MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ


MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

 

 

KAYSERİ 10.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

DOSYA NO: 2023/** E.

DAVACI: 

VEKİLİ: Av. Gizem Gül UZUN

 

DAVALI: 

VEKİLİ: 

KONU: Cevap dilekçesine karşı cevaplarımızın sunumudur.

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

AÇIKLAMALAR:

Dava dilekçesi 03.02.2023 tarihinde Sayın Mahkemenize sunulmuştur. Yani işbu dava 03.02.2023 tarihinde açılmıştır. Davalı ise cevap dilekçesini 10.04.2023 tarihinde ibraz etmiştir. Aradan 2 ay 7 gün geçmiştir. Dava dilekçesi, davalıya 15.02.2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkeme tensip zaptı ise 14.02.2023 tarihinde düzenlenmiştir. Davalıya, tebliğ tarihinden 2 hafta süre içerisinde cevap verme hakkı tanınmıştır. Davalının, cevap dilekçesini sunabileceği son gün 06.03.2023 tarihidir. Ancak davalı, cevap dilekçesini 15.02.2023 tarihinde ibraz etmiştir. Yasal süresi içerisinde sunulmadığı için davalının, cevap dilekçesinin kabul edilmesine muvafakatimiz yoktur.

Cevap dilekçesini süresinde sunmayan taraf artık delil gösteremez. Karşı tarafın delil ve tanık sunmasına muvafakatimiz yoktur.

DAVALININ USULE İLİŞKİN İTİRAZLARINA CEVAPLARIMIZ;

1.Davalı, iş akdinden doğan ve İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesinde İş Mahkemelerinin görevli olduğunu beyan etmiştir. Somut olayda uyuşmazlık işveren ve işçi arasında meydana gelmemiştir. Davacı, iş yerinde çalışan bir işçidir; davalı da iş yerinde çalışan başka bir işçidir. Şahsın şahsa açtığı bir dava söz konusudur. Müvekkilimizin çalıştığı iş yerine ya da işverene açtığı bir dava söz konusu değildir.

Nasıl ki iftiraya, hakarete maruz kalan bir şahıs, şüpheliyi şikayet ettikten sonra tazminat davası açabiliyorsa somut olayda da tamamıyla şahsi bir husumet söz konusu olup, işçi-işveren ilişkisi söz konusu değildir.

Somut olayda, müvekkilimiz çalıştığı iş yerinden gayet memnun olup, iş yerinden çalışan başka bir işçi olan davalı tarafından kişilik hakları saldırıya uğramıştır. Maddi ve manevi tazminat davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatindeyiz.

Ayrıca davalı Canan ************, işveren veya işveren vekili değildir. Keza davalı zaten sunmuş olduğu cevap dilekçesinde esasa ilişkin itirazlar kısmının ilk paragrafında '' Müvekkilin takım liderliği gelişim sürecinde almış olduğu eğitimlerin haricinde işyerinde çalışan üst yöneticiler çalışanlarda istifaya sebebiyet vermemek adına takım liderlerine kesinlikle davacının iddia ettiği şekilde davranışlarda bulunulmamasını emretmektedirler'' şeklindeki beyanıyla davalının, iş yerinde emir altında çalışan bir işçi olduğunu açıkça ikrar etmişlerdir. İş Mahkemeleri Kanunu; işçi sayılan kimseler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş kanununa dayanan her türlü hak iddialarında doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesinde iş mahkemesi görevlidir demiştir. Davalı, işveren veya işveren vekili olmadığından ötürü İş Mahkemelerinin görevli olmasını gerektirecek bir durum da söz konusu değildir.

Kanaatimizce Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Ancak Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep ederiz.

Davalı, görev itirazı nedeniyle davanın usulden reddini talep etmişse de Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere dava, yetkili ve görevli mahkemede açılmadığı takdirde dava usulden reddedilmemekte, dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye süresi içerisinde gönderilmesi istenebilmektedir.

Görevsizlik Kararı Üzerine Yapılacak İşlemler

Davanın görüldüğü mahkemenin görevsizliğe ilişkin karar vermesi üzerine davanın görevli mahkemede görülmeye devam edilebilmesi için taraflardan birinin buna ilişkin talepte bulunması gerekir. Bunun için de iki hafta içerisinde görevsizliğe ilişkin kararı veren mahkemeye başvurulmalıdır. Bu başvuru taraflarca yapılmazsa, dava açılmamış sayılır. 2 haftalık süre hak düşürücü niteliktedir.

İki haftalık başvuru süresi:

Karar kesin ise, kararın tebliğinden itibaren

Kararın kesinleşmesi kanun yoluna başvurmadan gerçekleşti ise, kararın kesinleştiği tarihten

Verilen karar üzerine kanun yoluna gidilmişse, başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren işlemeye başlar.

İki hafta olarak belirlenen süre içinde karar veren mahkemeye başvurulmaması durumunda dava açılmamış sayılır. Davacı açılmamış sayılan davasını yeniden harç ödemek suretiyle tekrar açabilir. Bu halde eski davanın açılmasının sonuçları yeni davada devam etmez. Kısaca ilk dava hiç olmamış gibi ikinci davaya devam edilir.

Kısaca; kanaatimizce görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ancak Mahkemeniz aksi kanaatte ise dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini süresi içerisinde talep ediyoruz.

2.Davalı, zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de zamanaşımı itirazını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz.

Madde: 72-Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

Müvekkilimiz maruz kaldığı eylemlerden çok kısa bir süre sonra evleviyetle iki yıllık süre içerisinde ve her halükarda 10 yıl içerisinde tazminat davası açmıştır. Dolayısıyla zamanaşımı süresi dolmamıştır.

İş ilişkisinden kaynaklanan tazminatlarda dahi zamanaşımı süresi 5 yıldır. Müvekkilimiz yasal süre içerisinde dava açtığından, zamanaşımı itirazının reddi gerekmektedir.

3.Dava dosyamızda harca esas değer kısmı sehven yanlış yazılmıştır. Eksik harç tarafımızca mahkeme kalemi aranarak tamamlanmıştır ve dosyaya yatırılmıştır.

Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat talebimiz bulunmaktadır.

Manevi tazminat talebimiz ise 70.000,00 TL'dir. Dava dilekçemizde manevi tazminat talebimiz için harca esas değer SEHVEN yazılmıştır. 

Dosyaya 71.000,00 TL üzerinden gerekli masraflar, harçlar ve yargılama giderleri yatırılmıştır. Davalı, manevi tazminat talebinin daha sonra değiştirildiğini iddia etmişse de bu husus tarafımızca kabul edilemez.

Dava dilekçemizin sonuç ve istem kısmında manevi tazminat talebimizin 70.000,00 TL olduğu açıkça yazmaktadır. Tarafımızca hiçbir zaman manevi tazminat talebinin 700 TL olduğu beyan edilmemiştir. Hem konu kısmında hem açıklamalar kısmında hem de sonuç ve istem kısmında manevi tazminat talebimizin 70.000,00 TL olduğu hususuna değindik. Yalnızca manevi tazminat için sehven harca esas değer gösterilmiştir. Sehven gösterilmiş olsa da dosyaya gerekli masraflar yatırılmıştır.

DAVALININ ESASA İLİŞKİN İTİRAZLARINA CEVAPLARIMIZ;

1.Davalı, iş kuralları gereği takım liderlerinin müşteri temsilcilerine hakaret etme ya da rencide edici söz ya da kelime kullanma hakkı bulunmadığını, davalının takım liderliği gelişim sürecinde almış olduğu eğitimlerin haricinde iş yerinde çalışan üst yöneticiler çalışanlarda istifaya sebebiyet vermemek adına takım liderlerine müvekkilimizin iddia ettiği şekilde davranmamasını gerektiğini emretmektedir şeklinde beyanda bulunmuştur. 

Her iş yerinin kendine ait bir düzeni ve kuralları bulunmaktadır. Ancak insanlar, toplum içerisinde yaşamak zorunda olduğu için kural olan her yerde maalesef ki kural ihlali da olmaktadır. Bir eylemin suç olduğunu bilen kişiler ceza alacağını bildiği halde suç işleyebilmektedir. Kuralların hat safhada uygulandığı yerlerde dahi uyuşmazlıklar meydana gelebilmektedir. Mahkemeler ve avukatlar da zaten bu uyuşmazların çözümü için görevlerini ifa etmektedirler. Davalı, rencide edici söz ya da kelime kullanma hakkının bulunmadığı iddia etmişse de rencide edici olan her türlü sözü söylemiştir. Davalının yaptığı bu savunma hayatın olağan akışına aykırıdır. Kişiler, hakkı olmayan eylemleri de gerçekleştirmektedir. Kişiler bu eylemleri gerçekleştirdiği için zaten davalar açılmaktadır. Davalının hakkım yok zaten yapamam şeklindeki savunması tarafımızca kabul edilemez.

Davalı, müvekkilimizin hiçbir şahit ismi vermediğini iddia etmiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere davanın henüz dilekçeler aşamasındayız. Dilekçeler aşamasında olmamızdan dolayı da tanık listesi bildirmek için tarafımıza henüz süre dahi verilmemiştir. Müvekkilimizin tanık ve delil listesi bildirme için hakkı bulunmaktadır, yasal süresi içerisinde bildiriceğiz. Müvekkilimizin henüz tanık listesini sunmamış olması davalının, suç teşkil eden eylemlerini gerçekleştirmediği anlamına gelmemektedir.

2.Davalı, işten kendisinin ayrıldığı iddia etmişse de bu iddiası asılsız ve mesnetsizdir. Müvekkil, davalıyı şirketin insan kaynaklarına şikayet etmiş ve davalı, işten çıkarılmıştır. Müvekkilimizin, davalıyı şirketin insan kaynaklarına şikayet ettiğine ilişkin yazışmalar mevcut olup, Sayın Mahkemenize delil olarak sunulacaktır.

Davalı, müvekkilimizin ailevi sorunları olduğu ve bu yüzden antidepresan kullandığı iddia etmişse de davalının bu iddiası da diğer iddialarında olduğu gibi asılsız ve mesnetsiz olup; davalının tek amacı Sayın Mahkemeyi yanıltarak yargılama içerisinde haksız menfaat elde etmektir. Zira müvekkil, davalının kendisine hayatı zindan etmesi dolayısıyla antidepresan kullanmak zorunda kalmıştır. Müvekkilimiz, davalı tarafından en ağır hakaretlere maruz kalmış, davalı tarafından ağır iftiralara maruz kalmıştır.

Müvekkilimizin aile bağları oldukça güçlüdür ve ailesiyle arası da iyidir. Ayrıca ekonomik özgürlüğü olan bir bireyin aile bağları iyi olmadığı halde ailesiyle yaşaması da hayatın olağan akışına aykırıdır. Müvekkilimizin ailesiyle arası iyi olduğu için ve aile bağları güçlü olduğu için ayrı bir evde yaşama imkanı olduğu halde ailesiyle birlikte yaşamaktadır.

Müvekkilimiz, davalının eylemleri yüzünden ailesinin yanına giderken dahi mutsuz olmuştur, gergin bir kişilik yapısına sahip olmuştur. Tarafımızca müvekkilimizin her daim antidepresan kullandığı ve ailesiyle sürekli sorun yaşayan bir kişi olduğu hiçbir şekilde kabul edilemez.

Tarafımızca hiçbir şekilde kabul edilmemekle birlikte en kötü varsayımda dahi müvekkilimizin toplantılarda babasıyla sorun yaşadığını beyan etmesi, davalının müvekkile yaptığı eylemlerin mübah olduğu anlamına gelmemektedir. Mübah olmak şöyle dursun davalının yaptığı eylemler suç teşkil etmektedir.

Davalı, müvekkilin evli bir kadın ile ilişkisi olduğuna dair dedikodu yaymıştır. Davalı, talimatı yerine getirdiğini iddia etmişse de bu iddia asılsız ve mesnetsizdir. Davalının amacı işlediği suçu ört pas etmek ve suç teşkil eden eylemlerinden ötürü işbu davada müvekkile tazminat ödemekten kaçınmaktır.

3.Davalı, dedikodularla ilgilenmediğini, üst yöneticilerden aldığı talimat doğrultusunda sadece uyarılarda bulunduğunu iddia etmişse de davalının bu iddiası asılsız ve mesnetsizdir. Davalı, herkesin hayatına gereksiz surette müdahale eden bir kişilik yapısına sahiptir. Şirket toplantı odalarına insanları sebepsiz yere çekip azarlamaktadır. Bu husus şirketin kamera kayıtlarının celbi sağlandığında açıkça anlaşılacaktır. Yine tanık beyanlarıyla da ispat edilecektir.

Davalı, her hususu üst yönetim birimlerine yaymış ancak cevap dilekçesinde sanki onlardan emir ve talimat almış gibi davranmıştır. Söylenenin aksine Haluk ******** ''Canan bana böyle bir konu ile geldi, kimsenin özel hayatı bizi ilgilendirmez.'' şeklinde beyanda bulunmuştur. Sayın Mahkemeniz tarafından gerekli görüldüğü takdirde ********* ve ************'ün tanık olarak dinlenmesini talep ederiz.

Ayrıca davalı, iş çıkışından hemen sonra Merve **********'nun eşini arayarak müvekkil aleyhinde asılsız iftiralarda bulunmuştur.

4.Davalı, ***************'nun sosyal medya hesaplarının ekran görüntüsünü almış ve şahsın özel hayatına müdahalede bulunmuştur. Sayın Mahkemenizden Enes *************'nın tanık olarak dinlenmesini talep ederiz.

Davalı, kendisine verilen referansı kötüye kullanmış, dedikoduyu hayatın merkezine yerleştirmiştir.

5.Ne tesadüftür ki müvekkilimizin 2022 yılı haziran ayına kadar olan performans değerleri yüksekken, müvekkilimizin ************'un ekibine geçmesinden sonraki performans değerleri düşmüştür. Müvekkilimizin performans değerleri talep edildiğinde bu husus açıkça anlaşılacaktır. Ayrıca mentör olarak seçilen kişinin, RAP ve kalite değerlerine bakılmaksızın otomatik süreçlere katılma hakkı bulunmaktadır. Davalı ise müvekkilimiz üç kez mentör olarak istenmesine rağmen müvekkilimizin süreçlere katılamaması için şirket yönetimi üzerinde baskı kurmuştur. Tanık beyanlarıyla ispat edilecektir.

Yönetim birimlerinin müvekkille konuşması kalite değerleri ile ilgilidir. Davalı, müvekkil aleyhinde yaptığı konuşmalarla müvekkilin kademe ilerlemesine de engel olmuştur.

6.Davalı, kendisinin şirket tarafından çıkartılmadığını, şirketin küçülme kararı alması sebebiyle davalıyı işten çıkarttığını iddia etmiştir. Davalı, olayları kendi lehine çevirmek için çarpıtarak beyanlarda bulunmaktadır. Müvekkilimiz, şirketin etik kuruluna 17.10.2022 tarihinde başvuruda bulunmuştur ve aylar süren yazışma süreci sonucu araştırma yapılmıştır. Etik Kurulu, müvekkili haklı bulmuş ve davalıyı işten çıkarmıştır. Etik Kurulunun müvekkili haklı bulduğu dönem, şirketin küçülme kararı aldığı döneme denk gelmektedir. Ancak davalının işten çıkartılmasının şirketin küçülme kararı almasıyla bir ilgisi bulunmayıp, yalnızca Etik Kurulunun müvekkili haklı bulduğu ve davalıyı işten çıkardığı döneme tesadüfen denk gelmiştir.

Ancak davalı, kendisini haklı göstermek için kendisini küçülmenin içerisine dahil etmiştir. Etik Kurulu, müvekkilimize Canan ********* işten çıkarıldığı için olayın çözüldüğünü beyan etmiştir. Şirketin Etik Kurulu, tamamen tarafsız ve üst yönetim birimlerinden oluşan bir kuruldur. Sayın Mahkemenizden Etik Kurulunun Hukuk Departmanının dinlenmesini talep ederiz.

7.Davalı, kendisine açılan işbu davadan haberdar olduktan sonra şirketin diğer çalışanları üzerinde baskı kurmaya çalışarak mahkemede tanık olmasını istemiştir. Mahkemenin karşısına tanık çıkarmasını engellediğine ilişkin yazışmalar mevcuttur. Delil olarak sunulacaktır.

Ayrıca, davalının İnsan Kaynaklarından aldığı uyarıların celbini talep ederiz. Yine davalının İnsan Kaynaklarına verdiği savunmaların da celbini talep ederiz.

Kısacası, müvekkil, davalı tarafından suç teşkil eden eylemlere maruz kalmıştır. Müvekkilimizin başarısızlığı söz konusu olmamakla birlikte müvekkilimiz, davalı tarafından psikolojik şiddete maruz kalmıştır.

Müvekkilimizin e-nabız kaydının celbi sağlandığından müvekkilimizin daha önce hiçbir zaman antidepresan kullanmadığı yalnızca davalının eylemleri sonrasında antidepresan kullanmaya başladığı görülecektir.

HUKUKİ DELİLLER: Müvekkilimizin e-nabız sisteminin kaydı, hastane ve sağlık raporları, şirketin etik kurulu kararı, şirketin insan kaynaklarında yer alan davalı ile ilgili uyarı ve kayıtları, tanık, SGK hizmet dökümü, mail yazışmaları, iş yeri kamera kayıtları, tanık, bilirkişi, yemin ve sair her türlü delil

HUKUKİ SEBEPLER: TMK, HMK, BK, TCK ve ilgili diğer her türlü mevzuat

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerde;

*Davamızın kabulüne,

*70.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

*Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

*Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz. 14.04.2023

DAVACI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN