ŞANLIURFA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE
DAVACI : *********************
VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun, Sahabiye Mah. Teoman Sok.
Avukatlar İş Hanı 9/501 Kocasinan/Kayseri
DAVALI : *****************
KONU : Hatalı tıbbi müdahale nedeniyle eser sözleşmesinden
kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebini içerir
dava dilekçemizdir.
Maddi tazminat(tedavi giderleri, geçici iş göremezlik, sürekli
İş göremezlik, yeni ameliyat masrafı)
D.DEĞERİ : Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla
A-HMK.m.109 hükümleri gereği
- Şimdilik 100,00 TL harcanmış tedavi gideri masrafının haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
- Şimdilik 100,00 TL muhtemel tedavi gideri masrafının haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
B- HMK.m.107 hükümleri gereği
- Asgari 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
- Asgari 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
C- 150.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebimizdir.
AÇIKLAMALAR :
1.Müvekkil o dönemde Özel Kayseri ***** Hastanesinde hizmet vermekte olan Op.Dr.****** ile nazal septum deviasyonu(burun şekil bozukluğu) nedeniyle tedavi amacıyla görüşme yapmış ancak davalı, müvekkile ''size estetik ameliyat yapalım bunu da düzeltiriz'' şeklinde beyanda bulunmuş ve davacı müvekkile bir şekilde ikna etmiştir. Taraflar estetik operasyonu konusunda 3.750,00 TL tutarında anlaşmaya varmışlar ve bir sözleşme akdetmişlerdir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere estetik operasyonları Yargıtay kararları bakımından eser sözleşmesi hükümlerine tabidir.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2018/3534 E. 2018/4434 K. 13.11.2018 T.
''Sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 470.madde uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir.
2.Üzerinde anlaşma sağlanan burun estetiği ameliyatı neticesinde davalı Op.Dr.***** *******, müvekkilin burnundaki kıkırdak ve kemikleri düzelteceğini, yeni bir görünüm elde edeceğini müvekkile vaat etmiştir. Davalı bu vaatleri ederek eser sözleşmesinin tarafı haline gelmiştir. Yine davalı, Photoshop uygulamaları ile müvekkile yeni burnunun nasıl olacağı hakkında net bir izlenim vermiş ve davalı, müvekkile bu sonucu garanti etmiştir. İlgili operasyon 27.11.2018 tarihinde gerçekleşmiştir.
3.Ne yazık ki mevzu bahis estetik ameliyatı doktorun ilgisizliği, özensizliği ve gerekli yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilin bedeninde telafisi çok zor zararların meydana gelmesine sebebiyet vermiştir.
Müvekkil ameliyat sonrası iyileşme sürecinde doktorun beyanlarına harfiyen uymuştur, müvekkil yeme içme konusunda aşırı titiz davranmıştır. Kısaca müvekkil, ameliyat sonrasında yapılmasında gereken ne varsa harfi harfine yerine getirmiştir. Ancak ameliyattan yaklaşık dört buçuk yıl geçmiş olmasına rağmen müvekkil kendisinde burun bölgesinde vaat edilen görüntüyü elde etmek bir yana tam tersi oldukça vahim ve estetik açıdan facia sayılacak bir görüntü elde etmiştir. Davalı, garanti ettiği sonucu meydana getirebilmek şöyle dursun müvekkilin burnunu eskisinden daha kötü hale getirmiştir. Müvekkilin fotoğraflarını ekte sunuyoruz.
4.Davalının eylemi tıbbi olarak hatalıdır. Müvekkil oldukça ağrılı ve sancılı bir iyileşme süreci geçirmiş ve nefes alamadığı için uykuya bile dalmakta güçlük çekmiştir ki hala da müvekkilin solunum sıkıntısı bulunmaktadır. Ameliyat sonrası beklenenden çok daha fazla kanama ve acı meydana gelmiştir. Ayrıca ameliyat sonrası geçen süreçte müvekkil nefes alma güçlükleri yaşamaya başlamıştır, müvekkil hala nefes almakta güçlük çekmektedir. Yine müvekkilin burun derisinde ödem meydana gelmiştir. Ayrıca müvekkilin burun şekli düzeleceği yerde daha kötü bir hal almıştır. Epikriz raporları Sayın Mahkemenize sunulacaktır.
5.Müvekkil, burnunun aldığı şekilde memnun kalmamış ve sağlığından olmuştur. İşbu durum müvekkili bunalıma ve depresyona sürüklemiştir. Müvekkil, burnundaki hava kanallarının beklenmedik şekilde kapanması sonucu geceleri uyuyamamıştır. Müvekkilimizde buna bağlı olarak anksiyete ve ani duygu değişimleri baş göstermiştir. Müvekkil, ameliyattan sonra haftalarca kimseyle görüşmek istememiş ve arkadaşları müvekkile ''senin burnunu yaptırsak da düzelmezmiş zaten'' şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
T.C.YARGITAY 17.HUKUK DAİRESİ 2015/13585 E. 2018/6956 K. 9.7.2018 T.
''Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da göz önünde tutularak, (818 sayılı BK'nun 47.maddesi) 6098 sayılı B.K.'nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonucuna varılmalıdır. Zira, MK'nun 4.maddesinde kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
6.Müvekkilimiz, davalı doktor ile bu sorunları sebebiyle görüşmek istemiş ancak operasyondan kısa süre sonra doktorunun şehir dışına taşındığını öğrenmiştir. Davalı, müvekkili yaşadığı bu sorunla adeta baş başa bırakmıştır. Ancak müvekkil, basiretini korumuş ve burnundaki şişliğin ineceğine ve kemik yapısının iyileşeceğine inanarak sabretmiş ve operasyon üzerine operasyon geçirmek istememiştir. Ancak sonuç hiçbir şekilde istediği gibi olmamıştır. Müvekkilin burnunda operasyon sonrası şekil bozukluğu devam etmiş ve müvekkilin hem sağ hem sol burun deliklerinde nefes alma bakımından yaşadığı zorluklar asla geçmemiştir.
7.Bunun üzerine çaresiz müvekkil, operasyondan yaklaşık bir yıl sonra ''instagram'' adlı uygulamadan davalı doktora ulaşmış ve durumu izah etmiştir. Davalı, ilk etapta müvekkile cevap dahi vermemiş, aradan belli bir zaman geçtikten sonra ise müvekkile ''yer çekiminden dolayı olabilir'' şeklinde yanıt vermiştir. İlgili mesaj kaydı ektedir.
Sayın Mahkemenizce de takdir edileceği üzere; çok küçük boyutlarda burun ucu düşmelerinde yer çekimi etkili olabilecektir. Ancak somut olayda bu durum kesinlikle geçerli değildir. Sayın Mahkemenizce talep edilecek bilirkişi raporlarında bu husus açıkça anlaşılacaktır.
8.Ayrıca davalı, ''İzmir'e yolunuz düşerse gelin, yardımcı olayım'' şeklinde beyanlarla müvekkili geçiştirmiştir. Müvekkilimiz, Şanlıurfa'da yaşamaktadır. Müvekkilimiz Şanlıurfa'da askeri personel olarak görev yapmaktadır. Burundaki şekil bozukluğu askeri personel için oldukça önem arz eden bir husustur.
Sayın Mahkemenizce de takdir edileceği üzere hekim en başta öngördüğü sonucu kati surette yerine getirmelidir veyahut oluşabilecek sıkıntıları hastasına izah etmek zorundadır. Ancak davalı doktor, örnek fotoğraflarda öngörülen sonuçları yerine getirmek şöyle dursun müvekkilin burun ucu sürekli surette sarkmıştır ve müvekkilde ağır surette solunum sıkıntısı meydana gelmiştir. Bu sarkma ile ilgili ise operasyon öncesi hiçbir bilgilendirme veyahut risk değerlendirmesi yapılmamıştır.
Davalı doktor, operasyon öncesinde müvekkile bilgilendirme yapmamıştır. Üstelik müvekkilin burnu eskisinden daha kötü hale gelmiştir, müvekkil çok uzun zamandır nefes almakta güçlük çekmektedir.
T.C.YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ 2015/1851 E. 2016/489 K. 21.01.2016 T.
''Somut olayda, dava dilekçesinde iddia edilen hususlar .. Raporunda açıklanan gerekçeler dikkate alındığında yüklenicinin genel ihbar zorunluluğu kapsamında olan hususlardır. O halde, davalının ameliyat öncesi muhtemelen hasıl olabilecek sonuç ve komplikasyonlar hakkında hastasını bilgilendirmesi BK.md.357.maddesine göre bir zorunluluktur.
Somut olayda, davalı doktor bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Bu husus tanık beyanlarıyla ispat edilecektir.
T.C.YARGITAY 15.HUKUK DAİRESİ 2018/5312 E. 2019/139 K. 14.01.2019 T.
Malpraktis Davası Dava Dilekçesi Örneği
''Taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davacı yanın gerek burun gerekse yüz germe ve yağ dokusu alınması ile ilgili isteminin davalı doktor tarafından daha güzel bir görünüme kavuşturulacağı yönünde bir garanti verilmesi niteliğinde olduğu gözetildiğinde, hekimin eyleminin tıp kurallarına uygun olduğu yönündeki görüş yeterli olmayıp, ayrıca davanın isteklerinin karşılanıp karşılanmadığı, ayıplı olduğu iddia edilen yüz germe ve karından yağ dokusu alma ile ilgili olarak; hekimin edimini yerine getirip getirmediği ya da komplikasyon olup olmadığı ve komplikasyon konusunda aydınlatma görevinin yerine getirilip getirilmediği ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılıp yapılmadığı hususları tartışılıp değerlendirilmelidir.''
Ayrıca müvekkilin hayatı her gün daha çekilmez hale gelmek ve maddi-manevi vücut sağlığı her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. Müvekkil, en sonunda bütün riskleri ve zorlukları göze alarak revizyon ameliyatı olmaya karar vermiştir. Müvekkilin sağlığı adına Sayın Mahkemenize talep edilecek bilirkişi raporlarının en kısa sürede alınmasını talep ederiz.
Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerden ötürü işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur.
Manevi tazminat talebimiz ise müvekkilin yaşadığı acının, stresin, ızdırabın bir nebze olsun dindirilmesi içindir.
ESTETİK AMELİYATTA İSTENİLEN SONUCUN ELDE EDİLEMEMESİ VE TAZMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Estetik ameliyat geçiren kişinin elde ettiği sonuç her zaman iyi olmayabiliyor. Bu durumda estetik ameliyatı geçiren kişiler pek çok zorlukla karşı karşıya kalabiliyor.
Örneğin; kişinin burun estetiği ameliyatı olmak için bir sağlık kuruluşuna başvurduğunu varsayalım. Kişi düzgün bir burun sahibi olma amacıyla estetik ameliyatı gerçekleştirecek sağlık kuruluşu veya doktorla sözleşme ilişkisine girer. Bu durumda doktorun vaadi düzgün bir burnun yapılmasıdır.
Ancak estetik ameliyatın sonucu düzgün bir burnun ortaya çıkmadığını düşünelim. Sözleşme ile vadedilenin çok uzağında düşük bir burnun, yamuk bir burnun veya küçük bir burnun ortaya çıktığını. Bu durumda kişi sözleşme ile ulaşmak istediği sonucu alamamış olacaktır.
Bu durumda doktorun veya sağlık kuruluşunun estetik ameliyat olan kişiye karşı tazminat yükümlülüğü doğacaktır. Bu noktada Yargıtay salt estetik amaçla yapılan sözleşmelerin eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan bahisle sonucunun vaadi ile aynı olmasını aramaktadır. Tıpta kabul edilebilir riskin eser sözleşmelerinde yer bulmaması mahkeme kararlarında görülmektedir.
Yargıtay Kararı – 3. HD., E. 2013/11743 K. 2013713688 T. 01.10.2013
“Davacı ile davalı doktor arasındaki ilişki BK’nın 355 (6098 sayılı yasa 455) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Davacı, iş sahibi, davalı doktor yüklenici konumundadır. Davalı doktor davacının göğüs ameliyatını yapmayı üstlenmiştir. Bu ameliyat tamamen estetik amaçlıdır. Davalı doktorun yükümlülükleri BK’nın 356 ( 6098 sayılı yasa 456) ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davalının en önemli yükümlülüğü davacının istediği şekilde estetik ameliyatın gerçekleştirilmesidir.”
Başkaca bir Yargıtay Kararı der ki;
Eser sözleşmesi uyarınca davalı doktorun tedavi niteliği olmayan tıbbî müdahalede bulunması ifa yönünden, yeterli değildir. Yaptığı işin, hangi yöntemi kullanırsa kullansın ayıpsız (kusursuz) olarak ortaya çıkması da gerekir. Davacının kolundaki dövmeyi estetik amaçla silmek için müdahalede bulunan doktor, aynı zamanda, izi tamamen yok etmeyi de, eser sözleşmesinin niteliği itibariyle taahhüt etmiş sayılır. Oysa, dosya kapsamına ve fotoğraflara göre, davacının kolunda eski durumu aratırcasına sağlıksız ve çirkin görünümlü yeni bir iz, cerrahî müdahalenin izi olarak ortaya çıkmıştır. Yapılan iş BK.nun 360. maddesi gereğince, kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı bir iştir…” 15.HD., 3.11.1999, 4007/3868 (YKD., 2000/5, s.723-724)
HEKİMİN ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN SORUMULULUĞU
Doktrinde çoğu görüş hekimin belirli bir sonucu ve tedaviyi taahhüt ederek eser sözleşmesi yapabileceğini, estetik ameliyatlarda da hekimin sonucu taahhüt ettiğini belirterek, estetik ameliyatların eser sözleşmesine konu oluşturabileceğini ifade etmektedir.
Nitekim Yargıtay’da yukarıda bahsettiğimiz kararında da görüleceği üzere estetik müdahalelerde eser sözleşmesine dair hükümlere başvurulacağını belirtmektedir.
Eser sözleşmesi; tam iki tarafa borç yükleyen, ivazlı ve rızaî bir sözleşmedir. Yüklenicin borçları; eser meydana getirme ve meydana getirilen eseri teslim etmektir. İş sahibinin ana edimi ise, bedeli ödeme borcudur.
Estetik cerrah ile hasta arasındaki ilişkiden, cerrah aleyhine bir sorumluluğun doğabilmesi için, cerrahın sözleşmeye aykırı kusurlu bir davranışının bulunması, bunun sonucunda hastanın bir zarara uğraması ve davranış ile zarar arasında uygun nedensellik bağının olması şartlarının gerçekleşmesi gerekir.
Yargıtay’a göre de, “…Eser sözleşmesinde yüklenici eseri meydana getirmekle ve onu teslim etmekle yükümlüdür. Bundan başka, bu iki ana borçtan kaynaklanan ve bu borçların akde uygun şekilde ifasını sağlayan diğer bir takım yan borçların da BK.da açıkça yer aldığı veya işin mahiyetinden çıkarıldığı açıkça görülmektedir. Bunlardan biri de, işi sadakat ve özenle bizzat yapma borcudur…”
(13.HD., 5.4.1993, 131/2741 (YKD., 1994/1, s.80)
DOKTORUN BORÇLARI VE SORUMLULUKLARI
A.Eseri Meydana Getirme Borcu
B.Teşhis Doğru Koyma Ve Buna En Uygun Tedaviyi Uygulama Borcu
C.Eseri Bizzat Yapma Borcu
D.Hastayı Aydınlatma Yükümlülüğü
E.Sadakat Ve Özen Gösterme Borcu
E.Kayda Geçirme Borcu
F.Sır Saklama Borcu
Somut olayda, yüklenici, vaat ettiği eseri meydana getirememiştir. Burun estetiği eser sözleşmesidir, doktor vaadini yerine getirmek zorundadır. Müvekkilin burnu estetik açıdan oldukça kötü olmuştur. Zira yine müvekkilin operasyon sonrasında solunum sıkıntısı meydana gelmiştir.
9. Davacı söz konusu haksız ve hatalı ameliyat nedeniyle geçici ve sürekli iş göremez hale gelmiştir. Öyle ki burnunda kalıcı hasar meydana gelmesi nedeniyle hem solunum sıkıntısı yaşamaktadır hem de yüzünde kalıcı iz meydana gelmiştir. Bu nedenle davacının sürekli ve geçici iş göremez olduğu tartışmasızdır. Ayrıca davacı burnunda meydana gelen kalıcı sağlık sorunu nedeniyle Post Travmatik Stres Bozukluğu sahibi de olmuştur. Davacının PTSB sahibi olması da davacıyı geçici ve sürekli iş göremez hale getirmiştir. Bu nedenle davacının hem vücudunda meydana gelen sağlık sorunu yönünden hem de PTSB yönünden geçici ve sürekli iş göremezlik oranının tespiti için tam teşekküllü bir üniversite hastanesinin adli tıp kurumundan rapor aldırılmasını talep ederiz.
10. Davacı söz konusu haksız ameliyata 3.750,00 TL para ödemiştir. Söz konusu ameliyat haksız olduğundan davacının ödediği tedavi giderinin davalıdan tahsilini talep ederiz.
11. Davacı söz konusu haksız ameliyatın burnunda getirmiş olduğu sağlık sorunlarının giderilmesi açısından tedavi olacağından hatta ameliyat olması gerekeceğinden bilirkişi marifetiyle davacının sağlığına kavuşabilmesi için hangi tedavilerin uygulanması gerekeceği ve tedaviler yönünden sarfedilecek bedellerin kalem kalem tespit edilmesini talep ederiz.
12. Davacı söz konusu haksız ameliyat nedeniyle psikolojisi olumsuz yönde etkilenmiş ve manevi bütünlüğü bozulmuştur. Davacı söz konusu haksız ameliyat nedeniyle burnunda meydana gelen kalıcı şekil bozukluğu ve solunum sorunları, davacının genç yaşında bu sorunlara maruz kalması hususları gözetildiğinde elem, acı ve ızdırap yaşamıştır. Bu nedenle manevi tazminat talebimizin kabulü gerekmektedir.
HUKUKİ NEDENLER : TBK, HMK, İlgili Mevzuat.
DELİLLER :
1- Müvekkile ait tüm hastane kayıtları (celbini talep ederiz)
2- Müvekkilin kullandığı ilaçlar ve muayene geçmişi (SGK'dan ve ilgili davalıdan sorulmasını talep ederiz)
3- Adli Tıp Raporları
4- Tanık
5- Bilirkişi İncelemesi
6- Yargıtay İçtihatları
7- İnstagram mesaj kayıtları
8- Karşı tarafın sunacağı delillere karşılık sunacağımız deliller saklı kalmak kaydıyla, her türlü yasal delil
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve resen gözetilecek diğer nedenlerle; DAVAMIZIN KABULÜ İLE Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla
A-HMK.m.109 hükümleri gereği
- Şimdilik 100,00 TL harcanmış tedavi gideri masrafının haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
- Şimdilik 100,00 TL muhtemel tedavi gideri masrafının haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
B- HMK.m.107 hükümleri gereği
- Asgari 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
- Asgari 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
C- 150.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği 27.11.2018 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
D- Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz.29/05/2024
DAVACI VEKİLİ
AV.GİZEM GÜL UZUN