KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU VE YARGITAY KARARLARI

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU VE YARGITAY KARARLARI

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU VE YARGITAY KARARLARI


KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU VE YARGITAY KARARLARIKİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU VE YARGITAY KARARLARI

 

 

Genel Olarak

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, bir kimsenin hukuka aykırı olarak gitmek istemediği bir yere zorla gitmesini sağlama veya bir yerde kalma hürriyetinden zorla yoksun bırakılması şeklinde oluşmaktadır. Literatürde suç karşımıza; kişinin iradesine aykırı olarak bir yere kapatılması, bir yere götürülmesi, bir yerde tutulması veya bir yere gitmesine engel olunması şekillerinde çıkmaktadır. Kanunda suçun oluşması bakımında özel bir durum belirtilmediği ve icrai ve ihmali şekilde işlenebildiği için serbest hareketli bir suçtur. Kanun koyucu suçun oluşması bakımından herhangi bir özel durum belirtmemiş olsa da kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda, suçun işlenişi bakımından birçok özel durum (nitelikli hal) belirtilmiş olup, bu durumlara özel yaptırımlar uygulamıştır. Bu nitelikli hallerden makalemizin devamında bahsedeceğiz. Öncelikle suçu biraz daha derinden incelememiz gerekmektedir. 

 

Korunan Hukuki Değer

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda korunan hukuki değer, adından da anlaşılacağı üzere kişinin bir yere gitme veya gitmeme konusunda özgür iradesiyle hareket edebilmesinin kısıtlanması sağlanmaktadır. Dolayısıyla kanun koyucu TCK da bahsettiği bu kanun maddesiyle kişinin bir yerde kalma veya bir yere gitme özgürlüğünü korumak istemiştir.

 

Suçun Unsurları

 

Maddi Unsur

 

a. Fail: Suçun basit hali için kanun maddesinde ``kişi`` olarak bahsedildiği için suçun faili herkes olabilmektedir. Suçun bazı nitelikli hallerinde örneğin, kamu görevlilerinin bu suçu kendilerine sağlanan nüfuzu kullanarak işlemesi durumunda fail yalnızca kamu görevlileri olabilecektir. Keza yine suçun alt-üst soy veya eş, eski eşler tarafından işlenmesi durumunda da fail yalnızca bahsedilen kişiler olabilecektir.

 

b. Mağdur: Suçun mağduru tüzel kişi veya vefat eden bir kişi olamaz. Çünkü kanun maddesinde ``özgür iradesiyle hareket edebilme hürriyetine sahip olan gerçek kişi`` şeklinde bahsedilmiştir. Burada ehemmiyetle bahsetmek istediğimiz bir husus ise; suçun gerçekleşmesi için mağdurun hareket serbestisinin tamamen ihlal edilmesine gerek yoktur. Buna örnek olarak alkol alan bir kimseyi söyleyebiliriz. 

 

c. Fiil: Kanun maddesinde suçun konusu, kişinin özgür iradesi ile hareket edebilme veya etmeme olup kişinin hürriyetinin kısıtlaması şeklinde bahsedildiği için suçun gerçekleşmesi için herhangi bir icrai veya ihmali hareket yeterlidir. Suçun oluşması bakımından kısıtlamanın uzunluğunun bir önemi yoktur. Suç kısıtlamanın bitmesine kadar devam etmektedir. Suçta yer bakımından yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından engellemenin sona erdiği yer ehemmiyetle incelenir.

 

 

Manevi Unsur

 

Hürriyeti yoksun kılma suçu bakımından genel kast aranmaktadır. Yani suç olası kastla işlenebileceği gibi doğrudan kastla da işlenebilecektir. Olası kastta olursa olsun bakışı söz konusu olur. Suçun olası kastla işlenmesi halinde suçun hükmü verilirken hakim, olası kast hükümlerine göre indirim uygulayacaktır.

 

 

Suçun Hukuka Uygunluk Unsuru

 

5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 90/1 fıkrasında “a) Kişiye suçu işlerken rastlanması. b) Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması” hallerinde herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabileceği hükme alınmıştır. Dolayısıyla suçüstü hallerinde, herkes geçici olmak şartıyla suç işleyen kişiyi yakalayabilecek ve bu eylem hukuka uygun olacaktır. Keza birlikte yasal temsilci olan anne ve/veya babanın velayet hakkı sınırları içerisinde koruma ve gözetim amacıyla çocuğa yönelik uyguladığı tedbir ve kısıtlamalar da hakkın ihlali boyutuna ulaşmadığı sürece eylemi hukuka uygun hale getirecektir. 

 

 

Yaşı Küçük Mağdur Rızasının Hukuki Değeri

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu düzenleyen TCK’nun 109. maddesinde mağdurun rıza açıklama ehliyetini belirleme noktasında bir yaş sınırı getirilmemiştir. Bu halde yaşı küçük mağdurun rızasının failin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırıp kaldırmayacağı, failin amacının toplumda kabul gören bir davranış ya da genel ahlak kurallarına uygun olup olmadığı nazara alınarak belirlenmelidir. Bu anlamda küçük yaştaki çocuğun gideceği yere bırakılması ya da çocuğun ailesini evde bulamadığı için komşularına gitmesi örneklerinde olduğu gibi kişinin meşru amaçla hareket ettiği durumlarda yaşı küçük çocuğun rızası geçerli olacak, kişinin haksızlık bilinciyle hareket ettiği ve küçüğün rızasının kanuna, adaba veya genel ahlak kurallarına aykırı olduğu hallerde ise yaşı küçük çocuğun rızası geçerli olmayacaktır. Bu sebeple yaşı küçük mağdurun rızasının failin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırıp kaldırmayacağı her olayın özelliğine göre değerlendirilip belirlenmelidir. Ancak, bu hallerde yaşı küçük mağdurun rızasına değer verilebilmesi için eylemin cebir, tehdit veya hile olmaksızın gerçekleştirilmiş olması gerekir (YCGK-K:2017/181).

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cinsel amaçla işlenmesi halinde 15 yaşından küçük mağdurun rızası dikkate alınmaz. TCK 104. maddesi de, cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunmayı şikâyete bağlı bir suç olarak düzenlemiştir. Bu nedenle çocuklara karşı cinsel amaçlı olarak işlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının da iki kategoride ele alınması gerekmekte, birinci kategoride yer alan “onbeş yaşını tamamlamamış” çocuklara karşı işlenen “cinsel amaçlı olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçunda, çocukların rızaları hukuken değer ifade etmez. Ancak, cinsel amaçla işlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda 15 yaşını bitirmiş çocuğun rızası suç vasfının tayininde mahkeme tarafından (yukarıdaki kıstaslar dikkate alınarak) değerlendirilmelidir (YCGK -2008/156 K.)

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Nitelikli Halleri

 

1- Suçu işlemek için veya işlendiği sırada cebir, tehdit veya hile kullanılması hali

 

TCK 109/2 de suçun cebir tehdit veya hile kullanılması halinin nitelikli hallerden biri olduğu kabul edilmiştir. Suçun cebir, tehdit veya hile kullanılarak işlenilmesi halinde verilecek ceza arttırılacaktır. Cebirden kasıt, mağdura uygulanan maddi zarardır. Örneğin vurmak, bayıltmak, sürüklemek gibi eylemler cebir kapsamındadır. Tehdit, mağdurun kendisinin veya bir yakının başına, şimdi veya yakın zamanda kötü bir şey geleceğinin söylenmesi veya bu hissiyatın verilmesi şeklinde gerçekleşecektir. Hile ise mağdurun bilerek veya isteyerek hareket etmesini sağlamak için ona gerçek dışı beyanlarda bulunarak failin isteği yönünde hareket etmesini sağlamaktır. 

 

2- Suçun silahla işlenmesi 

 

Kanun’un 6. Maddesinde silah sözcüğünden ne anlaşılacağı “ateşli silahlar, patlayıcı maddeler, saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler” şeklinde sayılmıştır. Ancak suçun işlenmesi bakımından silah sayılabilecek obje yalnızca bu maddede sayılanlarla sınırlı olmayıp somut olayın özelliklerine göre hakimin, suçun işlenmesi amacıyla kullanılan aracın yarattığı tehlike, silah olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğini de dikkate alması gerekir.

 

3- Suçun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi hali

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi hali Kanun’un 109/3-b bendinde ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. hükümde, birden fazla kişiden bahsedildiğinden, suçun en az iki kişi tarafından müşterek fail sıfatıyla işlenmesi gerekmektedir. 

 

4- Suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi hali

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi hali Kanun’un 109/3-c bendinde ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. Kamu görevlisi, Anayasa ve yasalarda belirtilen kamu görevlerini yine öngörülen usullere göre gerçekleştiren kişidir. Burada üzerinde durulması gereken husus, suçun bu halinin kabul edilebilmesi için kamu görevlisinin, yerine getirdiği kamu görevini icraası nedeniyle bu suçu işlemiş olması gerekmektedir. 

 

5- Suçun kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hali

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hali Kanun’un 109/3-d bendinde ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. Bu ağırlaştırıcı nedenin oluşabilmesi için failin fiili işlerken kamu görevlisi olması ve bu görevin sağladığı nüfuzu kötüye kullanması gerekmektedir. Başka bir deyişle, kamu görevlisi suç konusu eylemi icra ederken kamu görevinden dolayı kendisine verilen kamu gücü ve yetkisinden faydalanmış olması gerekir.

 

6- Suçun üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı işlenmesi hali

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı işlenmesi hali işlenmesi hali Kanun’un 109/3-e bendinde ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. Altsoy-üstsoy ve eş hali ilişkisi Türk Medeni Kanun hükümlerine göre belirlenecek olup eş olma hali bakımından geçerli ve usulüne uygun olarak resmi nikahın varlığı aranmaktadır. 

 

7- Suçun çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi hali

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi hali Kanun’un 109/3-f bendinde ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun 6/-b bendinde çocuk, “henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi” olarak belirtilmiştir. Bu kapsama giren mağdurların somut olayda ayırt etme ve algılayabilme gücünün yetersizliğinden dolayı, kendilerini savunma olanaklarının azlığı suçun işlenmesini kolaylaştıracağından ağırlaştırıcı neden olarak sayılmıştır.

 

8- Suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması hali

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması işlenmesi hali Kanun’un 109/4. fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ayrıca nitelikli halin oluşması için failin buna kastı olup olmadığına bakılmaksızın doğrudan nitelikli hal uygulanacaktır.

 

9- Suçun cinsel amaçla işlenmesi hali

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cinsel amaçla işlenmesi hali Kanun’un 109/5. fıkrasında ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. Bu ağırlaştırıcı halin uygulanması bakımından failde cinsel arzularını tatmin etme amacıyla hareket etmesi aranmaktadır. 

 

 

Suçun Basit Halinde ve Nitelikli Hallerinde Verilecek CEZA MİKTARI

 

Bu suç kapsamında verilecek cezaları ayrı ayrı incelemekten ziyade doğrudan kanun maddesini inceleyecek olursak:

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu

 

TCK Madde 109

 

(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

 

(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

 

(3) Bu suçun;

 

a) Silahla,

 

b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

 

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

 

d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

 

e) Üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı,

 

f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.

 

(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

 

(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.

 

(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır, şeklinde düzenlenmiştir.

 

Burada bahsedilmesi gereken husus kanunun 6. fıkrasıdır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu işlenirken, kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda kişi yalnızca hürriyetinden yoksun kılma suçundan değil ayrıca kasten yaralama suçundan da ayrı olarak cezalandırılacaktır.

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Etkin Pişmanlık

 

TCK’nın 110. maddesinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bakımından etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir. Buna göre, “Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.”

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Şikayet

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu şikayete bağlı suçlar arasına girmez. Bu suç durumu hürriyete karşı suçlar türüne girer. Ayrıca suçun işlendiği durumda kasten yaralama durumu da var ise adam yaralama suç türüne de girebilir.

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Uzlaştırma

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Zamanaşımı

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu şikayete bağlı bir suç olmadığı için yalnızca dava zamanaşımı söz konusu olacaktır. Suçun temel şekli bakımından (TCK m.109/1) dava zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren sekiz yıldır (TCK m.66/1-e). Dava zamanaşımını kesen nedenlerin gerçekleşmesi halinde, dava zamanaşımı süresi en fazla oniki yıl olabilir (TCK m.67/4).

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Adli Para Cezası

 

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun temel hali nedeniyle alt sınırdan verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve HAGB 

 

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu nedeniyle verilen cezanın 2 yıl ve altında olduğu hallerde hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Erteleme

 

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu nedeniyle verilen cezanın 2 yıl ve altında olduğu hallerde hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

 

 

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Görevli Mahkeme

 

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

 

 

 

KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU VE YARGITAY KARARLARI

 

 

1- El ve Ayakların Bağlanarak Uzun Süre Bagajda Tutulması

 

Dosyaya konu edilen olayda, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan yargılanma yapılmıştır. Yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

 

Dosyadaki somut olay, sanıklar bilgisayarı tamir ettirme bahanesi ile katılanı kaçırmışlardır. Katılanın direncini kırmak amacıyla yüzüne toz madde atmış, uyku ilacı içirmiş ve uzun süre el ve ayakları bağlı şekilde havasız bekletilmiştir. Katılanın babası tarafından durum polise ihbar edilmiştir. Polisler, katılanı sanıkların aracında elleri ve kolları bağlı bir şekilde bulmuştur.

 

Yargıtay, mahkemenin sanıkların işlemiş olduğu suçun etkin pişmanlığın uygulanma koşullarının oluştuğunu gözetilmeyerek yazılı hüküm kurulduğunu ancak buna karşılık temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmadığı belirtilmiştir. Bütün bu nedenlerle mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık Yargıtay, mahkemenin vermiş olduğu karara karşılık onanmasına kararı vermiştir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2015/5350 Esas, 2018/4260 Karar)

 

 

2- Alıkoyma Suçunda 15 Yaşından Küçük Çocukların Rızası Geçerli Değildir

 

Çocuklara karşı işlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da iki kategoride ele alınması gerekmektedir:

 

Birinci kategoride yer alan “onbeş yaşını tamamlamamış” çocukların kendi iradeleriyle serbestçe hareket etme hakkı, niteliği itibariyle üzerinde mutlak surette tasarruf edebilecekleri bir hak olmadığından, bu haklarının ihlaline yönelik olarak gerçekleştirilen eylemlerle ilgili gösterdikleri rıza, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir.

 

Buna karşın ikinci kategoride yer alan “onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını tamamlamamış” çocuklara karşı işlenen suçlarda ise, mümeyyiz olmaları halinde rızaları hukuka uygunluk nedeni olabilecektir.

 

Sanığın 15 yaşından küçük mağdureyi evlenmek amacıyla rızasıyla kaçırıp yakın başka bir ildeki akrabalarının evine götürerek orada bir müddet alıkoyduğu somut olayda, mağdurenin rızası hukuken üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olmadığından hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Dolayısıyla 15 yaşından küçük mağdurenin rızasıyla bile gerçekleşmiş olsa bu eylem 109/1, 109/3-f,, 109/5. maddelerinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaktadır (Yargıtay CGK- Karar: 2015/8).

 

 

3- Cinsel Saldırı Amacıyla Sınırlı Olarak Hürriyetin Kısıtlanması

 

Sanık hakkında mağdure Nihal’e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;

 

Tüm dosya kapsamına göre; mağdurenin rızası ile aracına bindiği sanığın araç içerisinde kızı mağdureye basit cinsel saldırıda bulunduğu olayda ilk derece mahkemesi tarafından sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102/1, 3/c. maddeleri uyarınca basit cinsel saldırı suçunun yanısıra aynı Kanunun 109/2, 109/3-e, 109/5. maddeleri gereğince kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da mahkûmiyet kararı verildiği anlaşılmıştır.

 

Basit cinsel saldırı suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süre ile mağdurenin iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle, mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre de sanığın, mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmaması karşısında, mevcut haliyle eylemin sadece TCK’nın 102/1, 3/e maddeleri kapsamındaki basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar : 2016/6841).

 

 

4- Hileyle ve Cinsel Amaçla Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma

 

Sanığın mağdureye hitaben “Gel bodrumda kedi var kediyi sevelim” diyerek hile kullanarak bodrum kata götürmek suretiyle üzerine atılı cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği ve suçun unsurlarının oluştuğunun anlaşılması karşısında, 12-15 yaş arasında bulunan sanık hakkında hürriyetten yoksun kılma suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda olup olmadığı ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığı hususlarında rapor aldırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/10076).

 

Olay tarihinde sanığın mağdure N.’nın yanına gelerek “sizin evde domates fideleri var mı” diye sorduktan sonra, domates fidelerine bakma bahanesiyle mağdureyi evin arka tarafında bulunan tarlaya doğru götürdüğü ve burada mağdureye yönelik cinsel eylemlerde bulunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eyleminin hile kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği gözetilerek TCK.nın 109. maddesinin 2. fıkrası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca suçun basit şeklinden hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/8376).

 

Sanığın olay günü dersaneye giden mağdurenin karşısına çıkarak, kendisini ablasının gönderdiğini, “F.’nın bir sorunu olursa ilgilen” dediğini, iddia ettiği mağdurenin gitmek istememesi üzerine bu kez çok önemli bir şeyler konuşacağını söyleyerek boş arazide bulunan yıkılmış, boş inşaatın arkasına götürmesi şeklindeki eyleminin çocuğa karşı hile kullanarak cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturur (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/5327).

 

Olay tarihinde sanığın, aynı zamanda komşuları olan ve sokakta oynayan mağdurları, evindeki bilgisayarda oyun oynamalarına izin vereceğini söyleyerek, kandırmak suretiyle evine çağırdığı ve eve gelen mağdure C.’ya basit cinsel istismarda bulunduğu, mağdur Ö.’e yönelik ise herhangi bir cinsel davranışının olmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın her iki mağdura yönelik tek bir fiile gerçekleştirdiği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemi nedeni ile bir kez TCK.nın 109/2,, 109/3-f, 109/5, 43. maddelerine göre zincirleme suç hükümlerine göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi - Karar: 2014/4285).

 

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN