekirken, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması ve aynı şekilde hüküm verilmesi yasaya aykırıdır.

 

SONUÇ : Açıklanan nedenlere ve incelenen dosyaya içeriğine göre, ihbarnamedeki kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.04.2016 tarihli 2014/784 esas ve 2016/440 karar sayılı hükmünün CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma nedenine göre belirtilen maddenin 4. fıkrasının ( b ) bendi gereğince aynı mahkeme tarafından yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulması için, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 06.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN