MENFİ TESPİT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

MENFİ TESPİT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

MENFİ TESPİT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ


MENFİ TESPİT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

 

KAYSERİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

Dosya No: 2023/** E.

Cevaba Cevap Veren

DAVACI : 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun

DAVALI : 

VEKİLLERİ: 

KONUSU: Cevap dilekçesine karşı cevaplarımızdan ibarettir. 

MENFİ TESPİT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

AÇIKLAMALAR

Davalı, dava dilekçesine karşı cevap olarak sunduğu cevap dilekçesindeki beyanlarda gerçeği saptırtmak ve mahkemenizi yönlendirmek amacıyla söz konusu dava konusunu başka yönlere çekmeye çalışmış ve dava konusu iş yerinde hala çalışmakta olan işçisine yalan tanıklık yaptırmak suretiyle söz konusu senet alınırken meydana gelen açığa imza suçundan kurtulmaya çalışmıştır. Davalının cevap dilekçesindeki beyanlara tek tek cevap vermek gerekmektedir. Şöyle ki :

 1- Davalı, dava konusu belgede borç miktarı 118 çeyrek ve 1950$ olarak belirtilmiştir. Mahkemenizin de takdir edeceği üzere davalı, verdiğini iddia ettiği 118 çeyrek altın hakkında henüz icra takibinde bulunmamış olsa da iddia edilen borçta icra tehdidinde bulunduğu açıktır. Müvekkilim de söz konusu bu durum karşısında dava dilekçesinde de belirttiği hususu tekrar etmek üzere; işbu cevap dilekçesi ile de açığa imza atılarak elde edilen belgede bulunan bütün meblağ hakkında işbu dilekçe ile menfi tespit talebinde bulunduğunu tekrar ediyoruz.

2- Davalı, cevap dilekçesinde müvekkilime zorla attırılan imzada müvekkilimin kendi çalışanı olmadığını ve söz konusu borcun iş ilişkisi sebebiyle verilmediğini beyan etmiştir. Öncelikle müvekkilim hakkında Kayseri Genel İcra Dairesinde 2022/****** E. numaralı dosya ile başlatılan haksız icra takibinde açığa imza attırılarak elde edilmiş senet hakkında takip talebinde Yeter Özdemir bulunmuştur. Keza müvekkilimin çalışmış olduğu ***** Gıda ve Temizlik şirketini davalı taraf eşiyle ******* birlikte işletmektedir. Bu yüzden davalının cevap dilekçesinde bulunmuş olduğu ``benim çalışanım değildir`` ibaresi de tamamıyla yalan bir ifadedir. Keza davalının anlattığı hikaye tamamıyla hakkaniyete aykırıdır.

2a- Tekrar belirtilmesinde fayda var; davalı cevap dilekçesinde söz konusu borcu eşinin verdiğini söylemiştir. Müvekkilime verildiği iddia edilen borç 118 çeyrek altın ve 1950$ tutarında ki yüksek bir meblağı davalı, eşinin çalışanına vermesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Keza az bir meblağ ile yanında çalıştırdığı hatta ve hatta işçisinin sigortasını ve diğer ödeneklerini bile ödemekten aciz olan bir işverenin, sırf ailevi nedenlerle kendisinden borç isteyen işçisine, kendi eşinin birikiminin borç olarak verildiğini iddia etmesi tarafımızca komik ve kötüniyetli bir iddiadan ibarettir.

3- Davalı cevap dilekçesinde söz konusu belgenin kendisine kesinlikle cebir, tehdit ve baskı altında hileyle kandırılarak imza attırılmadığını iddia etmiştir. Yukarıda açıklamış olduğum nedenlerden de dolayı müvekkilim hiç istememiş olduğu ve elinde hiç geçmeyen bir paradan ötürü tarafına icra takibi başlatılmıştır. Davalının, böyle bir borçtan bihaber olan müvekkilimin başına böyle bir şeyin herhangi bir ispat veya delilleri olmadan kendi rızasıyla geldiğini söylemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Somut olay dışında da bir kimsenin almamış olduğu bir meblağı, aldığına dair imza atması hayatın olağan akışına aykırılık göstermedir.

3a- Davalı, cevap dilekçesinde ispat yükümlülüğün tarafımızda olduğunu söylemiştir. Biz de bu beyana katılıyoruz. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında söylendiği üzere her somut olayın kendi özel şartları içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayımızda açığa atılan imzanın haksız bir şekilde doldurulup icraya konulması karşısında sunabileceğimiz bütün delilleri dava dilekçemizde belirtmiş olmakla birlikte tekrar açıklamak isteriz. 

3b- Söz konusu borcun verildiği tarihte müvekkilimin banka hesaplarında söz konusu borcu gösterir herhangi bir değişim bulunmamakla birlikte müvekkilimin gündelik hayatında da söz konusu parayı aldığını gösterir bir olgu söz konusu değildir. Açığa atılan imzanın aksinin ispatının herhangi bir belge kullanılarak ispat edilmesi Sayın Mahkemenizin de takdir edeceği üzere söz konusu suç üzerinde mümkün olmamaktadır. Fakat yukarıda da bahsettiğimiz üzere söz konusu yüksek bir meblağ olan borcun verilmesinin bile herhangi bir mantıklı açıklaması bulunmamaktadır. Dava konusu borcun verildiği iddia edildikten sonra taraflar arasında buna dair herhangi bir konuşma dahi bulunmamaktadır. Verildiği iddia edilen 118 çeyrek ve 1950$ gibi yüksek bir tutarı borç veren bir kimse en azından bir mesaj yollayarak borcun ödenmesini talep etmesi gerekmektedir. Fakat olayımızda borç verdiğini iddia eden davalı borcu verdikten sonra herhangi bir yoldan istemeye tenezzül bile etmemiştir.

4- Davalı, cevap dilekçesinde TBK Madde 39 gereği 1 yıllık sürenin aşıldığından ötürü sözleşmenin onanmış sayılmasını istemiş ve iddialarımızın kabulünün mümkün olmadığını belirtmiştir. Dilekçenin başında da belirtildiği gibi davalı taraf cevap dilekçesinde yalnızca konuyu söz konusu haksız borçtan uzaklaştırıp, mahkemeyi yanlış yönlendirmek amacı taşımaktadır. Keza TBK Madde 39 `` Yanılma ve aldatma sebebiyle ya da korkutma sonucunda sözleşme yapan taraf, YANILMAYI VEYA ALDATMAYI ÖĞRENDİĞİ YA DA KORKUTMANIN ETKİSİNİN ORTADAN KALKTIĞI ANDAN BAŞLAYARAK BİR YIL İÇİNDE sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır, şeklindedir. Müvekkilim atmış olduğu imzanın böyle haksız bir amaç için kullanıldığını tarafına icra takibi yapıldığında öğrenmiş olup, TBK hükümlerine de uygun olacak bir biçimde söz konusu aldatmayı öğrendikten sonra 1 yıl içerisinde tarafımızca harekete geçilmiştir. 

5- Davalı, cevap dilekçesinde yazılar arasında benzerlik bulunmadığına dair çarpıtmada bulunup yine dava dilekçesinde yazıların yazılma tarihi hakkında bahsedilen kısım hakkında da farklı yöne çekme eyleminde bulunulmuştur. Dava dilekçesinde belirtilen husus konusunda tekrardan kısaca bir açıklama yapma gereksinimi duyulmaktadır. Dava konusu belgede müvekkile imzalatılan kısmın tarihi ile yukarıda haksız bir şekilde doldurulan borca dair yazıların yazılma tarihi yazıların silikliğinden anlaşılacağı üzere farklılık arz etmektedir.

6- Davalı hakkında dava konusu belge hakkındaki takipsizlik kararına karşı müvekkilim tarafından gerekli itirazlarda bulunulmuştur. Söz konusu dava hakkında hukuki süreç devam etmektedir.

7- Davalı taraf, cevap dilekçesinde müvekkilin ödeneklerinin yapılmamasının ve sigortasının dahi ödenmemesinden dolayı aksini ispat edemeyecekleri veya bu durumu reddedebilen herhangi bir çıkar yol bulamadıkları için bu konuyu da saptırmaya çalışmaktadırlar. Fakat ****** Gıda Temizlik Şirketi davalı ve eşinin beraber işletmekte olduğu bir iş yeridir. ***********'in, müvekkilimle işçi işveren ilişkisinde bulunmadığını söylemesi tamamıyla söz konusu beyanlarımızı çürütmeye çalışmak amacıyla tasarlanmış kötüniyetli bir kurgudur.

7a- Son olarak müvekkilimle aynı yerde çalışan *********'a da boş kağıda imza attırılmıştır. ********* aktif olarak ******* Gıda Temizlik şirketinde çalışmaya devam etmektedir. Takdir edeceğiniz üzere hala dava konusu şirkette bir çalışan olmasından ötürü işvereninin dayatmasıyla ve işten çıkarılma korkusuyla yalan beyan verdirilmektedir. ********** hakkında yalan tanıklıktan dolayı suç duyurusunda bulunma hakkımızı saklıdır.

HUKUKİ NEDENLER : İcra İflas Kanunu, Türk Borçlar Kanunu vs. İlgili her türlü mevzuat

HUKUKİ DELİLLER : Karşı tarafın sunduğu delillere karşı delil sunma hakkımızı saklı tutarak delil listemizi sunuyoruz.

1-Tanık Beyanları,

2- Bilirkişi,

3- İcra Takibine konu tutanak,

4- 2022/***** E. Sayılı İcra dosyası ve ilgili her türlü yasal delil

5- Davacının banka hesap özeti

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan nedenler ve mahkemenizce re'sen göze alınacak tüm nedenlerle dava dilekçesinde ki taleplerimizi yineleyerek;

1- Davamızın kabulüne,

2- İcraya konu olan işlemde müvekkilimizin davalıya borçlu olmadığının tespitine ,

3- İcra takibi sonucu müvekkilimizin maaşından kesilen meblağın davalıdan geri alınarak müvekkilime verilmesine,

4- Menfi tespiti kabil olmaması durumunda takibe konu olarak müvekkilimizden alınmış ve alınacak bütün miktarın kendisine geri ödenmesine,

5- Alacaklı olmadığını bildiği halde haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine girişen davalı aleyhine takibe konu alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine,

6- Takibe konu olan senedin iptaline,

7- Yargılama giderleri ile birlikte vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini Sayın Mahkemenizden vekaleten arz ve talep ederiz. 16.03.2023

DAVACI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN